evet hayır denince akla ilk gelen sevgili erkan yolaç'dır. ne güzel bir yarışmaydı insanlara ustaca evet hayır dedirtmek için uşraşırdı ama bunu yaparken şimdinin siyasileri gibi ahlaksızlıklar yapmazdı. ahlahsızlık yapan tarafın hangisi taraf olduğuna da siz karar verin!
hoooppbaaa hayır dediniz ve kaybettiniz!
Kafa yorulmayacak kadar gereksizdir. Devirleri elbet geçecektir diyeceğim ama bunun gibiler güçlü kimse anında ona göre evrilirler. O yüzden emin değilim. Misal yarın iktidar değişirse anında yeni iktidara methiyeler düzerken görebiliriz kendisini.
garip olan şu ki; terör konusunda bunca yıllık tecrübesi olan ve 10 tane ülke kurmaya yetecek para harcanan türkiye'de bu tarz eylemlerin hala bu kadar kolay bir şekilde yapılıyor olması. Yine bu olay ardından da güvenlik ve istibarat zafiyetleri haberleri duymaya hazır olun ama bu ne ölen insanları geri getirecek ne de bu ülkede yaşayan insanların artık bu ülkede güvenle yaşabileceklerine olan inancı.
Sepep olan, yapan, yaptıran, göz yuman, zafiyet gösteren, kıyan, kıydıran iç, dış kim varsa topunun allah belasını versin. Bu Cümleyi kaçıncı kez yazıyorum bilmiyorum ama ben, sen, o, eşimiz, annemiz, kardeşimiz ya da çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın başına bu ülkede ve her an her şey gelebilir.
hER SALDIRI SONRASI LANETLENEN BU EYLEMLERiN LANETi yine MASUM insanları SARMAYA DEVAM EDiYOR!
vejetaryen olduğu halde filmde gerçekten çiğ et yiyerek oskarı kaptı. Diriliş filminde sanki; "ulan artık çiğ et bile yedim verin şu oskarı bana" der gibi oynamış, akademi de bunu görmezden gelmemiş.
Ülkenin kaderini elinde tutan insan. kim nederse desin bu böyle. akp'nin troykasını mı seçecek, vicdanının sesini mi dinleyecek yoksa tayyip abisini mi? yapacağı seçim ülkenin kaderini direkt olarak etkileyecek.
savcılıkta nedamet getirmiş, af dilemiş ve yine kendisini bu sistemde tutmak için elinden geleni yapmış.
söylediklerinin arkasında dursaydı belki insanların gözünde bu kadar küçülmezdi. en azından benim gözümde.
herkes şunu iyi bilmelidir ki; Çocuklar dünyanın neresinde ve ne sebepten dolayı ölüyorsa, dini, dili, rengi, ırkı ne olursa olsun hiçbir kimse bunun savunucusu olamaz. olmamalı, terör ve terörle mücadele farklı bir konudur, günahsız çocukların ölmesi farklı bir konu.
Son günlerde abdullah gül, bülent arınç ve hüseyin çelik gibi tahtından edilmiş bazı siyasetçilerin başını çektiği bir grup akp'de "acaba 2. fazilet dönemi gibi bir dönem başlar mı" sorusunun fitilini ateşlemeyi başardı.
Akp nin kurucuları ve ağır topları arasında yer alan bu zatların rte'ye karşı duruş sergilemeleri ve artık yeter demeleri güzel bir şey tabi ama şu kritik soruyu da sormak lazım; koltuk sahibiyken neden sustunuz? neden şimdi konuşmaya ve eleştirmeye başladınız, dünkü söylemlerinizin altında kalmayacağınızı mı sanıyorsunuz? Ey abdullah gül cblığı makamında otururken herkese gül dağıtan ben miydim? sormazlar mı adama. he?
HEPSi SINIFTA KALMIŞTIR. 7 MiLYAR NÜFUSUN OLDUĞU DÜNYADA 1 MiLYAR AÇ iNSAN VARSA BURADA BiR GARiPLiK VAR.
DAHA ÇARPICI BiR ÖRNEK VERECEK OLURSAK; ÜLKESiNDEKi iÇ SAVAŞTAN KAÇAN VE SIĞINDIĞI ÜLKEDE SOĞUKTAN DONARAK ÖLEN 36 GÜNLÜK BEBEĞiN OLDUĞU BiR DÜNYADA BÜTÜN iNSANLIK VE BÜTÜN DiNLER SINIFTA KALMIŞTIR.
bunun bir de ticari kadrolaşma örneği vardır. iktidardakiler yani erk sahipleri hangi şart ve koşullardan gelirlerse gelsinler, seçilmeden önce hangi naraları atarlarsa atsınlar, istedikleri kadar insanların kılcal damarlarına inerek inanç sömürüsü yapsınlar çok basit bir söylemle bu gücün büyüsüne kapılarak kendilerinin ve çevresindekilerin ceplerini doldurmak konusunda oldukça başarılıdırlar.
bunun pek çok örneği aşikardır. bu uğurda üç beş kuruş sermaye ve çıkar ortaklıklarıyla kurdukları şirketler iktidar ellerindeyken büyüdükçe büyürler, bu şirketlerde bir sürü insan istihdam edilir onlar da "allah razı olsun, bak sayelerinde ekmek yiyoruz" diye kendilerini avuturlar ve sonrasında global piyasa, siyasi ve ekonomik konjonktür değişince bu şirketler bir bir kapanır ve kapanacaktır. istihdam ettikleri insanlar belki kıdem tazminatlarını bile alamadan işsiz ve aç kalacaklar ama bu kimsenin umurunda olmayacaktır.
örnekse; aşağıdaki yer alan haberi dikkatlice okumakta fayda var
ülkemiz ve ülkemizdeki insanlar aslında siyasi tercihleriyle zengin edecekleri kişileri de seçerler. işin garip tarafı da "yiyebiliyorlarsa yesinler helal olsun" veya "yiyorlar ama yapıyorlar" diyen de azımsanamayacak kadar çok insanın pardon bunlara insan demek iltifat kaçar azımsanamayacak kadar ikiyüzlü yavşağın da çok olduğu aşikar. ben, sen, o, biz, siz, onlar, yüzde otuz, kırk, elli...
19. muhtarlar toplantısını da başarıyla geçekleştirmiştir hamdolsun. Muhtarlar ve büyükelçiler olmasaydı kimi toplayıp ayar verecekti acaba çok merak içerisindeyiz.
iyice zıvanadan çıkmış biridir. 20-30 sene önceki hallerini unutmuş ve eline güç geçince sabıtan bir zavallıdan başkası değildir. ama unuttuğu bir şey var ki; bu dünya sultan sülayman'a kalmadı...
bir de unutmadan, bunun hakkında olumsuz bişey yazınca eksi yağmuruna tutuyorlar ya acayip hoşuma gidiyor.
kimsenin umurunda olmayan insanlar. insanlığın gerçekten bittiğinin havarileri. siyasilerin çıkarları uğruna kullandıkları mazlumlar. gerçekten çok ama çok kötü durumdalar. Her gün karaya vuran onca çocuk, kadın, erkek cesedi vicdanlarımızı on saniye kadar tarumar etse de on saniye sonra başka kanala ya da başka sayfaya geçince unuttuğumuz insanlar. Yarın bizim başımıza da böyle şeyler gelmeyeceğini kim söyleyebilir? Bunun bilincinde olarak bu drama yaklaşmayan bütün insanlık insanlığından utanmalıdır.
aklın almadığı bir konu da; suriye'li mülteciler için 8 milyar dolar harcadıklarını söyleyen hükümet? sormak lazım; bu kadar para harcadığınız için mi bu insanlar her gün bu ülkeden çıkmak için ölümü göze alıp dandik botlarla kaçmaya çalışıyor ve gerçekten ölüyorlar. bu yüzden mi bütün köşe başlarında ve bütün ışıklarda suriyeli mülteciler dileniyor? kontrolsüz bir şekilde, sırf siyasi çıkarlarınız uğruna ülke sınırlarını açtığınız için sizin bunda hiç mi suçunuz yok?