insanın içindekini söküp gün ışığına çıkaran parça. muhteşem vokal, olağanüstü sözler, hayatın ta kendisi, inanılmaz manzarayla bütünleşmiş bir film müziği.
margaret mazzantininin best seller olan romanının beyaz perdeye uyarlanmış italyan filmidir. izlenilebilir bir film kanımca. bunun için tek etkende, penelope cruz un kendini aşmış, rolüyle bütünleşmiş oyunculuğudur. senaryonun farklı oluşu, karelerin geçmiş ve şimdiki zamanla süregelişi filmi yine de iyi bir yere getirememiş.
azyanik dillerden olan hurca, hurri ülkesinde konuşuluyordu. bugün hakkında yeterince bilgi edinilemeyen hurcanın bitişken bir dil olduğu anlaşılmaktadır.
didim antik çağ'da, miletos'a bağlı önemli bir kült ve kehanet ocağıdır. su kaynağı ve defne ağacı kutsal işaretleridir. apollon kahini gücünü kaynağın suyundan alıyordu. kaynak ve ağaç açık havada kutsanırdı.
1212'de gerçekleşen haçlı seferlerinin en ilgi çekici olanıdır. iki din adamının kışkırtmasıyla, çoğu on iki yaşından küçük binlerce çocuk biraraya getirilerek sefere yollandılar. çocukların çoğu bu seferlerin güçlüğüne dayanamayarak öldüler. kalanları da köle pazarlarında satıldılar.
bir yapının önünde yer alan, bir uzun kenarıyla yapıya bitişik, diğer uzun kenarı boyunca sütunların taşıdığı bir kemer dizesiyle dışa açılan, üzeri tonoz, kubbe ya da çatıyla örtülü önü açık mekan.
m.s. 110 yılında gaius julius tarafından babası celcius adına efes antik kenti'nde yaptırılmıştır. dünyanın üçüncü büyük kütüphanesidir. (iskenderiye, bergama, celcius.) kütüphanenin ön cephesi iki katlıdır; fakat içi tek salondur. ön yüzünün alt katında dört tane heykel vardır. isimleri soldan sırayla: sophia, arette, enoya ve episteme'dir. enoya'nın başı şu an british müzesi'nde sergilenmektedir.
antik yunan'da sağlık tanrısı asklepios adına yapılan kutsal alan. sağlığa yararlı yerlerde yapılan asklepionların özelliği; hem tapınak hem de hekimlik ocağı olmalarıdır.
roma dönemi'ne özgü olan, savaş kazanan imparator veya komutanlar adına ya da önemli olayların hatırası için kent girişine veya ana cadde üzerine yapılan; genellikle sütunlu, caddelerin başlarına veya kıvrımlı noktalarına yerleştirilen, anıtsal görünümlü özgün yapılardır. ilk zamanlarda basit, tek kemerli olan taklar zamanla iki veya üç kemerli, cepheleri heykeller ya da kabartmalarla bezeli görkemli yapılara dönüşmüşlerdir. bu takların altından geçen ordu birliklerinin kötülüklerden arındıklarına ve onurlandıklarına inanılırdı.
helen mitolojisinde su, orman, dağ perileri olan 'nymphe'lerden adını alan ve onlara adanmış, helen ve roma mimarilerinde görülen, kayaya oyulmuş ev biçimli, sütun dizileri ve heykellerle bezenmiş, nişli, anıtsal çeşme yapılarına verilen isimdir. bu yapılara kent içerisinde suya gereksinim duyulan hemen her yerde rastlamak mümkündür.
antik helen kentlerinde ocağında sürekli ateş yanan; yabancı ülkelerden gelen elçilerin, seçkin yabancıların, kahramanların ağırlandıkları, bir anlamda günümüzdeki devlet konuk evleri işlevini gören yapılardır. hippodamos planlı kentlerde agoranın yanıbaşında yapılmış oldukları görülmektedir. halkın ortak malıdır. içlerinde kentin ortak toplumsal yapısının simgesi olan ve ocak tanrısı hestia'nın kültüne bağlı ateşin sürekli yanması sağlanırdı. yanan sürekli ateşi bekleyen görevlilere 'küret' adı verilirdi. küretler zaman içerisinde girit ana tanrıçası rheia'nın, kybele'nin ve artemis'in rahiplerine dönüşmüşlerdir.
antik yunan'da kent meclisinin toplandığı binaya verilen addır. başlangıcından itibaren kapalı olarak yapılmıştır. birçok antik kentte yapılmış ilk kamu binası olarak karşımıza çıkar. yapısal olarak pritaneium ile büyük benzerlik gösterir. ancak burada şehrin kutsal ocağı (ocak tanrısı hestia için yakılan sürekli ateş) değil; hestia'ya ait bir sunak bulunurdu. oturma yerleri tiyatrolarda olduğu gibi geniş bir yarım daire oluşturuyordu.
antik roma'da gladyatör dövüşlerinin, vahşi hayvan mücadelerinin yapıldığı daire ya da oval planlı, etrafı izleyicilere ait oturma ve izleme basamakları ile çevrili yapılardır.
nevşehir'e 19 km uzaklıkta, nevşehir- niğde karayolu üzerindedir. 1964 yılında ziyarete açılmıştır. halen dört katı açığa çıkarılmış, mekanlar daha çok havalandırma bacaları etrafında toplanmıştır. depoların bulunduğu kısımda yer alan çok çukurlu granit taşlarının işlevi -çoğu kesim- tarafından 'baharat öğütme taşı' olarak görülse de; son araştırmalar neticesinde bakır cevherinin ergitmeye hazır duruma getirildiği son aşamada kullanılan 'maden ergitme taşı' olduğu anlaşılmıştır. başka bir deyişle; bakır cevherini zenginleştirmede kullanılmıştır.
yaralayıcı bir the dears parçası. davul ritimleriyle, sözleriyle beyni uyuşturan süper şarkı.
ı've been a liar
ı've been a thief
but now I don't think
that is what ı want to be
ı'll do anything
you want any old time
oh yeah..
don't have any money
(pockets are empty)
don't have any looks
(ı am a dog)
just borrowed pianos
(ı'm coming over)
that I can't hardly play
(to use what I want to)
ı may have a pen somewhere
staff paper too
ı'm asking for it..
you need some more brandy
(got a pack of cigarettes)
you need cocaine
(give me more drugs)
you're in self-destruct mode
(ı'm self-destructing)
maybe it's the pain
(and hurting all over)
ı don't need anything
(don't need nobody)
ı just need you
(nobody else)
you and ı
it's all so shameful
you and ı...
it's all...
it's a shame...
you're just a loverful
if you start me up
if you start me up ı'll never stop
if you start me up
if you start me up ı'll never stop
ı've been running hot
you got me ticking gonna blow my top
if you start me up
if you start me up ı'll never stop
you make a grown man cry
spread out the oil, the gasoline
ı walk smooth, ride in a mean, mean machine
start it up
if you start it up
kick on the starter give it all you got, you got, you got
ı can't compete with the riders in the other heats
if you rough it up
if you like it you can slide it up, slide it up
don't make a grown man cry
my eyes dilate, my lips go green
my hands are greasy
she's a mean, mean machine
start it up
if start me up
give it all you got
you got to never, never, never stop
never, never
slide it up
you make a grown man cry
ride like the wind at double speed
ı'll take you places that you've never, never seen
start it up
love the day when we will never stop, never stop
never stop, never stop
tough me up
never stop, never stop, never stop
you, you, you make a grown man cry
you, you make a dead man cum
you, you make a dead man cum
the arcade fire ın tılsımlı bir parçası. yorum yapamayacağım kadar olağanüstü. *
and if the snow buries my
my neighboorhood
and if my parents are crying
then ı'll dig a tunnel
from my window to yours
yeah.. a tunnel
from my window to yours
you climb out the chimney
and meet me in the middle
the middle of the town
since there's no one else around
we let our hair grow long
and forget all we used to know
then our skin gets thicker
from living out in the snow
you change all the lead
sleeping in my head
as the day grows dim
ı hear you sing a golden hymn
then we tried to name our babies
but we forgot all the names that
the names we used to know
but sometimes
we remember our bedrooms
and our parents bedrooms
and the bedrooms of our friends
then we think of our parents
well what ever happened to them
you change all the lead
sleeping in my head to gold
as the day grows dim
ı hear you sing a golden hymn
the song ı've been trying to say
purify the colours, purify my mind
purify the colours, purify my mind
and spread the ashes of the colors
over this heart of mine...
evreni harekete geçiren, bedende ve beyinde şok etkisi yaratan hayal gibi bir scissor sisters parçası.
it's not easy having yourself a good time
greasing up those bets and betters
watching out they don't four letter
fuck and kiss you both at the same time
smells like something ı've forgotten
culed up died and now it's rotten
ı'm not a gangster tonight
don't want to be a bad guy
ı'm just a loner baby
and now you're gotten in my way
ı can't decide
whether you should live or die
ohh you'll probably go to heaven
please don't hang your head and cry
no wonder why
my heart feels dead inside
it's cold and hard and petrified
lock the doors and close the blinds
we're going for a ride
it's a bitch convincing people to like you
if ı stop now call me a quitter
lies were cats you'd be a litter
pleasing everyone isn't like you
dancing jigs till ı'm crippled
slug ten drinks ı won't get pickled
ı've got to hand it to you
you've played by all the same rules
it takes the truth to fool me
and now you've made me angry
ı can't decide
whether you should live or die
ohh you'll probably go to heaven
please don't hang your head and cry
no wonder why
my heart feels dead inside
it's cold and hard and petrified
lock the doors and close the blinds
we're going for a ride
oh ı could throw you in the lake
or feed you poisoned birthday cake
ı wont deny
ı'm gonna miss you when you're gone
oh ı could bury you alive
but you might crawl out with a knife
and kill me when ı'm sleeping
that's why
klasik siouxsie and the banshees lezzetlerinden bir tanesi. tadı insanın damağında kalır, o derece yani.
harmful elements in the air
symbols clashing everywhere
reaps the fields of rice and reeds
while the population feeds
junk floats on polluted water
an old custom to sell your daughter
would you like number 23
leave your yens on the counter please
ooooo..
hong kong garden
ooooo..
tourists swarm to see your face
confucius has a puzzling grace
disoriented you enter in
unleashing scent of wild jasmine
slanted eyes meet a new sunrise
a race of bodies small in size
chicken chow mein and chop suey
hong kong garden take away
la la la la loo..
ooooo..
hong kong garden
ooooo..