"öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; şehit anası, evladını mezarına koymaya gittiğinde, bir kaç şerefsiz kansızın bundan istifade hırsızlık yapmak için evine girdiği!" dedirten olayların bulunduğu başlıktır. http://www.haber7.com/gun...lirken-evine-hirsiz-girdi
ah musin ünlü şiiridir;
sen beni öpersen belki de ben fransız olurum
şehre inerim bir sinema yağmura çalar
otomobil icad olunur, zarifoğlu ölür
dünyadaki tüm zenciler kırk yaşından büyüktür.
-senegalliler dahil değil
sen beni öpersen belki de bulvarlar iltihablanır
çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin
-yoksa seni rahatsız mı ettim?
sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
-freud diye bir şey yoktur.
sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.
benimsenmesi, şiddetle ve inatla önerilen bir hayat felsefesidir. içeriği ise; yapılanlardır sadece, yapılmayı beklenenler, bir köşede unutulan hayaller değil.
senin yaptıklarındır, iyi veya kötü...
sahip olmak istediğin şeye oturduğun yerden ulaşamazsın, düşüncesiyle yola çıkılmış bir yaşama tarzı. *
bu tür filmleri izlemenin kendinin harcı olmadığı halde izleyip izleyip etkisinden kurtulamayan insandır. gece çişini yapmak için mutlaka yanında birini sürükler. karanlık ortamlarda uyuyamaz. hele oturduğu ev uzun koridorlara sahipse 1 hafta boyunca o koridordan geçerken koşuya katılmışcasına sürat yapar, arkasından birileri geliyormuş gibi hissettiğindendir bu. buna benzer garip bir sürü reaksiyon gösterir.
bu reklam türk erkeklerini komplekse sokmaya çalışmaktan başka bir şey değildir, neyse ki yurdumun erkeği bu tür amaçlara pabuç bırakıp komplekslere girmez. hele nedir o reklamdaki, sahilde üstsüz koşmalar, yağmurda gitar çalmalar, kas gösterisi yapmalar falan.*
insanların kötü bir şey yapaya kalkıştıkları zaman veya yapılmaması gereken durumlarda, bunu yapmak istediklerini anlatırken kurdukları cümleler;
*şeytan diyor ki umumi tuvaletlerde sifonu çekme, bir sonra ki gelen kokudan bayılsın.
*şeytan diyor ki okula gitme devamsızlıktan sınıfta kal, sonra baban agzına...
*şeytan diyor ki otur kaldırımın ortasına trafiği felç et. vb.
meçhul olanın cazibesi vardır. ne kadar gizliyse bir şey o kadar merak edilir, ulaşılmak istenir. esrar perdeleri mıknatıs tesiri yapar, her bilmek isteyeni kendine çeker koşulsuz.
şu anda yan odada bulunan balina görünümlü şişman ablaların -sorana ben balıketliyim derler- konuştuğu mevzudur. bu aslında insanların kendilerini kandırma potansiyelenin yüksekliğini gösterir.
bak şimdi dümdüz yaşıyorsun hayatı, hafif sağa meyillenmende fayda var yolun sonuna şahadetle varabilmek için, arkana bakmak yasak, dönmek daha da yasak, önünde engeli büyük tırlar, kamyonlar, çöp arabaları olabilir, onları geçmeye çalış. hayat yolunda seni ferrariler geçebilir, porcshler ezebilir, aldırma yola devam et. doğru yoldan sapma sakın! kestirme diye bilmediğin arkadaşların peşine yolu şaşırabilirsin, seni bozabilirler, egzoz boruna patatez felan tıkarlar, ya da yağmurlu günde sileceklerini kırarlar mazaallah. sen kendi yoluna bak kendin ol! şahinsen, şahin, opelsen, opel, pugeotsan, osundur kendini bir ferrari gibi göstermeye çalışma. doğru yol senin olsun her zaman.
we sona geldin!
oto mezarlığı;
*abi bu arabayı parçalamaya alıyomuyuz?
-ondan bi b*k olmaz oğlum hurdaya çıkmış ezdirin gitsin.
hayır ne bekliyodun yani?.
hayata bakış açıları değişir, önemli olan ne kadar sapıtabileceğini bilmek.
anlata biliyo muyum? (insanız lan biz.. zönkk! az şükür çekin.)
eğer ki arabada babanın arabasıysa tehlike arz eden bir durumdur.
*lan nasıl kaldırmak arabayı öyle adam gibi kaldır ayağını frenden yiyecen kafana odunu. ben bu arabaya kaç para verdim bozacan aa.
*bak bak eşek herif ya ne diyom lan oğlum sana gündüz vakti far mı yakılır.
*sinyal ver sinyal Allahh gitti araba hay ben seni doğurtanı...
gibi diyaloglar aranızda geçmesi mümkündür. umulan babanın öfkesinin daha ileri gitmemesi.
bir nevi kendine aşık olma diye de adlandıra bildiğimiz bir durumdur, genelde güzel insanlar için geçerlidir. mevlana nın söylediği dibi; güzel yüz aynaya aşıktır.
bugün itibari ile keşfettiğim bir durumdur. apaçi olayını halt sanan müdür yardımcının işgüzarlığıdır, çocukların gelişiminde zararlara yol açabilir. korkunç bir görüntüye sahiptir, okul çocuklarının aynı anda apaçi oynamaya çalışmalarına sebeptir.
kasa başında paranızı almak için bekleyen insan gurubuna girerler. ukala tavırları göze direkt çarpan olaydır, poşeti açmakta güçlük çekip ona uzatıp yardım istediğiniz de ise genelde, "sende mi oha falan oluyorum yani" bakışı atıp kibarlığa uzak, çok bilmişliğe yakın bir gülümseme atarlar çünkü; onlar o anda otomu falan parçaladıklarını düşünürler.
Ayrılık raddesine gelindiği an başlayan ve devamında ayrılırken içten gelen, karşı konulamayan his. iki işlevin bir anda yapılabilmesi durumu. Severek ayrılmak oluyorsa bu da olur dedirten vaka. *