sadece ülke ekonomisiyle alakalı olmayıp, üniversite hocalarının "devletime, üniversiteme, öğrencilerime nasıl faydalı olabilirim, bunun için ne yapmalıyım" diye düşünmek yerine aralarında absürd denecek tarzda bir rekabete girip birbirlerinin ayaklarını kaydırmakla uğraşmalarından dolayı türkiye'nin içinde bulunmadığı liste. adam gibi hoca yok. bu bir gerçek. gerçi artık hocanın kalitesine bakan mı kaldı. her şey siyaset, para, akraba. bu bizden, bu değil. böyle devam...
--spoiler--
rahip Camerlengo; papanın, henüz bir rahipken sevdiği rahibeden bir çocuk sahibi olmak istemesi ve bunun dini inançlarına göre yasak olması nedeniyle taşıyıcı anne yoluyla sahip olduğu oğluydu ve bunu herkesden saklamıştı ki kitabın en önemli kısımlarından biri de buydu. buna rağmen nedense filminde bu konuya değinilmemiş bir yapım olmuştur. her zaman olduğu gibi filmi, kitabı kadar etkileyici olmamıştır.
--spoiler--
yakınlarda gebermesi yüksek ihtimal olan insandır. ne biliyim lan hayat bazen bana çok ironikmiş gibi geliyor. dişlerini doğru düzgün fırçalamayan bazı şahısların sapasağlam dişlerinin varlığını bilince insan bir garip oluyor. hatta şu sert soda kapaklarını açmak için açacak yerine dişini kullanan arkadaşım bilem vardı. adamın bi tek dolgusu bile yok ulen. işte bütün bu sebeplerden dolayı çok yakında gebermem de olasıdır.
anlık verilen kararlar sonucu evden kaçan şahsın anında odasının bir köşesinden çıkarıp ışık hızıyla doldurmaya başladığı bavullardır. ne bileyim lan insan daha gerçekçi olsun diye uğraşır biraz da olsa... benim bildiğim bavullar kuytu yerlerden çıkar, öyle hop dedin mi adamın eline gelmez yani.
nasıl bir anne babaya sahip oldukları merak edilen bebeklerdir. yazık günah değil midir o küçücük yavrucaklara! ne idiği belirsiz kişilerce kucaklanıp mıncıklanarak rahatsız edilmesi bebeklere yapılan bir saygısızlık değil midir diye sormazlar mı adama. ufacık çocuğun sırtından para kazanmak gibi bir vicdansızlığa ne demeli? hayır sen sözde ebeveyn; o dizide rol alan adamların nasıl ortamlarda bulunduğunu, nerede yatıp kaltığını biliyor musun da hastalıkları tanımayan küçücük bebeğini onların kucaklarına verebiliyorsun. nereden bilebilirsin o temiz görünümlü bakımlı kadının aslında ne kadar pislik taşıdığını ya da o adamın barlardan çıkmama nedeninin... neyse lan daha da bir şey demiyorum. adam olun lan.
insanı efkarlandıran türkü. * türküler, yaşanmış hikayelerden doğduğu için mi bu kadar derinden etkiliyor, söyleyen mi etkiliyor, müziği mi bilemedim. en donuk adam içli okur bu türküyü...
not: duyarlı kitleden biri olarak bu kampanyayı da ben başlatmayı düşünüyorum. dötü b.klu ermenistan'ın bile var. sanki orada bir şey olsa bizi etkilemeyecek.
bestesiyle, insanın aynı anda farklı duygular hissetmesini sağlayan zuhal olcay'ın çok güzel yorumladığı eskilerden bir şarkı. bir beste; hüzün, mutluluk, umut, özlem... nasıl olur da... kısacası çok çok güzel bir şarkıdır.