islam terörü değil, islam adı altında yapılan terördür. En büyük zararı da islama ve müslümanlara vermektedir.
Amcasının ciğerini söküp, yiyen insanları dahi affeden peygamberin, bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir diyen bir kitabın olduğu din terör dinidir demek art niyetten başka birşey değil.
Kendi elleriyle yarattıkları örgütleri istedikleri gibi dizayn edip lanse ediyorlar. Geri zekalı, cahil insanları da kandırıp bu örgütleri besliyorlar. Coğrafyaları, yerin altını üstünü sömürüyorlar. Coğrafi keşiflerden beri dünyanın, insanlığın iliğini eme eme bitiremediler. Ne yazık ki günümüzde de din üzerinden, islam üzerinden bunu yapıyorlar.
Allah belasını versin bunu yapanların, bu şerefsiz, alçak, vahşi örgüte en ufak sempati dahi duyanların. Ölmekten beter olsunlar. Yaşadıkları yerlerde taş üstünde taş kalmasın, ot bitmesin, içmeye bir yudum su bulamasınlar. Yamyamlar sürünürek can versinler.
Samimiyetle edilmesini temenni ettiğim çağrı. Allah yardımcısı olsun oradaki tüm askerlerimizin.
El-Bab ışid'in rakkadan sonra suriye'deki en güçlü olduğu yer, en büyük cephaneye ve insan gücüne sahip olduğu yer. Türkiye-Rusya yakınlaşmasının ardından ışid bir yandan suriye'ye saldırılarını artırırken, bir yandan da el-bab savunmasını daha da fazla güçlendirdi. Ne tuhaftır ki bunlar olurken, abd destekli kürtler yani ypg'li köpekler ışid'in sözde başkenti sayılan rakka'ya ilerlerken hiçbir ciddi tehditle karşılaşmadı, ve aynı şekilde ilerleyişini sürdürüyor.
Suriyede'ki çözümde Türkiye-Rusya yakınlaşmasıyla ABD dışlandıkça ışid hem ülkemiz sınırları içerisinde hem de dışarısında daha fazla azacak bu aşikar, ki büyükelçi suikastı da bunlardan bağımsız düşünülemez.
Allah sonumuzu hayır etsin. Gerek sınırlarımızda, gerek sınır dışında görev yapan askerimize, bu milletin şerefli evlatlarına yardım etsin.
Birkaç gün önce bu başlığa şu girdiyi yazmıştım ve silmişler girdimi. Çok komik olmuş, çok saçma... Aynen kopyalıyorum, yine silsinler isterlerse. Meydanı aşağılık heriflere bırakacak değiliz...
---------------
insanlar halep düştü diye değil, insanlık öldü diye çıldırıyorlar. müslüman kardeşleri açlık içinde, zor kış şartlarında zulüm altında olduğu için üzülüyorlar. izledikleri onlarca video'da gördükleri parçalanmış sokak ortasındaki cesetlere, enkaz altından çıkarılan bebeklerin fotoğraflarına ciğerleri yanıyor. kadim şehir halep harabeye döndü diye iç çekiyorlar. ülkelerine 50-60 km mesafedeki bu duruma müdahale edecek güçleri olmadığı için hayıflanıyorlar. iki yüzlü dünyanın vatan haini köpek bir gazeteci için "demokrasi", "insan hakları" diyerek gösterdiği refleksi, suriye'de onbinlerce insan ölürken, milyonlarcası göç ederken göstermediği için kızıyorlar. ülkelerinde bütün katliamları, zulümleri, yıkımları sevinerek, alkış tutarak karşılayan sizin gibi orospu çocukları olduğu için sinirleniyorlar.
siz orospu çocukları ise bütün bu insanları kendinize bir siyasi ideolojiye veya bir kişiye muhalif imajı vererek "ak it", "çomar", "ışidci" vb. şekilde yaftalıyorsunuz. ancak maskeniz arkasında dinsiz, vatansız, milletsiz, maneviyatsız, karaktersiz birer orospu çocuğu olduğunuz çok fazla sırıtıyor.
---------------
Ek olarak: Bütün bu insanlar halep düşmeden önce de aynı duyguları hissediyordu. Işid barbarlık yaparken onlara da lanet ediyordu. Sizler gibi ikiyüzlü değildi.
Kadınların, çocukların öldüğü, sokaklarda parçalanmış cesetlerin olduğu, hastanelerin bombalandığı şehir. Aşağıdaki haber gibi onlarcasını çok kısa bir araştırmayla okuyacağınız şehir. Onun altındaki linkte ise halep ve diğer şehirlerden savaşın çocuklarının resimleri...
Kuşatma altına alındığı son 3-4 ay içerisinde gıda fiyatlarının %400-1000 arasında arttığı, insanların açlıktan ve soğuktan ölme noktasına geldiği, tedavi için ilaç bulunamadığı şehir.
Dünden itibaren ise savaşın sonlandığı, kontrolün tamamen rejim güçlerine geçtiği söyleniyor. Bir yandan da evlere girilip sivillerin öldürüldüğü haberleri geliyor.
Tarihi m.ö 3000'lere uzanan medeniyetin bu kadim şehri, bütün dünyanın gözü önünde insanıyla, tarihiyle, kültürüyle yok edildi...
Yıllardır yaşanan bu yıkım ve zulme, Halep'in bu acısına üzülmeyi bırakın sevinip kutlama yapan haysiyetsizler, sizlere edecek çok küfür var da ilgili başlıklarda yeterince sövdüm...
Dini, milli, manevi hiçbir değeri olmayan haysiyetsizlerin iddiası.
istiklal şairi Akif'in Çanakkale Şehitlerineşiirinde dediği gibi, "Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz"...
Uyduruk ve tüm değerlerden yoksun medeniyetiniz dünyaya yıkım ve zulüm getirirken, kendi yaşamadığı her coğrafyayı cehenneme çevirirken size iyi uykular...
Bu millet tek yürek olup Halep'e gitmeyi de bilir. Sizin gibi vatansız, kutsalsız köpekler anlayamaz, hissedemez.
Kıbrıs'ta, Rumlar yıllarca Türklere saldırıp tecavüz ederlerken, Türk köylerini yağmalarken, muhtemelen sizlerin babaları dedeleri de çıkıp "Kıbrısa gidecek yürekli Türkler" diyerek dalga geçiyorlardı. Nasıl o zaman bu devlet bu millet gereğini yaptı, er ya da geç Halep'te de, Afrika'da da, uzak doğu'da da gereğini yapacaktır. Ama siz her zaman aşağılık köpekler olarak kalacaksınız.
Doğru bir söylem, bütün müslümanlar halep'e gitmelidir!
inşallah bir gün o uyanış, o dayanışma, o aşk da düşecek bu milletin evlatlarına. Zulüm altındaki tüm şehirlere, tüm halklara el uzatacak kudretimiz de olacak bir gün ve o gün geldiğinde burada köpek gibi havlayıp "hadi gidin" diye naralar atanlar da ezilecek ayaklarımızın altında. Şimdi ekranların arkasından konuşun bakalım terörist sevici, din düşmanı, vatan haini köpekler sizi. Zamanı gelince o klavyeler de bir tarafınıza sokulacak bunu iyi belleyin!...
Tamam anladık milleti salak yerine koyuyorsunuz da, bu kadar da belli etmeyin be. Ayıp ya, insan biraz utanır. Hele "dünyaya damga vurdu" ifadesi nasıl bir zihnin ürünüdür çok merak ediyorum.
En büyük destekçisi şüphesiz onu takip edenler değil, onu takip edenlere küfürler edenlerdir.
Bugün üniversitede hocanın biri dersi bitirdik başladı siyaset konuşmaya. Tamam konuş, anlat fikirlerini. Zaten 3 kişiyiz derste bizde katıldık tartışıyoruz, muhabbet ediyoruz. Sonra çat konuyu getirdi şehirdeki büyük bir kurumda genel müdür yardımcılığı yapan bir adamın eşine. Neymiş efendim eşi kara kara çarşaf giyiyormuş, Mekke'den, Medine'den fırlamış gibiymiş vs. söylenmeye başladı. Güya adamın iş konusundaki başarısızlığını anlatacak ama yok derdi başka. Hocaya, adamın eşinin neyi nasıl giydiği bizi ilgilendirmez, yaptığı iş önemli diyoruz ancak kabul de etmiyor, söylemlerinin dozajını artırıyor hakarete gidiyor.
Demek istediğim adama ne dersen de, nereden eleştirirsen eleştir ama insanların kişiliğine saldırırsan af edersin de o insanlar da gider size dünyayı zehir eden adamları başınıza seçer.
Ancak Muz Cumhuriyeti'nin maruz kalacağı türden bir durumdur. Bir çok durumda güçlü devlet refleksini bırakın, devlet refleksi bile gösteremiyoruz.
ilgili yöneticilerin/sorumluların gerek "fetö üyesi" olsun, gerek iktidarın torpillileri olsun beceriksiz veya hain şerefsiz oldukları aşikar. Böyle insanları bulundukları koltukta 1 dakika tutmayacaksın, hatta yaka paça def edecek, soruşturma açacak, yaptıklarını/yapamadıklarını misliyle ödeteceksin. Ülke yönetmenin sorumluluğu budur.
Arkalarında ingilizler konuşuyorlar, dedirtir. 7 düvel geldiniz de sevri kabul ettiremediniz. Hakkaten "siz kimsiniz" ki bu millete sevr diyebiliyorsunuz?
Bizim salaklar da adam sevr dedikçe zevke geliyor. Paralı köpekler bir de sevr deyince atatürkçülük anlıyor, nasıl oluyorsa? Afedersiniz tam yerine uyuyor söylemem lazım "yunan dölü" müsünüz? Ayrıca birçok beyin yoksunu da beğenmiş bunların girdilerini. Lan adam sevr diyor, yanına da erdoğan koyunca "çok güzel, ne güzel" diye sallıyorsunuz.
Ne güzel lan. Adamlar ajanlarıyla, satın aldıkları köpeklerle, askeri ve ekonomik güçleriyle afrika'da, orta doğu'da, uzak doğu'da ne kadar zayıf ülke varsa cehenneme çeviriyor. Sonra o ülkelerde bunların köpekliğini yapanlar da ülkesini cehennem diye aşağılıyor. Köpeksiniz hepiniz köpek! daha fazlası değil.
Amerika 3 yıl uygulamış, uzun vadede bakınca zarardan çok faydası olmuş. Evet ben "avusturya kim yeaaa..." diyorum ve bunların tasmalarını ellerinde bulunduranlardan hamle bekliyorum.
Her ülkenin toplumuna uygun yasaları var. Bizim de iyi kötü bir hukuk sistemimiz, yasalarımız var. Mesele saygı duymak veya duymamaktan öte bu yasalara uygun hareket etmektir. Saygı duymadığım, kabul etmediğim her değeri yok edeceğim kafasında isek sıkıntı var. Tersi de söz konusu tabi, benim doğrum bu diyerek herkesi o doğruda birleştireceğim düşüncesi de sakıncalı. Burada azınlık veya çoğunluk olmak da önemli değil.
Aklı başında her insan bu önergeyi okuduğunda, çarpıtılacak bir şeyin olmadığını; önergenin amacının bazı talepler doğrultusunda mağduriyet gidermek olsa bile, önerge metninde açıkça tecavüzcülerin savunulduğunu; bu metni hazırlayan, altına imza atan ve savunan herkesin aklından şüphe edilmesi gerektiğini; ve dahi kesinlikle böyle bir düzenlemeye tepki göstermek gerektiğini anlamış olmalıydı.
Tabi aklını ve vicdanını kiraya verenler ve önergenin çarpıtıldığını iddia ederek asıl çarpıtmayı kendileri yapanlar, kira sahiplerinden talimat gelince çark etti. Bu kişiler ki bakkalından bakanına kadar herkesi kapsıyor.
Şu entry'de de belirttim, bu tür sapıklık ve şerefsizliğin hiçbir kesim için ayrımı yok. Ancak şimdi birileri haklı olarak her seferinde bu tür olayları islam ile bağdaştıranlara bu olay üzerinde eleştiri getiriyorsa elbette haklıdır. Bu eleştirileri "o zaman ensarcısın" diye üzerinizden atmaya çalışmayın çok sırıtıyor. Hele zaten bu şekilde yazanların ismine bakınca direkt anlaşılıyor amacınız.
Yok böyle birşey... Hala tankları, f16 ları halk nasıl durdursun diye goygoy yapanlar var. insanlar sokağa çıkmasaydı olayların nasıl gelişeceğini kestirmek güç olurdu ama bir düşünmek lazım. Bazı generallerin olay gecesi kararsız beklediği, rüzgara göre tavır aldığı o dönemde birçok gazetede dile getirilen bir iddia mesela. Veya darbeye karşı duran halk değilde, erdoğan nefretiyle gözleri kör olmuş halk fetö destekçileriyle birlikte darbeyi destekler şekilde sokakta olsaydı ne olurdu acaba? tıpkı mısırdaki gibi... Milletin her kesiminden insanın karşı duruşu olmasaydı acaba bazı medya kuruluşları darbeyi destekleyen, tamamlayan yayınlar yapar mıydı o gece? Millet sokakta olduğu halde bombalamaları, tank atışlarını, helikopterden açılan ateşi düşün, acaba millet sokakta olmasaydı darbeci şerefsizler hiç çekinmeden nasıl daha yıkıcı davranırdı tahmin etmek zor olmaz herhalde...
Birde,
Kamuda 70 binden fazla kişi ihraç edilmiş. içerisinde üst düzey askerler, hakimler, savcılar, emniyet müdürleri, yerel yöneticiler vs birçok insan var. Yüzlerce şirkete, eğitim kurumuna, üniversiteye, vakıfa vs. el konulmuş, kayyum atanmış, veya kapatılmış. ifade edilen rakamların yarısı, hatta üçte biri bile gerçekten örgüt mensubu çıksa düşünün ülkenin halini. 70'lerden beri devlet içinde örgütlenen böylesi bir yapının kalkıştığı darbe girişimine hala senaryo demek asıl aptallıktır. Ha dersin ki devletin içindeki dinamikler bu ihtimale hazırlıklıydı, istihbaratı vardı gerekli hamleleri bu şekilde yaptı, anlaşılır bir iddia.
1. kürt halkına yönelik asimilasyon, etnik kıyım istenecek birşey değildir. ancak kürtler üzerinden ayrılıkçılık yapılması, siyaset adı altında bazı kılıflar uydurularak ülke menfaatleri aleyhine çalışılması da kabul edilecek birşey değildir. konu birçok açıdan tartışılabilir.
2. savaştan para kazanmayacak hiçbir insan savaş istemez diye düşünüyorum. savaş istemiyorum. ancak çevrende olan olayları siyaset ile idare edemiyorsan, sahada her şeyi silahın gücü belirliyorsa, askeri seçenekler kullanılmadığı takdirde doğacak sonuçlar güncel durumdan daha vahim olabilecekse savaşa hayır demem. burada pembe ütopik dünyalar hayal etmek yersiz olur. örnek olarak kıbrıs barış harekatı. ayrıca devam eden fırat kalkanı operasyonu'nu da destekliyorum, umarım vatanın ve milletin menfaatlerine uygun şekilde devam eder.
3. isteyen her genç kız ve erkek istediği saatte, istediği yerde, istediği şekilde bulunabilmeli. bu tartışılacak birşey değil. ben ailemle bazen gece 11-12 saatlerinde bile bazı sokaklardan geçmiyorum. köşe başında bağırarak küfürlü konuşan guruplar, yoldan geçenlere gözlerini dikenler ve hatta laf atanlar... bundan rahatsız olmamak mümkün mü? kültürsüz, cahil insanlar ancak gece birilerinin dışarıda olmasından rahatsız olur. istemeyen çıkmaz, yaşantına uygun değildir, inancına uygun değildir vs. kimse karışamaz. ancak çıkana da karışamaz.
4. elbette temel ihtiyaçlar ücretsiz olsun isterim; fakat bunun ülkemiz şartlarında mümkün olmadığının da farkındayım. tabi bu durum şu anda hayat pahalılığının çok uç noktalarda olduğunu değiştirmiyor. birçok insan barınma, beslenme, eğitim gibi insani ihtiyaçlardan mahrum durumda veya çok yetersiz erişime sahip. her vatandaşın insanca koşullarda yaşayabildiği ve çocuklarının geleceğinden endişe etmediği asgari bir hayat standardı olmalı ve buna ulaşmalıyız.
5. kişinin dini, dili, ırkı, cinsiyeti, siyasi ideolojisi vs ne olursa olsun herhangi bir konuda kimliği olan bu özellikleri sebebiyle ayrımcılığa maruz kalmasına karşıyım ve hatta nefret ediyorum bu durumdan. dini inancım sebebiyle kabul edilmediğim akademik kadro ve 4 yıllık hocalarım, arkadaşlarım tarafından "radikal islamcı" diye damgalanmam; baş vurduğum işlerde "dayısız" olduğum için dikkate alınmamam ve daha 26 yaşında karşılaştığım benzer birçok olay sebebiyle bu konuda özellikle hassasım.
ayrıca farklı inançta, yaşam tarzlarında, ideolojilerde olan insanların örgütlenmesini ve sosyal ve siyasal haklar bağlamında taleplerde bulunmasını desteklerim. önemli olan hukukun sınırlarını toplumun değerleri, farklı olanların hakları ve kamu düzeninin sağlanması açısından doğru belirlemek ve bu hukuku uygulamaktır. örneğin sokaklara çıkıp soyunup, sevişip "lgbt hakları" diye iğrençleşmedikçe her türlü cinsel tercihe ve örgütlenmeye normal bakarım; alevilerin yaşadığı bölgeye cemevi yapılmasını desteklerim; yahudilerin, hristiyanların bildiri dağıtmasına, propaganda yapmasına karşı çıkmam vs. vs.
6. eğitim sistemi neredeyse herkesin dert yandığı, bir türlü rayına oturtulamayan bir durumda. yapılacak iş aslında basit gibi görünüyor. eğitim konusunda gelişmiş ülkelerin yöntemleri, sistemleri incelenir ve ülkemizde toplum dinamiklerimize en uygun şekilde dizayn edilerek uygulanır. fakat temel sorun da burada, halkın ortak bir talebi yok, olmadığı gibi çok aşırı uçta talepler, tercihler var. en büyük örneği imam hatipler mevzusu. benim düşüncem eğitim sistemi konusunda şöyle olsun, böyle olsun gibi yaklaşımlar yerine toplumdaki her kesimin talebini karşılayacak şekilde seçmeli bir eğitim uygulanması. üniversitedeki seçmeli dersler gibi... devlet geleceğe yönelik ihtiyaçlarını ve vizyonunu belirlemeli, daha sonra yeterli donanıma ve insan gücüne sahip herkesin istediği yöne gidebileceği eğitim kurumları tesis etmeli. bu konunun da tartışılacak çok başlığı var ama kısaca düşüncem bu şekilde.
7. yaşanabilir, refah içinde, huzurlu bir sosyal yaşamın en önemli ayakları eğitim ve hukuktur diye düşünüyorum. bizde şehir eşkıyalarına, magandalara hiçbir şey olmuyor. görüyorum adamlar kaçak sigara, ot, hap satıyor sen ne yapıyorsun diyen yok. biri gidiyor karısını öldürüyor, serbest kalıyor bir şekilde gidip 2.karısını da öldürüyor hiç kimse nerede yanlış yaptık diye düşünüp düzeltmiyor. Say say bitmez, hukuk gukuk olmamalı.
8 ve 9. Dönüp dolaşıp eğitim ve hukuka geliniyor bu konuda. Toplum olarak ötekileştirici dil kullanmamayı, kendimizi geliştirmeyi, çevremizi güzelleştirmeyi ilke edinmemiz gerekiyor. Bunun için okul öncesi ve ilk okul dönemleri çok önemli. Şeffaf ve tüm topluma eşit uygulanan bir hukuk sistemi gerekiyor. Ayrıca ülkenin ve ülke insanının gelişmesini, kalkınmasını istemeyenlerin vasfı ne olursa olsun gereği yapılması gerekiyor.
Edit: Başlık gerede olduğu için o şekilde bakıp kaynak bulamadım. Daha sonra "gerger lisesi" olduğu söylendi. Açılmayan linkler olsa da chp sitesinde haber var ve konu meclise taşınacak sanırım, takipteyiz.
Ergen cahillerin veya hainlerin muhalif olucam diye ülkesini aşağılamaya çalıştığı bir başka olay.
Lüksemburg ekonomik yaptırım, ambargo uygulasa ne olur uygulamasa ne olur? Bu ülkeye Amerika dahi yıllarca ambargo uyguladı... Şimdi kudurmuş köpekler dört koldan ülkeye saldırıp, kamuoyu oluşturmaya, sahte algılar yaratmaya çalışıyor. Bizim geri zekalılar da dalga geçiyor aklı sıra.
islam insanın hayatının her alanına düzenleme getiren bir din. Cinsel ilişkinin bile belirli sınırları var. Dine göre yaşanır veya yaşanmaz kişiye kalmış birşey; ancak böyle bir din için "motivasyondan başka birşey değil" demek çok abes.
Ayrıca her anne baba ne hal üzereyse yaklaşık olarak çocukları da o yolda devam eder. Örneğin eşcinsel evlilikte evlat edinilmiş bir insandan homofobik olması beklenmez, tersi şekilde homofobik bir aileden, eşcinsel evliliğe normal bakan bir çocuk yetişmesi de beklenmez. Bu dini inançlar dahil her konu için geçerlidir. Tabi aksi durumlar istisnai şekilde her zaman olabilir. Dolayısıyla anne babadan gördü diye inanan bir insan, düşünmeyen, sorgulamayan insan olmak zorunda değil.
Son olarak inanmayanların inanlardan daha çok kavramlar içinde boğulduğunu ve materyalist bakış açısı sebebiyle ruhlarının daha fazla acı içerisinde acizce bocaladığını düşünüyorum. *
Bir el bab ve rakka kaldı sözde kürdistan'ın kurulmasına. Çok acayip şeyler oluyor. Bizimkiler konuşup duruyordu rakka'ya operasyonu abd ile birlikte yapıcaz diye ancak burada da şu an dışarıda kalmış gibi görünüyor.
Türkiye destekli öso el bab'a ilerliyor, burada pyd'nin öne geçmesi pek mümkün görünmüyor. O zaman akdeniz'e uzanan hat birleşmemiş oluyor. Ne olacak bu süreçte merak konusu. Özellikle ırak ve suriye sınırına hala askeri sevkiyat sürüyor. Kısa bir süreç içerisinde kıbrıs çıkartması gibi bir durum söz konusu da olabilir eğer ülkemizin menfaatleri aleyhine devam ederse süreç biraz daha..
Sloganları "direne direne kazanacağız" olan yaratıklara yapılan müdahale. Bu sloganı duyunca bana bir gülme geliyor, neyi kazanacaklarsa, kime direniyorlarsa *