olması can sıkıcı gelen ,sahip oldukları kimlikten sanki bir gocuntuları varmış gibi gözüken bir durumdur.insanların olduklarından başka biri gibi görünmeye çalışmalarını anlayabilirim ama partiler bunu yapınca(oy için yaptıklarından olsa gerek) anlaşılmaz ve kötü görünüyor.
saadet partisi bunu yapınca rapçilerin hayat görüşlerini anlayabiliyor mu yani?
oldukça hırslı hatta padişah olabilmek için babasını zehirleyebicek kadar hırslı, elindeki gücü iyi bilen dünyalığa son derece düşkün,osmalı toprağını ve hazinesini döneminde ikiye katlamış başarılı bir padişahtır.
en büyük rakibi aslen türk olan ve bunu kullanarak anadoluda ayaklanmalar çıkartan şah ismail'dir.(ilginç bir durum olarak yavuz farsça şah ismail türkçe yazışırmış.)ironik olarak yavuzun savaştığı tüm güçler babalarının ve torunlarının aksine türk ve ya müslümandır.
sekiz yıllık padişahlığının kısalığı baba bedduasıdır denilir.beddua da şudur:
'padişahlığın ikindi gölgesi gibi olsun.'(ikindi günün en uzun ama en kısa süreli gölgesinin oluştuğu andır.)
bilimin açıklayabileceği bir sorunsaldır.naçizane anlatayım;
türkiye avrasya kıta tabakası,ırak,iran,suriye arabistan kıta tabakası üzerinde bulunur.bu tabakalar milyonlarca yıl önce çarpışarak birleştiler.fakat bu birleşme sessiz sedasız greçekleşmedi.daha güçlü olan arabistan tabakası avrasya tabakasını iterek büzdü.altında oyuklar olan bir toprak parçasını iterseniz o oyuklar kapanarak yok olur.bu itişin en büyük kanıtı doğudaki dağlar,illede yanardağlardır.(Ağrı ,Tendürek, Nemrut, Süphan Dağları,Karacadağ.)bunlarda tabakalrın sürtünmesiyle oluşmuştur.
yanardağ oluşumu görülen topraklarda yukarıda basitçe bahsedilen durumdan dolayı petrol ve maden oluşumu görülmez.olursada çok az miktardadır.zaten türkiyedeki petrol sahaları avrasya tabakasının arap tabakasına direnç gösterdiği sınır yakınlarındadır.
yukarıdaki duruma bakarak güneydoğuda petrol denizlerinin olmadığını anlayabiliriz.ama akdenizin doğusu ve karadeniz için aynı şey söylenemez.
2. dünya savaşına askeriyle değil kalbiyle giren devlet adamıdır.zira naziler yunanistanı işgal ettiğinde fransa'da yaptığı gibi kukla bir hükümet kurmuş ve başına da çolakoğlu adında bir türkü getirmişti.bu hükümet yine nazilerin emriyle yunanistan'a ambargo koyup karneyle yemek vermeye başlamıştı.ama o kadar az yemek veriyorlardı ki açlıktan ölme vakaları çok normal bir hale gelmişti.atina sokakları açlıktan ölmüş çocuk, yaşlı,genç her yaştan insan cesetleriyle doluydu.bu sırada ismet inönü ve arkadaşları bu trajediyi görüp 20 yıl önce ülkesini işgal etmeye gelen yunan halkına türk köylüsnün vereceği yiyecekleri 'KURTULUŞ' adlı özel bir gemiyle ulaştırma kararı aldı ve almanlarla iyi ilişkilerimizi kullanarak bu yardımları yunanlılara ulaştırdı.
sonuç olarak inönü türkiyeyi savaşa sokmuştur.ama ne nazilerin ne de ingilizlerin yanında,insanlığın ve merhametin yanında...
demokrasinin beşiği olan,dünyanın neresinde devletiyle ters düşmüş sanatçı ve düşünür varsa kollayan,çekici ve başına buyruk kadınları olan,eşlerini nazilerle bile paylaşabilen 'boynuzlu' ama her anlamda diplomat erkekleri olan,avrupanın en kirli ama illede en romantik başkentlerinden birine sahip olan,huysuz,sinir bozucu ama sadece onda bulabileceğiniz güzellikleri olan,nefret edildiği kadar sevilen ve avrupanın gerçek ruhu olan güzel ülkedir.
3000 lerde bugün yaşayan herhangi bir canlının fosil olamayacağını,hele fosil yakıt hiç olamayacağını bilmeyen yazarın açtığı başlıktır. çünkü fosil durumuna gelebilmek için milyonlarca yıl geçmesi gerekir.~~
aslında bugünün ve geçmişin başarılı bilim adamlarının hangi kökene sahip olduklarını gösteren bir durumdur.
tabi bu bir türk bilim adamının yaptığı keşfi milliyetçilik yaparak türkçe adlandırmasını gerektirmez.çünkü bu adlandırmalar çok hoş bir şekilde ve mitolojiye dayandırılarak yapılır.örneğin samanyolu galaksinin ortasındaki hayat olması çok muhtemel yedi yıldıza atlasın babalarına ağırlık yapmamak için yıldıza dönüşen yedi kızının adı verilmiştir.
dünyanın en önemli ve organize iç savaşıdır.bu savaşın kuzey tarafından kazanılmasının temelinde siyahların özgürlükleri için savaşa kuzey tarafında katılmasıdır.hatta sadece siyahlardan oluşan bir tugayları bile vardı.ama asıl tezat (tabi benim bildiğim kadarıyla) siyahların rütbesinin birkaç istisna haricinde çavuşluğu geçememesiydi.
kuzeyin insan ve teknik gücüne karşın güneylilerin yüksek savaşma becerisi savaşı neredeyse güneylilerin kazanacağı bir duruma getirmişti.ancak kuzeyin en başarılı komutanlarından sherman'ın doğu yürüyüşü birlikleri daha çok batıda konuşlanan güneylileri bozguna uğratmış ve kuzeyi muzaffer kılmıştır.
çok sevdiğim ve izleyenlerin de çok sevdiği bir japon animesi olan dragon ball makufishi adventure dizisinin başlangıç müziği.'lets try try try makufishi.'
genelde gündüz vakti yemek yemeye vakit bulamayanların yaptığı bir aktivitedir.televizyon karşısında yapılması muhtemeldir ve bu vakit bulamama durumu da genelde gündüz vakti yataktan çıkmamaktan kaynaklanır.
'ulan o benim gibisini bulamaz.'nidalarıyla acı çeken adamsıdır.yanında teselli için oradasındır ama aklına'ulan daha iyisini bulmuş demek ki aldatmış.'demek gelir ama yine de tutarsın kendini.
birde bunlar hemen ıssız adam moduna girer gözünüm içine baka konuşur ıyyyy hatta ağlar.ama birkaç gün sonra 'koz at lan şuraya!'derler.
bizdeki utangaç,darılgan ve hasta erkek bakış açısını yansıttığı için herkesle özdeşleşir bu tip.(ben de onlardan biriyim.)film aslında romantik bir film gibi algılandı ama sosyolojik bir yönünün olduğu da bu kendinden birşeyler bulma durumuyla ortaya çıktı.
halbuki elin amerikalısı öyle mi?hoşlanır,aşık olur gider söyler,'basar gider'!bizde leyla gibi hayal kurarız.
sonunda aklına 'demek ki s.kmek lazımmış.'türünden hezeyanlar gelen,bunun sonucunda ilişkilerini bitirip yenilerine yelken açan kişilerdir.ama yine aynı şeyi yaparlar çünkü insanları sever bu kişiler.e sevdiğine de değer verirsin değil mi?
yalnızlığının ağırlığı tüm gücüyle omuzlarına binmişken birden aynaya bakıp aslında yalnız olmadığını ve dünyanın en iyi şeyine sahip olduğuna inanma durumudur.bu kişiler dünyayı fethedebileceklerine inanaırlar ama çok hoşlandıkları bir kızın yanına gidip açılamayacak kadar da korkaktırlar.
kalbi temiz ama çok kolay öfkelenen,söylediklerini çok kolay inkar eden hiç sevmediğim başbakanımızdır.iş yapıyor mu diye sorarsanız cevabı 22 tammuz da aldık.
laik(tam olarak ne demekse?insanlar laik olur mu ki?), ve gücünü kurumlardan alan insanların demokrasi anlayışıdır.nedense hep zengin ya da iyi halli olurlar ve başörtüsüne acayip gıcıktırlar.
bu güne kadar hiçbir şey için kafa yormamış,televizyonlarda bağıra bağıra konuşan insanlardan etkilenen veya partiden az da olsa çıkarı olan kişilerdir.işin komiği bir de bunlara niye ak parti diye sorunca 'ee ekonomi iyi,kötünün iyisi' gibi cevaplar alırsın.
