tedavisi olmayan bir hastalık gibidir.
artık umurumda değil diye düşünürken seneler sonra internette onu araştırırken buldum kendimi. bananeyse onun eski sevgilisinden.
her gün elimde oyalandığım anıları bir kutuya kaldırdım .
bana yaşattığın sonsuz mutlulukların bazı anlarından kalan o küçük parçalar kutusuna kaldırılırken sana bir kez daha minnet duydum ve yaşattığın tarifsiz acıya rağmen sana neden bu kadar saygı duyuyorum anladım bir kez daha.
güzel yürekli küçük adam ömrün boyunca mutlu ol. ben o güzel yüreği daha fazla yorma hakkını görmüyorum kendimde.
kendini ne zaman değersiz ve sevilmeye layık görmezsen hatırla seni belkide ömrünün sonuna kadar hiç vazgeçmeden sevecek, bekleyerek ömrünü sonlandıracak bir kadın var, sonra aynaya bak ve kendinle gurur duy, her yiğidin harcı değildir bir yürekte böyle büyük ve böyle masum sevilmek.
ben artık sana ulaşmaya çalışmayacağım ama umarım sen arada arkadaşça bir mesajınla anlıkta olsa yüzünü güldürürsün seveninin.
seçtiğin yolda sana mutluluklar diliyorum, hayalini kurduğun her güzellik senin olsun. her zaman duam budur ve hep buydu. her ne kadar haketmediğim acılara hapsetsende seni hep seviyor ve saygı duyuyordum ama ulaşamadığım anlar sana kızgınlıkla yansıyordu o kadar.
o anlar için üzgünüm.
sana yazarken niyetim sadece en başa dönüp arkadaş olabilirmiyizdi. çünkü giderken benden en çok çaldığın arkadaşımdı ve benden çaldıkların içime otururken kayıtsız kalmak zordu.
ama dediğim gibi o sonsuz mutluluk için minnettarım, değer herşeye.
dip not; seni seviyorum.
sanırım artık onu unutuyorum, bu durum farklı bir boşluk etkisi tabii.
birtek whatsapp online olma saatine bakma durumunu atlatabilmiş değilim ama bu saçmalık da uzun sürmez diye düşünüyorum yani umarım.
Bugün hiç düşünmeden günü bitirdim aklıma gelmedi hatta ortak arkadaşımız durumu sorduğunda sadece gülüp geçtim. sanırım gün içinde 200 ü geçik telefon konuşması yapmak bir açıdan işe yaradı. he bide bunu niye yazdım bilmiyorum.