Ankebut29
104 (çalışkan)
üçüncü nesil yazar 2 takipçi 6.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    istanbul büyükşehir belediyespor

    220.
  1. kuran ı kerim

    255.
  2. sevgili kardeşlerim. kuranı kerim indirilmesi tamamlandıktan sonra defalarca resullulaha baştan sona kadar cebrail aleyisselam tarafından söylenmiştir,anlatılmıştır.

    kuranda belirtildiği gibi "biz onu peyder pey indirdik" furkan32 yani onun parça parça indirildiğini, yavaş yavaş açıklandığı söylenmek isteniyor.

    sevgili kardeşlerim

    bunun sebebide şöyle açıklanabilir: kuranın söylediği kuralların, tam zıttını yaşam şekli haline getirmiş bir topluma ,bunca kural birden söylendiğinde , kuralların kavranması benimsenmesi gerçekten daha da zorlaşacaktı..

    örneğin içki önceden haram olmayan bir içecekti ama daha sonra haram olarak nitelendirildi.

    "......... .ne oluyor size? nasıl hüküm veriyorsunuz?" yunus35

    kuranı okumdan araştırmadan kardeşlerim lütfen değerlendirmeler yapmayalım.

    burada yazılar yazdığınıza göre belli bir kültür birikimine sahip kişilersiniz. bu kadar yazı yazıyorsunuz bunca tahsiller yaptınız ve belkide binlece kitap okudunuz ama bir kere olsun kuranı kerimi tefsirleri ile baştan sona sabrederek anlamaya çalışarak, kestirip atmadan okumayı denediniz mi yada denedik mi? hepimize bu soruyu yöneltmek istiyorum.

    arkadaşlar bu o kadar zor bir şey değil, ufak şeylerde takılmayınız. once resmin tamamına bakmaya çalışalım ondan sonra teferuatlara bakalım. tabiki kuranın nasıl kitap haline getirldiği önemli ama bunlar çok ufak hadiseler..

    "allah insanlara zülüm etmez ancak onlar kendilerine zülüm ederler" yunus44

    "kim gözünü açıp hakkı idrak ederse kendine, göremezse kendi zararına" enam104

    kardeşim oyle bir sistem ki , yaptıklarının karşılığını göreceksin. bu söylenenleri açıklananları.belirtilenleri yaparsan sonuçları şunlar,, yok eğer belirtilenleri yapmazsan sonuçlar bunlardır.

    aslında ne kadar basit değilmi kardeşlerim,elimizin altında veya hemen ulaşabileceğimiz kadar yakın olan bir kitap ama biz onu anlamaya bile çalışmıyoruz.

    son olarak anlamak istemeyen arkadaşlara
    "ya bu söylenenler doğru ise"
    5 ...
  3. apacik kitaba and olsun ki

    1.
  4. sevgili kardeşlerim. kuranı kerim indirilmesi tamamlandıktan sonra defalarca resullulaha baştan sona kadar cebrail aleyisselam tarafından söylenmiştir,anlatılmıştır.

    kuranda belirtildiği gibi "biz onu peyder pey indirdik" furkan32 yani onun parça parça indirildiğini, yavaş yavaş açıklandığı söylenmek isteniyor.

    sevgili kardeşlerim

    bunun sebebide şöyle açıklanabilir: kuranın söylediği kuralların ve yaşam biçiminin, tam zıttını yaşam şekli haline getirmiş bir topluma , değişik bir yaşam biçimi birden söylendiğinde ,sözumona yaşam tarzının ve kuralların kavranması, benimsenmesi,uygulanmaya çalışılması gerçekten daha da zorlaşacaktı..

    örneğin içki önceden haram olmayan bir içecekti ama daha sonra haram olarak nitelendirildi.

    "......... .ne oluyor size? nasıl hüküm veriyorsunuz?" yunus35

    kuranı okumdan araştırmadan kardeşlerim lütfen değerlendirmeler yapmayalım.

    burada yazılar yazdığınıza göre belli bir kültür birikimine sahip kişilersiniz. bu kadar yazı yazıyorsunuz bunca tahsiller yaptınız ve belkide binlece kitap okudunuz ama bir kere olsun kuranı kerimi tefsirleri ile baştan sona sabrederek anlamaya çalışarak, kestirip atmadan okumayı denediniz mi yada denedik mi? hepimize bu soruyu yöneltmek istiyorum.

    arkadaşlar bu o kadar zor bir şey değil, ufak şeylerde takılmayınız. once resmin tamamına bakmaya çalışalım ondan sonra teferuatlara bakalım. tabiki kuranın nasıl kitap haline getirldiği önemli ama bunlar çok ufak hadiseler..

    "allah insanlara zülüm etmez ancak onlar kendilerine zülüm ederler" yunus44

    "kim gözünü açıp hakkı idrak ederse kendine, göremezse kendi zararına" enam104

    kardeşim oyle bir sistem ki , yaptıklarının karşılığını göreceksin. bu söylenenleri açıklananları.belirtilenleri yaparsan sonuçları şunlar,, yok eğer belirtilenleri yapmazsan sonuçlar bunlardır.

    aslında ne kadar basit değilmi kardeşlerim,elimizin altında veya hemen ulaşabileceğimiz kadar yakın olan bir kitap ama biz onu anlamaya bile çalışmıyoruz.

    son olarak anlamak istemeyen arkadaşlara
    "ya bu söylenenler doğru ise"
    1 ...
  5. neşriyat

    2.
  6. savaskaradag

    1.
  7. uludag üniversitesi kamu yönetimi bölümünden bu sene mezun olmuş, yüksek lisans için yurt dışına çıkmayı planlayan, tanışılması gereken bir yazar.
    0 ...
  8. haris

    3.
  9. açgözlü, cimri, doymak bilmez, gözü doymaz, obur, tamahkar demektir.
    3 ...
  10. akit

    2.
  11. ahit, ahitname, anlaşma, bağdaşma, itilaf, ittifak, kavil, sözleşme, uzlaşma demektir.
    7 ...
  12. emare

    2.
  13. belirli, emaret, ipucu, işaret, iz demektir.
    2 ...
  14. salimen

    1.
  15. sağ olarak, sağ salim, sağ ve esen demektir.
    1 ...
  16. tesanut

    0.
  17. anlaşma, beraberlik, birleşme, dayanışma demektir.
    0 ...
  18. sucud

    3.
  19. secdeler demektir. secde namazda dizler üzerine oturma durumudur.
    1 ...
  20. kiraat

    3.
  21. kıyam

    5.
  22. kazf

    1.
  23. zina iftirası için kullanılmaktadır.
    2 ...
  24. buhtan

    4.
  25. iftira demektir.ifk de denilmektedir.
    0 ...
  26. isnat

    3.
  27. bindirme, dayandırma, destek alma, destek olarak kullanma, üstüne yükleme, yaslama demektir.
    2 ...
  28. iftira

    6.
  29. bir kimseye işlemediği bie suçu isnat etmektir.
    0 ...
  30. ifk

    1.
  31. zahire

    1.
  32. ekin, hububat, tahıl demektir.
    1 ...
  33. mutmain

    3.
  34. emin, gönlü kanmış, ikna olmuş, inanmış, itikat etmiş demektir.
    3 ...
  35. uzvu

    1.
  36. zevat

    2.
  37. kimseler, kişiler, zatlar demektir.
    3 ...
  38. tesehhut

    1.
  39. namaz , rekat, salavat, secde, teravi, vitir demektir.
    0 ...
  40. suudi arabistan

    31.
  41. Resmi adi: Suudi Arabistan Kralligi
    Baskenti: Riyad
    Diger önemli sehirleri: Mekke, Medine, Cidde, Taif, Demmam, Dahran, Bureyde.
    Yüzölçümü: 2.150.000 km2
    Nüfusu: 23,000.000 (2000 tahmini). Nüfusun % 77.5'i sehirlerde yasamaktadir.

    Dil: Resmi dil de konusulan dil de Arapça'dir.

    Din: Resmi din Islâm'dir ve halkin % 99'u Müslümandir. Müslümanlarin çogu sünni ve büyük çogunlugu Hanbelidir. Az sayida da Sii vardir. Müslümanlarin disinda az sayida hiristiyan ve Dogu dinleri mensubu mevcuttur.

    Cografi durumu: Ortadogu ülkelerinden sayilan ve Arap Yarimadasi'nin büyük bir kismini kaplayan Suudi Arabistan kuzeyden Ürdün ve Irak, kuzeydogudan Kuveyt, dogudan Basra Körfezi, Katar ve Birlesik Arap Emirlikleri, güneydogudan Umman, güneyden Yemen, batidan Kizildeniz'le çevrilidir. Topraklarinin % 1'i tarim alani, % 39'u otlak, kalani çöl ve kumsaldir. Suudi Arabistan'a sicak ve kurak bir iklim hâkimdir.

    Yönetim sekli: Suudi Arabistan krallik rejimiyle yönetilmektedir. Kral oldukça genis yetkilere sahiptir. Yasama yetkisi de kralin elindedir. Anayasaya göre ülkede uygulanacak yasalarin seriata dayanmasi gerekir. Ancak pratikte bu konuda birçok pürüz mevcuttur. Anayasayi degistirme yetkisi kralin elindedir. Kral 1993'te 60 üyeli bir Danisma Meclisi olusturdu ve üyelerinin tamamini bizzat kendisi belirledi. Ancak bu meclisin yetkileri oldukça sinirlidir ve sadece kral istedigi zaman toplanmaktadir. Seriatin normalde bütün herkese karsi islemesi gerekirken Suudi Arabistan'da "siyade" denilen ve kralla onun çevresindeki kisilerin olusturdugu sinifin yargi dokunulmazligi vardir. Yönetim kadrosunu olusturanlarin büyük bir çogunlugu Suud ailesine mensuptur. Kendilerine "emir" denilen idari bölge yöneticilerinin tamami Suud ailesine mensuptur. Bütün üst kademe yöneticileri kral tarafindan tayin edilir. Onlar da kendi emirlerinde çalisacak kisileri tayin ederler. Dernek yöneticilerine varincaya kadar bütün yetkili kisiler tayinle belirlenir, hiçbir yerde seçim yoluna gidilmez. Yardim kuruluslari ve dernekleri kurma ve kurdurma yetkisi sadece devletin elindedir. Her ne amaçla olursa olsun toplanti ve tören için özel izin gerekir. Suudi Arabistan, BM, IKÖ (Islâm Konferansi Örgütü), Arap Birligi, Körfez Isbirligi Konseyi, OPEC (Petrol Ihraç Eden Ülkeler Teskilati), IMF (Uluslararasi Para Fonu), Islâm Kalkinma Bankasi gibi uluslararasi örgütlere üyedir.

    Idari bölünüs: 13 idari bölgeye ayrilir.

    Tarihi: Bilindigi üzere bugün Suudi Arabistan yönetiminin elinde olan topraklar Islâm'in besigi olan topraklardir. Bu itibarla bu topraklarin Islâmi tarihi Resulullah (a.s.)'in peygamber olarak ortaya çikmasiyla baslamis, rasid halifeler, Emeviler ve Abbasiler dönemleriyle devam etmistir. Bazi küçük karisikliklar ve ayaklanmalar müstesna tutulursa bu dönemlerde bu topraklar sürekli hilafeti temsil eden devletin yönetimi altinda olmustur.

    1258'de Abbasiler'in Bagdat'taki varliklarina Mogollar tarafindan son verildikten kisa bir süre sonra Misir'da yönetimi ellerinde bulunduran Memlükler, Abbasi halifelerini yanlarina çagirmis ve hilafetin burada kendi himayelerinde devam etmesini saglamislardir. Böylece bu tarihten sonra bugünkü Suudi Arabistan'in hükmettigi Arap Yarimadasi'nin yönetimi Memlükler'in eline geçti. 1517'de Kanuni'nin Memlük saltanatina son vermesinden sonra hilafetin Osmanlilara geçmesiyle birlikte kutsal beldeleri içinde bulunduran Arap Yarimadasi'nin yönetimi de Osmanlilarin eline geçti.

    Arabistan topraklarinin Osmanli yönetiminde oldugu dönemde 1740'larda bu bölgede Vehhabilik hareketi olarak bilinen itikadi hareket ortaya çikti. Hareketin öncüsü Muhammedu'bnu Abdilvehhab 1744'te Riyad yakinlarindaki Der'iyye kasabasina yerleserek orada bir kabilenin baskani olan Muhammedu'bnu Suud ile isbirligi yapti. Bu isbirliginden Vehhabi isyanlari dogdu. Isyancilar Osmanlilardan bagimsiz olarak kendi inançlarina ve düsüncelerine göre sekillenen bir devlet kurmak istiyorlardi. Muhammedu'bnu Suud'un 1765'te ölümü üzerine Vehhabi isyanlarinin askeri ve siyasi liderligini oglu Abdülaziz üstlendi. Isyan çok sürmeden Arabistan'a yayildi ve isyancilar 1803'te Mekke'yi ele geçirdiler. Osmanli Devleti bu isyanlari bastirmak için Misir valisi Mehmed Ali Pasa'yi görevlendirdi. Mehmed Ali Pasa'nin oglu Tosun'un komutasindaki bir ordu 1812-13'te Medine, Mekke ve Taif'i vehhabilerden geri aldi. Daha sonra Mehmed Ali Pasa bizzat kendisi Abdülaziz'in üzerine yürüdü. Baslangiçta direnen Abdülaziz 1814'te ani bir sekilde öldü ve kuvvetleri dagildi. Mehmed Ali Pasa'nin gönderdigi Kavalali Ibrahim Pasa 1818'de Der'iyye'ye girerek isyancilari yenilgiye ugratti. Muhammedu'bnu Abdülvehhab'in oglu Der'iyye kadisi Süleyman'i da öldürdü. Ibnu Abdilvehhab'in diger oglu Ali de haccda yakalanarak öldürüldü. Ibrahim Pasa Abdülaziz ibnu Suud'un oglu Abdullah'i ve çocuklarini yakalayarak Istanbul'a gönderdi ve bunlar 17 Aralik 1819'da burada idam edildiler. Ancak Vehhabi hareketi durmadi. Osmanli ordularinin önünden kaçan Türki ibnu Abdillah, Vehhabi kuvvetleri yeniden toparlayarak 1821'de Riyad'i baskent yapan bir Vehhabi devleti ilan etti. Bu yönetim baslangiçta askeri hareketlerle, 1843'ten sonra da Osmanli Devleti'ne tabi olmayi kabul ederek 1891'e kadar ayakta kalmayi basardi. 1891'de dagilan bu yönetimi II. Abdülaziz ibnu Suud 1902'de yeniden toparlayarak Riyad merkezli Vehhabi yönetimin kurulusunu ilan etti. II. Abdülaziz, Arabistan yarimadasinda gücünü artirmak için Ingilizlerle isbirligi yapti. Sonraki yillarda Arabistan'in diger bölgelerini de ele geçirerek topraklarini genisletti. Abdülaziz 26 Aralik 1915'te Ingiltere'yle özel bir anlasma imzaladi. Anlasmaya göre Abdülaziz'in ele geçirdigi topraklarin kesin yönetimi ona ait olacak, ondan sonra da yönetim çocuklarina geçecekti. Ancak bu topraklarin yöneticileri hiçbir sekilde Ingiltere'nin aleyhinde olmayacaklardi.

    I. Dünya Savasi'nin Osmanli Devleti'nin aleyhine sonuçlanmasi üzerine Ibnu Suud yönetimi 1921'den sonra Hâil, Tâif, Mekke, Medine ve Cidde'yi de ele geçirdi. Abdülaziz ibnu Suud 5 Aralik 1924'te Necd ve Hicaz krali olarak ilan edildi. 27 Mayis 1927'de Ingilizlerle yapilan anlasmayla "Necd ve Hicaz Kralligi" bagimsiz bir devlet statüsü kazandi. 1932'de devletin adi "Suudi Arabistan Kralligi" olarak degistirildi. Abdülaziz ibnu Suud'un kralligi 9 Kasim 1953'e kadar sürdü. Onun arkasindan oglu Suud ibnu Abdülaziz kral oldu. Onun 2 Kasim 1964'te ölümünden sonra yerine kardesi Faysal ibnu Abdülaziz geçti. Onun 25 Mart 1975'te yegeni tarafindan öldürülmesi üzerine yerine kardesi Hâlid ibnu Abdilaziz geçti. Onun 13 Haziran 1982'de ölümünden sonra da yerine kardesi Fehd ibnu Abdilaziz geçti. Fehd ibnu Abdülaziz kardesleriyle arasindaki saltanat rekabetinde ABD'den destek gördü ve kralliga geçmesinden sonra da ülkeyi tamamen ABD güdümüne soktu. 17 Ocak 1991'de baslayan Körfez Savasi'nda da ABD'nin öncülügündeki müttefik kuvvetlere en büyük lojistik destegi Suudi Arabistan verdi.

    Dis problemleri: Suudi Arabistan'in Körfez krizinde takinmis oldugu tavir Irak'in yani sira Yemen ve Sudan'la da arasinin açilmasina yol açti. Suud yönetimi Yemen'in söz konusu krizde Irak'in tarafini tutmasi yüzünden ülkesinde çalisan 1 milyon Yemenliyi sinir disi etti. Fakat sonraki dönemlerde iliskilerde bir yumusama oldu. Benzer problemleri Sudan'la da yasadi.

    Suud yönetimi içerdeki insan haklari ihlalleri ve baskici uygulamalari yüzünden çesitli uluslararasi insan haklari kuruluslarinin da hedefi haline geldi. 1993'te sürekli bu tür kuruluslarla basi dertteydi. Uluslararasi Af Örgütü ve daha baska insan haklari kuruluslari bu ülkedeki insan haklari ihlalleriyle ilgili oldukça kabarik raporlar yayinladilar.

    Iç problemleri: Ülkedeki despotik kraliyet rejimine ve insan haklari ihlallerine karsi tepkiler son yillarda iyice su yüzüne çikmaya basladi. Bu yüzden çesitli üniversitelerde ve bakanliklarda görevli aydinlar 1993 Mayis'inda bir bildiri yayinlayarak yönetimi seriat ilkelerine dönmeye ve seriatin insanlara saglamis oldugu haklari güvenceye almaya çagirdilar. Ancak çok geçmeden bu bildiriye imza atanlarin hepsi görevlerinden uzaklastirilarak birçogu tutuklandi. Buna ragmen üniversite çevrelerindeki rahatsizlik devam etti ve ayni yilin Agustos ayinda 60 ögretim görevlisi kraldan, tutuklananlarin serbest birakilmalarini istedi. Çok geçmeden bazi imamlar ve din alimleri de yönetimin baskici ve Islâm'a aykiri uygulamalarindan duyduklari rahatsizligi dile getirdiler. Bu gelismeler üzerine de çok sayida imam görevden uzaklastirildi ve birçogu tutuklandi. Yönetim simdilik kendisine yönelik tenkitleri ve tepkileri zorla susturmaya çalisiyor. Ancak bu metodun uzun vadeli bir çözüm olmayacagi, gittikçe yayginlasan rahatsizligin ileride ciddi bir patlamaya yol açmasinin ihtimal dahilinde oldugu görülüyor.

    Islami Hareket: Suudi Arabistan yönetiminin uyguladigi siki baski politikasi ve örgütlenmeye karsi getirilen yasaklar bu ülkede örgütlü bir Islâmi faaliyet yürütülmesine imkân vermemektedir. Hâlen faaliyet yürüten kuruluslarin tamami devlete baglidir ve devletin resmi politikasini savunmak zorundadir. 100 bin kisilik bir orduya sahip olan Suudi Arabistan'in 300 bin kisinin çalistigi bir istihbarat örgütünün bulunmasi sebebiyle cemaat çalismalari yürütülmesi de oldukça zor olmaktadir. Basta Müslüman Kardesler olmak üzere kendi ülkelerinde Islâm'i devlete hâkim kilmayi amaçlayan cemaatlerin Suudi Arabistan'da faaliyette bulunmasi yasaklanmistir. Ibnu Abdilvehhab'in görüslerine dayandirilan resmi davet çalismalarinin amaci ise Suud yönetiminin izledigi politikaya bir mesruiyet zemini olusturmak ve özellikle gençler arasinda resmi sansürden geçmemis fikirlerin yayilmasina firsat vermemektir.

    Para birimi: Suudi Arabistan Riyali

    Kisi basina düsen milli gelir: 7070 dolar

    --spoiler--
    http://www.enfal.de/sarab.htm
    --spoiler--
    2 ...
  42. beis

    2.
  43. kusur, engel, eksik, eksiklik dmektir.
    3 ...
  44. mustehap

    1.
  45. yapılması güzel olan, terk edilmesinde beis olmayan şeylerin durumudur.

    buna; mendub, adab da denir. sünnet-i gayr-i müekkede hükmündedir.

    peygamber efendimizin ömründe bir iki kere de olsa yaptıkları ve sevdikleri, beğendikleri hususlardır. yeni doğan çocuğa yedinci gün isim koymak, erkek ve kız çocuğu için akika hayvanı kesmek, güzel giyinmek, güzel koku sürünmek müstehapdır.

    bunları yapana çok sevap verilir. işlemeyene azab olmaz, şefaatten de mahrum kalınmaz.
    3 ...
  46. salevati serife

    1.
  47. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemin ismini işitenin ömründe bir defa salevat getirmesi farz, okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince ilkinde söylemek vacip, tekrarında müstehaptır.

    Salevatın çeşitleri çoktur. Namazların son oturuşunda okunan salli barikler salevattır. Peygamber efendimize salevat getirmek için Allahümme salli ala Muhammed ve ala ali Muhammed demek kâfidir. En kısa salevat budur. Namazda okuduğumuz, Salli barikleri okumak daha sevabdır.

    Peygamber efendimize salevat-ı şerife getirmenin fazileti çoktur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Cebrail aleyhisselam "Sana kim salevat okursa, 70 bin melek ona salât okur. Meleklerin salât okuduğu kimse Cennet ehli arasına girer" dedi. işi güçleşen, salevat okumayı çoğaltsın! Çünkü salevat, bütün sıkıntıları giderir, rızıkları artırır, işlerin hayırla bitmesini sağlar. Salevat, Sıratta nur, salevat okuyan da nur ehli olur. Nur ehli olan da Cehennem ehli olmaz."

    Peygamberimiz buyurdu ki, "Her kim günde yüz defa salevât-ı şerife okursa, kıyâmet gününde güneşin sıcaklığından kurtulup, Arşın gölgesi altında benimle berâberdir. Ve her kim benim için bir salevât-ı şerife getirirse, rahmet melekleri onun günahlarının affolması için duâ ve istiğfar ederler."
    1 ...
  48. 9 mayıs 2007 uludağ üniversitesi radyo tv ödülleri

    6.
  49. politik siyasal iktidarların, tekelinde olan kadrolaşma ayrıcalığının , üniversiteye yansımış şeklidir.

    kime sordunuz? kim seçti? ne zaman seçti? neden seçti?

    bu sorular cevaplandığı taktirde ödüllerin anlamı olacaktır.
    0 ...
  50. öss ye gireceklere tavsiyeler

    95.
  51. herşeye ama herşeye hazırlıklı olun.sözgelimi biri sizin kağıdınıza kusabilir. buna dahi hazır olun. başarılar hepinize.
    2 ...
  52. bilgehan

    54.
  53. iki hafta içinde ABD ye gidicek olan okunası yazar.

    özlücez kendilerini.
    1 ...
  54. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük