rıza baba bir çatışmada vurulmuştur. Tüm bu yaşananlar şerefli meslek hayatı boyunca yaşadıklarıdır. Film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer. Şehit olur. Film böylece biter.
Lakin ekip kararlıdır. Rıza babalarının intikamını alacaktır. Tekrar bi araya gelirler ve yeni bir macera ortaya çıkar. arka sokaklar - intikam vakti
içlerine yeni bir kişi daha katılır. Rıza babanın Ilk görev yıllarından can dostu kardeşi silah arkadaşı kurt rasim. Rıza babadan boşalan koltuğa o oturacaktır Artık. Ve can dostunun intikamını almak için göreve döndüğü, daha filmin Ilk başlarında ki sinirli üzgün bir o kadarda babacan tavırlarından anlaşılacaktır.
Kurt rasim ve ekip Ilk iş olarak teşkilatta revizyona gidec....
Hay amk bi türlü bitmiyor. Bitmez arkadaş, bu dizi bitmez. Olsa olsa arka sokaklar olarak biter, arka sokaklar intikam olarak döner. Arka sokaklar intikam olarak biter arka sokaklar öne geçiyor olarak geri döner. Ama bitmez.
asıl meslekleri doktorluk olan, ama bu kutsal vazifeyi yapmayıp sanat camiasına atılan kişilerdir.
Örnek verecek olursak,
(bkz: ferhat göçer)
(bkz: cüneyt arkın)
(bkz: doktor bilal)
sanatçı sayılmaz ama sanat camiasının içinde olduğundan dolayı erol köse'de sayılabilir.
günlerdir sol çerçevede bir 14 şubat yavşakligidir aldı yürüdü.
Bu nedir arkadaş ya. Sevgilisi olanlar anlam katmaya çalışırken olmayanlar önemsizmiş gibi davranmak için adeta yırtınıyorlar.
Öncelikle şunu bi anlamamız lazım. Sevginin günü olmaz. Hele hele o sevgiyi bir güne sığdırmak asla olmaz. Bu anne sevgisi için de geçerli baba sevgisi için de öğretmen sevgisi için de.
Böyle özel günleri kutlamayan biri olarak söylüyorum. Ben annemi de hergün çok Seviyorum, babamı da Nişanlımı da. Hatta ilkokuldan üniversiteye kadar bütün hocalarımı. Çünkü ben sağ olduğum sürece onlar Hep var benim için. Ve hergün diyorum. Iyi ki VARLAR. Bir gün için değil, hergün için varlar.
tamamen art niyetten yoksun kötülükten arınmış iltifat etmeyi seven masum bir işçinin, patronunun karısını övmek ve patronun şanslı biri olduğunu belirtmek için kullandığı iltifat içerikli cümledir.
Tabi Patron duygusuz, iltifattan anlamayan, art niyetli kötü emelli biriyse yanlış anlayabilir o ayrı.
dün gerek görsel basını gerekse sosyal medyayı, kediye yaptığı işkence videosu ile yıkan, ve neticesinde Herkesin nefretini kazanan bi veletin ne olduğu sorunsalıdır.
ne iştir ki dün nefret kusan, lanetler okuyan, linç edip öldürmek isteyen hiç Kimse bugün hatırlamıyor bile bu piçi. Hani nerede sosyal dayanışma, Hani nerede Hayvan hakları, Hani nerede adalet savunucUlari.
Koyun hafızalıyız azizim koyun. Her olayı olduğu gibi bunu da ikinci günde unuttuk.
Allah toplum olarak yardımcımız olsun.
gelinin namusuyla(!) gelip gelmediğini öğrenmek için başvurulan eski usul yöntemdir. Eğer ki o beyaz mendil kanlı geri gelirse sorun yok, fakat damat mendili geri veremiyorsa vah ki ne vah.
Tamamen bağnaz düşünce çukurlarının bir ürünü olan bu yöntem, bir çok ailenin daha Ilk geceden kurulamadan yıkılmasına, intiharlara hatta cinayetlere sebep olmuştur.
Iki damla kanın namus göstergesi sayıldığı bir toplumda, törelerin ve böyle kör adetlerin bir an önce son bulması dileğiyle...
Ülkesinin milli değeri sayılabilecek filmleri izlemeyip üstüne "abi türk filmleri çok kötü yeeaa" serzenişte bulunan tiptir.
ülkelerin, ekonomik, askeri ve siyasi yarışlara girdiği günümüzde basın yayın kadar sinema sektörü de ülkelerin gelişmişliğine doğrudan etki eden bir sektördür. Ayrıca propaganda ve reklam aracı olarak da sinema filmleri gelişmiş ülkelerde Devlet tarafından desteklenmektedir.
Ülkemizde ise tam tersi bir şekilde hızla sansür dönemine doğru gidilmekte olduğunu Kimse yadsıyamaz. Zaten binbir zorlukla ayakta durmaya çalışan sinemamız, devletten gördüğü darbeler yetmezmiş gibi halk tarafından da gitgide dışlanmakta beğenilirligini kaybetmekte ve günden güne küçülmektedir.
Her alanda olduğu gibi dizi-Film alanında da amerika ve avrupa hayranlığımız, kendi ülke değerlerimize ilgiyi azaltmakta. Tamam, ahım şahım konularımız yok Belki, yahut imkanlarımız avrupa'nin Biraz gerisinde. Lakin bunları elbirlik aşmak varken neden bu kendimizi ezik hissetmemiz küçük görmemiz.
Avrupa'nin hollywood'u olmak varken, oyuncu çöplüğüne dönmeyelim. Her yıl yüzlerce Film çekip ertesi yıl unutmaktansa, konuları Hep birlikte belirleyelim, kendi ülkemiz sinemasının yönetmeni Yine kendimiz olalım.
Necati şaşmaz'in dediği gibi, twiter'ımız var facebook'umuz var sosyal medyayı gayet Iyi kullanıyoruz. Lakin birlik olamıyoruz.
Gelin ülkemiz sinemasına Hep birlikte katkıda bulunalım. Burun kıvırmayalim Destek olalım. Ne demişti necati abimiz.
"geceden gündüze değil de
bugünden yarına değil de
çok acil olarak değil de
çabuk çabuk..."
yazarlar senarist olsa, senaryolarına konu edip çekecekleri filmleri sorgular başlıktir.
Bana sorulursa kesinlikle ve kesinlikle göktürkler dönemiyle ilgili konular işlerdim. Yahut çoğu kişinin kafasını kurcalayan orada ne işimiz vardı dediği kore savaşını ele alırdım.