"şunu değiştirirdim" gibi cevapların yanılsamaya sebep olacağı bir soru.
çünkü biz zamandan(değişimden) bağımsız bir şey değiliz. zamanı geri aldığımızda, 'şuan da' düşündüğümüz geçmişte ki olayı değiştirme düşüncesine/fikrine sebep olan şeyler de zaman ile birlikte geri gidip varlığını kaybedecek. çünkü bu düşüncelere/fikirlere sebep olan şeyler sonradan zamanla meydana geldi. bu sebeple, istediğimiz kadar zamanı geri alsak bile yine de aynı şeyi yapardık ve zamanı geri sardığımızdan bile haberimiz olmazdı.
son zamanlarda aklima oldukca takilan durumdur. deprem olurken giysi dolabinin icine girip kapaklarini da kapasak ve ev yikilip enkaz altinda kalsak ölüm riski daha aza inmez miydi? giysi dolabi en fazla coken tavanin altinda kalsaydi, giysiler bizi esnekligiyle bi nebze koruyabilir mi?
yada her eve nufus kadar ezilmeyen/zarar gormeyen celik bolmeler alinsa, bu celik bolmelerin icinde hava maskesi,su,fener vs olsa ve deprem aninda herkes kendi celik bolmesinin icine girse nasil olur? eger ev yikilirsa celik bolme zarar gormeyecegi icin enkazda bir zarar gormeyiz, sadece kurtarma ekiplerin bu bolmeleri bulup bizi cikarmalarini bekleyecegiz.
sizce nasil olur?
celal şengör'ün bilime ne kadar önem verdiğini ve hayatını buna adadığını biliyoruz. dolayısıyla ona göre hayatın amacı bilimdir, öğrenmektir, bu hayat amacının dışındaki şeyler de ona göre anlamsız-boş gözükür. hayat vereceği bir insanında bilim insanı olma olasılığı oldukça düşük olacağı için belki de bir hayat vermeyi anlamsız bulur, çünkü eşi oyanın da dediği gibi celal empati yeteneğinden yoksun biridir, çünkü görüldüğü üzere o, kendi anlamsızlığını insanların yaşamlarında da var eder ve onları dangalak olarak görür. halbuki anlamsızlık ancak kendisinin öznel sahip olabileceği bir şey olduğu gibi anlam var iken yaşanılabilen bir şeydir.
basit bir ifadeyle nesnelerin, işaretlerin veya sembollerin, kendinden başka olguları ifade etmesi, anlamına gelmesidir. mesela bir erkeğin bir kıza "gül" vermesi bir göstergedir, çünkü gül sadece bir çiçekten ibaret değildir, bir çiçek aynı zamanda romantikliği, sevgiyi, aşkı göstergelemiştir. gösterilen: gül-çiçek, göstergelenen: aşk, sevgi.
en son kocaelispor-bursaspor maci icin, bursa deplasmana goturuldugu ve orada unutulduguna dair rivayetler vardi. hatta 2015 yillarinda bursada gorulmus ve "beni kocaeliye goturun" denildigine dair bir video da vardir.
Şeytanla işbirliği yapmaktır. Çocuk yapıp, varoluşa zorladığı kişiye "Allah seni sınamak için yarattı" diyen kişiye müslüman denir. Adem ile Havvayı tuzağa düşürüp, sınanmak üzere yeryüzüne sürdürten şeytan gibi, onlar da yaptıkları çocuğu tuzağa düşürüp, sınanmak üzere yeryüzüne sürüyorlar. Yani Allahın sınavına girecek kişiler çocuk yapan varoluşa zorlayan insanlarca üretiliyor. Varoluşa zorlanmış kişiler, ebeveynleri tarafından zorla bu sınava sokuluyorlar.
Sen kalk, Adem ile Havvayı tuzağa düşüren, yeryüzüne sürdüren şeytanın arkasından o kadar salla, sonra git çocuk yaparak, o kişiyi tuzağa düşürüp, yeryüzüne sürerek, aynı şeyi sen yap.
(bkz: düşüncesizlik)
seni mutsuz yapan sorunlari gormezden gelip cozmeyip bunun daha buyuk sorunlara, mutsuzluklara yol acip ve daha cok mutsuzluklari mutluluga cevirme ugrasi verdirecek bir davranis olabilir. sebepleri arasinda da toplum baskisi yatabilir.
burçların doğruluğu hakkında bir bilgim yok fakat kendi burcumun anlatılan özelliklerini okuduğumda, eh be kardeşim, üh be kardeşim, bu kadar da iyi betimlenemez ki dediğim ve dahil olduğum burç. özgür iradenin varlığını tekrar gündememime getirmiştir.
hapını içtiğimde her defasında moralimi yerine getiren, mutluluk hissettiren hap. çok nadirende olsa sebepsiz yere mutsuz/moralsiz/ hissettiğimde ağrı olmaksızın içtiğim ilaçtır.
olgulardaki farkliliklarin birbirini var eden, tamamlayan ve anlam kazandiran zit yapilara denir.
bir yerde 'buyuk' bir seyden bahsediliyorsa, orada o seyin 'buyuk' olarak nitelendirilmesine sebep olan 'kucuk' bir referans noktasi vardir. bir sey buyuk ise, kucuk bir seyin varligindandir ve buyugun varligi, kucugun varligi ile anlam kazanir, kucuk bir sey yok oldugunda artik buyuk bir seyden de bahsedilemez, anlamini kaybeder.
uzun-kisa, derin-yuksek, sicak-soguk, anlam-anlamsizlik gibi durumlar ornek gosterilebilir.
degisimi ifade etmek icin kullandigimiz kavramlardan biridir. maddeler degisir, donusur, olusur, yok olur. zamanda, bu degisiminin ilk referans noktasiyla ikinci bir referans noktasinin arasindaki bicimi resmeden bir kavram olarak sayilabilir. zamanin kavranabilmesi ise ozneldir, degisimi idrak eden, bu degisimi bellegine kaydeden ve muhakame yapan canlilar algilayabilir. bir sey-madde, degismesine ragmen bicimi hafizamiza kaydolur, o seyin bicimi artik eskisi gibi olmasa bile, baska bir yapiya burunse bile gecmisteki bicimi hala hafizamizdadir. degisen bir seyin-maddenin, hafizamizda yer alan daha onceki bicimi ile simdiki bicimi kiyaslariz ve gecmis denilen zaman ortaya cikar; bu seyin hafizamizdaki gibi bir gun tekrardan degisecegi bilgisi de gelecek zamani ortaya cikarir.
jeofizik muh. okuyup akademisyen olup calismalari yurtdisinda surdurmek(ulkemizde bilime deger cok az), insanlara hayatta daha bilincli ve farkinda olmalari icin bir seyler yapmak, huzur icinde bedenimi universiteye bagislayip hiclige karismak.
hatalı düşünceler, davranışlar, beklentiler sebebiyle ortaya çıkan olumsuz durumda insanın kendini haklı görme sanrısının içselleştirilmesinin dışavurumu.
inançsızlığını vurguladığı bir parçasıdır. bunu üzerindeki t-shirtün üstündeki resime, gözlerinin sürekli yukarı(gökyüzü) bakmasına ve parçanın sözlerine bakarak anlayabiliriz.
Kimiz? Neyiz? Biz neyiz reis?
mustafa cecelinin eski eşi sinem ceceli ile birlikte olup lezbiyen olduğu iddialarının ardından plak şirketinden kovulmuş, lezbiyen oluşunun tartışıldığı kadar cinsel yönelimi yüzünden işinden kovulması tartışılmayan sanatçımız.