Merhaba arkadaşlar, bugün asla hayır diyemeyeceğiniz bir tespitle karşınızdayım. Buna hayır diyen zaten gizliden gizliye vurduruyordur merak etmeyin.
Bakınız, adam evli çocuklu, evinde huzurlu mis gibi her gün yemeği pişiyor eve gelip leş gibi oturup tv izliyor, fotomaç okuyor filan. Sonra bir anda bu hayattan sıkılıp yeni tatlar aramak istiyor. Hemen uludağ sözlük’e üye oluyor çünkü ekşi sözlük’e üye olamıyor. Evet.
Neyse, şimdi böyle bir tipi ele alırsak, kadın olarak yanında eşi var zaten. dolayısıyla kadınlarla ilgili bir heyecan aramadığı aşikar. E peki bu şahıslar vurdurmak dışında sözlükte başka ne arıyor olabilirler? Ben size söyleyeyim; hiç…
Dolayısıyla bu platformda evli erkeklere denk gelirseniz bunları hemen diğer evli erkek yazarlara yönlendirin. Sevaptır.
Son derece doğru ve korkutucu olan realite. Iqsu ortalamanın üstünde olan her insan benim gibi bu sözlüğü okudukça ülke için umudunu yitirir.
Bazen sözlüğü okuduktan sonra konyaklı truffle yiyerek bir kaç dakika ağlıyorum. Bir dönüş biletime bakıyorum bir buradaki entrylere, Buradaki bazı tiplerin aramızda nefes alıp, gezip, tozacağını hayal ettikçe truffle yetmiyor direkt konyak içesim geliyor lakin midem o kadar sağlam değil maalesef.
Çocuk gibi tutturmak nedir ya? Yok gel annemle tanış, yok birlikte yaşlanalım, yok bizim çocuğumuz ne güzel olur falan filan. Ya bi sal beni lütfen ama ya bakarısss demişim zaten neyi zorluyorsun?
Sosyal eşitsizlikleri bir kenara bırakırsak, hayata 10-0 önde başlamanız demektir.
Erkekleri biraz gözlemlediğiniz de fark edeceğimiz gibi, ayrıntılı düşünme, mantık ile hareket etme, soruyu tek seferde anlama, zeka gerektiren kompleks düşüncelere zerk olma, bir sonraki adımını düşünme gibi basic logic gerektiren her türlü donanımdan uzaklar ne yazık ki.
Evet arkadaşlar, ben seçilmem seçerim, sevmem sevilirim levelına ulaşmış, kimsenin "hayır" diyemeyeceği ama herkese "hayır" diyebilen kadın gibi kadın itemleridir.
öldürmek haricinde çözüm üretecek zekaya sahip olmayan, bugüne kadar da konuyla ilgili herhangi bir adım atmamasına rağmen son zamanlarda aniden ortaya çıkan, sokakta kedi köpek tekmeleyen, sosyal ortamda öldürülmelerini savunan katil ruhlu homo habilisler için kullanabiliriz.
Yapılması gerekendir.
10 sene önce sağlam trollük yapıp milletin sinir uçlarına dokunarak eksi karmanın dibine vurmuş, 50-60 sayfa nick altı almış sonra bu işleri bırakıp ekşi'ye gidip kendine temiz bir sayfa açmış birisi olarak Dinleyin ablanızı şimdi;
1) troll kendi düşüncesini yazmaz. O yüzden boşu boşuna sinirlenmeyin.
2) amaç sizi sinirlendirmek ve eksi oy vermenizi sağlamaktır
3) ikinci amaç nick altı kasmak, gündemde kalmak, nicki göstermek, negatif etkileşim almaktır
Şimdi zaten kabul edelim ki eski troller yok artık. Bugünkü troller eskilerin özentisidir. 1000 kere açılmış konuşulmuş başlığı döndürüp döndürüp açar, kendi zekasını veya yaratıcılığını katmaz.
Kaliteli bir troll çıksa en başta ben zevkle okurdum zaten. Ekşi'de var bir kaç tane. Burada da 1 tane kaldı zaten.
Peki bu çakma troll ergenlerinin hevesini nasıl kırabiliriz?
Benim favorim, insta profiline bol nazar boncuğu, kelebek ve high five emojisi eşliğinde yazılan kun fe yekun ve altındaki polis eşi, 3 çocuk annesi, ev hanımığ... açıklaması.
Ne olduğu fark etmeksizin herhangi bir şeyin fanatiği olan insan, bakın çok net evrimini tamamlayamadığı için sadece yaşam işlevlerini gerçekleştirebilen bir homo habilistir.
Ben bu insanda asla zeka aramam. Çünkü arasam da bulamayacağımı bilirim. Özellikle Siyaset ve futbol fanatiği insan müsveddeleriyle kendi arama minimum 1 şehir uzaklığı mesafe koyarım.
Markette kasada alışverişimi yaptıktan sonra aldıklarımı organik fileme doldururken kulak misafiri olduğum bir konuşma sonucu tesadüfen fark ettiğim realite.
Ya bi tane amca yanımda karpuz aldı 97tl ödedi. Kasada baya bi söylendi ekonomi şöyle böyle diye, arka sıradaki çomar da diyor ki “ya abicim bütün dünyada kriz var”. karpuza 97tl ödemiş insana söylenecek en son cümle bu olsa gerek…
O an amcayla göz göze geldik ve birlikte el ele verip o cehaletin mutluluğunu iliklerine kadar tadımlayan çomarı şamar manyağı yapmamak için kendimizi çok zor tuttuk.
Türk’tür. Hiç şaşmaz. Bizim ileri zekalı milletimiz hiçbir kurala uyamadığı gibi maalesef uçaktaki inme sırasına da uyamıyor. Öndeki koltuk önce iner kardeşim, Uçak tekeri yere değer değmez en arkadan en öne koşmak nasıl bir sığırlıktır? Hangi kurbanlık pazarından kaçtın sen allasen?
Yok ya, Bizim dnamıza medeniyet yüklenmemiş, çok net.
Özellikle yurtdışı uçuşlarımda, bu tiplere denk geldiğimde asla türkçe konuşmam ki aynı ırktan geldiğim belli olmasın diye.
Bir kadın gölgesinde yetişen erkekle ciddi düşünmektir.
Ayrıca Düşmanımın başına vermesindir.
Anasının kuzusu, oğluşu, biriciği bilmem nesi ile bırakın evlenmeyi, eğlenmem bile. ilaveten Sohbet dahi etmem. Böylelerinin anlatacak özgün hikayeleri, savunacak kendi fikirleri yoktur. Anca annelerinin laflarıyla konuşurlar.
Ne yemek, ne temizlik yapabilirler. Tek başlarına banyo yapabiliyorsa ne ala.
buna göre her parçacık, büyük patlama anında birbirleriyle dolanık oldukları için, her birinin çok spesifik şartlar altında bile nasıl davranacağından diğer bütün parçacıklar da haberdardır. yani her parçacığın yapısında, diğer tüm parçacıkların hangi şartlarda nasıl davranacağı bilgisi de mevcuttur.
bu yorum çerçevesinde parçacıkların birbirleriyle ışık hızından hızlı iletişim kurmaları gerekmez, zaten ne yapmaları gerektiğini büyük patlama'dan beri belirlidir.
instagram’da sürekli story paylaşan, 5’ten fazla gönderisi, yüzlerce takipçisi olan erkek çok çok net kalitesizdir. Kültürsüzdür. Basittir. Elin kiridir.
Kolay elde edilir ve çabuk sıkılınır.
Fakat eğlence için bile vaktimi harcamam böylesine. Ne demişler? Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim… kalitesiz adamla takılan, kalitesizleşir.
Artık zaruri hale gelendir. iğrenç terlikli ayaklarını paylaşanlar mı dersin (kokusu buraya kadar geldi), kombin yapmaktan dahi yoksun olanlar mı dersin.
Hangi yılda yaşıyoruz ya bu nasıl bir giyim? Gerçekten içim acıdı ve bir amme hizmeti yapmaya karar verdim.
Her aklı başında olan insanın hak vereceği realite. Emekli dediğin kesim; ununu elemiş, eleğini asmış, ülkeye katkısı bitmiş fakat söz hakkı bitmemiş. Neden? Söz hakkı da bitmeli.
Zaten sağlıklı düşünme yetisini Bi nebze de olsa kaybettiklerini söylersek, yanılmış olmayız. Peki böyle bir güruh, daha önünde yaşanacak yıllar olan gençlerin geleceğini niçin belirliyor?
Bu bunak topluluğu gençlerin kaderini belirlememeli. Oy verdikten sonra kaç yıl yaşayacağı dahi belirsizken, oy verme hakkının bu güruha tanınması, gençlere haksızlıktır!