öncelikle ilk karşılaşma anında yavaşca uzaklaşın; koşup kaçmayın çünkü ayı sizden daha hızlıdır büyük ihtimalle. eğer ayı saldırma sinyali veriyorsa kendinizi güçlü ve büyük gösterin ses çıkarın. bu da sonuç vermediyse ve ayı size yaklaşıp dokunmaya başladıysa. ölü taklidi yapın .yüzüstü yatın ve ensenizi kapayın. son olarak yapacak bir şey kalmadıysa ayıya rüşvet teklif edin yanınızda et vb varsa önüne koyun ve yavaş yavaş uzaklaşın.
son bir umuttur belki de. görüşürüz dersin, son kez gülümsersin. çaresizliktir benim için bu, bir daha görüşmeyeceğini bile bile söylersin bu sözü, belki dersin. gittiğin her yerde gözlerin onu arar, acaba o da burada olabilir mi dersin. dünya küçük, elbet bir gün karşılaşırsın ama insanlar değişir, onca zaman aradığın insan artık senin sevdiğin insan değil.
normal insanlardır. 94 yılında doğmak bir ayrıcalık değildir. 96 yılında doğmuş bir kişi ile 94 yılında doğmuş bir kişi arasında ne kadar fark olabilir. insanların kendini özel hissetmesi için böyle saçma sapan şeylere bel bağlamalarına inanamıyorum gerçekten. büyük ihtimalle bundan sonra da 2010'dan sonrasını küçümserler. insanların kendi yetiştirdikleri nesile bu kadar laf atması bence çok saçma. umarım bundan sonraki nesiller bu saçma şeyi yapmayı bırakır ve kendilerini üstün görmezler.
nedenini anlayamadığımdır. oysa amaç zaten insanlara nezaketli davranmak, gülümseyerek, güzel bir çift söz ile pozitif enerji saçmak. boş yere insanlara kötü enerji saçmayın lütfen, size iyilikle yaklaşan insanlara kabaca cevap vermektir bu. sorunları olabilir elbette o yüzden duymamış olabilir ya da cevap vermek için geçikmiş ve sonra da susmuş olabilir. bu yüzden sözüm sadece bir selamı sabahı almaya üşenen, bundan yakınan insanlara...
bugün küçük bir suriyeli çocuk otobüse bindi, indirdiler, yetmedi bir yolcu inip dövdü çocuğu. en fazla 6 yaşında bir çocuk suriyeli olsada olmasada bu muameleyi hak etmiyor. sırf ailesi umursamıyor diye, her istediklerini yapıyor bazı insanlar. tam tersine kol kanat germeleri gerekirken. bu çocukta belki zor şeyler yaşadı, intihar etti yada yalan bir haber ama her halükarda buarda umursamam, gebersinler diyen insanları anlayamıyorum. o çocuğun ne suçu var, ailesinin suçunu neden ona yüklüyorsunuz?
popüler olanı takip etmektir kimi zaman, herkeste aynı küpe, aynı giysi, aynı ayakkabı. artık hislerimiz aynılaşmaya başladı, tepkilerimiz dizilerdeki gibi, arkadaşlıklar, ilişkiler. bilemiyorum. aynılaşmak bir sorun mu, yoksa döngünün bir parçası mı?
bir nevi kendimizi avutmak için söylediğimiz bir söz bence. bir yıl önce bana kötülük yapan birinin bir mutsuzluğunu görüp bunu bana yaptığı kötülüğe dayandırırsam, o zaman daha küçük yaşta zor şeyler yaşayan insanlar neden buluyorlar, ne etti onlar? bu kadar pislik insan o kadar kötü şey yapıyor; yeterince ödüyorlar mı, bence hayır.
karşılık için sevilmez zaten, karşılıksız seversin başta oda senden hoşlanırsa karşılıklı olur ama olmazsa da yapacak bir şey yoktur çünkü zaten sen bir kere sevmişsindir karşılık vermese de sevgine tek bir sözü seni umutlandırmaya yeter. insana acı verdiği kadar, mutlu eder kimi zaman her hareketinden bir anlam çıkarırsın, sana bir bakışı mutlu eder. zaten karşılık beklemediğin için de daha çok mutlu eder, en ufak hareketi.
fayların oynamasını engellemek yerine sağlam bina yaparak da deprem hasarı aza indirilebilir. daha mantıklı en azından.kentsel dönüşüm projelerini destekleseler biraz kazanç sağlarlar aslında.
belki de gerçekten öldürme amaçı yoktur. her olasılık göz önünde bulundurulmalı. bu adamın suçsuz olduğunu göstermez, zaten eline bıçağı alıp bıçaklıyorsa suçludur ama bu hakimin bunu sorgulayamayacağı anlamına gelmez ayrıca yarım bilgi ile de çok linçlememek lazım.