peşin edit: beni buradan suçlayacak ve moderatöre silinmem için yalvaracak olan ağlak ve ırkçı kardeşlerim; siz ülkenin batısında rahat rahat, yellene yellene yaşayıp ülkeyi kurtarırken kürd kardeşleriniz bu zulümleri yaşadı ve hala yaşamaya devam ediyor.
ben dağa çıkan gerilaya haklı demiyorum; en kısa zamanda silahını bırakıp masaya oturup haklarını demokratik yollardan aramasını savunuyorum.
ölen canlar hepimizindir.
eğer bunu söyleyemiyorsanız, zamanında her iki tarafında yaptığı hataları olgunlukla karşılayamıyorsanız; her yerde söylediğiniz türk-kürd kardeştir söylemi içi boş bir tümceden öteye geçmez.
her seferinde diyarbakırspor' a akılalmaz bir şekilde hakaret eden ırkçı bursaspor taraftarı sonunda ettiğini bulmasıdır.
bursaspor'un ırkçı taraftarı diyarbakırspor ile yapılan her kaşılaşmada diyarbakıra, takımına ve onun nezninde bütün kürtlere terörist diye hakaret etmesi hiçbir şekilde açıklanamaz.
ilahi adalet işte sonunda ettiklerini buldular.
bursaspor bu sefer resmen duvara çarptı; çünkü bu sefer çattıkları haksızlığa uğrayan mazlum ve her seferinde ikili oyunlara kurban giden kürt halkı deği, hepinizin malumu egemen gücün güdümündeki popüler kültür üzünlerinden biriydi.
istanbul kürt enstitüsü'nün kürtçe ile ilgili yapmış oldukları çalışmaların kendileri için örnek teşkil ettiğini belirtmişlerdir.
ilk hedeflerinin siyasi ve toplumsal baskılara boyun eğmeyen istikrarlı bir türkçe-lazca dergi çıkartmak olduğunu dile getiren aydınlar, uzun vadedeli hedeflerinin ise çok dilliliğin hüküm sürdüğü kardeşçe bir ortak yaşam olduğunu vurgulamışlardır.
laz kardeşlerimi burdan kutlamak istiyorum.
devletin akılalmaz asimilasyon politikalarına direnebilmiş onurlu bir halktır lazlar.
savaşımlarıda diğer halklara örnek olacaktır. tıpkı kürt halkının onlara örnek olması gibi.
hiçbir kimliğin diğerinden üstün olmadığı, herkesin eşit koşullarda yaşadığı bir türkiye için herkesin elin taşın altına sokması lazım.
laz aydınlarının asimilasyon politikaları sonucu yok olmakla yüz yüze
kalan anadillerini gelecek kuşaklara aktarmak için (lazuri nenaşi oçkinale) kurma çalışmalarını başlattıkları enstitüdür.
karadeniz halklarından biri olan lazlar, yüz
yıllardan beri konuştukları, ancak devletin asimilasyon politikaları
nedeni ile unutmaya yüz tuttukları lazca için kolları sıvadı. laz
kolektif hareketi girişimi üyeleri avukat ahmet hulusi kırım, mali
müşavir erkan temel ve yazar-araştırmacı ali ihsan aksamaz'ın çağrısı
ile bir araya gelen onlarca laz aydını ve aktivisti, laz dili
enstitüsü kurulması için çalışmalar başlattı. enstitü kuruluşu
önümüzdeki günlerde resmi olarak kamuoyuna deklere edilecek.
abdullah öcalan'ın türkiye'de çıkması muhtemel bir iç savaşın önlenmesine yönelik uyarı niteliğindeki açıklamasıdır.
tam metni: ''kürtlere yönelik büyük bir tasfiye durumu var. kararlarını almalılar. doğru karar vermeleri önemlidir. bu süreç kesinlikle hata kabul etmez. bu baskılara karşı nasıl tavır alacaklarını belirlemelidirler dedi. öcalan heyetle görüşmelerine işaret ederek şu değerlendirmede bulundu: biz heyetle görüşmelere başlarken ölümler, tutuklanmalar olmayacak diye anlaşmıştık. ölüm de olmayacaktı, operasyonlar, tutuklanmalar da olmayacaktı, taş da atılmayacaktı. ancak bunlara uyulmadı. hükümet bu kadar gözaltı, operasyonlar yapıyor. hükümet bunun açıklamasını yapmak zorundadır. 15 haziran son tarihtir. 15 hazirandan sonra ya anlamlı bir müzakere dönemi başlar ya da büyük bir savaş başlar, kıyamet kopar. müzakere olursa büyük ve anlamlı bir müzakere olur, savaş olursa da büyük bir savaş olur.
kürdistan; kafkaslar'ın güneyi azerbaycan'ın batı bölgeleri ile dağlık karabağ bölgesi, ermenistan bazı batı vilayetleri, ırak'ın kuzey bölgesinin tamamı, iran islam cumhuriyetinin batı sınır ve türkiye devletinin doğu ve güneydoğu topraklarının tamamı kürdistanı oluşturur.
osmanlı devleti zamanında yukarıda bahsi geçen topraklar kürdistan olarak adlandırılmıştır.
kurtuluş savaşı yıllarında bu bölgeler için yine kürdistan tanımı kullanılmıştır.
t.c yi kuran kadroların bile zor zamanlarda kürdlerin desteğini alabilmek için kabul ettikleri bu tarihi gerçeklği bu gün onların torunları inkar etmekte.
bu realiteyi tanımak ülkeyi bölmez: aksine ülkeyi dahada birbirine kenetler.
evet hümanist kardeşlerim.
her seferinde türk-kürd kardeşliğini savunan ahali.
şunu biliniz ki her kürt kendi toprağında kendi bayrağı altında huzur içersinde mutlu mesut yaşamak ister.
şimdi bazı aklı evveller diyecektir; yahu bir tane bayrak var ya neyine yetmiyor?
güzel kardeşim o bayrak ülkenin resmi ideolojisinin bayrağı.
bu ülke tek bir milletten oluşmuyor ki, kürdler türk bayrağınıda baş tacı eder; lakin kendi bayrağıda yanında dalgalanırsa daha da mutlu olur.
yerinde ve doğru bir karar olacaktır.
bu ülkenin, bu toprakların bir sesi olan kürtçe ile yarışmaya katılmak ülkenin iç barışına hem katkı sağlayacak hemde türkiye'nin dünyadaki 'kendi halkına baskı yapan' devlet imajından sıyrılmasına katkı sağlayabilir.
bu topraklar bir çok değer yetiştirmişti ve yetştirmeye devam etmektedir.
ve bu değerlerin taçlandırılması gerekmektedir.
bu yarışmada bu yollardan biri olabilir.
aynur doğan bu değerlerden sadece bir tanesi.
sesi ve duruşu bu yarışmaya katılması için yeterde artar bile.
türkiye'de egemen güçlerin, politikaları gereği sadece kurmanc gurubu için kürt diyerek, kürt milleti içersinde etnik çatışma , milli aidiyet karmaşası yaratmaya çalışmasıdır.
kürtler, beş farklı gruptan oluşur.
bunlar: kırmanc(zaza), kurmanc, soran, goran ve lur lardan oluşur.
bir millet adı olan kürt kavramı, beş farklı toplumsal grubun, kürtçe kavramı ise, beş farklı lehçenin adıdır.
kürtçe, sadece kurmanc lehçesinin adı, kürtler de kurmanc grubunun adı değildir.
zazaların kurmanc olduklarını, zazacanın dakurmanc lehçesinin lehçesi olduğunu idia eden de yoktur.
(bkz: anadoluda gezen masum zenci) düzenin bekçilerine inat halkların kardeşliğini sonuna kadar savunan.
edit: hümanist, halkların kardeşliğine inanan, herkesin eşit ve barış içersinde yaşamasını isteyen,
baskı rejimlerinin dayattığı saçmalıkları kabul etmeyen...
antakya'nın 22 km güneybatısında, meşhur 16 km'lik samandağ sahli daha çok yerli halkın akın ettiği bir kumsal olsa da yazları antakya'yı gezmeye gezmeye gelenlerin de uğradığı bir plaj.
kumsal , ince kum. denizde 50 metre ilerleyince 2 metre derinliğe ulaşıyorsunuz. yazın meltem ve lodos estiğinde rüzgarlı ve dalgalı. ağustos, eylül ve ekimde dalga daha az.
kendi malzemelerinizi getirebilirseniz sörf ve yelken için uygun. kumsalın en sakin yeri asi nehri ile meydan köyü arasındaki 5 km'lik sahil şeridi. şemsiye ve şezlong yok.
edit: gidenler bilir samandağ sahilinde gözle görünür bir kirlilik mevcuttur.
bunun nedeni ne yöre halkıdır ne de sahile gelen turistler.
bu kirliliğin nedeni sahilin açından geçen gemilerdir.
bu gemiler samndağ sahili açıklarına gelince mevcut bütün katı ve sıvı atıklarını denize bırakırlar; çünkü denetim serbestliği vardır.
bu atıklar da gelgitlerle samandağ sahiline kadar ulaşır ve ortaya hoş olmayan manzaralar çıkar.
samandağ belediyesi çok defa yetkili mercilere başvurmaları sonuçsuz kalmıştır.
sinop'un karakum plajı, boztepe yarımadası'nın güneydoğusunda yer alıyor.
boztepe yarımadası, çok önceleri karadeniz'deki yanardağ patlamalarıyla şelillenmiş.
bu nedenle karakum'un plajı ve denizin dbi, yanardağların püskürttüğü kül, kum ve lav parçacıklarından oluşan gözenekli tüfler ve zamanla denizin bu kayaları oyup, aşındırarak ufaladığı siyah kumla kaplı.
bu ikisi biraraya gelince, güneşi fazlasıyla çeken ve içine depolayan siyah kum çok kıgın oluyor.
güneye baktığından plaj genelde sakin. deniz çabuk derinleşiyor.
dalış için de uygun ve dalış kulüpleri sinop merkezde. plajda, şemsiye, şezlong, duş, tuvalet ve kafeterya hizmeti veren bir tesis var.
plaj, sinop merkezden doğuya, 3 km mesafede.
merkezde otel ve pansiyonlar var.
keman çalma konusunda üst düzey bir mükemmeliyete sahip ve keman çalma standartlarını yeniden düzenlemiş bir viyolonisttir.
Heifetz 1901' de dogmuş ve keman çalmaya 2 yaşında başlamıştı.
ilk keman derslerini babasından almıştır.
Genellikle bu durum bütün virtüözlerin ve hatta bestecilerin yaşamlarında karşımıza çıkar.
bizim milletimiz ''neden bizden de bir Bach cıkmaz? " diye hayıflanır; ama bilmez ki Bach'in babasıda en az Bach kadar iyi bir bestecidir.
çocukken tek hayalinin kemanı 'heifetz' gibi hızlı çalmak olan mersinli bir yetenek.
18 yaşındaki yetenek Kraliçesi Elizabeth'in 2008'deki Türkiye ziyaretinde Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası'yla verdiği konserde dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün armağan ettiği 1780 yapımı 'Antonio Gragnani' kemanıyla müzik serüvenini sürdürmektedir.
Viyana Üniversitesi Sahne Sanatları Fakültesi öğrenim görmektedir.
amacı; okulu sınıf atlayarak bitirmek ve ingiltere veya abd' de yüksek lisans yapmakmış.
aykırı kişiliği, sahne ve kalabalık korkusu, evlilikleri, genç aşıkları, skandal yaratan konser iptalleri, özgüven krizleri, kansere karşı yürüttüğü uzun savaşımıyla son 40 yılın en çok konuşulan piyanistlerinden biridir.
