bir erkek için yaşanabilecek en zor deneyimlerden biridir. karşınızdaki rakibiniz kızın beş senedir her şeyini öğrenmiş, her şeyi olmuştur. kızla bilmek istemeseniz de yaşandığını tahmin edeceğiniz bazı şeyler yapmıştır. onlar birlikte beş sene devirmişken, dış kapının mandalı olarak siz, boktan bir işe girişmişsinizdir. yolunuz yol değildir. ama aşık olmak böyle lanet bir şeydir.
hayatımda hiç yaşayamadığım karizma. sevgilisi olan erkekler daha karizma görünürler. daha çekici olurlar. sevgilileri olmasına rağmen kızlar onlarla birlikte olmak ister.
senelerce kız arkadaşı isteyip de edinemeyen kişinin düşüncesi. aynı zamanda şu an itibariyle içinde bulunduğum ruh hali. yok arkadaş yok, bu yaştan sonra da olacak değil. kızlardan umudu kestim. trilyonlarım olsa da artık kız arkadaşım olmaz benim. eminim.
birçok erkeğin hemfikir olduğu konu.
üniversiteli kız üniversitede etrafında bir sürü erkekle donanmış. o erkekler kim bilir ona neler yapmış. özellikle bazılarıyla yaptığı şeyler mide bulandırabilir. sonra sen git, bütün bunları görmezden gelerek bununla evlen, yuva kur. olmamalı.
çevrede çok fazla abazan var. bu kadar fazla abazanı dengeleyecek kız yok.
abazanlar toplumda kutuplaşma yaratıyor. çoğu da sıkıcı ve boş insanlar.
arada benim gibi istisnai abazanlar (kültürlü, yakışıklı ama yalnız) olsa da bunun gerekli olduğunu düşünüyorum.
bıktım lan yaşamaktan...
müthiş zor ve zahmetli bir süreçtir.
bu kızın kalbini kazanmak çok sabır gerektirir. sevilen kızı yanındaki mala layık görmezsiniz. kızla sevgili olmak istersiniz ve bundan sonra elinizden geleni ardına komazsınız.
kızların cinsel ihtiyaç karşılama, çocuk doğurma gibi durumlar haricinde işe aradığı durumlardır. mesela bir pazar alışverişinizden dönüyorsunuz. size fazla gelen eşyaları bir kıza taşıtabilirsiniz.
insanın cinsel ilişkiye girmesiyle edindiği bedensel deneyimlerdir. bunlar:
huzur, mutluluk, rahatlama hissi(...dir büyük ihtimalle, ben ne bileyim sadece tahmin ediyorum.)
kızlar tarafından sevgili olmaya layık bulunmayan, fakat yine de ayrılmadıkları erkek. bir örnek vereyim mi? ben.
cansu'yla üç sene önce tanıştım. aşık olmuştum ona. bir gün duygularımı açtım. benimle çıkmayı kabul etmedi, ama dilersen arkadaş olabiliriz dedi.
arkadaşlığımız önümüzdeki ay 3. senesine basıyor. cansu sevgilisinden ayrılıyor, ben teselli ediyorum. yeni sevgilisiyle mutlu oluyor, seviniyorum. yeni sevgilisi aldatıyor, ben teselli ediyorum. sevgilisi köpek muamelesi yapıyor. beraber ağlıyoruz. üzülme, diyorum. sen daha iyilerine layıksın diyorum. bir gün "o" gelecek ve elinden tutacak diyorum. diyorum, diyorum, diyorum... bir gün "o" geliyor. ama "o" hiçbir zaman ben olmuyorum.
ne dersiniz arkadaşlar? birgün beni arkadaş yerine sevgili olarak görür mü?
iki sene kadar önceydi. üniversitede kantinde oturuyordum. bir anda kuzeybatı istikametinden saatte 10 km hızla yürüyen bir kız gördüm. aman allahım, bu ne güzellik böyle dedim. araştırdım. eğitim fakültesi 2. sınıftı. sınıf öğretmenliği okuyordu. tabi bu bilgileri o anda öğrenmedim, bir sürü araştırma sonucu ele geçirdim. neyse, tanıştık kaynaştık arkadaş olduk. her gün konuşuyorduk, yatarken mesajlaşıyorduk. neyse benim mezuniyet yaklaşırken dedim artık okuldan ayrılıyoruz, bir kız bulayım da evleneyim. kıza açtım düşüncelerimi. ne dese beğenirsin?
"kimseyi bulamazsam seninle evlenirim."
belki de üniversite ikinci sınıfta olduğu için önümde daha çok zaman var, takılabildiğim kadar çok erkekle takılayım son sınıfta düşünürüm diye böyle düşünüyordu. şu an hala beklemedeyim. beni tercih edeceği günü sabırla bekliyorum.
kızların dayanamadığı muhteşem karizma. bende var.
geçen üniversitede kantinde bir kız gördüm. daha doğrusu herkes gördü. bir güzeldi, bir güzeldi anlatamam.
çevresindeki herkes onunla ilgileniyor ve mutlu olması için ellerinden gelen her şeyi yapıyordu. bir kişi hariç: ben.
ben kızla hiç ilgilenmedim. kafamı çevirip bulutları seyrettim. bir kahve alıp dışarıdaki banklara oturdum. işte o anda inanılmaz bir şey oldu. herkesin etrafını çevrelediği bu kız, ayağa kalktı, birdenbire yanıma geldi. afalladım, şaşırdım. işte yanımdaydı o güzellik. karizmaya karizma katmak için yanından kalkıp derse gittim. ama benimle derse kadar gelmedi. her şey yalanmış.
karşılaştığım her kızda fazlasıyla olan eğilim.
lan sizin olayınız ne? ya sevgili olarak görün ya hiçbir şey görmeyin!!! arkadaş olarak görmek neymiş?
sevgilinizle her şeyinizi paylaşıyorsunuz bir de gelip bizimle arkadaş oluyorsunuz. kızlar, aklınızı başınıza alın. adamı hasta etmeyin.
aşık olan erkeğin sanrısı olabilir. kız kanka gördüyse sizi kankasınızdır. ötesi olmayabilir. "beni yedekte bekletiyor bana sıra gelecek" diye düşünmeyin.
fakat mevcut sevgilisinden sıkılmış, arası kötü olmuş olabilir. sizi tanıma sürecinde olabilir. belki size şans verir.
bu kızların ne yapacağı belli olmaz.
neyse ben bu konularda fazla tecrübeli değilim. tecrübeli kızlar ve erkekler lütfen bu başlığa entry girin.
tuvalete giren herkes bilir: tuvaletteyken musluğu açıp, suyun kapta biriken suya çarpmasıyla ortaya çıkan ses, sizin tuvaletteki faaliyetlerinizden dolayı çıkan sesi bastıran bir sestir. bu ses sayesinde evdeki diğer insanlar tuvalette neler olup bittiğini anlamaz. gümbür gümbür su sesi duyar.
sevgilim geçen gün bize geldi. kendisi çok sevdiğim bir insandır. aynı zamanda hemşerimdir. neyse burası sizi pek ilgilendirmez.
evde tavla oynadık, satranç oynadık, antijen, antikorlar, böbreğin yapısı ve brezilya'nın hava durumu hakkında münazaralar yaptık. dilim damağım uzun soluklu tartışmadan dolayı kurumuştu. ekmeğime nutella sürüp limonata içerek bu problemi gidermeye çalışıyordum.
dizi oldukça heyecanlı bir bölüme gelmişti ki, araya reklamlar girdi. sevgilim de tuvalete gitti. bendeniz, reklam izlemeyi hiç sevmem. bu yüzden televizyonun sesini kapattım. ortam sepsessiz oldu. limonata ve nutella keyfime devam ettim.
duyduklarıma inanamadım. sevgilim göz göre göre, daha doğusu kulak duya duya sıçıyordu! musluğu açmadığı için tuvalette olan biteni aynen duyuyordum. elimdeki yiyecek ve içecekler boğazıma dizildi. soğuk soğuk terledim. sevgilim, sen miydin o korkunç sesleri çıkaran? inanamıyorum tanrım, hayır, bu olamaz!
derhal kulaklarımı kapatsam da iş işten geçmişti. başımı yastığın arasına koyup ağladım, ağladım...
ardından içerden sevgilim geldi. beni her zaman mutlu eden o hoş gülümsemesiyle geliyordu. yaptıklarından hiç utanmadan geliyordu!
hemen o gün, orada ayrılmamız gerektiğini, benim kendisi gibi biriyle bir arada olamayacağımı söyledim. ısrarla bana aniden ne olduğunu sordu. söylemedim. bir daha biriyle sevgili olurken baştan söyleyeceğim: kızım, eğer ki sen tuvalete girince musluğu açmıyorsan, hiç başlamasın bu lanet olası ilişki!