neden eczahanelerinde durmadıklarını gerçekten çok merak ediyorum.
bunun sebebi salt puştluk olamaz herhalde.
8 senedir düzenli olarak ilaç kullanıyorum ve şimdiye kadar gittiğim çok farklı eczanelerde ezici çoğunlukla eczacı yoktu. yerine koyduğu adamlar...
hep de eksik yapıldı işim. ya ilacın s.k.t'si geçmiş, ya kafasına göre kutuları birleştirip boş kutuyu almış, ya yanlış ilaç vermiş....
gerçekten terbiyemi bozmaktan hiç hoşlanmıyorum ama ya işinizi adam gibi yapın ya da "siktirip" gidin arkadaşlar. bırakın işini iyi yapan kazansın, insanlara yardımcı olsun. sizde fitil mitil icat edin, götünüze sokarsınız...
yıllar yıllar sonra televizyon izleme sebebi olup tozdan görünmeyen tv ekranını ıslak mendille silme sebebiydi.
programın varlığından 6-7 ay kadar sonra haberim oldu, burcu esmersoy'un sunucu olduğu bölüme kadar her gün 1-2 bölüm izledim. ömür varol gibi itici bulduğum bir insana dahi sempati duyurdu. konuk almadığı zamanlardaki bölümleri çok keyifliydi. hatta ömür varol bile programda seyircilerin konuk istemediğini söylüyordu. elin oğlu denen elemanlar samimi bir ortamda program boyunca kendi kültürlerinden bahsediyordu. hele ki kahvaltı kültürünün ve korku öğelerinin konu olduğu programlar mükemmeldi.
sonrası klasik boka sarış. bir kere konuk olayını biri izah etsin bana kardeşim. neden? amaç nedir? siz ciddi ciddi birilerinin bu programı konuklar için izlediğini mi zannediyorsunuz?
hadi konuk aldınız, neden kimse kültüründen bahsetmiyor artık? 48.bölümü internetten izledim, konu lise yıllarıydı ve sadece 5 dakika kadar bu konu konuşuldu. sonrası sinan ciğerlisinin -çok bağırıyor ve çok söz kesiyor- ve burcu kikiriğinin -sürekli olarak ellerini çenesinde birleştirip kadın taklidi yapan erkek gibi gülüyor- "altaycığım çocukların sana soruları var?" ve "bakalım bu hafta hangi işi öğrendik" "hahaha instagramınıza neler yazmışlar ehu ehu" klasik program katli şeklindeydi.
bunu şaka olsun diye söylemiyorum: ya birileri gerçekten programı bitirmeye çalışıyor ya da inanılmaz beceriksiz bir yapım kadrosu var. programın bu seviyeye gelmesi bile şanstı büyük ihtimalle.
oğlum harbi üzüldüm lan. program resmen bitecek ve ben bu konuda çok yanılırım. yıllar sonra sevdiğim bir türk yapımı bulmuştum... yazık oldu. 48. bölüm de benim için son oldu.
ciddi ciddi programı yayından kaldırmayı düşünenlerce yürütüldüğünü düşündüğüm program.
kardeş, ben o programa çağırdığın yeni albüm çıkarmış, filmi yeni vizyona girmiş ünlü artıklarını izlemek istesem evime televizyon alırdım.
bak ab ye hitap ediyorsun, özüne dön. ben o 8 herifin kültürünü merak ediyorum, sen 8 kişiye çağırdığın artıklara soru sorduruyorsun. e bu zaten var tv de? ben neden senin boka sarmış programını izlemeye devam edeyim?
ayrıca: ey sunucu, bir zamanların selenasında çıkan adam, ve oral-b reklamındaki adı burcu olan kadın! 8 yabancı adamın sözünü kes-me-yin.
her güzel şeyi bok etmekte milletçe üstümüze yok değil mi? bir 46 bölüm daha sürmez...
valla başlığı aynen haber başlığı şeklinde alıntıladım. özel isim sonuçta.
şimdi haberi okurken ilgimi çeken nokta şu oldu: bizdeki kıçıkırık öğretim üyelerinin ego olgusunun vesikası resmen haber.
bizdeki öğretim üyeleri memur. bilim milim hak getire...
haberde de bu memur 47 yaşında adama derste "lan oğlum, sen anlamazsın." gibi şeyler söylüyor.
47 yaşında lan öğrencisi.
rektörlük de uyarı vermiş herife. iyi de yapmış.
47 yaşında adama lan oğlum diyemiyorsa 18 yaşında öğrencisine de diyememeli. bir fark yok.
ama gelin görün ki bizzat şahit olduğum bir sürü olay var benzer. üniversitede sınıfa girdiğinde öğrencisi ayağa kalkamadı diye tebeşir fırlatan ruh hastaları var.
umarım onlara da ders olur. pek sanmıyorum ama...
siz de ezdirmeyin oğlum kendinizi. dik durun biraz. gerekirse mahkemeye kadar gidin. öğrencisiniz, geliriniz yok. gidin barolara, adli yardım isteyin. avukat isteyin... gerekirse rektörlüğe, yök'e, bimer'e başvurun. öğretim üyesi hakaret mi ediyor, ses kaydını alın, arkadaşlarınızı şahit gösterin. yetişkin insanlarsınız hepiniz, yırtıcı olun biraz. adam orada size sike sike öğretecek. sizi sevmedi, gıcık oldu diye dersten bırakamaz. ortaokul mu lan üniversite? sözlü notu mu veriyor bir de?
erler, öğrenciler, işçiler ve halk giremez. sadece kalın enseli komutanların köpek öldüren paralarını öder. üstüne kapısına yan gözle baksa siktiri yer.
edit: -peder bey 10 sene ağrı, kars'ta pkk lıların arasında çalıştı orospu çocuğu canım evladım.
+ama benim babam kültablasını döktürdüğü 20 yaşında eğitimsiz çocukları öne sürüp pkk yla savaştı tıaam mı?
öğrencisi olduğum dönemde öğrencilerine ders falan anlatmazdı. gülerek millete laf sokar kendince sıkıcı geyikler yapardı. öğrenciler de ayıp olmasın diye dinlerdi. sınavlarda da hristiyanlaşan türkler, bilmem kim deliormanlı, anahtar kilit bilmem ne... ismail gaspıralı, hars sik-sok ziya gökalp gibi dersle alakasız kitapları zorla okutup soru olarak sorardı.
valla zamanında okuduk zorla okuttuğu kitapları ama türkçülüğe sempatiyle bakarken türkçülük'ten nefret ettiğimizle kaldık. sonra öğrencisiyle evlenip defolup gitti de kurtulduk. onca saat işgal edip bir halt öğretmediği saatleri haram ediyorum kendisine.
cinlere inanan haliyle bir yaratıcıya da inanıyordur. -çoğunlukla- e hal böyle olunca tanrının da cinlerin insanlarla bu kadar taşak geçmesine izin vermeyeceğine de inanıyor olsa gerek, yoksa şüphen mi var?
valla yanlış anlaşılmasın, kendimi göstermek değil de amacım -gerçi anlarsanız anlayın mına koyim bana ne.- ortalama üstünde bir iq'ya sahibim. defalarca test neyin de yapıldı. eğitim seviyem de lisansüstü... teistim mına koyim.
burada asıl dikkat edilmesi gereken gelir seviyesidir ki gelir seviyesi arttıkça inancın azaldığı mutlaktır, müspettir.
e zeka ile yüksek gelir arasında da korelasyon var mına koyim.
a=b, b=c ise a=c
hadi hepsini siktir edin, bu tip istatistiklerin tümü atlas okyanusu çevresindeki ülkelerde yapılıyor. hristiyan kültürü içerisinde yetişmiş bir ateist ile islam kültürü içinde yetişmiş bir ateist çok farklıdır. islam kültüründeki ateistler genellikle kültürlenmeye maruz kalmış, batı taklitçileridir.
o yüzden bu iddiayı islam kültürü -kabaca doğu kültürü- nün etkili olduğu coğrafyalarda bilimsel temellere dayandırmaya çalışmak zalımlıktır, faşoluktur, mario daki prensesi esir almış ejderhacılıktır.
yaklaşık 4 ay boyunca bir odada şırnak-silopi li bir arkadaşla yalnız kaldım. aradan yaklaşık 10 sene geçti. 9 yıldır kendisini görmüyorum. hala o arar, sorar.
