1.5-2 yıldır yazıyorum şu sözlükte bir çok kişiyle güzel sohbetim, bir çok kişiyle seviyeli tartışmam oldu. sevenlerim de vardır, sevmeyenlerim de siklemeyenler de, artık veda zamanı! hakkınız helal edin canlarım. benden yana helal olsun. ankaragücü'm hakettiği yere döndüğünde görüşmek üzere, elveda!
--spoiler--
yemin ettik gelecek güzel günler
yanacak meşaleler
yine anlayacak bütün ibneler
en büyük ankaragüçlüler!
--spoiler--
düştük! iyi futbol oynamadığımızdan değil, son hafta şanssız bir gol yediğimizden ya da penaltı kaçırdığımızdan değil. yıldız futbolcumuz %100'lük gol pozisyonunu kaçırdığı için de değil. düştük, isimleri lazım değil birkaç orospu çocuğunun kişisel hırsı, para kavgası yüzünden düştük. emperyalizme karşı mücadelemizde güçsüz düştüğümüz için düştük. milyonlarca kişilik ankara'da kulübü sahiplenecek bir işadamı çıkmadığı için düştük. şimdi zaman kına zamanı! yaksınlar kınalarını, sevinsinler, gülsünler, eğlensinler çünkü döndüğümüzde sorulacak bir hesabımız olacak! döndüğümüzde her zamankinden daha güçlü olacağız ve intikamımızı elbet birgün alacağız!
--spoiler--
iyi gününde kötü gününde
hep beraberiz
çünkü biz ankaragüçlüyüz!
--spoiler--
25 şubat kdç karabükspor ankaragücü maçını kaybedersek eğer bitiş düdüğüyle beraber söz verdiğim gibi sözlüğü bırakacağım. olur da merak eden olursa söyleyim, yedek hesabım falan yok, uludağ sözlük macerası benim için yarın son bulacak.
not: nickini ilk defa duyduğum bazı arkadaşlar sikimizde değil falan demiş. olur da yarın son kez giremezsem sözlüğe sikinde olanlar haklarını helal etsin. benden yana helal olsun. kendinize dikkat edin.
yenilmemiz halinde matematiksel olarak düşeceğimiz maç. bu şerefsizlig için zaten fazla temizdik. helvamızı yiyenler de merak etmesin, ellerinde kaşıkları bırakmadan geleceğiz! bu sefer daha güçlü!
kına isteyenler de özelden adreslerini ve götlerinin yarıçapını versinler, göndeririz!
bazı sevdalar aşktan ötedir! (bkz: güçlü kal)
iyi gününde kötü gününde hep beraberiz, çünkü biz ankaragüçlüyüz!
bu adamlarda bir terslik var. yanlış olan bişey var. bağırdıkları zaman, organize bir biçimde bağırıyorlar eyvallah ama kardeşim taraftarın takımı gaza getirmesi gerekmez mi? bu adamları takım gaza getiriyor. üstüste 3 ane atak yedikleri zaman, dut yemiş bülbül gibi bakıyorlar. ben bişey anlamadım valla. ha en garibi de bu adamlar türkiye'nin en iyisi gösteriliyor. ilginç(!)
Ankaragüçlüyüm diyen herkesin altına imzasını atması gereken mektup.
--spoiler--
internette organize olan Ankaragücü taraftarları, kulübün içine düştüğü durumu anlatabilmek için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazdılar...
işte o mektup...
Sayın Başbakanım,
Bizler 102 yıllık köklü bir geçmişe sahip MKE Ankaragücü'ne gönül vermiş bir grup insanız. Malumunuz olduğu üzere camia olarak büyük ve alışılmadık sorunlarla uğraşmaktan sportif konuları geri plana bırakmak zorunda kaldık ve ne yazık ki ülke gündemini sportif başarılarımızla değil içinde bulunduğumuz fakrü zaruret ile işgal etmeye başladık.
içinde bulunduğumuz durumda tali olarak bizlerin de sorumluluğu vardır ancak esas sorumluluğun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın i. Melih Gökçek ve kulübü ona devreden, eski başkanlarımızdan sayın Cemal Aydın'a ait olduğu konusunda bütün Türkiye hemfikirdir.
Bizler, asli işi şehircilik ve belediyecilik olması gereken Sayın i. Melih Gökçek'in yok etme pahasına da olsa spor kulüplerini ele geçirmek ve idare etmek hususundaki ihtirasına bir türlü anlam veremiyoruz. 1980'li yıllardaki Hacettepe-Keçiörengücü dönüşümünü ve bu köklü kulübün yokoluşunu eminim sizler de hatırlayacaksınızdır. Bu başarısız denemeden sonra Ankara Büyükşehir Belediyesi uhdesinde bir futbol şubesi ve Büyükşehir Belediyesi'nin adını taşıyan bir futbol takımı kurulmuş, kamuya ait fonlarla ciddi tutarlarda yatırımlar yapılmıştır.
Takip eden yıllarda, halkın parasıyla Büyükşehir Belediyesi çatısı altında faaliyet göstermekte olan bu kulüp adı Ankaraspor olarak değiştirilerek ihalesiz, şartız, bedelsiz olarak taşınır taşınmaz tüm varlıklarıyla beraber yeni sahiplerine devredilmiş ve belediye çatısı altından çıkarılmıştır. Ancak istenen ve beklenen sportif başarının, köklü geçmişe sahip bir camianın desteği olmadan el edilemeyeceğinin anlaşılmasından olsa gerek, bu sefer heves ve hedef tahtasına MKE Ankaragücü kulübü oturtulmuş, elde etmek için gerekli her türlü yola başvurulmuştur.
Sayın Başbakanım,
Sayın Gökçek'in MKE Ankaragücü sevdası, yıllardır halkın parasıyla milyonlarca lira yatırım yaptığı Ankaraspor'un ligden düşürülmesi pahasına, oğlu Ahmet'in MKE Ankaragücü'ne başkan olmasıyla son buldu. Son buldu diyoruz zira bu tarihten sonra MKE Ankaragücü bir yok olma sürecine girdi.
Ahmet Gökçek'in başkanlığı sırasında kulüp dengesiz, kontrolsüz ve aşırı şekilde borçlandırıldı ve Gökçek ailesine mahkum edildi. Ne tuhaftır ki aynı dönemde kulübü yönetenler kulüp varlıkları ve gelirleri üzerinde haciz ve temlik işlemleri gerçekleştirmekteydi. ilginçtir ki Gökçek ailesinin hakimiyeti kulübü kendilerine devreden Cemal Aydın'ın yürüttüğü bir mahkeme süreci sonunda yasal olarak son buldu. Artık geride 102 yıllık geçmişin toplamında bile görmediği milyonlarca liralık borç yükü sırtına yüklenmiş, eli kolu bağlı, kıpırdayamaz halde bir camia kaldı.
Sayın i. Melih Gökçek bunla da yetinmemiş, kulübün tüm geleceği üzerine ipotek koymuş, basın ve yayın organlarında 'Bu Ankaragücü Amatör kümeye kadar gider' şeklinde demeçler vermeyi marifet saymıştır.
Sayın Başbakanım,
102 yıllık koskoca bir çınar bugün bütün tecrübeli futbolcuları elden gitmiş, 90'lı yıllarda doğmuş gençlerimizden müteşekkil, milyonlarca lira borcu olan, bütün varlıkları ve gelirleri hacizli, transfer yasağı bulunan, bütün varlığı fedakarca mücadele eden bir avuç futbolcu, teknik heyet ve cefakar taraftardan ibaret bir hale getirilmiştir.
Bu durum sadece bizleri değil bütün Türkiye'yi etkilemiş ve üzmüş, cefakar taraftarımızın yanı sıra başta bakanımız sayın Suat Kılıç olmak üzere Hakan Şükür, Aylin Nazlıaka gibi vekillerimiz ellerinden gelen desteği sergilemişler, MKE Ankaragücü'nün aydınlık yarınlara ulaşması için mücadele etmeye başlamışlardır.
Ancak o kadar ilginçtir ki, bir taraftan kıymetli bakanımız ve vekillerimiz MKE Ankaragücü'nü yaşatmak için çaba sarfederken diğer taraftan bir belediye başkanımız da öldürmek için elinden geleni yapmaktadır. O kadar ki, sayın i. Melih Gökçek, öldürmekle yetinmeyip ihtirasını 102 yıllık camianın bayrağı ve namusu olan armasına bile kendi adamları vasıtasıyla haciz koyduracak dereceye taşımıştır. Amacı MKE Ankaragücü'nün milletimize malolmuş amblemini ve renklerini ele geçirerek, şahsileştirmek ve Ankaraspor’da kullanmak suretiyle kulübümüzü yok etmektir.
Sayın Başbakanım,
MKE Ankaragücü taraftarları olarak sizden destek istirham ediyoruz zira sayın i. Melih Gökçek'e ve ihtiraslarına dur diyebilecek, onu esas iştigal alanı olması gereken belediyecilik ve şehircilik alanına tekrar davet edebilecek yegane makam hem Başbakan hem de mensubu olduğu siyasi partinin genel başkanı olmanız hasebiyle- zatı alinizin makamlarıdır.
MKE Ankaragücü, sayın i. Melih Gökçek'in ihtiraslarına kurban edilemeyecek derecede köklü ve kıymetli bir camiadır. Gerek şahsen gerekse de devletimizin yetkili krumlarını göreve çağırarak sayın i. Melih Gökçek'in MKE Ankaragücü üzerindeki haksız tahakkümümü ortadan kaldıracağınıza yürekten inanıyoruz.
Gereği için arz eder saygılarımızı sunarız.
--spoiler--
1992 doğumlu çocuklara takım içinde abi denilen 102 yıllık koca çınar. bu çocukların hepsi ankaragüçlü ve iddia ediyorum bu çocukların hepsi de birer süper lig takımında hiç sırıtmadan ilk 11 oynayacak kapasitede çocuklar. bu sene ankaragücü küme düşüyor belki ama türk futbolu 18 tane pırlanta gibi tecrübeli gencecik futbolcular kazanıyor.
sebepsiz yere oluşmayacak bir savunma mekanizması. büyük ihtimal çok sevdiğiniz biri tarafından ihanete uğramışsınızdır. çok güvenmişsinizdir ona ama en adinin, en aşağılığın yapmayacağı bir kazık atmıştır size. yoksa insan niye güvenmesin ki? güven kaybetmektense para kaybetmeyi tercih edenler bile var. o kadar da değerli bişey.
herkes olabilecek kişi. olur öyle canlar, yadırgamayın. 10 gün sonra birini de bulur, ayrılmadan da bulur, aşık oldum falan der, ondan sonra eskisine döner, sonra aşık oldum der yine bu sefer başkasına gider falan. bunlar normal şeyler yani. hangi devirde yaşıyoruz allah aşkına? sadakat, ahlak falan ne kadar da ilkel, banal özellikler.
türk televizyon tarihinin gördüğü en iyi seri filmdir.
51. bölümünü izleyeli 4-5 saat oldu ama hala etkisinden çıkamadım desem yalan olmaz. sezonun en iyi toplamda da geçen sene sezon finalinden sonraki en güzel bölümdü. şimdi selim'in ağzının burnunun dağılacağı günü bekliyorum.
Süper Lig takımlarının acımasızca yağmaladıklarından kalanlar, istanbul Olimpiyat Stadı'ndaydı...
Hani şu fair play'dan söz edip, sonra "Batan geminin mallan" gibi oyuncuları kapış kapış talan edilen Ankaragücü'nün gençleriydi, "başkalarının yitirdiği ligin" kalan maçlarını oynamak zorunda olan...
Aslında çocuklar için büyük şanstı. Üç hafta öncesine sokakta rast gelseler, imzalı resim isteyecekleri ağabeylerine karşı oynama fırsatını bulmuşlardı bu büyük kriz nedeniyle. Elbette bu sayede herkese kendilerini gösterme fırsatını da...
Ligin ilk yansında adı sanı bilinmeyen Ümit, ishak, Mehmet, Bilal, Bayram gibi isimlere Veli, Serol ve hatta Enes gibi yeni "Ufaklıklar" da katılmıştı.
Sahadaki mücadeleye baktığınızda tecrübe dışında büyüklerden sadece ufak tefek farklar vardı. Son derece ciddi, disiplinli, inançlı ve mücadeleci oyun tarzıyla hak ettikleri takdiri de görüyorlardı futbol kamuoyundan.
Yenilseler bile oyunu kuralıyla, sonuna kadar oynuyorlardı. Önemli olan da buydu zaten... Ve zaten gerisi de teferruattı.
GERÇEK SAHiP TRiBÜNLER
Bu futbol delikanlılarını en iyi anlayan, futbolun gerçek sahipleri olan tribünlerdi.
Türkiye'nin her stadında büyük takdir ve saygı görüyordu genç Ankaragücü takımı...
Olimpiyat Stadı'nda dün Bozbaykuşların açtığı "Ankara güçsüz kalmasın" veya "2016 Türk Milli takımı" başlıklı Ankaragücü kadrosunun yer aldığı pankartları gibi...
Sahada da sempati vardı bu çocuklara...
Sanki hakemler, herkese kart gösterdikleri faulleri, Ankaragücü oyuncuları yaptığında "istemeden dokundu, devam" demeyi uygun görüyordu. Bu nedenle birçok maçı kartsız bitiyor, ikinci yarının en centilmen takımı oluyordu san lacivertliler.
SADECE SAVUNMA VE ORTA SAHA
Hakan Kutlu yönetimindeki genç Ankaragücü, mevcut tecrübesiz ama inançlı kadrosuyla futbolun birinci ve ikinci bölgesinde ayakta kalmaya çalışıyor. Yani genç yetenekleriyle savunma ve orta alanda direniyor, rakibine kafa tutuyor. Hepsi o kadar... Üçüncü bölgede bir başka deyimle hücumda ise neredeyse yok. iyi oyuncuları olan rakibine sadece üç pozisyon verirken, Başkent ekibi ilk 45 dakikada sadece Serkan'ın direkten dönen şutu ile genç Enes'in ayaklarına doladığı kontratak pozisyonu dışında istanbul kalesine gidemedi. Tecrübeli Vebo'nun ilk yandaki golüne, ikinci yanda Serol'un kendi kalesine attığı gol de eklenince iki farklı geriye düştü. Acemilik eseri Vebo'nun final golü, maçın skoru oldu.
ENDÜSTRiYEL FUTBOLUN MARKA DEĞERi
Herşeye rağmen, istanbul Olimpiyat Stadı'nda başlarını öne eğmeyen Ankara Delikanlıları vardı dün.
Parasız, pulsuz; doğalgazsız, sıcak susuz endüstriyel futbolun nasıl ve nereden yükseldiği belli olmayan marka değeriyle bezenmiş liginde onur mücadelesi veren; uçak ve otel parası bulamayan futbol emekçileriydi onlar.
Sonuna kadar yüreklice mücadele ettiler, 8 maçtır olduğu gibi gol atamadılar ama yiyip kaybettiler.
Ve şerefli bir yenilgi daha aldılar...
ankaragücü'nün onurlu kurtuluş mücadelesini anlatacak olan sinema filmi. 2012 mart ayı içinde vizyona girmesi bekleniyor. onurlu kurtuluş derken yanlış anlaşılmasın kastımız kümede kalmak değil bu büyük borç batağından ve sorunsal başkanlardan kurtulmak! filmin bütün geliri mke ankaragücü spor kulübü'ne verilecektir. film ile ilgili detaylı bilgiye http://www.guclukal.com/ adresinden ulaşabilirsiniz. emeği geçen (geçecek) herkese teşekkür ederiz.
ankaragücü'nün 'onurlu kurtuluş için diren ankaragücü' mücadelesine gerek maddi gerek manevi verdikleri desteği ömür boyu unutmayacağım karadeniz fırtınası. herkes unutur, biz unutmayız!
90000'e yakın meslektaş sahibi olmaktır ( ölenler dahil). bu devirde pek de bi itibar görmeyen meslektir aslında. 'öğretmen falan oluverseydiniz ne var da mühendis oldunuz' diyenler bile olabilir. ya da 'az daha çalışsaydın da doktor olsaydın' diyenler ama bilmezler ki öss'den tam puan alsam yine inşaat mühendisi olurdum. kendinizi geliştirirseniz çok güzel meslek, çok da büyük paralar kazanabilirsiniz ama ne yazıkki benim de içlerinde bulunduğum çok büyük bir çoğunluk kendini geliştirmekten epey bir uzak. işten vakit kalmıyor büyük bir bahane aslında bunun için ama sadece bahane işte. isteyen adam geliştirir. öğrendikçe de, meslekten daha fazla keyif almaya başlarsınız. genç arkadaşlarıma tavsiye ederim.
gururumuzla, onurumuzla, şerefimizle, ıslak formamızla, bozuk otobüsümüzle, parasızlıktan içemediğimiz suyla, taraftarın parasını verdiği primle, kendisi küçük yüreği büyük gerçek ankaragüçlü futbolcularımızla, ulubatlımızla beraber (d)üşüyoruz! bu şerefsizlig için zaten fazla temizdik! futbol hiçbir zaman sadece futbol olmadı ama futbol hiçbir zaman bugünki gibi sadece para da olmamıştı! emperyalizme karşı verdiğimiz savaşı maalesef kaybediyoruz! bu ayıp hepimizin ayıbı! bu ayıp ankara'nın ayıbı! bu ayıp türkiye'nin ayıbı! küme düşmek değil mesele. düşeriz, çıkarız, bunlar mesele değil. esas mesele sırtımızdaki akbabalar! göz göre göre ankaragücü'nü bu hale getiren veya getirilmesine destek olan veya göz yuman ciğeri beş para etmez şerefsizler.
(d)üşüyoruz işte! onurumuzla, şerefimizle! ama geleceğiz elbet birgün tekrar. bu sefer daha akıllı, bu sefer daha güçlü. bu sefer de her zamanki gibi onurlu. helvamızı yiyenler kaşıklarını elinden bırakmadan geleceğiz! ankara'nın gücü'nü herkese göstermek için geleceğiz!
--spoiler--
yemin ettik gelecek güzel günler,
yanacak meşaleler,
yine anlayacak bütün ibneler,
en büyük ankaragüçlüler!
--spoiler--
--spoiler--
Düşüyoruz işte,
Bank asya Ligine,
Kimse Takmıyor Sikine.
Bu Nasıl Adalet,
Koyayım Götüne.
Bekle Geliyoruz göztepe !
--spoiler--
bizde söz senettir! ankaragücü küme düştüğü gün! benim de sözlükteki son günüm olacak!
Diren Ankaragücü mottosuyla hareket edip, türk futbol tarihinin görmediği büyüklükte bir onur mücadelesi veren, ismini de onurlu kurtuluş koyan büyük bir taraftara, en az onun kadar büyük (kendileri küçük ama yürekleri büyük) futbolculara ve ulubatlı hakan kutlu'ya sahip 102 yaşındaki kulübümüz! tarihi kazananlar yazarmış! doğrudur lakin biz bu savaşı kaybetsek de tarih bizi yazacaktır. tarih o ıslak formayla sahaya çıkan futbolcuları, tek kuruş almadan gece-gündüz ankaragücü için çalışan teknik direktörü, aylardır maaş alamadıkları halde dün aralarında para toplayıp kulübe doğalgaz alan çalışanları, cepteki son harçlığını kulübe bağışlayan ve büyük bir kurtuluş hareketinin başlamasına vesile olanları yazacaktır! tarih, 102 yıllık koca çınarı bu hale getirenleri de yazacaktır!
--spoiler--
onurlu kurtuluş için diren ankaragücü
--spoiler--
bu takım, bu büyük kulüp, bu 102 yıllık koca çınar, bu sene küme de düşse, daha kötüsü de olsa ben yıllar sonra çocuklarıma, torunlarıma gururla diyeceğim ki; '' ben büyük kaptan ulubatlı hakan'ın o yürekleri kendilerinden büyük gençlerini seyrettim!'' mersin deplasmanında alınan 3 puanı, beşiktaş beraberliğinden sonra ergin'in yenemediğimiz için üzgünüz açıklamasını anlatacağım.
bu gurur, bu onur bana yeter! ankaragücü ruhu'nun ölmediğini bize gösterdiniz ya, allah sizden bir değil bin kere razı olsun gururlu kentin güçlü çocukları! bu taraftar sizi asla unutmayacak!
Büyük Ankaragücü taraftarı karın tokluğuna çalışan futbolcularının mersin idman yurdu maçında aldıkları çok önemli galibiyetin pirimini kendileri veriyor! bu büyük kulübün, bu 102 yıllık koca çınarın yıkılmaması için yapılabilecek her türlü fedekarlığı yapıyor! bu takım böyle imalat-ı harbiye ruhuyla oynamaya devam etsin! bu taraftar böyle birbirine kenetli kalsın! varsın düşelim, başımız da düşmez ya!
Ziraat Bankası Erciyes Gimat Şubesi: Hesap no: 58581241-5001 Mustafa Celal Oltulu karın tokluğuna çalışan ( ciddi ciddi para almadan) kahraman futbolcularımıza verilecek pirim için açılan hesaplardan biri.
bugün bir kez daha kendimle gurur duydum. Böylesine mükemmel bir zümrenin parçası olduğum için!
102 yıllık tarihinde görmediği kadar büyük bir sıkıntı içerisinde olan, bu süreçte oyuncularının tamamına yakını serbest kalan, neredeyse tamamı a2'den oluşan bir takımla onur mücadelesi veren büyük ankaragücü camiasına ve büyük taraftarına çağrıdır. dayan ankaragücü! mezarını kazanlara inat, ölmeden helvanı yiyenlere inat, 'başkent kümeye' diye bağıran bazı takımların kansız taraftarlarına inat, iddaa'ya inat, takımı satıp gidenlere inat, ciğeri 5 para etmez sorunsal başkanlara, onların kuklası başkanlara inat, elini taşın altına koymayan ankaralı iş adamlarına, ankara'nın zengin ailelerine inat, ankaragücü'nün bu durumundan faydalanmayacağız deyip bir kaç gün sonra futbolcularını alanlara inat, satılık medyaya inat, futbol emperyalizmine inat... dayan ankaragücü! paranın satın alamayacağı şeyler olduğunu göster! futbolun henüz o kadar kirlenmediğini göster! 21 yaş ortalamaya sahip takımınla dün yaptığın gibi harikalar yarat ve çık şu bataktan! senin lacivert karanlığın da yeter bize lakin göster artık o sarı güneşi! devamsızlıktan sınıfta kalmayı göze almış liseli futbolcuların için, onların emekleri için, onların alın terleri için dayan ankaragücü!
atatürk'ün emaneti, veli necdet arığ'ın vasiyeti bir futbol kulübünden çok daha fazlası olan imalat-ı harbiye gücü'nü kurtar!
ankaragücü'nün istiklal savaşı başlamıştır, 7 değil 17 düvele karşı! diren, dayan ve kazan ankaragücü!