Bir ebeveynin evladına ithaf ettiği sözlerdir.
dokuz ay karnımda taşıdığım, ölüm sancılarıyla dünyaya getirdiğim, yemeyip yedirdiğim, içmeyip içirdiğim, giymeyip giydirdiğim, cebimde olmasa da cebinden harçlığını eksik etmediğim, kışlık odun parasını sırf okuyup kendini kurtarsın diye hesabına gönderdiğim, okumuş, kültürlü ve bilge evladımla gurur duyuyorum. Kışın soğuğunda inşaatta çatlak ellerle çalışıp sıcak yuvalarla beslediğim evladımla. Sabah 6 akşam 8 çalışıp beslediğim evladımla. Gurur duyuyorum onunla. Her ne kadar bizden utansa da, bizi huzur evine terk edecek kadar aşağılık olsa da gurur duyuyorum onunla. E sonuçta o üniversite görmüş, şehirlerde gezmiş, kitaplar bitirmiş, okumuş kültürlü bir insan. Bizden çok daha zeki, daha bilgili en nihâyetinde. Gurur duyuyorum onunla.
iki gündür süren, ebeveyninden utanmayla ilgili muhabbete verdiğim karşılıktır.
Zaten kimse bunu inkar etmiyor ki. Öyle orospu çocuklarına ki onlara ebeveyn denmez, kimse tapınmıyor, tapınmaz ve sevmez. Evlat olmazsa gardaş olsun. insanlar normal ebeveynlerden bahsediyor. Hani duyguları olan.
Ailemden duyduğum ve kafamı karıştıran sorunsaldır.
Dediler ki; "günlerce haberlerde pmyoların vb kaldırılacağını, polis alımlarının sadece lisans mezunlarından alınacağını söylediler. Bu yasa da yürürlüğe girdi." Vb şeyler söylediler ve kafamı karıştırdılar. Bir polis aday adayı olaraktan bilgi ve fikirlerinize sunduğum sorunsaldır.
Hayatınızda duyabileceğiniz en saçma cümlelerden birisidir.
Galiba ne lan!? Bir insan sevip sevmediğini bilmez mi?
Mesela sen sayın yazar, bir insanı veya bir nesneyi sevip sevmediğini anlamayacak kadar sıkıntılı mısın? Hiç gidip en sevdiğin boxerına "ben galiba seni seviyorum ya" dedin mi? Evet, evet sen sayın yazar! Hiç gidip de sevmediğin bir insana bu kelimeyi kullanır mısın? Kullanmam dediğini duyar gibiyim.
Bunu diyen zat ya aşık oluyordur da tam farkına varamamıştır, ya da karşıdakinin totosunu kaldırmamak için ağırdan ilerliyordur.
Diyeceğim o ki insan ya seviyordur ya da sevmiyordur. Böyle kıvrak tavırlara gerek yoktur.
Malumunuz vize dönemindeyiz ve ders çalışmak için çalışıyoruz. Bazen tek başımıza bazen de arkadaşlarımızla ders çalışıyoruz, mu acaba? Ulan 3-4 kişi biraraya gelsek ne ders çalışabiliyoruz ne de sohbet dönüyo ortamda. illa ki birisi ya konsatrasyon bozuyo ya da sohbeti bölüp derse davet ediyor. Çok boktan birşey oluyo yani. Diyeceğim o ki dostlar çok şaapmayın yani, ya tek ya da bir arkadaşınızla deneyin ders çalışmayı.
Sıkıntı verici durumdur.
sevgiliniz vardır fakat girdiğiniz her ortamda sizden beklentisi olan bir kaç kız vardır. Bu kızlar ayrılınca ortalıkta görülmez, görülse de size pas vermez.
"Geldik gidiyoruz kadınları çözemedik" sözünü hatırlatır.
En başta benim duyduğumu düşündüğüm saygıdır. Bir başlığın ilk entry sine bakarsın ve yanında tarihi yazar ve "yuh" dersin! "Adam yıllardır yazıyor, ne gelişmiştir şimdi!" Falan helal olsun. Bir o zamandaki entrylere bakıyorum bir de yenilere, çok fark var. En azından boş konuşmuyormuş eski yazarlar, sözlüğün amacına ters düşmüyormuş çoğu.
Dilimizde resmiyette kullanılan istanbul türkçesini istanbulluların bile kullanmamasıdır. Şuan sözlükte kullandığımız türkçe istanbul türkçesine yazıda örnektir fakat, çoğumuz bunu gerçek hayatta kullanmayız.
Örneğin, "yapacağım" istanbul türkçesidir ama "yapıcam" kullanılır.
Bir de bunu yumuşamak sanan andavallar vardır. Kibar konuşmayı "topluk" ile ilişkilendirirler.
Uzun başlıklı, üzerine kitaplar yazılası meseledir. insanın bencilliğini, nefsine hakimiyetsizliğini, olgun olmayışını, gidenin nerdeyse her zaman kıymete bindiğini vs kanıtlayan durumdur. Gidenin sabrı biter ve terk eder, pişman olursun, yalvarırsın; yalvarman geri kazanma ihtimalini daha da düşürür, kaçan kovalanır hesabı. Giden uzun bir süre haklıdır. Duyguların kontrolünden çıkıp beynini kullanmaya başladığın zaman yanılgıyı anlarsın ve üzüldüğün için bir daha üzülürsün. Bu tür eq'sel düşünce ve yazılar sözlüğe ne kadar uyuyor bilmem ama ben buyum işte, duygusal yanım ağır basar. Anlayacağın bu tür durumlarda toparlanıp beyni kullanmak gerekli, tabi başarabilirsen.
Şu aralar beni zora sokan durumdur. Çok sigara içmemden kaynaklanan, ve kusmaya varan durum. Su içince birden kesiliyor ve sigara içerkem yanımda su bulundurmak zorunda kalıyorum resmen. Ne pis bir bağımlılık!
Anlam veremediğim olaydır. Ne diye özünden vazgeçiyorsun? Tamam öğren, ihtiyacın olur konuşur edersin de, hava atmak için kendini yabancılaştırmak nedir arkadaş? ingilizcen olunca, ingilize mi benziyorsun? Hadi benzedin diyelim, ingiliz sandılar seni; yüce mi oldun? Şahsen karşımda aşağılıksın. O tür dünyaya sırf zarar veren bir millete özenip, diliyle hava atmak nedir lan!?
Milletimizin bir şeye körü körüne nasıl bağlandığının ispatıdır. Adam tartışmada marmaraydan, 3. Köprüden bahsederek akpyi savunuyor. ilginç. Akpli değilim, akp karşıtı da değilim ama bu kadar vahim bir durumdayız. Biraz gerçekçi olalım.