yönetmen nur akalın'ın çektiği filmde, şahit olduğu bir cinayet nedeniyle polis tarafından aranan ve yakalanıp askere gönderilmekten korkan inşaat işçisi sinan'ın hikayesinin anlatıldığı, vizyon tarihi net olmamakla beraber yakında girmesi beklenen film.
galatasaray üniversitesi radyo-tv sinema son sınıf öğrencisi olan aydın öztek'in cinsel kimlikleri nedeniyle askere gitmeyi reddeden, toplum ne der? düşüncesi ile askere mecburen giden ya da çürük raporu alan eşcinsel erkekleri anlatan, kültür bakanlığı destekli, aslında okul bitirme projesiyken türsak'ın geleceğin sineması projesi sayesinde belgesel olan filmi.
"çevremde bir sürü eşcinsel erkek vardı, askere giden ya da gitmeyen. ben de onlardan biriydim ve ne yapacağıma bir türlü karar veremiyordum, ki hala veremiyorum. şeçenekler çürük raporu almak, askere gitmek ya da vicdani redci olmak. herkesin yaşadığı şeyleri az çok biliyordum, herkes bilsin istedim."
"projem okulda tepkiyle karşılandı, hocalarım beni vazgeçirmeye çalıştı. beni 301. madde ile bile korkuttular ama türsak ve kültür bakanlığı destekledi ve ben de filmi çektim."
bir dönem "vicdani redci" olarak epey gündemde olan mehmet tarhan ve ona köşesinden destek veren perihan mağden'de filmde rol alıyor.
giyinip eğlenmekten başka derdi olmayan, fotoğrafçılara kaç derece ile nasıl poz vereceğinin sıkıntısına düşmüş, ayakkabısı olmadığı için okula gidemeyen çocuklardan habersiz yahut haberi olmasına karşın 3 maymunu oynayan; görmeyen, duymayan, bilmeyen, bir çocuğun yıllık okul masrafına eş değer fiyattaki bikinisi ile bütün gün güneşin altında poposunu devirip yatabilen, yaşadığı ülkenin raydan çıkmış halinden habersiz, geniş, egoist hatunların günümüz adlandırması.
ankara sinema derneği'nin yapımcılığını üstlendiği, özcan alper, ahu öztürk, emre akay, ülkü oktay, zehra derya koç'un kars üzerine çektiği kısa filmlerden oluşan bir proje.
belçika'da yaşayan kadir balcı'nın yazıp yönettiği, yurtdışında yaşayan bir türk ailesinin babalarının ölümü sonucu türkiye'ye dönme sürecini anlatan, başrollerinde burak balcı, charlotte vandermeesrch, nihat alptuğ altınkaya ve tilbe saran'ın rol aldığı, vizyon tarihi belli olmayan film.
internet sitesi, çinli hackerler tarafından çökertilmiş avusturalya'da gerçekleşen festival. sebebi, uygur türk'ü rabia kadir ile ilgili filmin çin hükümeti tarafından çekilmesi istenmesine rağmen bu talebin geri çevrilmesi, gösterimine devam etmesi.
insan öldürmenin, cana kıymanın kolaylaştığı bu sebeplerden değer buhranı yaşayan türkiye'nin ihtiyacı olan sosyal reform programları. en az ekonomik reformlar kadar gerekli olan program.
kırmızıların kralı olarak tanımlanan cabernet sauvignon üzümü tanenli karma serisinin kırmızı şaraplarından biri. meyve, vanilya, tarçın ve karamel aromalarını çağrıştırır.
bazen bir küstah bakışta kendini hissettiren , kendine güvenin tavan yaptığını farkettiren, sırıtışlarda gizlenen, yoksun olanlarda kıskandıran şımarıklıktır.
denizli bölgesindeki özel kontrollü bağlardan hasat edilen,koyu renkli, tanenli, güçlü ve meyvemsi kırmızı şarapları ile tanınan iran kökenli shiraz üzümünden elde edilen doluca karma şaraplarının öne çıkan kırmızı şarabı.
eski hayatına dönmek için çırpınan, ama dönemeyen, bu yüzden acı çeken, yeni bir hayatın yeni bir manzara olduğunu anlamayan kişilerin hayatıdır. ne orda ne burda yaşayan insanların hayatıdır.
"beynimin sadece yüzde onunu kullanarak bu kadar zekiyim birde hepsini kullansam ne olurdu" gibi esprilerle karşılaşmamıza sebebiyet vermiş efsanelerden sadece biri. prof. dr. kamil uğurbil, minnesota üniversitesi'nin manyetik rezonans araştırma merkezi'nin başında bulunduğu dönemde bilim dünyasıyla tanıştırdığı "functional mrı" sayesinde insan beyninin nasıl çalıştığını görüntülemeyi başarmıştı.bu alet şekerleme yaparken bile beynimizin büyük bir kısmının çalıştığını kanıtladı. sadece nasıl tüm kas gruplarını aynı anda kullanamıyorsak beynimizin her bölümünü de aynı anda çalıştıramıyoruz.
televizyonda canlı yayında playback yapan sözde şarkıcılara söyleyebileceğim cümledir. seyirciye saygısızlıktır .bazıları fonda çalan cd takılıp başa dönmesi gerektiğinde bile rahatsız olmuyor ki garip. ya sesin yetmiyorsa söyleme ya da çıkıp kendini yormadan sadece ağzını ve poponu oynatma. madem playback yapacaktın evde cd çalınıp dinlenilebilirsin. ne ayrıcalığın kaldı ki?
genellikle kabul görmeyen ama yanıldıklarını düşündüğüm iddiadır.
misal çocuk ilkokula başlayınca önce okuma yazmayı mı öğreniyor? tabi ki hayır. yok ayşe silgimi çaldı, ali pipisini gösterdi vb. çeşitlendirilebilir. basit şeyler olsa da önce hayata dair öğreniyorlar sonra bu konularda eğitiliyorlar.
mutluluğa, başarıya giden yoldur. hiç kimse bu yolu mutlu mesut geçirmez. bu yolu pamuk dolu bir sepetin içinde de gitmez. cinnetini yılmadan geçirip, atlatanlar eninde sonunda cennete ulaşır.
alice'in günümüz dünyasındaki mecburi masalıdır. korkunun üzerimize tebelleş olmasının masalıdır. korkuyu kanıksamaktır.fark etmeden bize dayatılandır. yalnızlıktan, bizim gibi olmayanlardan, yaşam standartlarından, hakkımızı savunmaktan, başarılı olmaktan, başarısız kalmaktan, çaresizlikten, değişimden, acı çekmekten, düşüncelerimizi anlatamamaktan, yüksekten, karanlıktan, içimize bakmaktan ve hatta korkudan korkmanın masalıdır. malesef içinde yaşadığımız devrin masalıdır.
belki bizim için bir anlam ifade etmeyen ama konteynır kutularından hayatını kazanan insanlar için önemli bir icraattır. konteynır kutularını karıştırıp buradan buldukları kağıtları, kartonları satarak yaşamaya çalışan insanlar gördüğümden beri dikkat ettiğim küçük bir ayrıntıdır. bunu yaparak daha insani şartlarda bu işi yapmalarını sağlayabilirsiniz. sadece iki çöp kutusu kullanmanız yeterli ya da iki farklı poşet bile yeter. birine sadece kağıt, karton, gazete vb, çöplerini atın diğerini de bunun dışındaki çöplerinizi atın. zor değil . deneyin.
son yıllarda hatunların diline pelesenk olmuş cümle. etrafta düzgün adam yok lafı doğru mudur bilinmez ama psikologlar hatunların bunun çaresini ayakkabıda bulduğunu söylüyor. öyle ki, ne kadar pahalı, kaliteli yada istediği gibi bir ayakkabıya sahip olursa o kadar iyi bir adama sahip olmuşçasına seviniyormuş hatunlar. yine de düzgün adam bulmak daha doğrudur öbür türlü çok masraf olur!
bir tür köpüklü şarap olan şampanya adını parisin champagne bölgesinden aldı.
1600'lerde, champagne yakınlarında, sonbaharda şişelenip eskimeye bırakılan bazı şarapların ilkbaharda tıpa fırlatmaya başladığı fark edildi. 1676'da manastır keşişi dom pierre şarapları inceledi ve teşhisi koydu: patlamanın nedeni, ikinci mayalanma sırasında ortaya çıkan karbondioksit gazıydı.ilk mayalanma şarap yapımı sırasında gerçekleşiyor.
günümüzde şampanya farklı yıllara ait kırmızı ve beyaz şarapların harmanlanarak ikinci kez mayalanması ile gerçekleştiriliyor. en iyiyleri champagne bölgesinde yetiştirilen chardonnay, pinot noir ve pinot meunier üzümlerinden elde ediliyor. bölgede yaklaşık 315 milyon şişe şampanya üretiliyor.
patlatılan şampanyanın mantarı saatte ortalama 47 kilometre ve saniyede 13 metre hız yapıyor. 10 gram alkol ve 80-100 kalori içeren bir kadeh şampanyada beş milyona yakın karbondioksit kabarcığı bulunuyor. kabarcıkların küçüklüğü şampanyanın kalitesine işaret.
traditional dry'ın bir litresinde 17-34 gram şeker var. demi sec bir şampanya türü. brut veya extra dry ise şeker miktarı en az olan grup.
çoğu zaman uludağ sözlüğün içinde bulunduğu ama ne yazık ki zaman zaman yakınından geçmediği sitedir. biz burda cinsel, dinsel, siyasi, hayata dair vs. görüşlerimizi belirtemeyeceksek niye var bu sözlük? aynı fabrikanın ürettiği mallar gibi her düşünce, her yazı, her yazar tek tip olsaydı sıkıcı olmaz mıydı? beğenmiyorsan yazıyı eğer ki katılmıyorsan fikrine girersin altına karşıt görüşünü. suçlamadan, kişiliğe saldırmadan, yazara değil yazıya karşı çıkarak, tahammülsüzlüğü bırakarak. her görüş karşıt görüşü ile varlığını sürdürür. biraz saygı. biraz..
bir yaz tatilinde tanıştığım isviçre'li amcaya göre heyecan, atraksiyon başlıcalarıymış. tesadüf eseri konuşma fırsatı bulduğum amcaya neden yaşam standartları yüksek ülkesinde yaşamadığını sormuştum. basit sıradan sebepler bekliyordum. sıcak, deniz, iş mecburiyeti. hayır bunların hiç birini söylemedi." isviçre doymuş, sakin ama sıradan bir sehir " dedi."oysa türkiye öyle mi? siyaseti karışık, her gün yeni bir olay, toplumsal yapısı ilginç, insanları tezat, kısacası heyecan ve eğlence demektir burada yaşamak" cümlelerini sıraladı.ilginç.
malesef sıkça rastladığım insan özelliği ya da kişilik bozukluğu mu demeliydim. tamam büyüme sürecinde zaman zaman kendimizi bunu yaparken yakalamışlığımız olabilir kabul etmekte zorlansak bile. ama karakteri oturmuş birinde olmaması gereken özelliktir kanaatimce.
sahnedeki hal ve hareketlerini izleyen birçok kişinin fark edeceği gerçektir! kendisi vücudunu öne arkaya , sağa sola anlamsız bir şekilde hareket ettirmektedir. bakın kendisi gayet zayıf da bir bayan. iyi bir sporcu iyi!