free-riding denen olay da bununla ilgilidir, social loafing denen olay da. özü şudur, grup çalışmasında hiçbir şey yapmayıp durmasıdır. normal şartlar altında kendi başına harcayacağı eforu grup çalışmasında başkalarının üzerine yükleyerek ötekileri sömürmesidir.
queen isimli harikulade grubun 1978 tarihli jazz albümünden çok hareketli bir parçadır. temposu ve brian mayin gitarı sayesinde aradan 30 yıl geçmesine rağmen hala çakı gibi duran bir parçadır.tabi her zaman olduğu gibi bu parçada da brian may freddie mercurynin karizması altında kaldığı için klası konuşulmamıştı
sözleri de şöyledir ki;
ooh, yeah
fool always jumpin' never happy where you land, hey
fool got no bus'ness take your living where you can (ha)
hey, hurry down the highway
hurry down the road
hurry past the people starin'
hurry hurry hurry hurry
leave on time leave on time
never got your ticket but you leave on time
leave on time leave on time
gonna get your ticket but you leave on time
leave on time leave on time
put it in your pocket but you never can tell
leave on time leave on time
shake that rattle gotta leave on time
leave on time leave on time
fight your battle but you leave on time
leave on time leave on time
you never got a minute no you never got a minute
no you never never got oh no matter
fool got no bus'ness hangin' around and tellin' lies
fool you got no reason but you got no compromise
hey, stampin' on the ceilin' hammering on the walls
gotta get out gotta get out gotta get
oh you know i'm going crazy
leave on time leave on time
gotta get ahead but you leave on time
leave on time leave on time
gonna head on ahead but you leave on time
leave on time leave on time
you're runnin' in the red but you never can tell
woh hey hey
oh oh
oh hey hey yeah
ooh honey honey, gotta get laid
where's my money where's my money
wanna get paid wanna get paid
leave ya leave ya leave ya
leave on time leave on time
gotta get rich gonna leave on time
leave on time leave on time
but you can't take it with you when you leave on time
leave on time leave on time
got to keep yourself alive gotta leave on time
gotta leave on time leave on time
dead on time
you are dead
bazı sözlükçülerin etli* ve zeytinyağlı*sından daha çok sevdikleri dolmadır.anne ya da büyükanne tarafından yapılmış olanlarından ziyade kişinin kendi çabası ve zaman içerisinde oluşan karizması ile aromasını bulan dolmadır.
malzemeleri kişiden kişiye değişiklik göstermekle beraber sozlugun konsept limitleri kapsamında kısık ateşte pişince tadına doyulmayan bir yemektir aynı zamanda.
alternatif bir cem uzan vaadidir. amerikanın ermeniler üzerinden gösterdiği abanın altındaki sopaya cevaben kızılderililerin bering boğazını geçen türkler olduğu iddiası ile birlikte voltranın oluşturularak karşı atağa geçmesi sebebidir, kızılderililere karşı bir saygı niteliği taşıyan şuursuz politikacı önerisidir.
inca imparatoru pachacutinin o zaman inandıkları tanrı olan güneş üzerine düşünceleri sonrasında, güneşin o kadar büyük bir tanrı olduğu halde neden hiç dinlenmediği sorusu üzerine güneşin daha büyük bir yaratıcı tanrı tarafından haberci olarak gönderildiğine inanması akabinde evrensel tanrı olduğuna inandığı varlığa verdiği isim.
lady murasaki tarafından yazılmış ve dünyanın ilk romanı kabul edilen kitabın kahramanı,dönemin japon imparatorunun oğlunun adı.kitabın adı the tale of genjidir,ilk defa 1650 yılındaki çevirisinden,1976 yılında ingiliz bir edebiyatçı * tarafından çevirilip dünya literatürüne dahil edilmiş,herkesin ilgisini çekmiştir.
sözlükte yıldızlı bakınızların içinden çıkan, kinder sürpriz takındaki smileylerdir. amuda kalkmış selam vereninden başlayıp, bir taraflarını yaya yaya gezen insan halini anlatmaya çalışanlara kadar geniş bir yelpazede bulunurlar. sözlük dışında messenger programlarında ve çeşitli forum scriptlerinde rastlamakla beraber belirli bir olayı anlatan, sanatsal smiley*lerde yok değildir.
melodisi şimdiye kadar dinlediğim en iyi marilyn manson parçası, sözleri de fena değil.eat me drink me albümünün ilk yayınlanan single'ı.16 yaşından küçükler için uygun olmayan sahneler içerdiği uyarısı ile başlayan bir klibi olmakla beraber, mr.manson'ın cinsel yaşamını kız arkadaşı ile birlikte yansıtan bir parça.sözleri de şöyle ki;
she reminds me of the one in school,
when i was gutted she was dressed in white.
and i couldn't take my eyes off her,
but that's not what i took off that night,.
she'll never cover up what we did with her dress.
no.
she said "kiss me it'll heal,
but it won't forget".
"kiss me it'll heal,
but it won't forget".
i don't mind you keeping me on pins and needles.
if i could stick to you,
and stick me too.
don't break,
don't break my heart,
and i won't break your heart shaped glasses.
little girl,
little girl you should close your eyes,
that blue is getting me high.
don't break,
don't break my heart,
and i won't break your heart shaped glasses.
little girl,
little girl you should close your eyes,
that blue is getting me high.
making me low.
that blue is getting me high.
making me low.
she reminds me of the one i knew that cut up the negatives of my life.
i couldn't take my hands off her,
she wouldn't let me be anywhere but inside.
i don't mind you keeping me on pins and needles.
if i could stick to you,
and stick me too.
don't break,
don't break my heart,
and i won't break your heart shaped glasses.
little girl,
little girl you should close your eyes,
that blue is getting me high.
don't break,
don't break my heart,
and i won't break your heart shaped glasses.
little girl,
little girl you should close your eyes,
that blue is getting me high.
making me low.
she'll never cover up what we do with the dress.
no.
she said "kiss me it'll heal,
but it won't forget".
"kiss me it'll heal,
but it won't forget".
i don't mind you keeping me on pins and needles.
if i could stick to you,
and could stick me too.
don't break,
don't break my heart,
and i won't break your heart shaped glasses.
little girl,
little girl you should close your eyes,
that blue is getting me high.
don't break,
don't break my heart,
and i won't break your heart shaped glasses.
little girl,
little girl you should close your eyes,
that blue is getting me high.
making me low.
abdnin meksika sınırında bulunan bir kasaba, daltonların meksikaya kaçış noktası, birçok kovboy filminde iki ülkeyi ayırması ve suçluların nadirde olsa öteki tarafa geçebildiği sınır kasabası. bu kasabanın meksika sınırında amerika ile hiçbir sınır ya da gümrük yoktur.
eagles grubunun 1975'te piyasaya çıkardığı albüm,ve aynı adı taşıyan parçası.muhteşem bir parça olmakla beraber,müzikal tabanının çok sağlam olduğu ve aradan geçen 30 yıl içerisinde hala sağlamlığını koruduğunu her dinlendiğinde kanıtlayan parça.
sözleri şöyledir ki;
one of these nights
one of these crazy old nights
we're gonna find out
pretty mama
what turns on your lights
the full moon is calling
the fever is high
and the wicked wind whispers
and moans
you got your demons
you got desires
well, i got a few of my own
oo, someone to be kind to in
between the dark and the light
oo, coming right behind you
swear i'm gonna find you
one of these nights
one of these dreams
one of these lost and lonely dreams
we're gonna find one
one that really screams
i've been searching for the daughter
of the devil himself
i've been searching for an angel in white
i've been waiting for a woman who's a little
of both
and i can feel her but she's nowhere
in sight
oo, loneliness will blind you
in between the wrong and the right
oo, coming right behind you
swear i'm gonna find you
one of these nights
one of these nights
in between the dark and the light
coming right behind you
swear i'm gonna find you
get 'ya baby one of these nights
one of these nights
one of these nights
i can feel it
i can feel it
one of these nights
coming right behind you
swear i'm gonna find you now
5 saat konuştuktan sonra asıl diyeceğini sona saklayan insanın yaptığı girizgah cümleciği,saç baş yoldurabilen,kavgaya,bilimum münasebetsizliğe yol açan varyasyonları mevcut olan söz öbeği.
sözün özünden farklı olarak,cümle aralarına mesaj serpiştirmeden direkt olarak içinden geleni söyleyen insanın kurduğu söz öbeği. açıklık kavramının limitine en yakında bulunan noktanın koordinatlarının rakam değerleri toplandığında ortaya çıkan sonucun türkçesi.
efenim ile birlike giden en güzel kelimelerden birisi,yazan erkeğin can simidi,gerektiğinde şirin olabileceğinin kanıtı,hedesi hödösü,lügatında bulundurması gereken en birincil kelimesidir (yaş farkı gözetmeksizin aynı etkiyi bıraktığı test edilmiş onaylanmıştır) özün sözü.
apocalyptica'nın reflections albümünün muhteşem parçalarından birisi.bir kişinin birden çok resmine ardarda bakıldığın da insanın içinde anılardan fırtınalar,tsunamiler yaratan eser.
çeşitli mevzularda entry girerken "çok kasmıyım,zaten burada da aşağı yukarı aynısı dile getirilmiş" diyen uuser*ın bkz verdiği konu sonrasında düştüğü garip ve komik hali betimlemesi adına verdiği bkz.
çok yenetekli insanlar olup envai çeşit gazı bünyesinden salabilen insanlardır.metan,sigara dumanı,kokmuş yemek,bağırsaktan ve mideden gelen bilimum gazlar envanterlerinde bulunur bu model insanların.beslenme düzenlerinde ya da çeşitli modifikasyonlar sonucunda farklı farklı gazlar çıkartmaya kendilerini adapte edebildikleri gözlenmiştir.
muhteşem bir nike t-shirt'ünün üstünde yer alan aşmış slogan.
şöyledir ki; bir sperm nike sembolü şeklinde kıvrılmıştır,hafif sırıtık bir halde bakarken altta yazan yazı ise "just did it" dir..
fransızca oraya hiç gitmedim anlamı taşıyan,bir başka amelie soundtrack parçası,diğer amelie film müzikleri gibi yann tiersen tarafından yapılmış bir eserdir.les jours tristes ile birlikte dinlenince çok güzel gidecek parça.
fransızcada değirmen anlamına gelen kelime,aynı zamanda amelie filminin soundtrack ablümünde yer alan yann tiersenin bir eseri.çok güzel bir piyano sonatına sahiptir.
spider-man ve matrix filmlerinin soundtrack albümlerinde yer alan lunatic calm son derece güzel,sıklıkla dinlenilesi parçası.
sözlerini yazayım tam olsun;
i wanna take you on a roller coaster
i wanna tell you that i'm feeling closer
i wanna push it right over the line
the line that you draw as you draw me near
i wanna leave you far behind