Kimse kimseye tecavüzcü dememiştir ama işine gelmeyenler lafı istediği yöne çeker.
"CTP-BG Milletvekili Doğuş Derya, Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerindeki görüşmeler sırasında, UBP Milletvekili Zorlu Törenin konuşmasının ardından konuşma yapma gereği duyduğunu ifade ederek, Töreye, Ne olur bunları tekrarlamayın Sayın Töre, bu ülkede sadece Vehbi Zeki Serterin yazdığı tarih yoktur, çok değerli tarihçiler vardır. Başta Zorlu Beyin anlattığı resmi tarih, bu ülkeyi yöneten, ganimet sistemini paylaşan egemenlerin işine yaradı dedi. Deryanın bu ülkede sadece Kıbrıslı Türklerin acı çekmediğini anımsatması ve tecavüze uğrayan Kıbrıslı Rum kadınlara dikkati çekmesi üzerine de Töre ve CTP-BGli vekiller arasında tartışma yaşandı.
Meryem Ekinci
CTP-BG Milletvekili Doğuş Derya, Mecliste yaptığı konuşmada, Meclis kürsüsünden anlatılan tarihin yanlış olduğunu, resmi tarih dışında farklı gerçekler olduğunu, federasyonun anlatılanın aksine bir Kıbrıs Rum tezi değil tam tersine Türk tezi olduğunu vurgulayarak, çarpıcı gerçeklere işaret etti.
Tek acı çeken biz değiliz
Sayın Törenin konuşması üzerine konuşma yapmaya karar verdim. Sayın Töre, Elifin Kağnısını ıne zaman okuyacaksınız onu da merak ederim.
Siyasal bilimlerde der ki faşizm faşizmi besler. Bu Mecliste de zaman zaman kürsüye çıkıldığında, Rum milliyetçilerin söylemleri cımbızla seçilir ve meşrulaştırılır
Bugün başta Zorlu Beyin anlattığı resmi tarih, bu ülkeyi yöneten, ganimet sistemini paylaşan egemenlerin işine yaradı. Sürekli bir mağdur edebiyatıyla aslında bizden başka insanların da acı çektiği bize unutturulmaya çalışıldı. Evet biz Kıbrıslı Türkler çok acı çektik. Kayıplarımız var, göç ettik. Neden kayıplar ve doğumlar üzerinden gazetelere bu kadar çok ilan verilir?
Ama bir tek biz değiliz. Rumlar var, Maronitler var, Ermeniler var. Evlerin oldular, tecavüze uğradılar. O kadar çok Kıbrıslı Rum kadın vardı ki tecavüze uğrayan, kilise kürtajı serbest bıraktı.
Kimse unutmasın ki federal tez aslında Türk tezidir
Barışı da savaşı da insanların yaptığını unutmadan konuşmak lazım. Federal çözüm de tam da böyle bir şeydir. Federal tezden bakmak belki utanmayı, vicdanımız olduğunu hatırlamak demektir. Sadece geçmişe bakmak değil.. Lütfen kimse unutmasın ki federal tez aslında bir Türk tezidir. Bugün bazı aymazlar federasyonu bir Rum tezi olarak sunsa da tarih bilgileri olmadığı için aslında Türk tezidir.
Neden federal çözümden bu kadar korkuyoruz?
Neden federal çözümden bu kadar korkuyoruz? Bugün PIK televizyonunda Kıbrıslı Türklerle ilgili programlar yapılıyor. Kıbrıslı Rumlar bir şeylerle yüzleşmeye başladı. Federal bir Kıbrıs aslında uluslararası yerini aldığında bugünkü hukuksuzluk yerinden oynayacak. Eskisi gibi olmayacak. Bundan aslında ciddi şekilde endişe duyuluyor.
Bunlara karşı çıkanlar, federasyona karşı çıkanlar nereden medet umuyor, Külhanbeyi tarzı dış politikalardan medet umuluyor
TPOya izin verildiğinde Yunanistan gemilerini Akdenize göndermedi. ihtiyacımız olan birbirimizi eşit kabul edip federal devlet kurmaktır. Etnisite ötesinde bizi ortaklaştıran başka şeyler olduğunu da fark ederek davranmalıyız.
Unutulmaması gerekir ki federatif duruş, Kıbrıslı Türkleri azınlık gören anlayışa da karşıdır. Evet milliyetçilik savaştır.
Bu ülkede sadece Vehbi Zeki Serterin yazdığı tarih yoktur
Ne olur bunları tekrarlamayın Sayın Töre, bu ülkede sadece Vehbi Zeki Serterin yazdığı tarih yoktur, çok değerli Tarihçiler vardır. Bizim artık bundan sonra doğacak çocuklara borcumuz vardır.
Töre: Şiddetle karşı çıkıyorum
Deryanın konuşmasının ardından Töre tekrar söz alarak, Sayın Doğuş Derya Kıbrıslı Rum kadınların tecavüze uğradığını ve kürtajın bunun üzerine kabul edildiğini söyledi. Buna şiddetle karşı çıkıyorum. Türk ordusu tecavüzcü değildir dedi.
CTP-BGli vekillerden Töreye tepki
Bunun üzerine CTP-BGli vekiller ön sıralardan kimsenin tecavüzler konusunda Türk ordusundan bahsetmediğini ifade ederken, arka sıralardan yüksek sesle yanıt veren Ömer Kalyoncu da Yalan söylüyorsunuz. Türk ordusuna tecavüzcü diyen yoktur dedi."
Karar veremediğimdir.
Maddenin yapı taşı atomu inceleyebileceğim kimya mı, kökenimizi anlatan biyoloji mi, ölüm gelene kadar kafamı daha çok dolduracak olan felsefe mi..
Yoksa inandığım doğruyu yanlışı,nefret ettiğimi sanatla ifade edebileceğim resim mi..bilemedim. yani nasıl olsa hepsinin sonunda ölüyor insan ama boş boş oturmak da olmaz...