gecenin kuytu saatlerinde şehirden uzakta sessiz sakin kimsenin olmadığı bir yere gömmek varken neden yakıp kesiyosunuz? ha bu mümkün değildir hobi olarak gene kes ama gömmek en temizi.
ben yapamam, o yükün altına giremem, o kadar güçlü değilim dediğin şeylerin altına isteyerek veya istemeyerek girip, o işlerin altından başarıyla kalktığın andır. yorulursunuz, üzülürsünüz, yıpranırsınız, bırakmak ister, defalarca vazgeçersiniz ama eğer bırakmaz da devam eder sonunu görebilirseniz. kozalağını terk etmiş kelebek misali yeni bir sen olarak hayata daha güçlü tutunursunuz.
sürekli yeni şeyler deneyen beyaz gibi 350 senedir aynı konseptte ilerlemeyi reddetmiş, çok konuşan, huysuz ama televizyona çok yakışan sevdiğim sunucu. Sabırsızlıkla televizyona tekrar dönmesini bekliyorum.
Kişi nasılsa etrafındakileri de öyle görürmüş. Ben bu kıskanan kadını da erkeği de samimi bulmuyorum. Tabi bunu diyor olmam genişlik manasına gelmesin, zira kıskanç olmamak ve genişlik arasında ince bir çizgi var.
Kaç sene önce izlediğimi hatırlamıyorum ama benim için efsane bir filmdir kendileri. Sanırım izlerken kendimi çok kaptırdığımdan mütevellit ilk izleyişimde o üzücü sona ağlamışlığım dahi vardır. Belki de bu filme ağlayan tek kişi ben deniz olabilirim.
erkek ve kadının cinselliğe bakış açıları farklı. Kadının cephanesinde tek mermi var. Erkekte cephane sınırsız. Erkek üreyebileceği her kadınla üremeye, kadın ise üreyebileceği erkekler arasında en kalitelisiyle üremeye çalışır. Erkek düzdür, genel anlamda güzel bir kalça geniş bir leğen kemiği ve iri göğüsler erkeğin genlerinin devamı için yeterliyken. Kadın erkekte zeka, güç, para, statü gibi durumları derinlemesine süzer. Erkek her çiçeğe konayım, kadın ise ben bir çiçek olayım istediğim bana konsun der. Yani artık şu kadın ve erkeğin cinsellik anlayışını karşılaştırmayı bırakın