bilgisayar başında telefon konuşması yaparken cips, çerez, ıspanak vs. yemekte olan kişiler de olabilirler. tek eliyle telefonu tutup, diğer elinin 3 parmağını cipse, neye bulamış insan davranışı olması mümkündür.
hakkında: lyla novacek çok yetenekli bir viyolonselisttir. new york'taki bir konser çıkışında washington square'deki bir partiye katılır. Orada irlandalı gitarist louis connelly ile tanışır. müzik aşkını paylaşırlarken birbirlerine de aşık olurlar ve o gece birlikte olurlar. bir daha birbirlerini hiç görememiş olan bu ikilinin, o gecenin meyvesi olan çocukları august rush ise yıllar sonra müziğin yardımıyla ailesini bulabileceğine inanır. hem müziğe hem de güzel bir öyküye doyabileceğimiz, keyifli bir film.
Yapım : 2007, ABD
Tür : Dram / Müzikal
Yönetmen : Kirsten Sheridan
Senaryo : James V. Hart, Nick Castle
Oyuncular : Robin Williams, Keri Russell, Terrence (Dashon) Howard, William Sadler, Freddie Highmore, Jonathan Rhys Meyers, Jamia Simone Nash, Aaron Staton, Jamie O'keefe, Emelie Jeffries
Yapımcı : Richard B. Lewis
Görüntü Yönetmeni : John Mathieson
Müzik : Hans Zimmer, Mark Mancina, Jeffrey Pollack, Julia Michels, Anastasia Brown
Süre : 1 saat, 40 dk.
Gösterim Tarihi : 11 Ocak 2008
baş karakter marty'nin gerçek rengini arayışı hayli komik olan film.
'siyah çizgili beyaz bir zebra mıyım? yoksa beyaz çizgili siyah bir zebra mı?' diyordu*.*
yazacak çok şeyi olduğuna kanaat getirirken kuşku duymadığımız, 'kaç kere söyledik biz çocuk sana?' dizesini dile dolamış, hoşgelmiş yazardır. basketbolcu kişiliği ve vince cartera olan manevi yakınlığı ona jr carter denmesine sebep olmuştur efendim. ***
öğretmenlere karşı kırıldığı vakit sırf bu yüzden notların düşürülebiceği korkusunu iliklerde hissettiren, heyecan, endişe ve hatırlandığında huzursuzluk getiren iştir.
bütün saçın dümdüz* ve katsız olması halinde yakışabilecek saç modelidir. eskidenki popülerliğini yitirmekle beraber, o zamanın sade kızlarını*** hatırlatır nedense.
'gurabahane-i laklakan' ahmet haşim'in denemelerden meydana gelen bir kitabının adı olup, anlamı 'gariban leylekler evi'dir. kanadı, bacağı kırılan leyleklerin bakıldığı yer anlamına geliyor. Osmanlı döneminde böyle yerler varmış.
çiğköfte adlı acılı sanat eserini hazırlarken, lezzetini akıtabileceğimiz güzel şarkılardır. belirleyeceğimiz şarkı çiğ köftenin yapısına uymalı, sert ve enerjik olmalıdır. ya da az acılı, yiyimi kolay çiğköfte hazırlamak maksadı taşınıyor ise daha yumuşak şarkılar söylenebilir pekala.
örneğin; pantera'dan heresy veya kimin söylediğini bilmesem de kulağımda dönen 'penceresi camcama muallim' diye giden türküyü söylemek bu tanıma uygun düşer.*
bu dizi dikişi tutturunca yine thalia'nın başrol oynadığı marimar, maria del bario, maria mercedes* ve türevleri de gösterime girdi. daha sonra da natalia oreiro'nun vahşi güzel ve kaçak kız dizileri ülkemiz izleyicisince beğenilenlerdendi. ancak hiçbiri yalan rüzgarından öteye geçemedi. malum 20 küsür yıldır devam eden bir dizi entrika, aşk , ihtiras vs. ****
rock star filminin sayesinde hayallerde yaşamaya başlayan steel dragon' un güzel bir şarkısıdır. sözleri de şöyledir :
Love is a hunger burnin' way down
Deep in my soul
I'm on a roll
I'm on fire
Insane is the name of my game
I'm like a runaway train right through your door
Heads up cuz I'm tough and It's rough
On The murder mile that I'm stalkin' baby
I'm ready to rumble
Not afraid of the jungle and I'm ready to roar
Mamas staying out all night
Daddys shootin' china white
Dog eat dog and I don't care
There's no one tougher anywhere
My world shows you no justice in life
Is brutal and senseless
Self control is dead and gone
Hey...yo...I was born so reckless yeah yeah
Nobody ever told me how to behave and I'm brave
And I know how to get you jumpin'
You get a piece of my power and I'll make you a slave
You don't get somethin' for nothin' baby
It's not a question of what you believe
But just how to receive what I'm throwin'
I got an animal urge on the verge
It's about emerge and it's growin' baby
Push and pull against the grain
Black and blue inside my brain
Gonna unscrew ya
Takin' it to ya
Get in my way I'm comin' right through ya
My world shows you no justice and life
Is brutal and senseless
Self control is dead and gone
Free my soul
Take me to my early grave
My life unfolds
Like a tidal wave
My world shows you no justice in life
Is brutal and senseless
Self control is dead and gone
Hey...yo...I was born so reckless yeah yeah
Reckless, yeah, yeah, yeah...
dil ve anlatım III kitabındaki günlük örneği sonucunda merak edilen, araştırıldığındaysa 'daha önceden niçin yapmadım bunu' diyerek hayıflanmaya sebep olan şahane insandır. **