Ehli sünnet vel cemaat itikadının gereği olarak keramet inkar edilemez. Allahu tealanın dostlarına sunduğu bir ikramdır. Nitekim güç onun kudret onundur, sevdiklerine birtakım manevi halleri bahşedebilir. Bu bazen dostunun normal şartlarda mümkün olmayacak şekilde mekan ve zaman değiştirmesiyle, bazen suda yürümesi, bazen hayvanat ve nebatatın zikir seslerini işitmekle, bazen de gönülden geçenleri bilmekle olur. Velhasıl kerametler çoktur ve çeşit çeşittir. Tabi hepsinin Allahın izni ile gerçekleştiğine kesin inanç gerekir. Bunun dışında kerametin ahirette hiçbir kıymeti yoktur ve istikamet bin kerametten hayırlıdır.
Bir sırrın peşine düşmek, aramak. Bulmak için uğramadık durak bırakmamak, aramak. Yana yakıla ve gönlünden duman duman yükselen bir hasret ile bir o yana bir bu yana savrulmak demek aramak. Hiç olmadan tam olmayacağını, yok olmadan var olmayacağını bilmek. Önce kül sonra gül olmak demek aramak. Mahfiyete sevdalanmak, acıyla sarmaş dolaş kaybolmak demek aramak. Umut demek aramak, ruhunun gıdası için çırpınışın demek aramak. Vuslat için sabrın demek aramak. Neyi aramak ? Ya da kimi ? Ruhuna üfürüleni, gönlüne söz geçireni, özünü, kalu belada verdiğin sözünü, kalbindeki kilitleri açacak, perdeleri bir bir kaldıracak o anahtarı. Dostluğun sırrını... Velayeti, bir seyri aramak. Esma'dan da geçip zatı'nı aramak. Velhasıl, Zatı için, kulluk için tüm bu aramak.
Diyelim ki; eşyalı dayalı döşeli dairenizi bir tanıdığınıza kiraladınız ve kira sözleşmesi de yapmadınız. Kiracınız da sizin evinizde onlarca kimsesi olmayan yetim-öksüze kucak açtı, tüm eşyalarınızı ihtiyaç sahiplerine dağıttı hatta iyilik bu ya en sonunda evinizi hiç ücret alınmayan bir huzur evine çevirdi lakin sizi ev sahibi olarak tanımayıp tek bir ay dahi kiranızı ödemedi. Yaptığı bunca iyiliğin sizin için bir anlamı/karşılığı olur mu ?
Bu kıyasıya mücadelede her iki tarafın da hem olumlu hem olumsuz tarafları vardır. Paylaşıyorum:
Zikirmatiği dışarıda, evde her ortamda utanıp sıkılmadan kullanabilirsiniz. Tesbihle ise dışarıda dolaşmak zordur, çoğunlukla insanlar gösteriş yaptığınızı düşünürler.
Zikirmatikle zikir çekerken kaç tane çektiğinizi görebilir ara verip döndüğünüzde kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. Tesbihle zikir çektiğinizde ise herhangi bir işiniz çıktığında kaldığınız yeri unutmamanız çok da mümkün değildir.
Zikirmatik fiyat olarak daha uygun tesbih genelde daha pahalı olsa da tesbihler neredeyse ömürlük zikirmatikler çok kalitesiz olup bazen sadece 1
günlüktür.
Özellikle ahşap tesbihler daha bir maneviyat kokarken zikirmatiklerin plastik oluşu bazen gereken uhreviyatı sağlamayabilir.
Tesbihlerin binbir çeşidi olup her göze, her keseye, her parmağa uyum sağlayıp zikirmatiklerin ise en fazla iki üç çeşidi olup seçim şansı azdır.
Ev için tesbih, dışarısı için zikirmatik kullanımı en doğrusudur, teşvik edilmelidir.
ibadetin özüdür. Yaratıcıdan isteklerde bulunmadır bazen kendine dair bazen sevdiklerin için bazen de hiç tanımadığın kardeşlerin için bir el açma, iç dökme, Rabb ile dertleşme seansıdır. Rahatlamadır, çoğu zaman gözyaşlarıyla birlikte bir arınma, temizlenme operasyonudur. Acziyetin itirafı, teslimiyetin göstergesidir. Kimi zaman sığınmak kimi zaman dilemektir. Güvenmektir velhasıl, o verir muhakkak diyebilmektir bazen istenilenin birebir aynısını çoğu zaman ise çok daha hayırlısını vereceğini bilip sabretmektir.
Kör değilim, bencil değilim, şuursuz değil, hayvan hiç değilim demektir şükür. Saymaktan aciz kalacağım bunca nimet içerisinde isyankar değil minnettarım demektir şükür. Kendime, Etrafıma, dünyaya bakıyor, düşünüyor, tefekkür ediyorum demektir şükür. Bunca nimetten bir yaratıcıya ulaşabiliyorum demektir şükür. O veriyor. Sınırsız, hudutsuz, her şeye rağmen yağdırırcasına veriyor. Herkese veriyor. Kendisine düşman olana da dost olana da. Öyleyse şükür dil ile bir itiraf, teşekkür. Amel ile de ibadet, itaat. Onun verdikleri ile Ona isyan etmemek demek şükür.
Güzel şeylere olan inancı yitirmemektir. islam dininde ise imanın bir gereğidir. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah'tan ümidini kesmez. (Yusuf suresi, 87. Ayeti kerime) Tabi tümüyle Allah'ın rahmetine yaslanıp gazabından kendini müstağni görmek de doğru değildir. Korku ve ümit arasında denge üzere olmak gerekir. Bir yandan cenneti isterken öte yandan cehenemmeden Allah'a sığınmak gibi. Bir yandan tevbe ederken öte yandan günahlar için gözyaşı dökmek gibi. Velhasıl güzel olandır dozu iyi ayarlanırsa. Hayata tutunmayı sağlar. Her düşüldüğünde ayağa kalkmayı kolaylaştırır. Hayallerin de ana kaynağıdır bana kalırsa. Hiç ümidi kalmayan kurabilir mi hayal ?
Dağların dahi kabul etmediği emaneti teslim alan, cennetten kovulan, çoğunlukla sapan-saptıran yine de yaratılmışların en üstünü, Allah'ın halifesi ve kullukla şereflenmiş olandır insan. Eğer sabrederse bu dünya imtihanında, Cemalullah ile şereflenecek olandır. Eğer sabrederse Veliyullah olacak olandır. Eğer yılmaz yıkılmaz ise aradığını bulacak olandır, insan. insan işte, gelgitler arasında yitirmez ise kendini kul kalabilecek olandır .
