gece saatlerinde beyindeki glikoz miktarının gün içinde azala azala bitmesi durumudur.
çalışmaz artık beyin, boşuna zorlayıp kısa devre yaptırılmamalıdır.
her kesin bir kapasitesi vardır.Yatılmalıdır artık.
çalışmayan bir beynin seviyesi bel altı(konuları)na kadar düşer.
üretme azminin durduğu, beleşçilik çölünde sürünmeye başlayacağımız durumdur.
gerçekten vahim bir durumdur.
bunu şuradan anlıyoruz, bir türk herhangi birşey icad ettiğinde göğsümüz kabarıyo çok seviniyoruz çünkü o kadar az zuhur ediyoki bu olay.
öldüğünde gerçekleri anlayacak olan, ama kendisi için çok geç olacak olan bir vatandaşımızn açtığı başlıktır.
allah'ın mahiyetini bilmeyen ve allah'ı anlamamış olan bir insandan başka birinin söylemeye cesaret edemeyeceği bir sözdür.
cumhur başkanına "bana şuradan bir çay kap gel" demekten milyon kat daha düşüncesizce ve haddini bilmeyerek söylenen bir sözdür.
aynı allah senin rızkını hala veriyorsa esas büyüklüğünü burada göstermiştir zaten.
edit:"allah o tanrının belasını versin" necip fazıl kısakürek.
sadece teyzenin değil, her insanın başına gelecek olaydır. kimse, değil kalıcı olmak, ölümünü bir saat bile geciktirebilecek güce ve yeteneğe sahip değildir.dünya'nın geçici olduğunu anlatan milyonlarca ölümden sadece biridir.bir hikaye anlatmak geldi içimden:
genç bir adam uzak bir ülkede yaşayan bir bilge adamı ziyaret etmek ister.
uzun bir yolculuktan sonra şehre varır.
bilgenin evine misafir olur.
evde hiçbir lüks eşya yoktur.
kitaplar ve oturmak için de minderler vardır.
evdeki tek mobilya okumak için ayrılmış eski bir sehpa ve eski bir iskemledir.
"sizin hiç mobilyanız yok mu?" diye sorar genç adam hayretle.
"peki seninkiler nerede" diye karşılık verir bilge.
"benimkiler mi" der genç adam, şaşırmıştır.
"ben yolcuyum biliyorsunuz" der tekrar.
bilge "bende öyle" der.
sadece atasözleriyle bile diyalog kurabilen bilge dededir.
örneğin; çocuk yere düşer canı acır tabi haliyle hemen dededen 1. çinko
-kendi düşen ağlamaz evlat,
yere kapak olan (fotomodel anlamında değil) çocukcağız yere düşen paralarını almak için eğilir ve dededen 2. çinko gelir
-ak akçe kara gün içindir, topla yavrum topla bak orada da var bir tane,
çocuk annesine verir parayı benden düşer sen sakla der, dede tombala yapmıştır bile
-sakla samanı gelir zamanı.
Not: çinko periyodik cetveldeki çinko değil
kısa yoldan polis mi olsam, mesleğe devam mı etsem, garanti 1500'mü alsam yoksa kafayı çalıştırıp ve birazda riske girip paraya para mı demesem bilemediğim durumdur.
(bkz: iki ucu boklu sopa olan durumlar)**
habere ne zaman "gün geçmiyor ki" diye başlarsa anlayın ki altından bir safsata çıkacaktır. ya oruç tutmayan çocuğu babası sokak ortasında dövmüştür veya %99.9'u müslüman olan, gelenek ve görenekleri de isalmiyet çerçevesinde işleyen bir ülkede çocuklar cuma namazına gitmiştir (gerçekten hoşuma gitmeyen ve çok enteresan bir yaklasım tarzı vardır, sanki ülkede darbe yapılmış da buda filaş haber olarak giriyormuş gibi.), yada (aman allah'ım !!!) okulda namaz kılınmıştır.
senelerce milletin güvenini arena diye bir proglamla kazanıp, sonra dindar insanları kötülemesinin bence ülke çıkarına bir katkısı yoktur.ama çıkarı olan gruplar var tabi.
bir iş başvursu için gittiğiniz kurumdan size şu cevabın verilmesi aynı etkiyi hatta uzun zamandır iş arıyorsanız duble etkiyi yapacak açıklama şudur: "biz sizi ararız".
bu sözü duyduğunuzda yapabileceğiniz iki alternatif var.
+ne zaman sorusunu sormak (genelde saçma bir soru olarak algılanmaktadır),
+hiç bir şey demeden gitmek ve daha sonra aramak.
ararsanız da iş vermeyenle aranızda geçebilecek diyalog örneği:
bizler:alo ben iş başvurusu yapmıştım size hatırladınız mı,
iş veren: hayır...(!?*#)
bizler:beni daha sonra arayacaktınız ya, hatırladınız mı? aramayınca merak ettim acaba başınıza bir şey mi geldi diye Allah korusun.
iş veren:biz sizi ararız dedik ya kardeşim Allah Allah. Trık dıt dıt dıt dıt...
bu size başlıktakinden kat be kat daha fazla dokunur. başlıktakine gerek bile kalmaz, hatta hafif bile kalabilir.
lafa gelince kadın erkek eşittir nutukları atan, ama iş hesaba gelince erkeğin daha üstün olduğu durumdur.
dolmuşta bayanlara yer verilmesini talep eden bayanlarında mantığıdır aynı zamanda.
insan bu devirde dolmuşta kime yer vereceğini şaşırıyor artık yani.
"kendi düşen ağlamaz" atasözünün geçerliliğini kaldırmak için çocuklara, ağlatana kadar yapılan baskı.
ama annesi çocuğa "lan düşecen, gel kenara mal bebe" demiş ve uyarmıştır mutlaka.yoksa niçin dövsün?
ilk cümle için tabiki.
leğen ve tepsiye alternatif olarak, ileride Türk Mühendisler olacak bir avuç velet tarafından geliştirilmiştir.az önce bahsettiğim araçlardan daha iyi yol tutuşuna sahiptir.
eksileri: -münasip bir yerlerinizi hissetmeyebilirsiniz
-çabuk yıpranır.
artıları: +saymakla bitmez.
şimdiye kadar sigaraya verilen parayla bir golf araba alınabilineceğinin yeni farkına varılmış olması. zararın neresinden dönersen kardır mantığı burada işlemez, çünkü o parayı size bir daha kimse vermez. üzücü olan yanı ise arabanın duman şeklinde üç kuruşluk bir zevk için uçup gitmesidir.
şimdi soracaksınız sen içiyor musun diye, hayır diyecem.
golf'ün var mı diye soracaksınız onada hayır diyecem.
kar nerede diye soracaksınız siz tekrar(not:burada çok soru sorduğunuz varsayılarak size geveze denilmek istenilmemiştir)
bende size diyeceğim ki;en azından sağlığım yerinde...
biri yerde baygın halde yatarken "savulun laaan ben doktorum" diyebilen ve hakkıda olan beyaz önlüklü, genelde lüks arabaları olan ve evlenmek istediğim bayanlar sırasında listenin en başında bulunan kişilerdir.
evde başınıza kötü bir şeyler geldiği zaman da ilk çağıracağımız kişilerdir ve genelde güneş girmeyen evleri tercih ederler.
(bkz: güneş girmeyen eve doktor girer)
mühendisler ise daha çok büyük şirketlerin maden arama, makine tasarlama, sorunlara çözüm bulma gibi kendilerine göre eğlenceli ama normal bir insanın elini bile sürmekten çekindiği işleri yapar.
Türkiye'nin yarısının bilet aldığını düşünürsek ki buda 35 milyon insan eder.bir milyonda bir ihtimal bile hayal görülürken, 35 milyonda bir ihtimalin çıkacağı hayali belkide hayallerin en büyüğüdür.
kaldı ki bilete verilen para da yedi numara dzisi'nin receb'ine göre "müsrüflük", haydar'ına göre "35 milyonda bir ihitimal bize çıkarmı acep recep", satılmış'ına göre de "akarı yok kokarı yok ,temiz iş" diye yorumlanabilmekle birlikte şahsıma göre ise çekilişten önce yanınıza bir bardak soğuk suyun hazırlanması tavsiyesi, çekilişten sonra yapılacak işler listesinin başındadır.
ayrıca matematik bilimini biraz olsun gören, okuyan birinin "ya çıkarsa" ihtimali üzerinde durması,akıl almaz gelmektedir.
üniversiteli arkadaşımızın lise havasından çıkamamasıyla birlikte sokak çocuğu havasından da çıkamamış olacak ki hocaya abi diyerek bizi hocanın da bulunduğu odada gülme krizine sokarak ilk günden bizi ve de kendini hocaya mimletmesi ile başlayan komik olaylardır üniversite dumur olayları. üstelik birkaç defa tekrarlamasının ardından hoca dayanamayıp "burası üniversite burada hoca var abi yok" demesiyle ikinci bi gülme krizi dalgasına yakalandığımız durum da üniversite dumurudur.
ayrıca tavsiyemdir ve üniversitenin en katı kuralıdır ki oda şudur; hocanın arabası asla ve asla çizilmemelidir. yoksa bizim sınıftaki sercan gibi hiç zaman kaybetmeden okulu bırakıp kadir has üniversitesine kayıt yaptırılmalıdır.
dumansız sözlük sahasına muhtemelen gelmek istemeyen diğer sözlük yazarlarına selam eden, çünki cezası 60'ta değil tam 61 lira olan bu bölümde volta adan sözlük yazarlarıdır.
denemekten çekinmeyeceğim ve bir kaç arkadaşım yanımda olmak şartıyla denemeyi aklımdan baya baya geçirdiğim, belkide minibüsün en yakın hastaneye çekilme sebeplerinden biridir. bunu yapan kişiye yazık olması muhtemeldir, hatta şimdiden geçmiş olsundur.
not: analar ağlamasın.
kanal d nin, ne kadar dizi, haber programı vs. nin reklamını yapan, sevmediğim bel altı espirilerin havalarda uçuştuğu, kesinlikle +16 olması icab eden, aynı esprilerin tekrar ikinci baskı (ve hatta bazen daha fazla) olarak önümüze getirildiği yılmaz erdoğan egemenliğindeki şakalama programıdır. kolaj ne öğrenirsem onla alakalı bişeyler de döktürveririz elbet.
servis sağlayıcısının her ay fazla fazla, pahalı pahalı bize sunduğunu sandığı hizmetin ücretini gösteren ve her görüşte yüreklerin cız ettiği kağıt parçasıdır.
temiz ve saf vede iyi niyetli yurdum insanının şerefini yurt dışılarında vede yurt içilerinde rezil eden, şeref katsayıları eksilerde seyreden ve kınanması bi vatan borcu olabilecek çirkin eylem yada eylemler silsilesi.
beyinde geçicide olsa dumur olayının yaşanması için gerekli eylemler serisidir. Zaten filmde seri şeklindedir.Nostaji kasetleri gibi 1,2,3,4,.... gideceği sanılan film zemzemesi ve ayriyeten kumkuması vede debdebesidir.
felek dahil bilimum şeylerden tokat yiyen, ama gerçeği anlayıp yola geldiğinde perdelerini indirip kuzu gibi olan, tüm cinsleri (kanın&erkek) iticilikte başı çeken, orhan gencebay dinleyerek hayatını idame ettiren, ama birinin ona doğruyu söylemesi gereken, kendi gibi davranmasını öğrendiğinde gerçek kişiliğini bulacak olan zavallı kategorisine girmeyen (insandır oda sonuçta, yazıktır çünkü ona) insan erkeği.