Medya üzerinden algı operasyonu yapılıyor vay efendim MHP Akp ile koalisyon kurmassa biter, Chp ile MHP Koalisyon kurarsa biter, Erken seçim olursa biter vay anası arkadaş bu MHP bitmeye mahkummu..? Milliyetçi Ülkücü Hareketin temeli para kasalarının önünde, içki masalarının üzerinde atılmadı. Bu harekettin temelinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı yok ki saman alevi gibi yanıp ta sönsün. Mhp duruşundan ne zamanki taviz verirse işte o zaman BiTER....
bugünde bir ülkücüye girdiğin entrylerinle ateş ederek öldürmeyi başardın liseli ergen bölücü terörist artık rahat rahat iftar vaktini bekleyebilirsin.
bebek katili apo nun sıçmığıdır. bebek katili apo nun papa ya yazdığı mektupta yer alan ifade kürtlerin ilk hristiyan halklardan olduğunu iddia ediyor. şimdi soruyorum müslüman kürt bundan haberin var mı? haçlı ordusunun bir neferi olacak mısın bu teröristleri destekleyerek? bu vebalin altından kalkabilecek misin bunun hesabını verebilecek misin?
Fırat News sitesinde yayınlanan haberde; isviçre Bern Kürt Halk Meclisi üyeleri tarafından ziyaret edilen bir Protestan kilisesinde Terör Örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için dua edildiği belirtiliyor.
ilgili kilisenin başkanı Gabi Schranz ve kilisede bulunan Protestanlara, Bern Kürt Halk Meclisi üyeleri tarafından Abdullah Öcalan’ı tanıtan broşürler dağıtıldığı ve güneydoğuda yaşandığı iddia edilen gelişmeler hakkında bilgi verildiği belirtiliyor.
Gabi Schranz’ın kısa süre önce Türkiye’nin güneydoğu bölgesine gezi amacıyla gittiğini aktararak uzun yıllardan beridir tanıdığı Kürtlere yönelik düşüncelerinin bu geziden sonra daha da netleştiğini dile getirdiği ifade ediliyor. Güneydoğuda yıllardan beridir yaşananlara savaşa diyen Schranz, Öcalan’ın başlattığını öne sürdüğü çözüm sürecinin önemini belirtiyor.
Programa katılan isviçreli Kürtlerin, Öcalan’ın bir an önce özgürleşmesi ve Kürdistan`da kalıcı bir barışın sağlanması için dua ederek iyi niyet dileklerinde bulundukları belirtiliyor. Programdan sonra da Öcalan’a Özgürlük kampanyası çerçevesinde imzalar toplandığı da haberde ifade edilmekte.
sözlükteki bazı orospu çocuğu teröristlerin yaşadığı kafadır hdpkklı terörist değilsen liselisindir bu soysuz gavatlara göre. onu bunu geçtim herkese liseli yaftası vuran bu veledi zinaların yaşlarının maksimum 17 olması ise ayrı bir ironidir.
hdpkkcıların, kansız komunist pkkcıların zoruna giden gerçeklikir. trabzon halkı gerek vatan sevgisi gerek bayrak sevgisi gerekte dinlerine olan sevgisi gerçekten çok yúksektir bu nedenle trabzonlular ciddi anlamda adamdîr kendilerine duyulan nefretin yegane nedeni ise trabzona pkk nın giremenesi ve hdpkk nîn trabzon da stand açamamasıdır sırf bu iki sebepten dolayı bile trabzon halkı sevilir ayrica siyasi nedenleri geçip insan olarak baktiginizda da trabzonlular komik, sevecen, semapatik, esprituel insanlardır ayrica bir trabzonluyu sinirlendirip onun o sinirli halini izlemek bile zevklidir. trabzonlular adamsınız!
herkesi kendileri gibi ırkçı, kafatasçı zanneden kan içici bölücülerin yaptığıdır ayrıca bu bir suçluluk psikolojisidir yani herkese ırkçı diyerek kendi ırkçılıklarını örtmeye çalışma girişimidir.
bakın söylüyorum bu vatanı seven, al bayrağa gönülden bağlı herkes bizim kardeşimizdir biz ırkçı değiliz biz hain düşmanıyız hain olan hangi etnik kökenden olursa olsun soğuk nefesimizi ensesinde hissedecektir. eğer ırkçı biri olsaydık hdpkk ya oy atan türk ü de severdik sadece türk olduğu için severdik ama ırkçı olmadığımızdan o da gözümüz de bir oçtur.
Türk Bayrağımızı indirtmeyen YiĞiT Siirtli kürt kardeşlerimizdir. böyle kürde can feda.
O Bölgede böyle insanlarımız da var hepsini ayni kefeye koymayalım.
böyle kürtler varken bu ülke bölünmez ama o kanı sütü bozuk ermeni döllerinin kökü kazınmalıdır.
olayı şöyle özetleyelim : hdpkk nın terörist milletvekilleri türk bayrağını indirmesi için oradaki kürt yurttaşları tehtid ediyor, kürt yurttaşlar ise bu bayrağın altında yaşamaktan onur duyduklarını ve hdpkklı milletvekillerinin ermenilerin oynuna geldiğini söylüyor. bunu duyan hdpkk milletvekili biz yıllardır o bayrağı indirmek için mücadele veriyoruz sen bu bayrağı nasıl buraya asarsın senin kanın bozuk tarzı laflar ediyor. tartışma böyle devam ederken bir anda faşist hdpkklı grup yaklaşık 20 kişiyle 4 kişiye saldırıyor ve yerden aldıkları keseri fırlatıyorlar sonunda araya tarlada çalışan işçilerin girmesiyle olası bir katliam engelleniyor.
her fırsatta barış, kardeşlik, demokrasi, halklar kardeştir naraları atan orospu evlatlarının yaptığı tehtittir.
sözlük humanistlerinin bu tehtidlere ne diyeceği merak konusudur büyük ihtimal mit yapmıştır demelerini bekliyoruz.
asıl kandan beslenen kansız hdpkk ve pkk zihniyetidir.
PKK’lı elebaşı Murat Karayılan, “Rojava’ya müdahale edilirse Türkiye’de iç savaş çıkar” dedi
Kandil’deki terörist Murat Karayılan, dünkü MGK öncesi tehditler savurdu. Karayılan, “Eğer onlar Rojava’ya müdahale ederse biz de onlara müdahale ederiz. Türkiye’nin tümü bir savaş sahasına dönüşür. Türkiye yetkilileri aklını başına toplamalı, 6-7-8 Ekim’deki kalkışmayı unutmamalı. Kürtlerle birlikte yaşamak istiyorsanız bu tür şeylerden uzak duracaksınız” dedi.
Terör örgütü PKK’nın Kandil’deki elebaşılarından Murat Karayılan, TSK’nın Suriye’nin kuzeyinde oluşan Kürt koridoruna müdahale etmesi durumunda karşılık vereceklerini söyledi. Karayılan, “Açıkça söyleyeyim; eğer onlar Rojava’ya müdahale ederlerse biz de onlara müdahale ederiz; o zaman Türkiye’nin tümü bir savaş sahasına dönüşür” dedi. PKK’ya yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı’na konuşan Karayılan, “Bölgesel ve uluslararası konjonktürel br durum var. Türk devleti öyle her dilediğini yapamaz. Bu Türkiye’yi daha ciddi durumlarla karşı karşıya getirir” diyerek şunları söyledi: “Eğer Türkiye, Rojava’daki kantonlara müdahale kararını alırsa ve böylesi bir yönelime girerse, bu müdahale Rojava’ya değil, tüm Kürt halkına karşı yapılmış bir müdahale olacaktır. Ha Kobani’ye (Ayn el-Arap) müdahale etmişsin, ha Diyarbakır’a müdahale etmişsin. Hiç farkı yoktur. Türkiye yetkilileri bu konuda iyi düşünmeli, halkımızın 6-7-8 Ekim’deki kalkışını unutmasınlar. Halkımızın o büyük başkaldırısını, içinde geliştiği ortamı uygun görmeyen Abdullah Öcalan’ın ancak durdurabildiği iyi biliniyor. Açık ki bu halk böyle bir müdahaleye müsaade etmez. Eğer siz Kürtlerle birlikte ortak yaşamak istiyorsanız bu tür şeylerden uzak duracaksınız. Düşmanlığa son vereceksiniz. Artık son merhaleye gelinmiş bulunuyor. Böyle bir müdahale Türkiye’nin bir iç savaşa girmesi müdahalesi olur.” Karayılan konuşmasının devamında “kısaca böyle bir müdahale kararı Türkiye için stratejik bir karar olur, Kürt halkı için de yeni bir dönem başlamış olur. Biz bu konuda kimseye yalvaracak değiliz. Kendileri bilir. Yaparlarsa Kürt halkı olarak elbet de bizim de yapacaklarımız olur” dedi
saygısızlığın, densizliğin, dinsizliğin, imansızlığın geldiği son noktadır.
odtüdeki halkların anonim çocukları rahat durmuyor kudurmuş kuduz köpekler ağzından salyalar saçarak müslümanlara saldırıyorlar.
lgbtli ibneler de aynı şekilde ramazan ayına saldırmışlardı bu namussuz hakların ortak çocukları da.
Benim adım Aziz Tursuncan. Doğu Türkistan'ın başkenti Urumçi'ye oldukça yakın olan Beşbalık'ta orta okula gidiyorum.
Bugün Ramazanmış. Gece vakti ne olduğunu anlayamadım ama babam yanıma gelerek birden beni yatağımdan kaldırdı.
- "Ne oldu baba?" diye sordum.
- "Bugün Ramazan'ın ilk günü. Müslümanlar oruç tutar. Oruç tutmak için ise sahura kalkarız. Bu sünnettir..." dedi.
Gece vakti yenilen yemeğin ismi sahurmuş. Babam elimden tuttu ve beni yemek için mutfağa doğru götürdü. Hayret! Acabâ niye ışıkları yakmamışlar? Elimi ışığı yakmak için uzatırken babam beni engelledi.
- "Yapma yavrum; Hıtaylar (Çinliler) sahura kalktığımızı görürse, bizi hapse atarlar." dedi.
- "Ama onlara ne oluyor baba?" dedim.
- "Onlar kâfir oğlum! Bizi dinimizden soğutmak için ellerinden geleni yaparlar. Unutma ağabeyin, Barın Cihâdinda şehid edilmişti. Sana anlatmıştım. Hatırlamıyor musun?" dedi.
Evet... Hatırlıyordum. "Allah'in ismini yüceltmek için ağabeyin şehid oldu" demişti babam. Uygurların bağımsızlığı için...
Saat 06.00 olmuş. Annem beni yatağımdan kaldırdı.
- "Unutma oğlum. Bugün oruçlusun. Akşama kadar hiçbirşey yemeyecek ve içmeyeceksin. Söz mü?" dedi.
- "Söz..." dedim.
Annem beni okula bırakırken, sabahları Hıtay(Çinli) öğretmenlerin bizlere zorunlu olarak yaptırdıkları spor için herkes sıraya girmeye baslamıştı bile...
Sabah sporunu tamamladıktan sonra; sınıflara geçtik. Bu arada saat 07.00 olmuştu. Hıtay(Çinli) öğretmenimiz bize anlayamadığımız bâzı şekiller ile Hıtayca(Çince) öğretmeye çalışıyor ve Uygurca konuştuğumuz zaman bizi dövüyor. Hiç anlayamıyorum...
Vakit geçiyor ve öğlen tâtili yaklaşiyordu. Öğlen tatilinden önceki son teneffüste Hıtay(çinli) ögretmen beni yanına çağırdı. Çok güzel bir Uygurca ile;
- "Gel bakalım Tin Suan. (Bana verdikleri Hıtayca isimdi bu) Seninle biraz konuşalım. Annen, baban nasıl?" diye sordu...
Benimle böyle yakından ilgilenmesi çok hoşuma gitmişti. Gâliba artık dayak yemeyeceğim diye düşünüyordum.
- "Çok iyiler öğretmenim." dedim.
- "Siz evde neler yapıyorsunuz çok merak ediyorum? Hadi bana dün akşamdan beri neler yaptığınızı ve vaktinizi nasıl geçirdiğinizi anlat bakalım." dedi.
Öğretmenimin benimle ilgilenmesini kıskanan arkadaşlarım olduğunu bilerek keyifle cevap verdim;
- "Akşam babam geldi. Onunla oturduk akşam yemeği yedik. Televizyon seyrettik. Sonra da yattık."
- "Bu kadar mı?" dedi.
- "Haaa, bir de gece kalkıp yemek yedik. Biz Müslümanız, oruç tutarmışız. O yüzdende gece yemek yemeliymişiz. Sonra akşama kadar hiçbirşey yememeliymişiz" dedim.
Öğretmenim birden ayağa kalktı, okul müdürünün ve onun yanındaki asker kıyâfetlı adamın yanına doğru koşmaya başladı. Benimle ilgilenmekten vazgeçmişti anlaşılan. Beni göstererek birşeyler anlatmaya başladı. Benim ne kadar iyi bir öğrenci olduğumu anlatıyordu muhakkak!
Ögle yemeğinden önceki son dersimizde bitmişti. Birazdan öğle yemeği vakti gelmişti. Birden aklıma annemin söyledikleri geldi. Ona söz vermiştim; yemek yemeyecektim. Demekki o yüzden annem bugün öğle yemeği koymamıştı çantama. Zaten Hıtay(Çinli) öğretmenler ve öğrenciler hâricinde bize yemek vermiyorlar.
Hıtay(Çinli) öğretmenim beni yanına çağırdı ve bugün öğle yemeğinin bedâva olduğunu söyledi. Allah Allah? Normal zamanlarda bir kalem istediğimizde bile bize dayak atan Hıtaylar(Çinliler) yemek veriyorlardı.
-"Teşekkur ederim öğretmenim ama ben yemek yiyemem. Çünkü bugun anneme söz verdim yemek yemeyeceğime dair." dedim.
Suratımda patlayan tokatın acısını akşam olmasına rağmen geçmemişti. Hıtay(Çinli) öğretmen tokadı attıktan sonra, zorla bana yemekte yedirmişti. Anneme söz vermiştim. Ne yapacağım şimdi?
Eve doğru giderken akan gözyaşlarıma hâkim olamıyordum. Anlayamıyordum?
Müslüman olmak mı yasaktı?
Uygur olmak mı?
Yoksa anneye söz vermek mi yasaktı?
Birden aklıma yan evde oturan arkadaşım Rahimullah geldi. Babası ona Kur'an öğretirken yakalanmıştı ve babasıyla annesini hapse atmışlardı. Rahimullah'ıda Urumçi'deki bir yetimhaneye vermişlerdi. Annemler konuşurken duymuştum. Rahimullah artık hiç Uygurca konuşmuyormuş. Ben Hıtayim(Çinliyim) diyormuş...
Uzaktan evi görüyorum ancak evin önündeki askeri arabada neyin nesi acaba? Yaklaştıkça annemi ve babamı, askerlerin dövdüğünü gördüm. Babam "Allah-û Ekber" diye bağırıyor. Annem ise gözyaşları içerisinde. Onlara doğru koşmaya başladım. Birden bir asker tuttu beni. Annem bağırmaya başladı;
- "Bırakın oğlumu...."
Arkasındaki askerin dipçik darbesi ile bana doğru devrildi annem. Artık hiç sesi çıkmıyordu. Babam ise gözleri ve elleri bağlanmış olmasına rağmen hala "Allah-û Ekber" diye bağırıyordu.
Beni tutan askerin elinden kurtulmaya calışırken bir Hıtay(Çinli) kadının bana doğru yaklaştığını gördüm. Beni tutan askere;
- "Çocuk bu olmalı. Götürün" diye emir verdi...
- "Bırakın beni! Bereye götürüyorsunuz? Babamı, annemi istiyorum ben. Nereye götürüyorsunuz beni?" dedim.
- "Artik URUMÇi'de yeni bir evin olacak Tin Suan, merak etme." diye cevap verdi...
Doğu Türkistan, bütün Türklerin nâmusudur.
Doğu Türkistan'a sâhip çık!
çinli komunist orospu çocuklarının gerçekleştirdiği insanlık suçudur. iki uygurlu öğrencinin kafasına taşla vura vura öldürüyorlar ve bu kadar orospu çocukluğu olurken ülkemizdeki terör örgütü partisi çin komunist partisini ziyarete gidip alanen provakasyon yapıyor. bunlar humanist falan değil bunların elinde olsa bakın yemin ediyorum kendilerinden olmayan herkesin kafatasından kan içerler kan uyanın artık! bırakın bu humanist göt veren ayaklarını uyanın! bu provakasyondan sonra hdpkk binaları başınıza yıkılınca ağlamayın göt veren humanistler.
yunan ve ermeninin kucağında hoplayıp zıplayan biji serok obamacı vatan haini partinin mide bulandıran söylemlerine devam etmesidir. ertuğrul kürkçü yine saçma sapan konuşmuştur. yunanistan ın borcunu türkiye üstlenecekmiş !
Alın size HDP! Ertuğrul Kürkçü: Yunanistan’ın borcunu Türkiye üstlensin
HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Meclis’te yaptığı basın toplantısında Yunanistan’ın 1,7 milyar Euroluk borcunu Türkiye’nin üstlenmesini istedi.
HDP Mersin Milletvekili ve Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, TBMM’de Yunanistan’daki Syriza hükümetine destek amacıyla bir basın toplantısı düzenledi.
Kürkçü, HDP olarak Syriza’nın aldığı referandum kararını ve verdiği mücadeleyi kalpten desteklediklerini söyledi. Kürkçü Yunanistan’ın 30 Haziran’da ödenmesi gereken 1,7 milyar Euroluk borcunu Türkiye’nin üstlenmesini, böylelikle Ege Denizi’nin barış denizi haline gelebileceğini savundu.
YUNANiSTAN’DA NE OLMUŞTU?
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Cumartesi günü kreditörlerin önerdiği kemer sıkma paketini 5 Temmuz’da referanduma götüreceğini açıklamış, Euro Bölgesi’nden 30 Haziran’da vadesi dolan 1,7 milyar Euroluk borcun vadesini birkaç gün uzatmasını istemişti. Aynı gün toplanan Euro Grubu Maliye Bakanları Komitesi, Çipras’ın uzatma talebine “hayır” yanıtı verdi. Bu durumda Salı gecesine kadar kreditörlerle Yunan hükümeti bir anlaşmaya varamadığı takdirde, referandumun konusu olan paket gündemden düşmüş olacak.
Son dakikada bir anlaşmaya varıldığı takdirde, iktidara troykayla (Avrupa Komisyonu, Euro Grubu ve IMF) ilişkilere ve kemer sıkma paketlerine son vereceği vaadiyle gelen Syriza, referandumda kemer sıkma paketine “evet” oyu toplamak için çalışacak.
Ülkenin mevcut “sıkışmışlığı” karşısında tek alternatif öneriyi ise Yunanistan Komünist Partisi (KKE) yapıyor. KKE, söz konusu borçların Yunan sermaye sınıfına ait olduğunu ve halkçı bir iktidarın kurulmasını, Avrupa Birliği’nden çıkılarak bu borçların tek taraflı olarak ödenmemesini savunuyor.
cemaatçi paralel ablaların lgbt yürüyüşüne katılmasıdır mide bulandırmıştır. paralelciler ibnelerle omuz omuza!
Dün Taksim'de gerçekleştirilen LGBT (Lezbiyen-Gay-Transeksüel) yürüyüşü tüm Türkiye'de gündeme oturdu. Elbette yürüyüş esnasında kameralara takılan çok ilginç enstantaneler de vardı. CEMAATÇi ABLALAR TRANS YÜRÜYÜŞÜNDE! istiklal Caddesi'nde düzenlenen LGBT yürüyüşüne Cemaat'ten ablaların da katılması ortaya sıradışı görüntüler çıkardı.
bilgisiyarın başında babasından aldığı 3-5 kuruş parayla aldığı sigarayı yakarken aynı zamanda lgbt yürüyüşündeki çıplak orospu yoldaşlarını izleyip 31 çeken hdpkkcının kobani de ölenlere üzülmesidir.
öyle klavyeden atıp tutmakla, taksimde polise taş atıp, çöp konteynırını ateşe vermekle bir bok olmuyor , çok delikanlıysanız gidin kobaniye (ayn el arab) .
ışidden fistan giyerek kaçıp türkiye bize yardım etsin diyen, biji serok obama diye anıran vatansızlar klavyeden atıp tutmakla olmuyor bu işler.
Bu ülkede sadece Kürt çocukları yoksul büyümüyor. Akşam yemek için bir parça ekmek bulamayan Karadenizli yüz binlerce Türk çocuğu var. Ama hiçbiri devlet ve cumhuriyet düşmanlığı yapmıyor, Sonra da"Devlet bize bahmir." diyerek terör yandaşlığı yapmıyor, Yaylalarda lahana ve çıra satarak büyüyüp ülkesine hayırlı bireyler olmak için yağmurun altında nasiplerini bekleyen işte böyle delikanlılar var bu memlekette...
12 Eylül idaresi tarafından idam edilen Mustafa PEHLiVANOĞLU’NUN son mektubunda. “Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki, Mustafalar ölür Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır zafer daima Allah’a inanlarındır.” Dediğini biliyor muydunuz?
Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı işlemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkınızı helal edin.
Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkın ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım.
Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.
Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin.
Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması-için ona yardımcı olmasını dilerim.
Oğlunuz Mustafa
Her ülkücü okumalı. Ülkücü olmayan ise ahde vefa için okumalı vatanı milletini seven TÜRK iSLAM ÜLKÜSÜ’NÜN EFSANE ŞEHiTLERi HATRINA OKUSUN.
Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.
Sizlere kolay bir basarî vaat etmiyorum. Kısa zamanda bir iktidar umanlar bizimle yola çıkmasınlar. Yolumuz uzun ve çetindir. Bu yolda karşımıza menfaat teklifleri, tehditleri ve daha bir yığın engel çıkacaktır. Bu çetin yola dayanabilecekler, bizimle gelsinler. Cesur olanlar, kuvvetli olanlar, gerçekken inananlar kafilemize katılsınlar. başbuğ TÜRKEŞ.
Ülkücü şehitleri biliyor muydunuz?
4 Ocak 1968 Ankara Türk islam
davasının 22 yaşındaki ilk şehidinin Ruhi KILIÇKIRAN’IN Ankara site yurdunun da iftiranı açtıktan sonra şehit olduğunu biliyor muydunuz? Giyecek ikinci bir gömleği dahi olmayan her akşam yıkayan ter kokmasın diye temizliğine önem gösteren, kâfir komünist militanın tövbe hâşâ yaradana küfür etmesine karşı KILIÇKIRAN komünist militana vurarak birkaç masa öteye fırlatmıştır. Tek başına karşı gelen KILIÇKIRAN orada şehit olmuştur.
Ruhî Kiliçkiran ilk göz agrimiz,Sonra Özmeni’miz, imamoğlu’muz,
Önkuzu’muz derken yandı bagrımız. Unutamam, unutamam unutmam.
....................................
23 Mart 1970 tarihinde Ankara Beşevler'de 22 yaşında Yüksek Öğretmen Okulunda komünist militanlar tarafından şehit edilmiştir... Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencisi Süleyman Özmen, Yüksek Öğretmen Okulunda komünist militanlar tarafından sıkıştırılarak, 72 saat mahsur bırakılan ülkücü arkadaşlarına yardım edebilmek için ülküdaşlarıyla birlikte Yüksek Öğretmen Okulu'na gelir. Mahsur kalan arkadaşlarına ekmek götürmek ister. Sabaha karşı meydana gelen büyük çatışmada kızıl silahlar kan kusar. Kurşunlar Süleyman Özmen'e isabet edecek, kaldırıldığı Numune Hastanesinde beş gün süren yaşam mücadelesinde, omuriliğine saplanan kurşunun yaptığı hasar neticesinde şahadet mertebesine ulaşmıştır..
25 Mart Salı akşamı 23:30 da istanbul'a getirilen Süleyman Özmen'in tabutu T.M.T.F.unda hazırlanan yere konmuş, sabaha kadar komandolar başında nöbet tutmuşlar ve Yüksek islam Enstitüler tarafından Kur'an-ı Kerim okunmuştur.
Öz menem! ... Öz menem! ... Onlar kabuk...öz menem! .. Sen yelde savrulan kül..
Yüreklerde köz menem! .. Ülkü uğruna şehid Men Süleyman Özmen' em!
....................................
8 Haziran 1970 tarihinde istanbul üniversitesi edebiyat fakültesinde şehit edilen. Yusuf iMAMOĞLU’NUN yapılan otopsi sonucu 36 saattir yemek yemediğini okulun arka bahçesinde bulunan ağaçların altında son namazını kılan imamoğlu’nun cebinden 35 kuruş çıktığını biliyor muydunuz?
"Yusuf imamoğlu Türk islam davasının ne ilk, ne de son şehididir. Aziz şehidimiz Yusuf imamoğlu'nun ve diğer şehitlerimizin hesabı bir gün sorulacaktır." Başbuğ Türkeş (8 Haziran 1970 Marmara Öğrenci Lokali)
....................................
23 Kasım 1970 yılında Ülkücü Şehit Ertuğrul Dursun ÖNKUZU’NUN komünist militanlar tarafından ağır işkenceler sonucu şehit düştüğünü önkuzunun kırılmadık kemiği patlamadık yerinin kalmadığını ve ağzından ciğerlerine bisiklet pompasıyla hava verilerek ciğerlerin inde
Patlatıldıktan sonra okulun üçüncü katının penceresinden aşağıya atıldığını biliyor muydunuz?
....................................
12 Eylül idaresinin haklarında verilen idam hükmünün uygulanması sırasında yanlarında bulunan görevli imamın Selçuk DURACIK Halil ESENDAĞ için hiç evliya gördünüz mü diyenlere evet haille SELÇUK’U gördüm diyeceğini dediğini biliyor muydunuz?
Selçuk Duracik ve Halil Esendağ Ülkücü şehitlerimiz aslında iki evliya ülkücü şehit. ilahiyat da okurken vatanı milleti savunmaları darbecilerin zoruna giderek ceza evine koyuluyorlar. idam vakti yaklaştı idam dan önce ikisi de ne kadar ölümle ilgili ayet var hadis var yazmışlar kıldıkları kaza namazını yazmışlar. Koğuş sorumlusu soruyor Halil nasıl bir gecede asılmak istersin yağmurun hafif yağdığı toprağa çiteledigi bir vakit toprağın kokusunu hissettikten sonra asılmak isterim diyor Selçuk duracigin yanına ceza evi imamı geliyor teselli etmek için Selçuk duracık imamı teselli ediyor. Hocam biz kadere inanmışız diyor ve imam teselli ediyor. iki gün işkenceden sonra Asıldıktan sonra hemen sonra ceza evi imamı bağırıyor siz hiç evliya gördünüz mü siz hiç evliya gördünüz mü Halil esendag şehit oldu diyor Yağmurun hafif çiteledigi bir an toprağın kokusunu hissettikten sonra şehit oldu diyor. Eğer Halil gökten ateşlerin yağmasını isteseydi cenab-ı ALLAH gökten ateşleri yağdırırdı. Her yiğidin harcı değildir idam sehpasına koşarak kendi gidip imlegi kendi boynuna takmak. Sehpayı kendisi itip asılmak istemiş ola ki ALLAH’A karşı intihar olur düşüncesiyle vazgeçip asılmasını beklemek her yiğidin harcı mı diyor. Halil esendagın babası ceza evine mektup yolluyor arkadaşlarına üzülmeyin diye Halil esendagın annesi benim oğlum gerçekten şehit mı oldu yoksa pis bir siyasete kurban mı gitti diyor O gece rüyasında cenneti alayı görüyor kalabalık bir şekilde peygamber efendimizin ashaplarını sahabelerini görüyor bayan sahabeler bir tarafta erkek sahabeler bir tarafta Annesi soruyor bu kalabalık nedir neden toplandılar diyor Birazdan Halil esendag ile Selçuk duracigin nikahı var ALLAH'in resulü nikahını kıyacak Halil esendag ve Selçuk duracik şehit oldu diyor hak katında şehittirler diyor Ülkücü harekette şehit olan hepsi ilim seviyesinde yüksek kişilerdi hiç biri imanından vatan millet sevgisinden taviz vermedi Hepside ALLAH katında şehittirler ALLAH TÜM ŞEHiTLERiMiZDEN RAZI OLSUN ALLAH RAHMET EYLESiN...
....................................
26 Mart 1988 Velican ODUNCU Türkistan’dan
Türkiye'ye göç eden bir ailenin çocuğu olarak 1964 yılında dünyaya gelmişti Velican. 26 Mart 1988 gecesi dost bildiği can bildiği vurdu onu ellerinde şişlerle uykusunda saldırdılar O'na... Türkistan'ın has evladı Velican Oduncu, 14 yaşında girdiği cezaevinden, 24 yaşında şehitlik mertebesinde çıktı...
VELi CAN KiM DEMiŞ EVVELi CAN KEŞKE CANIM GiDEYDi GiTMEYEYDi VELi CAN GÖRDÜ VELi NE BiR GENÇLiK YAŞADI NE DE GÜN GÖRDÜ VELi BiR VELi CAN DAHA YOK GEZSEN YEDi DÜVELi..
....................................
12 Eylül idaresi tarafından idam edilen Mustafa PEHLiVANOĞLU’NUN son mektubunda. “Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki, Mustafalar ölür Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır zafer daima Allah’a inanlarındır.” Dediğini biliyor muydunuz?
Sevgili anneciğim ve babacığım, sizler beni bu yaşa kadar büyüttünüz ve yetiştirdiniz. Benim sizlere karşı işlemiş olduğum hataları ve suçlarımı affedin. Hakkınızı helal edin.
Ben sizlerin bir evladınız olarak, bugüne kadar Cenab-ı Hakkın ve Onun Resulünün, Yüce Peygamberimizin yolundan ayrılmadım. Alın yazımız böyle yazılmış. Kader ne ise onu çekeceğiz. Ben de kardeşim Haydar gibi bir an önce Allah'ın huzuruna çıkacağım.
Eğer benim günahım varsa Cenab-ı Allah'ın huzurunda çekmeye hazırım. Yok, bir yanlışlık sonucu ölümüme karar verenler, idam edenler Allah'tan bulsunlar. Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır.
Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın. Anne, sizlerle helalleşmek isterdim, fakat olmadı. Hakkım varsa, hepinize helal olsun, siz de helal edin.
Son olarak, abime, yengeme, yiyenime, bacıma selam eder, haklarını helal etmelerini dilerim. Nişanlıma da selam eder, Cenab-ı Allah'ın mutlu bir yuva kurması-için ona yardımcı olmasını dilerim.
Oğlunuz Mustafa
....................................
17 Mart 1978 tarihinde Ömer bayraktar, Salih ulu. Bahri bilge Cevat koca, Sinan koca isimli 5 ülkücü işçinin aynı anda dev yol militanları tarafından katledildiğini Ümraniye oturan bu ülkücülerin hepsinin Giresunlu olduklarını Sinan ile Cevat’ın kardeş olduğunu Sinan Koca’nın henüz 10 günlük bebeği olduğunu biliyor muydunuz?
....................................
18 Eylül 1979 tarihinde Adana’da 6 Ülkücü öğretmenin arkalarından ateş açmak suretiyle şehit edildiğini Ahmet GÜLEÇ, Davut KORKMAZ, Mülslüm TEKE, Yılmaz KIZILAY, Mustafa KARACA, Özcan DORUK isimli öğretmenlerin halen katillerinin bulunmadığını biliyor muydunuz?
....................................
12 Eylül idaresi tarafından idam edilen Cevdet KARAKAŞ’IN avukat barolarından hiçbir avukatın savunmak istemediğini ve karakaşın savunmasını kendi yaptığını biliyor muydunuz?
....................................
17 Nisan 1980 tarihinde Malatya belediye başkanı Hamit FENDOĞLU’NUN evine gönderilen bombalı paketin patlaması sonucu Hamit Fendoğlu kızı ve iki torunu şehit edildiğini torunu olan selim bozkurdun fendoğlunun daha iki buçuk yaşında olduğunu küçük selim bozkurdun babasının vatani görevini yaptığını biliyor musunuz?
....................................
12 Eylül idaresi tarafından asılarak şehit edilen Cengiz BAKTEMUR’UN korkusuzca idam sehpasına yürüyüşüne şahit olan ceza evi personelinin.“Bizce şehittir o şehitlik mertebesine ermiş birinin karı değildir severek ve koşarak ilmeği boynuna geçirmiştir” dediğini biliyor musunuz?
....................................
5 Eylül 1979 yılında şehit olan Adem pekmezci isimli ülküdaşımızın henüz 15 yaşında olduğunu biliyor muydunuz?
....................................
Ülkücü şehit Ahmet EVCiMEN’iN bakır köydeki sürmeli otelinin önünde 20 den fazla kurşunla şehit edildiğini biliyor musunuz?
....................................
Tokat’ın zile ilçesinde kitap ve defterlerinin her sayfasında büyük ülkü devi Ertuğrul dursun önkuzunun ismini yazılı olduğunu ve mezarı önkuzunun yanında bulunduğunu ve ailesinden son istediğinin bu olduğunu biliyor musunuz?
....................................
Ülkücü şehitlerden Ahmet SARPKAYA’NIN kurban bayramının son günü mahallerine baskına gelen komünist militanları fark edip durumdan arkadaşlarını haberdar etmek için evlerini dolaşırken açılan ateş neticesiyle öldüğünü ve 18 yaşındaki SARPKAYA’NIN sağır ve dilsin olduğunu biliyor musunuz?
....................................
Uşakta dokuma işçisi olarak çalışan Alaattin GÜNDÜZ’ün doğum yapmak üzere eşinin yanına giderken 27 kurşunla şehit edildiğini gündüzün vefat ettiği gün bir oğlunun dünyaya geldiğini ve adının Alaattin olduğunu biliyor musunuz?
....................................
Eşitlik olsun diye 12 Eylül idaresinin bir kahpesi kenan evrenin yüzünden Selçuk DURACIK, Halil ESENDAĞ, Cengiz BAKTEMUR, ismet ŞAHiN, Mustafa PEHLiVANOĞLU, Fikri ARIKAN, Cevdet karakaş, Ali Bülent ORKAN, Ahmet KERSE, olmak üzere dokuz ülkücüyü asarak şehit ettiğini biliyor musunuz?
....................................
Alican Karaosmanoğlu’nun 18 Haziran 1979 yılında mimar kemal lisesi öğrencisiyken şehitlik mertebesine ulaştığını ve yaşının henüz 17 olduğunu biliyor musunuz?
....................................
6 Ağustos 1979 yılında şehitlik mertebesine ulaşan Ali ÇETiN’iN vatani görevini asteğmen olarak yaptığı sırada Kayseri’de bulunan ailesini ziyarete gittiğinde şehit düştüğünü evli ve iki çocuk babası olan çetinin komünist militanlar tarafından önce dişlerinin söküldüğünü sonra üzere asit dökülerek bıçaklandığını ve sonra yakıldığını biliyor musunuz?
....................................
3 Haziran 1980 tarihinde şehit edilen Ali KOÇ’UN henüz 18 yaşında olduğunu ve o yaşlarda kayseri ülkücü gençler derneğinin plevne mahallesi şubesi başkanlığını yaptığını biliyor musunuz?
....................................
Ali Osman DEVECiOĞLU isimli ülkücü şehidimizin yaşlı annesinin emekli maaşını almaya götürürken çeliktepe’de komünist militanların silahlı saldırınsa uğrayıp kafasına isabet eden tek kurşunla olay yerinde annesinin kucağında şehit düştüğünü biliyor musunuz?
....................................
Ülkücü şehitlerden ismail TOMAÇ’IN 5 Haziran 1980 de Bursa’nın çınar mahallesinde kırtasiyeci dükkânında Kuran-ı Kerim okurken komünist militanlar tarafından şehit edildiğini ismail TOMAÇ’IN yeni evli ve 13 günlük bir bebeğinin olduğunu biliyor muydunuz?
....................................
Mehmet ve Bahattin NAR için 4 ağustos 1980 de mecidiye köy gülbagı mahallesindeki bakkal dükkânlarına silahlı bir baskın düzenleyen komünist militanlarca kardeşiyle birlikte şehit edildiğini biliyor musunuz?
....................................
Ülkücü şehit Mehmet akarsu’nun Balıkesir gönende 3 Temmuz 1979 da şehit edildiğinde henüz 16 yaşında olduğunu biliyor musunuz?
....................................
19 yaşındaki Orhan kadir öğütçünün babasına ait işyerine baskın düzenleyen komünist militanlar tarafından kurşunlanarak şehit edildiğini ve ağabey’in inde daha önce şehit odluğunu biliyor musunuz?
....................................
Sivaslı olup istanbul’un fatihe bağlı Çarşamba semtinde oturan 18 Kasım 1979 da ülkücü şehitler kervanına katılan yaşar canikliğilin Elazığlılar kıraathanesinde otururken genel kontrol bahanesiyle pol-der li polislerce üstü arandıktan içeri giren bir komünist militan tarafından şehit edildiğini biliyor musunuz?
....................................
Ey ülkücü hareket ey ülkücü hareket bunları bil ama unutma!...
DiĞER ŞEHiTLERMiZiN HEPSiNi YAZAMADIK HAKKINIZI HELAL EDiN...
Korkum yoktur hiç gördüğümden
Rahatsızlarmış varlığımdan
Hakk'ın yolunda yürüdüğümden
Ya şehit ya gazi hiç sonunu düşünmem
Eğmediğim başımı kelle almadan vermem
Ya musalla ya mapus
Bu ömrümün baharı
Ya musalla ya mapus
Bu ömrümün durağı
Fıratlar, Cengizler, Gün Sazaklar
Beni pusular, bulur tuzaklar
Kanmaz susar aç köpekler!
Ya şehit ya gazi hiç sonunu düşünmem
Eğmediğim başımı kelle almadan vermem
Ya musalla ya mapus
Bu ömrümün baharı
Ya musalla ya mapus
Bu ömrümün durağı
buram buram onun bunun çocukluğudur. yapılan eylemin zamanlamasının müslümanların en mübarek aylarından biri olan ramazan ayına denk gelmesi provakasyonun dibidir. müslümanlara saygı göstermeyip kendilerine saygı bekleyen ibneler ise ayrı bir komedidir.
Bugün iyice ortaya çıkmış gerçekliktir.
ulan siz kimsiniz ulan bizim meclisimize girip istiklal marsini okumayarak terbiyesizlik yapan milletvekili yeminini ederken yavşak yavşak gayri ciddi yeminler edenler siz kimsiniz! Çok acik ve net artik suyumuz isindi bu milletten tokat yeme vaktiniz yakindir. Bu yediginiz tokati hicbir zaman unutamayacaksiniz.
turkiye partisi oldugunu iddia eden teroristler bunlarin hesabi sorulmayacak sanmayin geldiginiz daglara sizi postalayacagiz.