atatürk'ün ölümünden beri devletin köşe başlarını tutan, atatürk ilke ve inkilaplarını-laikliği kendi çıkarları uğruna kullanan, türkiye cumhuriyeti içinde bağımsız bir tabaka oluşturmuş, devleti ve milleti sömürerek semiren, türk milleti için diğer herşeyden daha fazla tehlike arz eden ve kendini 'burjuva-elit-kötü kadın çocuğu' (artık ne derseniz) görüp türkiye'nin asıl sahibi olan vatandaşa koyun sürüsüymüş gibi hükmetmeye çalışan, milletin önemli bir bölümünde rejim karşıtlığını körükleyen, millet arasında kutuplaşmalar üretilmesine ön ayak olan, aslında mustafa kemal paşamıza en büyük kötülüğü eden bir kısmın uydurduğu bir 'şey'.
(bkz: sözde laik)
(bkz: faşist)
(bkz: amerika ve israil köpekleri) *
milyarlarca insanın inandığı birine bu şekilde hitap eden insancık nedense mustafa kemal atatürk paşamıza "kemal"-"mustafa" diye hitap edildiğini duyunca karşısındakine ağza alınmayacak küfürler eder.
gönül sormak ister "be terbiyesiz, sen kendi kabul ettiğin değerlere saygı gösterilmesini beklerken başkasının kutsalına ne hakla saygı göstermezsin" diye.
bunu yapanların mustafa kemal paşamızdan "kemal" diye bahseden densizlerden ne farkı vardır ey ahali.
çok seyrek küfür eden versiyonu muhtemelen sinirine hakim olamamıştır. doğaldır hepimizin başına gelmektedir bazı bazı.
birde ağzından çıkan 2 kelimeden biri küfür olan versiyonu vardır ki, acizdir-zavallıdır-ıslatılmış budaklı meşe odunuyla iyice yumşayana kadar dövmek mübahtır.
kekeme olduğu halde türkü söylerken bir defa teklemeyen, söylediği türkülerin mest etmesi yanında kişiliği ile de zamanın en iyi yorumcularından-sanatçılarından sayılmayı hak eden kişi.
(bkz: komple sanatçı)
kendini roma imparatoru olarak görmesi iddiasına ve diğer iddialara b.k atmak amacıyla değilde objektif olarak yaklaşırsak;
-batı roma'ya yönelmiş, çünkü hristiyanlığın merkezi roma. orayı da zaptetmenin önemini vurgulamaya gerek yok.
-istanbula farklı etnik kökenlerden insan getirmiş, çünkü her kesimden destek almak istemiştir. düşünen anlar.
-istanbulu kuran roma imparatorunun eskiden yattığı yerde mezarının olması ile geri kalan roma hatıralarını yok etmek istemiş, "bu istanbul yeni, ve benim-bizim" mesajı vermek istemiş olabilir.
-çandarlı halil paşa'yı katletmesi ise devletin içindeki çıkar çatışmalarını engellemek amacıyla olmuştur.
şöyleki;
bu tür çekişmeler geçmiş türk devletlerinde sıkça yaşanmış buna engel olmak istemiştir. türk devletlerinden örnek vermek yerine roma imparatorluğundan örnek verecek olursak, roma imparatorluğu yönetiminin kaç aile arasında kaç defa el değiştirdiğini araştıran herkes bilir. güçlü olan-uyanık davranan aile mevcut yönetime darbe yapıp yönetimi ele geçirebilir. bu durum engellenmelidir, zira saltanatı kaybetme durumunu saymazsak bile şu tehlike vardır; içeride muhtemel devrim fırsatı bekleyen kişiler varken yönetici kişi rahatça devleti büyütmek için çalışamaz.
son olarak tarihimizi düşmanlarımızdan öğrenip kendi atalarına küfür eden zavallı mahlukları kınıyorum.
burda şu sözü hatırlıyor ve ilk söyleyenini saygıyla anıyoruz; "allah belanızı versin"
(not:geçmiş türk devletlerinden değil de roma imp.'dan örnek vermemin sebebi, kendi tarihine çamur atanların batı hayranı olmasındandır. zaten bu durumda eski bir türk devletinden örnek verseniz bile ona da çamur atma ihtimalleri yüksektir.)
ant oldu olası tarihe meraklıdır. haliyle tarih bilgisi de iyidir.
okula yeni bir tarih hocası gelir.
sınıfın en arkalarında ders kaynatmakla mesgul-sınıfın haytalarından olan anthrax'da, daha ilk derslerden hocada birkaç arkadaşı ile birlikte "tembel" intibası bırakmıştır.
bu şekilde sürüp giden birkaç haftadan sonra sınav dönemi gelir. ama genç ve idealist hocamız 'asla' kopya çektirmez. kitabı zaten daha önce roman gibi okuduğu için anthrax önce bir etrafını süzerek başlar sınava.
anthrax'ın çok fazla düşünmeden sınav kağıdını doldurmaya başladığını gören hoca kıllanır ve ant'ın yanına gelir. yanına gelen hocayı, ve sınıfta kıvranan diğer arkadaşlarını gören anthrax'ın aklına bişey gelir. hoca geldiğinde ant geri yaslanır ve hocaya "hayırdır hocam? sınavı zor yapmışsınız" gibi şeyler söyler. hoca kürsüye gittiğinde ise tekrar yazmaya başlar. birkaç defa bunun tekrarlanmasından sonra hoca anthrax'dan şüphelenir ve sınava kürsüde devam etmesini söyler. ama anthrax aynı taktiği kürsüde de devam ettirir. "hocan gelince dur-hoca gidince hızlı hızlı yaz." olası bir kopyadan şüphelenen hoca anthrax'ın gömleğini ceketini çıkarttırır-pantolonunun ceplerini arar. tabi bu arada sınıf kopyayı çeker.
2.sınav döneminde anhrax'ın tarihinin iyi olduğunu daha önce tecrübe etmiş olan hoca, bu sefer anthrax'ın sıra arkadaşını kaldırır ve anthrax'ın yanına çömer. duvar kenarında olan anthrax'a sırtını-sınıfa yüzünü döner ve sınav ile meşgul sınıfa "kopya çekmeyin", "yakalarsam kötü olur", "siz yapabildiğinizi yapın ben not veririm" tarzı klasik nasihatler verir. anthrax'ı ise kendi haline bırakmıştır arkasında.
sınavı bitiren anthrax hocanın omzunun üstünden sınıfa döner bakar, zaten canı da sıkılmaktadır, ve dolu olan sınav kağıdını hocanın kafasının üzerinden sınıfa çevirir. yarım saattir konuşan-nasihat eden hocaya bir kez bile bakmamış olan sınıf, bir anda hocaya döndüğünde hoca kısa bir afallama geçirir. ilk önce bakışların kendisine yöneldiğini sanır, fakat daha sonra bakışların yönünün kafasının üstüne doğru olduğunu görünce kafasını kaldırır, kaldırır, kaldırııır ve tepesinde elinde sınıfa dönük sınav kağıdıyla gülümseyen anthrax'ı görür.
o günden sonra hoca artık şunu bilir ki;
anthrax kopya çeker, eğer çekmesine gerek yoksa da kopya verir. yani anthrax boş bırakmaya gelmez.
o günden sonra anthrax artık şunu bilir ki;
hoca genç ve cüsseli adam ise riske gir-me-ye-cek-sin.. koyup da oturtabilir.
öyle durumda sittir etsene sınıf, ama olmaz; (bkz: lanet olsun içimdeki şu insan sevgisine)
dipnot: hoca bunu okuyorsan, kopardıydın kulağımı ellerin kırılsın.*