namussuz boxerdır. bugün beni yakmıştır. aceleyle otobüse yetişeceğim derken, tıkış tıkış valizin fermuarından pırtarak aksesuar edasında sallanmıştır. kan ter içerisinde otobüse yetişmem lazım derken, depara kalkmış vaziyetteyken arkamda sırıtan kızlar neye gülüyor diye bakmama sebep olmuştur. o cani boxer da bana sırıtmıştır, beni kampüse rezil etmiştir. siz siz olun fermuarları kapadığınızdan emin olmadan depara kalkmayın. beni boxer yakar sizi başka bir şey, ama dikkat edin bir de kirli bir boxer olmasın.
son zamanlarda hoplamış tavan yapmış aktivitelerden birisi. dua tarzı şeyler paylaşılır, o beğenilir. beğenmeyenlere taş atılır "o bağlantıyı görüp beğenmediysen sen müslüman değilsin oğlum" mesajı verilir. herkes imana gelir bir anda, 2 saat önce porno sitesine girilen klavyelerden, küfürler edilen klavyeden dualar dökülür sanal alemin derinliklerine. cemaat halinde kılınan namaz makbuldür eyvallah buna kabulüm ama cemaat halinde yapılan sosyal paylaşım daha mı az yiyor kotadan nedir?
gerek yok modeme falan yani, o bağlamda her zaman online durumdasınız, çevrimdışı görünme diye de bir şey yok aklınızda bulunsun.
tanım : mourinho'nun dilinden dökülen en güzel sözlerdir.
teknik direktör olmak için, önce futbolcu olmanın gerekliliği hakkında kendisine yöneltilen soruya verdiği cevaptır.
jokey olmak için önce at mı olmak gerekiyor?
(bkz: favorim)
sürekli paylaşım yapan, her şeye yorum yetiştiren.onu bunu beğenen, her gün yüzlerce sayfa beğenip, melankolik melankolik takılan tiplemelerdir. bağlantıları beğenilince götü kalkar, kendini bir gün einstein sanar, bir gün cem yılmaz. ama ne olursa olsun bottur o, hep bot olarak kalacaktır.
özellikle üniversite yıllarında ergenlik fırtınaları dinmeye başladıktan sonra kabaran damardır. bu damarı kabaran şahsiyet, okuduktan sonra atılacağı iş hayatının ne kadar boktan olduğu öngörüsüyle fütursuzca hareket eder, bu yıllarımı kendi iç dünyama ayırmalıyım der. kendini düşünmeye ve içkiye verir. içmeden düşünemez fakat düşüncesizce içer. dersleri sikine takmaz, notları götüne kaçana kadar farkına varmaz, ama güzel bir dönemdir.
dikkatimi çekti bu olay, inadına beğenmedim hala da beğenmem ama içim acıtan bir hadisedir. facebook arkadaş listemde 56 arkadaşımın birden ortak paydada birleştiği yegane şey avea'yı beğenmek olmuş. *
abiniz vardır, dertleşemezsiniz paso kavga edersiniz. değerini dışarıya okumaya gittiğinizde anlarsınız.aradaki buzlar erimez ergenlik bitene kadar, ama çocukken yaptığınız kavgalara güler geçersiniz.
kız kardeşiniz vardır, sizi örnek alır o yüzden onun yanında dikkatli davranırsınız. ailede en masum gördüğünüz karakter o'dur.
anne babaya gelince; onları anlamaya çalışmakla geçer zamanınız, ama o sıfata erişene kadar onları anlayamayacağınız açıktır. hata yaptığınızda onlara karşı sorumlu olduğunuz gelir aklınıza, onlara yalan söylediğinizde içiniz derinden acır ama dışarı belli etmezsiniz. vizeydi finaldi derken, bir gece aklınıza gelir hepsi birden, eve gidip onlara sarımak istersiniz ama yüzlerce kilometre uzaktadırlar, tek yapabileceğiniz düşünmektir, sonra birayı açarsınız, evdeki aileniz ve tüm ortanca erkek-kız çocuklar için kaldırırsınız havaya ve o yudumda ararsınız teselliyi. *
konuşma zorunda hissetmediğimden, muhabbet açma taklaları atmadığım karşı cins mensupları tarafından başıma sık gelmekte olan olay, işin garibi konuşmaya başladıktan sonra nedense değişiyor bakışları. konuşmadık diye bu kadar da yapılmaz ki arkadaş.son zamanlarda bu gruba üye insanların sayısında artış gördüm, anlam veremiyorum sözlük.
vizeler ve yapılması gereken şeyler dağ gibidir, ama tek bişey ister bu insan. içine sıçmıştır zamanında içini sikip gidenler, acı çektiği zamanları bile özlemiştir, çünkü hissizdir, ne umudu kalmıştır ne korkusu. kendini içerken bulur ya da iç geçirirken, ama aradığını bulamaz.
ıslak sopayla kovalamak istediğim insan.otu boku eleştirmek uğruna başkalarının değerlerine dil uzatan ileri kafalı şahsiyet.
not:futbolu sevenlerin sadece kavga çıkarıp, birbirini sikmek uğruna sevmediğini kavrayacak kadar geri kafalıyım.
örneğin sizle konuşmadan duramayan ama muhabbeti kafanızı siken bir arkadaşla karşılaştığınız anda yaşadığınız tezatlık silsilesi, en içten küfürün en sahte tebessümle oynaştığı muazzam dakikalar.
sene boyunca "cimbom kümeye" taşaklarından bezmiş, son 1 haftasını da "yine koyacaz oglum" konu başlıklı tartışmalarla geçiren benim de içinde bulunduğum (bulunmaktan da onur duyduğum) cemaat.
hayata milyoner bir babanın çocuğu olarak gözlerini açıp, zorluk ve çile çekmeden bolluğa ulaşan insanlar gibidir benim nezdimde. dert yok, tasa yok fakat kupa bok. bugün yine onları arka bahçemin camından masumiyet dolu gözlerle izledim, yine kazandılar yine kazandılar. yine coştular yine kaybettiler kendilerini, ama bitmek bilmiyor bu hevesleri.