kendisini dünyanın 8. harikası sanıp küçük dağları ben yarattım havasına giren insanlardır allaha yakın bize uzak olsunlar verdiğimiz değeri almasını biliriz elbet.
Böylesi zatlar çoktur. Bu işin erkeği kadını da olmaz. Böylesi insanlar kıskanç olurlar. işin garibi kıskanıyorlar ve sizin onları kıskandığınızı zannediyorlar ve sizi dedikodosuna alet ediyorlar. Ve size de arkanızdan konuştuğunu arkadaşlarınız söylüyor. Böylesi bir insana şunlar söylenmeli;
Duydum ki gıybetimi yapmışsın
Yüzüme söylemekten kaçmışsın
Benim gibi bir acizden korkmuş
Allahtan korkmamışsın.
"Ve sevgilim, sana gelince:
Eğer bir gün uğrarsan sol göğsümün altındaki kente, hüzünlü bir sesle: ”Buralar bir zamanlar hep benimdi” diyeceksin kendine….”
Rtük ün bir kanala verdiği cezadan sonra bu belgeseli tv de görürsünüz. Acaba başka yeni belgesel yok mu sorunsalı. Ama bu belgesel bence iyi. 1994 yılında çekilmiş bir belgesel ama bazen baktıkça eskileri çocukluğumuzu hatırlayıp duygulanıyorum.
Şiir kelimelerin sırlı hayatlarını özümseme sanatıdır. Şiir bir iç yangını bir kanatlı kelimeler armonisidir.
Anlatılmak istenen duygular düşünceler, aşklar sevgiler, hep dizelerin suretine bürünmüştür.
Bir başka yönüyle şiir gibi yaşamak demektir.
sıfatlandırmaların başında gelir şiir, şiir gibi sevgili, şiir gibi bir şehir...vs...vs...