çevremizde her daim böyle kimseler vardır. tv de özel olarak seçilmiş amerikalıların soru-cevaplarını izleyip hepsi için "ya aaabi amerikalı daa kendi başkentini bilmioo, adamlar 2 çarpma işlemini yapamıo salak bunlar." gibisinden laflar ederler. ama dizilerine hasta olurlar. her haftabu dizilerle ilgili sayısız yorum yaparlar. amerikan dizisi izlemeyi bir statü göstergesi sayarlar. ve tüm bu çelişkilerini anlamazlar.
genelde islamla derdi olan insanlar tarafından yapılan tarih çeşnili geyiktir. halbuse bu gerilemenin nedeninin osmanlının uyguladığı sistemin (bkz: #9928551) (bkz: #11365595) sonucu olduğu ve kültürümüze işlediği görmezden gelirler. ayrıca unutmamak gerekir ki osmanlı zamanında nerdeyse bütün önemli islam bölgelerini(medeniyetlerini) yönetiyordu*. bugünlerde bile araplar gerilemelerinin nedeninin türkler olduğunu ileri sürer.
bilimi finanse etmektir. ülkemizde bilim adına bir şeyler yapmak isteyenler genelde mühendislik, doktor, fizik, kimya gibi bölümleri tercih ederler genelde. ama asıl mesele bilim insanlarının yapacağı araştırmalar için kaynağının temin edilmesidir. "bilim insanı olacağım, kendimi bilime adıyacağım." diyorsanız eğer çok zeki ve azimli değilseniz yeriniz çok kolay doldurulabilir. ama bilim adına faydalı işler yapmak isteyen kimse iş hayatına atılır ve başarılı olursa elindeki parasıyla araştırma kurumlarını açar veya finanse eder, ciddi üniversitelere bağış yapar vs.bu şekilde pek çok bilim insanından daha çok iz bırakabilir.
ozdaki gay klüp sahibi namıdiğer "gecenin kralı". bütün hapisaye* kendi uyuşturucusunu yayma çabasındadır.miguel alvareze abayı yakmıştır. dizinin bu renkli karakteri son 2 bölümde diziye girdiği için fazla tanıma fırsatımız olmadı.
facebookta mutlaka rastlarsınız böyle tiplere. cesaret, erdem, aşk, kahramanlık, sosyal mesaj ve felsefeyle ilgili baya iddialı şeyler yazarlar. yazdıkları çoğu zamanda kendilerine ait değildir. şimdi bu kimselerin bazılarını hiç tanımasam nerdeyse yazdıkları gibi olduklarına inanacaktım. böyle kendilerinden büyük laflar sarfederek bir bok olduklarını sanarlar ama yaptıkları mallıktan öte değildir.
sadece türk haber bültenlerinde gördüğüm durum. izleyicileri gaza getirmek amacıyla yaptıklarını düşünüyorum. genelde van helsing, the matrix ve lotr gibi filmlerin müzikleri kullanılır.
osmanlı döneminde yapılan yatırımların çoğu avrupa topraklarını kapsamıştır. anadolu topraklarından vergi ve isyan çıktığı zaman asker toplamıştır ama karşılığında osmanlı döneminde anadoluda ciddi bir yatırım,imar olmamıştır. imparatorluğun avrupa topraklarında kalan bölgeleri gelişirken anadolu şark olarak kalmıştır. bunun göstergeside tc. nin kurulmasından sonra anadoluya batıdan göç edenler yöre halkını aşağılamıştır.
vardır böyle bir şey. yazılanların aşırı duygu yüklü olmasından okuyan gaza gelir. hemen her konuda nietzsche gibi düşünmeye başlar. genelde geçici bi durumdur.
matris şeklinde düzenlenmiş baskı iğnelerini bilgisayardan gelen veriler doğrultusunda elektron mıknatısıyla kağıt ile yazıcı kafası arasında gergin duran şeride noktalama şeklinde vurarak baskı yapan yazıcılardır.
renkli olurlar. yumurtalarını meyve kabuğuna bırakırlar. yumurtaları bıraktığı yer siyah renkte olur. daha sonra olgunlaşan larvalar sinek olur ve meyveyi deler gider. yani zararlıdır, bunlar piyasaya çıkmadan önce mutlaka bitkideki meyvelere ilaç atılmalıdır.
dünyadaki diğer örneklerine bakacak olursak hep maddi durumu daha yüksek kesimden ayrılma isteği gelir. belçikada flamanlar valonlardan, italyada kuzey kesimi güneyden ayrılmak isteyenler var. en önemli gerekçeside ekonomik. "neden bizim paralarımız bunlara gitsin eğer ayrılırsak refahımız artar" diyor. ayrılmak istemeyen maddi durumu daha düşük olan kesimde "nereye biz bu ülkeyi birlikte kurduk, birlikte kazandık şimdi böyle çekip gidemezsiniz." cevabını verir. bizdeyse tam tersi olur. eğer ayrılma fikri türklerden gelseydi bugün pkk bırak dağa çıkıp savaşmayı, ülkenin bölünmez bütünlüğünün güçlü bir savunucusu olurdu.
aslında başlık " insan haklarını gerekçe göstererek bütün caydırıcı cezaların kaldırılması" olacaktı ama karakter sınırlamasından bu şekilde açıldı.
insan haklarını gerekçe gösterilerek bütün caydırıcı cezaları kaldırınca elimizdeki en ağır ceza olarak hapis cezası kalıyor. hapis cezasının bırak caydırıcılığı bazen suç işlemeye heveslendirdiği bile oluyor. yemek ücretsiz, yatacak yer var, yeterince sert olursan koğuş ağası olup kendi küçük krallığını bile kurabilir suç işlemek isteyen. durum böyle olunca insan haklarını savunma gerekçesiyle aslında tecavüze, cinayete, hırsızlık vs. olmasına sebebiyet vererek aslında insan hakkını çiğniyorlar. kötü birisi her türlü pisliği yapıp mapus yatmayı göze alabilir ama idam, bir uzuvunun kesilmesini veya toplum önüne çıkarılıp ifşa edilmesi-küçük düşürülmesini göze alamaz. bu dediklerim size çok zalimce gelebilir ama insanları suç işlemekten caydırmak için en doğru yol bu.
acı olan gerçektir. biraz tarımla ilgilenip çiftçiyle, komisyoncuyla konuşanlar bilir. birinci sınıf meyveler ödenen paranın daha çok olduğu için ya yurt dışına ihrac edilir ya da bol yıldızlı otellere. yani şuan pazarda, markette aldığımız meyveler en iyiler şeçildikten sonra arta kalanlardır. iç burkar.