onedio'nun haberi şöyle;
Nobel Ödülü sahibi Prof. Aziz Sancar, Sabah gazetesine konuştu: "Terör nedeniyle dünyadaki tüm Müslümanların töhmet altında bırakılması kabul edilemez. Ne yazık ki, ABD’de bu düşünce taban buldu. Birçok yerde Müslüman olduğumu dile getiremem."
ağlamayı unutmuştur. valla bak olabiliyor bazen. gözlerinin altı falan çöküyor artık. gözlerini çevresi simsiyah oluyor bir süre sonra. saçların dökülüyor. üstüne başına dikkat etmemeye başlıyorsun. ama hiçbir zaman ağlamıyorsun.
kimi makalelerde öne sürülen.
edebiyat genelde dan brown işte ne bileyim adam fewer mı favor mı neyse onla kısırlaştırıldığı için anlaşılamayan hede.
arkadaşlar edebiyat içerisinde bir çok şeyi barındırıyor.
tarih, psikoloji, felsefe, sosyoloji ıvır zıvır.
ama tabi okumayı bilmek gerekiyor.
arthur miller der ki, felsefe ve bilim insanın belli bir bölümünü ele alır. ama romanlar öyle mi? bir romanda bunların hepsini bulursunuz.
hayatın ve evrenin bir edebiyat eseri olduğuna dair bir din çıkarma girişiminde bulunulmaması gerçekten şaşırtıcı bugüne kadar. evren çünkü alegoriktir. evrenin dili sayı değil, harflerdir.
edit: yaşadığınız evrende her şeyde bir sanat var arkadaşlar, farkında olmasanız da. edebiyat olmasa, felsefe zaten olmazdı. bu en basit yaklaşımlardan sadece biri. felsefenin de temelinde anlatım vardır. ve bu anlatımı genişletmek ve bir çok anlama, manaya getirebilmeniz için edebiyat a ihtiyaç duyarsınız.
plato edebiyata karşıydı. ona göre yaşadıklarımız bir imitasyon zaten. ve bu imitasyonu yeni bir imitasyona çeviriyoruz edebiyat ile, gerçekliği kayboluyor. bana bunun ile gelirseniz, içerisindeki felsefeden dolayı belki anlayışlı olabilirim ve cevap da veririm. ama matematik... imkansız. edebiyatta 2 kere 2 her zaman 4 değildir çocuklar.
birazdan, ama nasa şöyle diyor bak bunları bunları yaptık insan oğlu olarak, hey oğlum mağarandan çık lan falan diyecek kişilerin basma ihtimali ile aynı olan ihtimal.
yok yok, belki yalnızız olum. hakikaten sesimizi duyacak kimse yok evrenin bir diğer ucunda. kimse duymuyor çocuklar. dur dur bir selfie alayım.
hatadır. ekmeği bıçakla kesiyoruz. yumurtayı bir tabağa kırıp çırpıyoruz. üstüne kafamıza göre baharat döküp gene çırpıyoruz. ekmeği banıyoruz şöyle bir sonra tavaya yağ döküp kızartıyoruz onu. yanında bir de krem peynir zeytin falan varsa alıyoruz. çay da demliyoruz. buf.
belkide olmayan düşüncelerdir.
evet arkadaşlar hollywood filmlerine kendimizi çok kaptırdık farkındayım. haklısınız. ama yalnız olabiliriz biliyor musunuz? bu koskoca amına kodumun evreninde bizi unutmuş olabilirler.
korku filmi sahnelerinden biridir.
gerçekten bir gün aynadaki yansımanın sen olmadığını ve farklı hareketler yaptığını görsen, nasıl olurdu? aynen öyle işte.
yok işte kimse beni anlamıyor, çok üzülüyorum. efendime söyleyeyim sevgili benden ayrıldı :////(((((( depresyonu değildir. zaten adı da hiç öyle bir izlenim vermiyor değil mi?
varlık neydi?
varlık emekti.
hiç arkadaşı olmayan ezik yazarlardır.
arkadaşı ile övünenleri de hiç anlamış değilim. arkadaşı bir şey yapar, onu anlata anlata bitiremez. e sen ne yaptın diye sorduğunda ne yapar? gene başlar arkadaşını anlatmaya.
gerek duymuyordur. stalklamayı sevmiyordur. stalklanmak istemiyordur.
sözlük neyimize yetmiyor aQ?
hırsızlığı ile ünlü olan bir isim olması gerekir.
düşünsene 100 yıl sonra kitap kalırsa çocuklar açıyorlar tarihe bakıyorlar, böyle bir adam varmış olum baksana, adamın lakabı hırsız lan falan diye konuşuyorlar.
o kadar ünlü olmaktır yani.