arame
66 (misyonunun farkında)
beşinci nesil silik 2 takipçi 19.50 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    polyglotte

    1.
  1. stalinizm in işçi sınıfı tarafından yıkılması

    1.
  2. ovanes

    1.
  3. paris ülkü ocakları

    1.
  4. lenin in solunda kim duracak sorunsalı

    1.
  5. karakter sınırı olmasaydı başlık, "marx-engels-lenin resminde lenin'in solunda kim duracak sorunsalı" olacaktı.

    efendim şimdi, lenin'in soluna stalin'i koyan da var, mao'yu koyan da, enver hoca'yı koyan da... herkes kendine göre birini yerleştiriyor bu tabloya. böyle bir sorunsaldır...
    0 ...
  6. türkiye de ermeni bayrağı yakılması

    1.
  7. ölüler konuşmaz ki

    1.
  8. 1970'te çekilmiş siyah-beyaz bir türk filmi. türk korku sinemasının sayılı örneklerindendir. ayrıca zombiler üzerine yapılmış ilk türk filmidir.
    2 ...
  9. küba komünist partisi

    1.
  10. küba'nın iktidar partisidir. küba devrimi'ni gerçekleştirmiş olan küba sosyalist halk partisi ile 26 temmuz hareketinin 1961'de birleşmesiyle "küba soyalist devrim partisi" adıyla kurulmuş, 1965'te günümüzdeki adını almıştır. şimdiki genel sekreteri raul castro'dur.
    3 ...
  11. arnavutluk emek partisi

    ?.
  12. enver hoca'nın kurduğu, arnavutluk'ta uzun süre tek parti olmuş komünist parti. (bkz: hocaizm)
    0 ...
  13. beyaz devrim

    1.
  14. iran'ın şahı muhammed rıza pehlevi'nin 1963'te ülkesinde başlattığı reform sürecine verilen ad. şah, halkın memnuniyetini kazanmak ve kendine halkçı bir lider imajını kazandırmak amacıyla ülkesine uyguladığı bir dizi reformdur.

    bu reformları şu şekilde sıralayabilirz:

    toprak reformu ve feodalizmi durdurma: bu reform çerçevesinde devlet, ülkedeki ağalardan yeterli fiyatlar karşılığında toprak satın alıp piyasa değerinin %30'unun altında, en az 25 yıl vadeli düşük faiz oranlarıyla köylülere sattı. böylece iran'da 1,5 milyon köylü aile, işlediği topraklara sahip oldu.

    ormanların ve koruluk arazilerin millileştirilmesi: sadece zengin milli kaynakları korumak ve ormanların ve koruluk arazilerin yıkımını durdurmak için değil, buraların daha fazla zenginleştirilmesi için birçok önlem alındı. 26 bölgede 9 milyon ağaç dikildi, şehirlerin ve karayollarının etraflarında 280 kilometrekarelik yeşillik alanlar oluşturuldu.

    kamu işletmelerinin özelleştirilmesi: devletin girişimiyle açılan imalathanelerin ve fabrikaların hisseleri, halka ve özellikle toprak reformu sonucunda topraklarını büyük ölçüde yitirmiş olan ağalara satıldı. böylece ağaların yerine sanayi üretimi yapan sermaye sahipleri ortaya çıkarılmaktaydı.

    kar paylaşımı: özel şirketlerin net karlarının %20'si işçilerine devredildi. yüksek üretime veya fiyatların düşüşüne göre işçilere prim verilmesi güvence altına alındı.

    kadınlara oy hakkı tanınması: kadınlara sağlanan bu özgürlük, ulemanın tepkisine yol açtı.

    okuma-yazma seferberliğinin başlatılması: en azından lise diplomasına sahip olup askerlik yapanların, köylerdeki okuma-yazma kurslarında öğretmenlik yapmaları zorunlu hale getirildi. böylece 1963'te nüfusunun ancak 1/3'inin okuryazar olduğu iran'da okuma-yazma seferberliği başlatıldı.

    sağlık alanında seferberlik: iran'ın baştan başa kırsal kesiminde sağlık hizmetleri sunulmaya başlandı. 4500 civarında tıbbi birlik oluşturuldu.

    yeniden inşa ve kalkınma için seferberlik: köylülere, tarım ve hayvancılık işlerinde çağdaş yöntemlerin ve tekniklerin öğretilmesi amacıyla birlikler oluşturuldu. bu sayede 1964-1970 yılları arasında tarımsal üretim, %80 büyüme gösterdi.

    adalet evlerinin oluşturulması: herbir köyde, köy sakinleri tarafından 3 yıl için seçilen 5 köy büyüğünden adalet evleri kuruldu. adalet evlerine, kendi köylerindeki hukuki sorunları çözme yetkisi verildi. 1977'de iran'da, 19 bin köyde, 10 milyon vatandaşa hizmet veren tam 10 358 adalet evi vardı.

    tüm su kaynaklarının millileştirlmesi: iran'ın sınırlı su kaynaklarının korunması ve bundan yarar sağlmaya yönelik projedir. birçok baraj yapıldı. bu sayede, iran'da sulanan toprağın genişliği 1968'de 8000 kilometrekareyken, 1977'de 25 bin kilometrekare oldu.

    kentsel ve kırsal çağdaşlaşma ve yeniden inşa: bu projenin kapsamında kentlerde ve kırsal kesimde hamamlar, okullar ve kütüphaneler inşa edildi. ayrıca su ve elektrik dağıtımı için birçok su pompası ve elektrik santrali kuruldu.

    eğitim reformu: çağdaş dünyanın ihtiyaçlarına uyum sağlamaya yönelik müfredat programı çeşitlendirilerek eğitim kalitesi yükseltildi.

    fiyat stabilizasyonu: haksız kazanca karşı yürütülmüş bir kampanyadır. fabrikaların ve büyük mağaza zincirlerinin sahipleri büyük oranda vergi ödemeye mahkum edildiler ve birçok şirketin ruhsatı iptal edildi. çok uluslu, yabancı şirketlere de yaptırımlar uygulanmıştır ve süpekülatif amaçları engellemek ve halka sabit fiyatlara satmak için tonlaca mala el kondu.

    parasız ve zorunlu eğitim: bunun yanısıra okullarda, 14 yaşına kadar olan her çocuğa ücretsiz öğle yemeği dağıtılmaktaydı. 1978'de iran halkının %25'i devlet okullarına kayıtlıydı. aynı yıl, iran'ın üniversitelerinde her iki cinsiyetten 185 bin öğrenci vardı. ayrıca iran'da 100 bin öğrenci eğitimlerini yurtdışında sürdürmüştür, bunlardan 50 bini abd'deki üniversitelere ve yüksekokullara kayıtlıydı.

    yoksul annelere bedava gıda: bunun yanısıra, 2 yaşına kadar olan tüm yeni doğmuş bebeklerin de besin ihtiyacı ücretsiz karşılanmıştır.

    sosyal güvenlik ve milli sigorta: milli sigorta sistemi, emekli kesimin %100'ünün maaşlarını karşılamıştır.

    sabit ve uygun fiyatlara konut kiralama ve satın alma: gayrimenkul fiyatlarına ve gayrimenkul spekülasyonları kontrol altına alındı.

    yolsuzlukla mücadele için önlemler: yönetici kadrolarından ve güvenilirliğ kanıtlanmış kişilerden bir denetim komisyonu oluşturuldu.

    bu devrimler kısmen başarılı olsa da, muhammed rıza şah'ın iran devrimi'yle tahtını kaybetmesine sebep olmuştur çünkü, müfredat değişikliği ve kadınlara haklar tanınması ulemanın tepkisine, toprak reformu ve fiyat stabilizasyonu gibi reformlar da ağaların ve çok uluslu şirketlerin tepkisine yol açmıştır. elbette bunlar daha sonra humeyni'yi desteklemişlerdir.

    kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/White_Revolution
    2 ...
  15. suudi arabistan kraliyet ailesi

    1.
  16. suud hanedanı

    4.
  17. yirmi bini aşkın üyesi olan, çok eşlilikten dolayı hayvan gibi genişleyen aile.
    1 ...
  18. japonya komünist partisi

    1.
  19. 1922'de kurulmuş, 1976'da devrim, proletarya diktatörlüğü gibi ilkeleri reddederek avrupa komünizmine yönelmiş, avrupa komünizmi akımının asya'daki tmesilcisi durumunda olan partidir. japonya'daki sosyal demokratlardan da büyük ölçüde oy almaktadır.
    0 ...
  20. eurocommunism

    ?.
  21. avrupa komünizmi

    3.
  22. hocacılık

    1.
  23. hocaizm

    1.
  24. enver hoca'nın marksizm-leninizm yorumudur. koyu bir stalinizmdir. arnavutluk'un sscb'yi ve çin'i revizyonist ilan etmesinden sonra ortaya çıkmıştır. ülkemizde stalinist, maoist komünist hareketler olduğu gibi, bu çizgide olan fraksiyonlar da olmuştur.
    0 ...
  25. doğu bloku nun futbol takımlarındaki isim sorunu

    ?.
  26. takımlar dinamo gibi tıkır tıkır işlemektedir. kinetik enerji, elektrik nerjisine dönüştürülmektedir. o zaman:

    dinamo berlin
    dinamo kiev
    dinamo leningrad
    dinamo minsk
    dinamo moskova
    dinamo tiflis
    dinamo zagreb

    bir de buna benzer tren vardır, tıkır tıkır işleyen. treni de lokomotif çeker. o zaman:

    lokomotif moskova
    lokomotif leipzig
    lokomotif yaroslavl

    biraz da emekçilerden, sendikalardan bahsedersek, o zaman:

    spartak moskova
    spartak trnava
    3 ...
  27. türk futbol takımlarındaki isim sorunu

    ?.
  28. türkiye'de gerçekten olan bir sorundur. beşiktaş, fenerbahçe, galatasaray, altay, altınordu, göztepe, karşıyaka, ankaragücü, gençlerbirliği gibi takımların dışındaki türk futbol takımlarında rastlanan bir sorundur. (bkz: isminin sonu spor la biten futbol takımı)

    bu takımlar genelde 1960'lı yıllarda bir genelge ile anadolu'da ard arda kurulmuş, istisnasız "şehrin adı+spor" formatında isim almış takımlardır. halbuki daha önce kurulmuş istanbul, ankara ve izmir takımları, semtlerinin isimlerini veya daha yaratıcı isimler taşımaktadır. yalnız istanbulspor bir istisnadır, 1926'da kurulmuş bir takım olmasına rağmen sonradan diğer illerin takımlarının isimleri gibi ismine "-spor" eklenmiştir. yoksa daha önce "istanbul" diye geçiyordu.

    şu an turkcell süper lig'deki 18 takımdan 11'inin ismi "-spor" ekiyle bitiyor. halbuki diğer ülkelerdeki gibi daha özgün takım isimleri bulunabilirdi.
    5 ...
  29. iran nasyonal sosyalist işçi partisi

    1.
  30. sumka

    1.
  31. açılımı "hezbe sosyaliste melliye kargarane iran" yani "iran nasyonal sosyalist işçi partisi" olan örgüt.

    münih üniversitesi'nde profesör, eski bir ss üyesi olan azeri asıllı iranlı davud monşizade tarafından 1952'de kurulmuştur. perslerin aryan ırkından olduğuna dair propaganda yapmışlardır. zamanında muhammed musaddık'ın yönetimine karşı faaliyetler yürütüyorlardı. yahudi ve arap düşmanlığına dayalı bir politika izlemişlerdir. bayrakları nazi bayrağını andırır: http://flagspot.net/images/i/ir%7Dnswp.gif

    günümüzde hala bu ismi kullanan bir grup vardır. web siteleri:

    http://sumka.blogfa.com/
    0 ...
  32. de puta madre tişörtü giyen genç

    1.
  33. arada sırada dışarıda gördüğümüz gençlerdir. büyük çoğunluğu tişörtlerindeki yazının anlamını bilmeden dolaşan talihsiz gençlerdir.

    anlamı için (bkz: de puta madre)
    0 ...
  34. çin prensesleri

    1.
  35. türk birliği

    19.
  36. ülkemizde bazı çevrelerce avrupa birliği'ne üye olmak yerine diğer türki ülkelerle birleşerek oluşturulması savunulan birlik. ama bu, avrupa birliği'ne karşı iyi bir alternatif değildir. diğer türki ülkelerle yapılacak stratejik bir birleşmenin ülkemiz için yaralı olacağına dair veriler olmadığından, türk birliği pek de ülkemizin çıkarına olacak bir birlik değildir. bunun nedenleri şöyle sıralanabilir:

    ekonomik açıdan nedenler:

    -türkiye, diğer türki ülkeler ve ab ülkelerinin milli gelirleri aşağıdaki gibidir:

    türkiye: 691 milyar dolar
    diğer türki ülkeler (toplam): 172 milyar dolar
    ab ülkeleri (toplam): 13 trilyon dolar

    burada göründüğü gibi, diğer türki ülkelerin milli gelirlerinin toplamı bile türkiye'nin milli gelirinin yarısı bile etmemektedir. bu da demektir ki, bu ülkelerle ekonomik işbirliği durumunda, bu ülkeler türkiye için yeterli bir pazar olmayacaktır. halbuki avrupa birliği'nin sunduğu pazar imkanları neredeyse sınırsızdır, ayrıca diğer türki ülkeler arasında en yüksek milli gelire sahip olan kazakistan'ın (96 milyar dolar) nüfusunun sadece yüzde 60'ı kazak kökenlidir, ayrıca bu ülkenin avrupa birliği'ne üye olması konusunda tartışmalar vardır.

    -eskiden sscb'ye bağlı olan türki ülkelerin en önemli ekonomik ortağı rusya'dır. daha da önemlisi bu ülkeler, bağımsız devletler topluluğu adı altında ekonomik, siyasi ve stratejik bir ortaklıkla rusya'ya bağlıdır.

    -azerbaycan ve orta asya'daki türki ülkeler, dünyada yolsuzluğun en fazla olduğu ülkeler arasındadır. transparency international'ın yaptığı yolsuzluk endeksine göre bu ülkelerin hepsi türkiye'den daha fazla yolsuzluğa sahiptir. bu da şu anlama gelir; bu ülkelerde iş yapmak çok zordur. bu ülkelerde yapılan bir yatırımın geri dönmesi, karlı olması gibi etkenlerin tamamı büyük ölçüde rüşvete ve o dönemde iktidarda olan kişilerin keyfine bağlıdır.

    buna karşılık ab ülkeleri, özellikle kuzey avrupa ülkeleri, dünyada en az yolsuzluğa sahip ülkelerdir. yeni katılan eski doğu bloku ülkeleri dışındaki tüm ab ülkeleri, yatırım için güvenli, istikrarlı ve rüşvetsiz bir ortama sahiptir.

    yolsuzluğa göre ülkeleri belirten dünya haritası:
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/33468/+

    -türki ülkelerin çoğu en önemli ihracat gelirini petrol ve doğal gazdan elde etmektedir. orta asya'da gelişmiş bir sanayiye sahip olan ülke olarak bir tek kazakistan vardır. bu da şu anlama gelir; bu ülkelerle kurulacak bir ekonomik birliğin ülkemize ucuz petrol ve doğal gaz dışında hiçbir yararı olmayacaktır. en önemli ekonomik gelişme aracı olan sanayi, bu birliğin genelinde yeterince güçlü olamayacağı için bu birlik çoğunlukla dışarıya hammadde satacak ve dışarıdan sanayi ürünleri alacak ve bu birlik ithal malların sardığı açık bir pazar olmaktan öteye gidemeyecektir.

    siyasi açıdan nedenler:

    -daha önce belirttiğimiz gibi bağımsız devletler topluluğu'na üye olan bu devletlerin en önemli stratejik ortağı rusya'dır. türkiye'nin bu ülkelerle yeni bir birlik oluşturabilmesi için önce bu ülkelerin rusya ile olan bağlarını koparmaya çalışması gerekir ki rusya buna asla izin vermez.

    avrupa birliği ise daha demokratik bir yapıdır ve türkiye üye olduğunda nüfus avantajı sayesinde avrupa parlamentosu'nda en fazla parlamentere sahip ülklerden biri olacaktır, böylece türkiye ab'nin gidişatını büyük ölçüde belirleyebilecek güce sahip olur.

    -türki ülkelerin çoğu, petrol, doğal gaz gibi hammadeler çıkardıkları için enerji bakımından paylaşılamamaktadır. türkiye'nin enerji ortaklığı yapabilmesi için abd, rusya ve çin ile kapışması gerekecektir.

    -bu ülkelerin çoğu demokratik değildir, hatta bazıları diktatörlükle yönetilmektedir. bu da türkiye'ye demokrasi açısından hiçibir şey kazandırmayacak, belki de kaybettirecektir.

    ab ülkelerinin hepsi demokratik ülkeler olduğu için, türkiye'nin ab'ye üye olması türkiye'deki demokrasi için katkı sağlayabilir.

    kültürel açıdan nedenler:

    -türk birliği'nin kurulmasından yana olanların en büyük argümanı "ortak kültür"dür. bu ise "ortak dil", "ortak din", "ortak köken" ve "ortak tarih" olarak görülmektedir, fakat bu yargının "ortak dil" ve "ortak din" dışında kalan bölümü yanlıştır.

    köken olarak türk halkı bir anadolu halkıdır ve genetik araştırmalar göstermektedir ki türk halkı ile akdeniz ve ortadoğu halkları (yunanlar, ermeniler, kürtler, farslar, araplar vb.) arasında genetik açıdan büyük benzerlikler bulunurken, orta asya'daki türki halklar ile bu açıdan önemli bir benzerlik yoktur.

    "ortak tarih" meselesine gelince, eğer buradaki türklerin tarihini anadolu'nun müslümanlaşması ve türkleşmesinden başlatacak olursak sözkonusu olan orta asya ülkelerinden son 1000 yıldır kopmuş bulunmaktayız. türkiye cumhuriyeti'nin öncülü olarak osmanlı imparatorluğu'nu ele alırsak, istanbul'u ele geçirdikten sonra bizans imparatorluğu'nun mirasını üstlenip "türkmen devleti" karakterinden sıyrılmıştır ve islam'ı kendi tebaasındaki değişik etnik kökenlere sahip halklar arasında birleştirici bir unsur olarak kullanmıştır. hatta 16. yüzyılda anadolu'da ayaklanan türkmenlere, alevilere karşı, tabiri caizse, soykırım yapmıştır.

    aradan geçen uzun zaman içinde osmanlı imparatorluğu'nun, orta asya'yla siyasi ve kültürel bağı kalmamıştır. ortadoğu, balkanlar ve kuzey afrika yönünde genişleyen imparatorluk, en önemli siyasi ilişkilerini avrupa devletleriyle kurmuş ve balkan, kafkas ve ortadoğu halklarıyla önemli derecede bir kültür alışverişinde bulunmuştur. bu nedenle halen kimi avrupalı politikacılar türkiye'yi bir avrupa ülkesi olarak görmektedir, hatta fransa'nın eski cumhurbaşkanı jaques chirac bu bağı vurgulamak için "hepimiz bizans'ın torunlarıyız" demiştir. (ama bazı çevreler bunu yanlış anlayıp tepki göstermişti)

    "ortak dil" ve "ortak din" konularına gelince, bu ülkelerdeki halkların konuştuğu diller, türkçeyle birlikte ural-altay dil ailesi'nin türki diller koluna ait olduğundan dil benzerliği vardır. hatta türkçe bilen biri, biraz uğraşırsa bu dilleri kolayca öğrenebilir. diğer türki ülkelerde de, türkiye'de olduğu gibi halkın çoğunluğu müslümandır, gerçi örneğin azerbaycan'da halkın çoğunluğu türkiye'dekinden farklı olarak şiidir. fakat bu ülkelerdeki islam anlayışı ülkemizdekiyle benzeşmemektedir; bu ülkeler uzun süre sscb'nin halkı dinden uzak tutma politikalarından etkilenmiş olduğu için buralardaki halkın dinle pek ilgisi yoktur.

    şunu bilmek gerekir ki ortak dil ve ortak din, bir kültürel birlik için yeterli değildir; ortak bir geçmişe sahip olmak bunların hepsinden daha önemlidir. bütün bunlar göstermektedir ki türkiye'nin avrupa ile olan kültürel bağları, orta asya'ya göre daha güçlüdür. buna rağmen kimileri, avrupa birliği'nin kültürümüzü yozlaştırdığını iddia etmektedir. türkiye'deki kültürel yozlaşmanın sebebi avrupa değidir, zaten bunu savunan hiçbiri avrupa birliği'nin buna dair bir politikasını örnek gösteremez, sadece demagoji yapar.

    türkiye'deki yozlaşmanın sebebi, sanyileşme ve kentleşmenin yol açtığı zorunlu kültürel değişimdir. sanayileşmekte olan bütün toplumlarda bu tarz kültürel bozulmalar olabilir, aynı anda hem sanayileşip hem kültürünü korumak mümkün değildir. ab'ye karşı alternatif olarak orta asya ülkeleriyle kuracağımız bir birlik nasıl kültürümüzü koruma altına alacak, o da pek bilinmez.

    kısacası, bir devlet duygularla hareket edemez. bir devlet her zaman kendi çıkarlarını gözetmelidir ve çıkarları bir birliğe katılmayı uygun görüyorsa, katılacağı birliği seçmede öncelikle ekonomik, siyasi ve stratejik etkenlere bakar. kültür bunların hepsinden sonra gelir. avrupa birliği'ne üye olmak, türkiye için, diğer türki ülkelerle bir birlik oluşturmaktan daha karlı, daha istikrarlı ve her açıdan yararlı olacaktır. işte bu sebeple türkiye için en uygun olanı yine ab'ye üye olmaktır.
    *
    9 ...
  37. şeyhülislam

    9.
  38. günümüzde kabinede olmasa da şimdiki hali için (bkz: diyanet işleri başkanı)
    1 ...
  39. istanbul pogrom

    1.
  40. halkın fedaileri

    ?.
  41. 1971 yılında iran'da tudeh'ten ayrılan bir grup genç tarafından kurulmuş yasadışı marksist-leninist örgüt. iran devrimi'nde payı olan örgütlerdendir. günmüzde iran islam cumhuriyeti'ne karşı faaliyetlerde bulunarak varlığını korumaktadır.
    0 ...
  42. 2009 iran ayaklanması

    ?.
  43. 12 haziran 2009 iran cumhurbaşkanlığı seçimi'nin ertesi günü iran'da seçime hile karıştığı gerekçesiyle reformcuların protestolarıyla başlamış, sonra git gide iran'daki rejime karşı bir ayaklanmaya dönüşmüş ve hala sürmekte olan ayaklanmadır.
    0 ...
  44. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük