6 yaşında çok şey olabilir ama 4-5 yaşta cinselliklerini yeni keşfedeceklerinden her akşam katlanmak zorunda kaldığımız başlıklardan farklı olmayacaktır.
antidepresan kullanmak. ssrı grubu tercih edilse de amitriptilin kullanılabilir. iş çok ciddi ise antipsikotikler gündeme gelir; yatarak tedavi bile gerekli olabilir.
istenmeyen başlıkları açan zatlar eksi oylarla da tatmin olacak nitelikte olduklarından bu başlıklara tanım yazmamak,yazılan tanımı da oylamamak en güzeli olur.
günlerdir ne okuyabiliyorum sözlüğü, ne yazasım geliyor bunların yüzünden. bir avuç bilgi kırıntısı ile sığ sularda yüzmekten başka işi olmayan cühelayı lütfen umursamayalım.
sadece mavi yeşil algler değil, tek hücreli canlılar, hatta atom, atom parçacıkları... hepsi, her şey "allah" der de biz duymayız. sadece gördüğüne ve duyduğuna inanaların algısı bedenleri ile sınırlıdır.
nüfusu artırma fikirleri konusunda ortaklık kurulmuş. mussolini ve hitler bu sözleri sarf ettiklerinde savaşta çok kayıp vermişler ve ekonomiyi ayakta tutacak genç nesle ihtiyaç olduğunu görmüşlerdir.
başbakana gelince, ülkesinin kaba doğum hızı 1,7 olup, 2,2' nin üstüne çıkamaması halinde ekonomik büyümenin tehlikeye gireceğinden ve yaşlı avrupa ülkelerine benzeyeceğinden korkan her başbakan gibi davranmaktadır.
tesettür kelimesi arapça kökenli olup s-t-r kökünden türemiştir. setr etmek örtmek anlamına gelir. bu kelime itibari ile emine hanım, mütesettirdir; yani tesettürlüdür. örtünme eylemi yerine gelmiştir.
iş bu mantıkla, cumhurbaşkanı köşkte oturmasındır. yapmayın arkadaşlar; eleştirin ama makul olsun savlarınız.
farz ve vacip ibadetler aşikar yapılır ve yapılması tavsiye olunur. yoksa, niye cami var, cemaat var bu dinde?
ha söz konusu nafile ibadetlerse, kimin (bkz: teheccüt namazı) kıldığını allah bilir.
ibadetlerini yerine getirdiğini gösterir. bu sebebi de sonucu da kendisine ait bir eylemdir. ya görevleri... bir başbakanı, bu kadar yüzeyel değerlendirmemek gerekir. sebebi ve sonucu bizi ilgilendiren icraatlarıdır asıl önemli olan. biz hala ya bir karış bezde kıyamet koparırız ya da islam partizanlığı. uyanalım artık gençler. başbakan, namaz kılıyor, hatta kıldırtıyor, çok güzel. allah kabul etsin, lakin asıl önemlisi başbakan karizmatik lider özellikleri taşıyan bir yönetici. bu dar kalıpta değerlendirilemez.
bu gazeteye daha çıkmadan yüzlerce entryle fikir babasının karşısında saygıyla eğilen sözlük yazarları lafa gelince " yaaa! islam kadını önemsemiyor yaaaa!"diye dillerine pelesenk ettikleri ezberleri ile ortam bulandırırlar.
bunlar kızına mini etek giymeyi yasaklayan babaya saymadıklarını bırakmaz, ama mini etek giyen kıza akıttıkları salyayı sözlükte okumak zorunda bırakırlar.
müslüman olmayan bir zatın önermesi. bu önermenin aksini anlatmak için uğraşmıycam, nerede arasan bulursun. lakin, esas mesele, inanmadığı şeyin olmadığını ıspata çalışmakta. derinlerdeki vicdani rahatsızlığı susturma, kendine bir mesnet ve yandaş bulma zavallılığından öte bir şey değil bu.
anaerob solunum sonucu ortaya çıkan madde. antrenmansız spor sonrası, oksijen yeterli gelmediğinden kaslarda birikir, ağrı yapar. biz de buna "hamlamışım" deriz.
ah!
sana ne çok yazdım. ne çok döktüm içimi. sevdiğimi, öldüğümü, kıvrandığımı, hırçınlığımı, aşkımı, hüznümü, sevincimi, burukluğumu yazdım sana. sonra dönüp baktığımda her yazdığıma, yazmadıklarım, anlatmaya muktedir kelimeleri bulamadığımdan anlatamadıklarım.
ah! kalbimin iyi alışkanlığı,
ah! burnumun direğindeki sızı,
özledim. bilirsin özlemek yakıcıdır. ben özlemle yandıkça, burnumda tüten sensin. ve zeki müren, sanki şimdi tam sırasıymış gibi kalbime bir bıçak sapladı:
"bitmiyor ayrılık, dinmiyor gönlümün hicraaaannn, hicran, hiiicran yarası..."