Senin “sevmedim” demenin yanlış olmadığını düşündüğünü belirttiğin noktaya tamamen katılmıyorum. insanları sadece bir kimlik üzerinden sevip sevmediğini belirtmek, ayrımcılık yapmaktan başka bir şey değildir. Mezhep veya kimlik üzerinden birini dışlamak, toplumu bölmekten başka hiçbir işe yaramaz. Fikir belirtme hakkın tabii ki var ama bunu yaparken söylediklerinin insanlar üzerinde nasıl bir etkisi olacağını göz önünde bulundurman gerekir.
“Sevmedim” demek, “fikir belirtmek” değil, bir grubun tamamını dışlamak anlamına gelir. Bu kadar net bir ayrımcılıkla topluma katkı sağlamak mümkün değil. Hakaret etmek yerine, fikirlerini daha yapıcı bir şekilde ifade edebilirdin. Hem sevmediklerini söylemenin yanlış olduğunu, hem de insanların seni eleştirdiğinde hakaret etmek yerine, birbirimize anlayış göstermek gerektiğini belirttiğin bir noktada, çelişkili bir yaklaşım sergiliyorsun.
Sudenaz, şimdiye kadar sözlükte kimseye hakaret etmedim, ama senin gibileri görünce artık dayanamıyorum. Senin gibi birine tepki vermek, seviyemi düşürmektense, sadece senin düzeyine inmek anlamına gelir. O yüzden senin “seviye” tartışman, sadece boş bir çırpınıştan ibaret.
Benim normal olduğumu ve bir düşüklüğüm olmadığını, senin ise hak ettiğin şekilde tepki aldığını bilmelisin. Senin gibi beyinsizlere doğruyu anlatmaya çalışmak zaten bir kayıptı..
Sudenaz, senin gibi beynini kullanamayanlar yüzünden bu ülke yıllardır yerinde sayıyor. Mezhep sevmek ne demek? Sen kendini ne zannediyorsun da milyonlarca insanın inancını değerlendiriyorsun?Hayatında iki kitap okumamış, dünyadan zerre haberi olmayan biri olarak ancak böyle saçmalar. Senin vizyonun, kültürün, zekan yok ama nefret kusmaya gelince maşallah hız kesmiyorsun. Hayırdır..?
Alevilerle arkadaşlık yapmam diyenler, siz gerçekten kafası çalışmayan, cahilliğin dibine vurmuş zavallı insanlarsınız. Aleviler bu ülkede her zaman aydın, vicdanlı ve özgürlükçü olmuş, kimseyi öldürmemiş, kimseye zulmetmemiş. Peki siz nesiniz? Mezhep üzerinden insan ayıran, kendi küçük dünyasında nefretle beslenen birer ezikler. Kendini bir şey sanıyorsunuz ama aslında tarihin çöplüğüne gidecek o gerici zihniyetin bayat bir örneğisiniz. Sizin gibiler konuşur, bağırır ama hiçbir zaman bir şey başaramaz. Çünkü Aleviler de, bu ülkenin onurlu insanları da her zaman sizin gibi kafasızlara rağmen var oldu ve var olmaya devam edecek.
Bu yüzden meselemiz kişiler veya partiler değil, Türkiye’nin çağdaş, demokratik ve laik yapısını savunmaktır. Saldıranlar hedef şaşırtmaya çalışsa da gerçek bellidir..Cumhuriyet düşmanlarına geçit vermeyeceğiz!
Yüksek sesli müzik, sürekli korna sesi ve yol boyunca açık camdan gelen rüzgar… Yıllarca bu şartlarda çalışan birinin işitme kaybı yaşaması sürpriz değil.
Teoride evet, pratikte tartışılır. Siyasi etkiler, atama süreçleri ve yargı kararlarındaki çelişkiler bağımsızlığı sorgulatıyor. Gerçekten bağımsız olsaydı, bunu tartışmak zorunda kalmazdık
Benim için geçmiş geçmişte kalır, orada durur. Bu kadar takılmak sadece zavallılık ve duygusal tembelliktir. Geçmişi sürekli kurcalamak yerine, kendi hayatına bak bir ileriye doğru adım at.
Zina, evli birinin aldatmasıdır, boşanmış birinin hayatına yeniden yön vermesi ile alakası yoktur. Herkesin kendi hayatını yaşama hakkı vardır. Bu tür saçma düşüncelerle insanları suçlamak, sadece gerici bir zihniyetin ürünü
Yani, patates zaten yumuşacık ve lezzetli, neden üzerine bir ton mayonez döküp o tadı bastırıyorsun ki? Biraz daha hafif, yoğurt falan daha güzel olmaz mı? Mayonez severler için belki bir şey diyemem ama bence abartılmış bir hareket patatesin kendisini hiç tatmıyorsun neredeyse
Kim bu True ya? Yetkili olursa ne olur ki, biz de bilmiyoruz. Herhalde her şeyi biraz daha karıştırır, birilerine “bunu yapma, şunu yapma” der, sonra ortalık daha da karmaşıklaşır. Ama tabii, True yetkili olursa, her şey daha “True” olurmuş gibi bir hava yaratırız. Kampanya bir işe yarar mı, ya da kime ne faydası olur, pek de belli değil. Ama eğlenceli olduğu kesin
Haklı olabilirler. Şu an yapay zeka dediğimiz şey, Siri’nin “Bunu web’de arayabilirim” demesi ve Bixby’nin varlığını bile unutmamızdan ibaret. Kamera iyileştirmeleri, otomatik metin tamamlama falan güzel ama kimseyi şaşırtacak bir şey yok.
Gözleme yapan erkek, yalnızca gözleme yapmaz. O, hamurla birlikte hayallerimizi de açar, tereyağını sadece sacın üstüne değil, kalbimizin en ücra köşelerine sürer. Oklavayı tutuşunda bir ustalık gözlemeyi çevirişinde bir sanat saklıdır. Hele bir de “bi peynirli bi patatesli yapayım, karışık olsun” diyorsa işte o zaman nikah memurunu çağırmanın vakti gelmiştir.
Ama asıl önemli soru şu, gözlemeyi katlayarak mı yiyor, rulo yapıp mı? Eğer dikine rulo yapıp yiyorsa, işte o zaman bu adamla yolun sonu bellidir.Birlikte köye yerleşip sabah kahvaltılarında gözleme yiyerek mutlu mesut yaşamak.
Gözleme yapan erkek, yalnızca gözleme yapmaz. O, hamurla birlikte hayallerimizi de açar, tereyağını sadece sacın üstüne değil, kalbimizin en ücra köşelerine sürer. Oklavayı tutuşunda bir ustalık gözlemeyi çevirişinde bir sanat saklıdır. Hele bir de “bi peynirli bi patatesli yapayım, karışık olsun” diyorsa işte o zaman nikah memurunu çağırmanın vakti gelmiştir.
Ama asıl önemli soru şu, gözlemeyi katlayarak mı yiyor, rulo yapıp mı? Eğer dikine rulo yapıp yiyorsa, işte o zaman bu adamla yolun sonu bellidir.Birlikte köye yerleşip sabah kahvaltılarında gözleme yiyerek mutlu mesut yaşamak.
Henüz tam anlamıyla bir kedi annesi değilim ama olma yolunda ilerliyorum. Uzun zamandır bir kedi sahiplenmeyi düşünüyorum ve artık kararımı verdim. Şu an patili bir dost arayışındayım. Karakteri nasıl olsun, tüyleri uzun mu kısa mı, enerjik mi uykucu mu diye düşünüp duruyorum ama biliyorum ki en sonunda bir kedi gelip beni seçecek..
Burun tıkalı, boğaz yanıyor, gözler sulanıyor… Kısacası grip oldum ve battaniye altında hayata küsmüş durumdayım. Bir yandan sıcak çay içip iyileşmeye çalışırken, diğer yandan neden her hastalandığımda hayatımı sorguluyorum bilmiyorum. Sanırım vücut direncimle birlikte mental sağlığım da düşüyor.
islam dünyası çok farklı kültürlerden, geleneklerden ve mezheplerden oluşur. Camiye gitmek, belirli ibadet şekilleri veya oruç gibi ritüeller elbette islam’ın önemli unsurlarıdır ama birinin inancını sadece dışsal pratiklere indirgemek yüzeysel ve dar bir bakış açısıdır. Camiye gitmek ya da oruç tutmak, Müslüman olmanın tek ölçütü değildir. inanç, sadece bir kişinin kalbinde ve Allah’la olan ilişkisiyle ilgilidir. Sırf farklı diye bir ibadet biçimini veya bir topluluğu din dışı ilan etmek ise tehlikeli bir fanatizmdir.
Aleviler bu coğrafyanın da, islam’ın da gerçeğidir! Kimsenin haddine değil bir mezhebe ‘Müslüman değilsiniz’ demek. Kimsin sen? Dinin sahibi misin? Allah mısın ki kullarını yargılıyorsun? Cehaletinizle, fitnenizle insanları bölmeye çalışmayı bırakın! Müslümanlık sadece senin anladığın kalıptan ibaret değil. Önce edep öğrenin, sonra konuşun! Mezhepler, islam’ın farklı yorumlarıdır ve hepsi bu dinin zenginliğidir. Müslümanlık kimsenin tekelinde değil..
sarı renkli şeker, adının hakkını veren nadir insanlardandır. Hem karakteriyle hem de duruşuyla çok özel biridir, iyi ki yollarımız kesişmiş, iyi ki buradasın <3
Bazı erkekler cidden inanılmaz ya. Kendi hayatlarını zor idare ederler ama başkasının evliliğine, çocuğuna, hatta fizyolojisine bile yorum yapmaya bayılırlar. Sanki kadınlar onların onayına muhtaçmış gibi ahkam keserler. Bir de bunu çok doğal, çok haklı bir şey sanırlar. Kardeşim, önce kendi hayatına bak sonra başkalarının kararlarına karışmaya çalış. Ama yok, bir kadının “Ben istemiyorum” demesi onların egolarına ağır gelir. Çünkü alışmışlar hep kendilerini merkeze koymaya. Kusura bakmayın ama dünya sizin etrafınızda dönmüyor.
Uyumadım çünkü kafam susmadı. Düşündüm, durdum, sonra yine düşündüm. Belki bir şeyleri çözerim diye, belki de sadece kendimi oyalamak için. Ya da belki hiç sebebi yoktur, geceleri böyleyim işte. Sessizliği seviyorum, uyumayan şehirleri, aklıma gelen anlamsız ama bir o kadar derin şeyleri. Bazen dertten, bazen alışkanlıktan, bazen de içimde adı konmamış bir şeylerden..
Bunu düşünüp net bir cevap verebilen insan çok azdır bence. Çünkü hayat sürekli değişiyor, biz de değişiyoruz. Şuan ki amacım mutlu olmak, kendimi geliştirmek ve sevdiğim insanlarla güzel anılar biriktirmek. Ama belki beş yıl sonra tamamen farklı bir şey söyleyeceğim. Kimi zaman bir kahveyi keyifle içmek bile hayattaki en büyük amaç gibi geliyor. Belki de olay büyük bir amaç bulmaya çalışmak yerine anı kaçırmamaya bakmakta.