Off tabii ki de sadece bu kadarcık senede kemale eremedim ama bir şeyler öğrendim. Öncelikle hayatımın baharında geçirdiğim sıradan bir evreyi yalnızlık diye nitelendirdiğime inanamıyorum " insan gerçeğini görünce anlıyor " yazacaktım ki 10 sene sonra gelip yine kendimle dalga geçerim diye yazmıyorum ama bu seri iyi oldu geriye bakıp bakıp gülüyorum. Yalnız gittikçe depresifleşiyor. Kinyas ve kayra'yı ilk okuduğumda bile daha mutluydum, inanılmaz. Bu kez bir yenilik yapıp bu seneyi niteleyen bir şarkı da ekleyeceğim. Bu şarkı olsa olsa pink Floyd 'dan time olur.
Benden bu kadarr devamına seneye bakarız.
2021'de buna dair bir girişimim olmuş olsa da ssenarist'in kıyamet uyarısını yeterince dikkate almadığım için üzgünüm, nerden bilebilirdim deprem, sel, ve diğer her şeyi. en kutlamak istemediğim zamandı ama yine de yalnız değildim, benimle alakası yoktu , iyi ki varsın diyenlerin varlığına bağlıydı her şey. Sonuç olarak, geçen sene burada belirttiğim hususun neşeli olmadığı kararına vardım çünkü çok fazla öğrendim ve neredeyse eminim ki en çok bu sene büyüdüm. Böyle giderse düşüne düşüne kemale erebilirim ama yine de ben ikizler burcuyum, söz veremem.
Umut falan yok dostlar. Öz eleştiri ile başlayalım bu sefer; buna hiç gerek yokmuş ancak toplum da not my problem biach deyip, beni Rus edebiyatının karanlık köşelerine sürükleyip daha defanstan yana olmayı bile yeğlemeyen zavallı psikolojime darbe vurmamış, teşekkürler.
Bu sene de parti yok gençler. Bu kez doğup dünyaya gelmenin kutlanması gereken neşeli bir olay olup olmadığı hususunu tartışacağız. Bunu bir düşünelim, seneye bakarız.
Hakkında pek de fikrinizin olmadığı bir insanı biraz daha tanımanın en iyi yolu çok küçük ve basit ayrıntılardan geçer. Şansınız varsa randevuya geç kalır, bunu yaptığı için ne derece rahatsız olduğunu samimiyetinden anlarsınız yine şansınız varsa siparişiniz onunkinden sonra gelir, sizinki için beklerken müsaadenizle yahut mahcup bir şekilde kendininkine başladıysa da bir şeyler anlarsınız. Ne anlatıyorsun bacım bunların ne alakası var elitlikten söz ediyorsun git işine diyenlere başka yollar sunalım ama şunu da ekleyelim; şahsım adına o kişi bunları yapmadığı takdirde bir sorun görmüyorsa o adamı hiçbir şey üzemez swh. bunlar elbette bazıları için mühim olmayabilir, kasıntılıktan başka bir şey de olmayabilir ama bunları görgü kuralları ile ilintilendirmekten ziyade size sunduğu saygıyla ilişkilendirmek daha doğru olacaktır böylece tanıma yolunda büyük bir adım atılır.
Küçük ayrıntılar beni bağlamaz diyenlere de alternatif sunalım; sevdiği filmleri, müzik türünü, okuduğu kitapları, kendini ifade ediş biçimini ele alarak çıkarımda bulunabilirsiniz. iyi şanslar *
mutluyum ama unutmadım, boynumun borcu gibi oldu ama sevinmeyin bu sene parti falan yok sayın yazarlar yine de gelecek sene için umut söz konusu olabilir. geçen seneki ssenarist'in tavsiyeleri değerlendirmeye alındı, hazırlıklara başlandı dolayısıyla eski yılların hatırına sadık ve asil katılımcılara maske gönderilecektir.
bir herrmann hesse şiiri. orijinal adıyla 'stufen'
Her goncanın soluşu ve gençliğin yaşlılığa dönüşmesi gibi,
zaman içinde hayatın her devresi çiçeklenir.
Her ermişlik ve erdemin kendi zamanı vardır ve hiçbiri sonsuza dek süremez.
Yürek her zaman yolculuğa ve yeniden
başlamaya hazır olmalı.
Hayat her çağırdığında, yürek, kimseye
yakınmadan, yeni başlangıçlar için kendine cesaret verebilmelidir.
Ve her başlangıç içinde bir sihir bulundurur.
Bu sihir bizi korur ve yaşamamıza, devam etmemize yardım eder.
Hafiflikle, basamak basamak geçmeliyiz her yolu.
Hiç kimseye anayurt gibi bağlanmadan.
Dünyanın ruhu bizi bağlamak ya da sınırlamak istemiyor,
bizi basamak basamak genişletmek ve yükseltmek istiyor.
Hayatın bir evresine alıştığımız anda,
alışkanlığın getirdiği duygu bizi hapseder,
bize acı verir.
Sadece yolculuk etmeye hazır olan,
felç edici alışkanlıklardan kopmayı göze alabilir.
Belki de bize bu aşılması gereken basamakları gönderen ölümdür.
Hayatın bizden talepleri hiç bitmeyecek.
Haydi o zaman yüreğim, ayrılığa, yolculuğa hazırlan
ve iyileştir artık kendini.
Yollar ve kapanmıştı açık bütün kollar
Seni yaşamak bile tüketmedi kim onlar?
Boynunda elleri var
Direnmek bilincinde yüzen bir tekne
Ve umutlardan çatılmış yelkeni var
Önce doğarsın sonra bir gün sırtını verip bir ağaca
Ona olmadık sorular sorarsın
Bir ömürdü ama sanki öğlen ortası bir gündü
Düşmez işte o elma başına bir türlü
Bozdu ağlarını bizzat ördüğün yaşam
Yine de değer dedin bir gün bembeyaz düğünler gördüğüm
Çocuk gibisin o kadar olgun,
Yorgun ve bütün insancıl okullardan kovgun
Sondu sandıkların nüksedecek oldu
Sen onu da kesip atacak oldun, nedir?
En fazla bir koldu
Bedenim temiz bir sayfa üstünde leke dilim
Bir şiir bitmez asla her zaman terk edilir
Damlıyor son sözlerimde
Saf gözlerimden
Al özlemimden cevabı
Çıkmıyor midemden
Hiçliğimden
Kustuğumdan
Fena halim
Olmadı mı bir banka oturup ağladığın, düşlemedin mi yağmuru?
Geçip karşısında kollarını bağladığın
Ve hiç kopmadı mı seni hayata bağlayan sicim
Ya da yaktığın sayfaların birkaç güzel için
Ne demekti kapılarında yazan
Yaranı gösterip onlara anladım kentlerden çekildiğin zaman
Yazdığın bütün o sayfalar yanar içimde fakat yazamadıkların var
Onlar tutunup kanar içinde
Bir şekilde gelebildin sahip olduğun yaşa
Boynunda bir urgan iple nasıl yaşanırsa yaşa
Bir bilinç hâlinden çıkıp dönmek için taşa
Ve manâsını vermek için gözümdeki yaşa
Önce inip çarmıhından herkesi sarsan
Elimdeki kalemdir o kalem ki sana asa
Yazabilmek için bir masal bulup
Cehennemin ortasında cehennem olmayan her ne varsa
Damlıyor son sözlerimde
Saf gözlerimden
Al özlemimden cevabı
Çıkmıyor midemden
Hiçliğimden
Kustuğumdan
Fena Halim
Karamazov kardeşler. O kadar huzurlu hissediyorum ki okurken kimse benimle tartışma cürretinde bulunamıyor, çünkü herkes bu kitapla kafaya alacağı darbe sonucu,onun bir edebi eserden cinayet aletine dönüşebileceğini bilir swh.
Köpek kalbi, orijinal adıyla Собачье сердце, Bulgakov'un 1968 yılında yayımlanan kitabıdır. Kitap, konusu itibariyle bir bilim adamının köpeği insana çevirme sürecini ve köpek insana evrildikten sonra yaşananları ele alır.
teknik olarak incelendiğinde olaylar birinci kişi olarak köpeğin gözünden anlatılır ancak anlatımda genel olarak gözlemci bakış açısı hakimdir. Şarik (rusçada topak, tombul) adını verdikleri köpeğin şarikov'a dönüşmesi olayların dönüm noktasıdır. profesör preobrazhensky ve şarikov, asistanı bormental ve şarikov, elit kesim ve işçi sınıfı çatışmaları kolayca görülebilir. içindeki hicivler ise çok ustaca yerleştirilmiştir, eleştirel bir gözle okuduğunuzda mutlaka sizi güldürür. bolşevik sistemin tutarsızlığı ve homo sovieticus temalarını ele alır. hikaye Moskova'da geçer.
orijinal dilinden okumayacaksanız,mustafa kemal yılmaz tarafından çevirisini iş bankası yayınlarından okumanızı tavsiye ederim.
bu kitap temel alınarak bir de vladimir bortko tarafından 1988 yılında filmi çekilmiştir.
imdb puanı 8.7(2020) olan filme youtube'dan türkçe ve ingilizce altyazı seçenekleriyle kolayca ulaşabilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=aOE_3_Ws4y0
bir screamin' jay hawkings şarkısı.
sözler:
I am painting in oil, a portrait of a man
Who has taken all the heart aches,
And all the pain he can stand.
I am using all the colors of blue,
I have here on my stand.
I am painting in oil, a portrait of a man.
I can tell he is dying. I see death in his eyes.
Oh yes I know, I know when he's crying
'Tis my tears, my tears that he cries.
I am so tired of how he feels inside,
I mix the paint with my hand.
I am painting in oil, a portrait of a man.
As I paint a wrinkled brow and hair that is turning grey,
Oh tell me how, how can I paint a smile
And eyes that keep turning away?
I am using all the colors of blue
I have here on my stand.
I am painting in oil, a portrait and I'm the man.
A portrait and I am the man.
foucault'tan az gündelik işlerden fazla yer kaplayan düşüncelerdir. Öncelikle bilinmesi gerekir ki kıskançlık sadece erkeğe has bir duygu olmamakla birlikte insani bir duygu da değildir, hatta onu insanlığa öğretilmiş olarak tanımlamak yanlış olmaz. belki de ataerkil olduğu yadsınamaz olan bu toplumda her iki cinsiyetin de kıskançlık göstermesine rağmen erkeklerin bu konuda öne çıkmasında, ya da çıkartılması demek daha doğru, ironik olarak kadınların rolünün büyük olduğu aşikar.
Kadınlara göre bu türleri kıskanç erkek olarak değerlendirmek çok doğru olmaz. Çok kıskanç erkek, tadında kıskanç yakışıklı ve hiç kıskanmayan erkek (standart bir dişi için öküz kelimesi yerinde olacaktır) olarak sınıflandırılabilirler. Hangi sınıfta olduğunuzun hiçbir önemi yok, kadınlar için hep eleştirilecek bir şeyler vardır o yüzden lütfen bu saçma sapan stereotiplere zaman ayırmak yerine partnerinizi tanımaya özen gösterin çünkü birçok kadın için tadında yakışıklı idealdir ancak toleranslı bir kadınla beraberseniz çok kıskançlığınızı törpüleyebilir ya da anlayış gösterir, çok ilgi isteyen biriyle beraberseniz az kıskançlığınızdan yakınabilir ama sizin az kıskançlığınız ilgi sevmeyen kadın için harika olabilir. Tamam artık, bu entry nin sonuç bölümü yok, napayım tez mi yazayım okudun buraya kadar teşekkür ederim, kapatıyoruz.
Shinedown adlı amerikan Rock müzik grubunun bir şarkısı. https://youtu.be/9itwt_opsvQ
Sözler :
Freedom, la la la la)
(Freedom, follow me)
(Freedom, la la la la)
(Freedom) cut it
(Freedom, la la la la)
(Freedom, follow me)
(Freedom, la la la la)
(Freedom)
Let me tell you, I'm vicious
Not pass-aggressive
I got my finger on my pulse, staring straight into a hole and I'ma get it
And I'm a savage
It's automatic
I got a way of making noise, the power to destroy with no static
Now victory is all you need
So cultivate and plant the seed
Hold your breath and count to ten, just count to ten
I'm gonna make it rain, so ring the bell
I know it all too well
Switchblade on the edge of your wrist
Can I get a witness? (witness)
'Cause agony brings no reward
For one more hit and one last score
Don't be a casualty, cut the cord
cut the cord
(Freedom, la la la la)
(Freedom)
You gotta feel courage
Embrace possession
If it was easier to shatter everything that ever mattered
But it's not, because it's your obsession
Be a fighter, backbone, desire
Complicated and it stings, (but we both know what it means)
And it's time to get real and inspired
Now victory is all you need
So cultivate and plant the seed
Hold your breath and count to ten, just count to ten, just count to ten
I'm gonna make it rain, so ring the bell
I know it all too well
Switchblade on the edge of your wrist
Can you witness (witness)
'Cause agony brings no reward
For one more hit and one last score
Don't be a casualty, cut the cord
Cut it
Cut it
'Cause victory is all you need
So cultivate and plant the seed
Hold your breath and count to ten, just count to ten
I'm gonna make it rain, so ring the bell
I know it all too well
Switchblade on the edge of your wrist
Can you witness? (witness)
'Cause agony brings no reward
For one more hit and one last score
Don't be a casualty, cut the cord
Don't be a casualty, cut the cord
cut the cord
(Freedom, la la la la)
(Freedom, follow me, me, me)
Erkekleri değiştirmek için değil onları sevmek için ilişkiye başlayıp bunu sürdürünüz aksi takdirde ilişki adı altında geçirilen süreç aslında değiştirme çabasının olumlu bir sonucunu almak umuduyla sabredilen dönemden başka bir şey olmaz.
Tıpta dışkı bilimi anlamına gelirken psikolojide ise dışkıya olan takıntı, düşkünlük ya da bununla ilgilenen bilim dalı anlamına gelir aynı zamanda ağzı bozuk bir şekilde, küfürlü olarak konuşmaktır, edebiyatta da yerini "skatolojik" ifadesiyle almıştır.
Ortaokulda son matematik sınavımın hepsini diğer arkadaşlarıma çözdürerek 95 aldım. Bu benim için büyük bir başarıdır, yani kopya çekip yakalanmamak. Harika değil mi?
sözler:
Hey hey Paula, i wanna marry you.
Hey hey Paula, no one else could ever do.
i've waiting so long for school to be through,
Paula, i can wait no more for you,
My love, my love.
Hey Paul, I've been waiting for you.
Hey hey Paul, I wanna marry you too.
if you love me true, if you love me still,
Our love will always be real,
My love, my love.
True love means planning our life for two,
Being together the whole day through.
True love means waiting and hoping that soon
Wishes we made, will come true,
My love, my love.
Hey hey paula i've been waiting for you
Hey hey paul i want to marry you to
True love means planning our life for two,
Being together the whole day through.
True love means waiting and hoping that soon
Wishes we made, will come true,
My love, my love.
Freedie Mercury, Amy Winehouse, Tupac, Ronnie James dio... O kadar çok var ki ama kapanışta ani bir şekilde Azer Bülbül deyip Osmanlının gerileme dönemi gibi düşüşe geçerek akıl oyunları yapmak ve kafa karıştırmak isterim.
Doğrusu : who said not to leave
Anladığım : who said natürlich
Diyorum ki ingilizce şarkının içinde almancanın ne işi var, bir süre fark yaratmak istediğine inanıp kendimi kandırdım bir de swh.