hippileri de baz alarak bu "punk takılan mal" cümlesine bir takılalım.ev hayatı sürmemiş,sıcak bir yuvada kuru fasulye pilav yememiş olan hippilerin yaşayışlarını "aaaa ne sevimli" diye tanımlamayı biliyoruz."punk takılan mal" diye tabir edilen bu arkadaşların ise bizimle aynı dönemde yaşayıp bizden farklı şeyler yapması bizleri bu hitaplara itiyor.aynı tepkiyi eskiden hippi diye adlandırılan topluluk da almıştı.belki de yıllar sonra "punk takılan mal" yerine "punk dinleyen insanlar" denecek.o nedenle sert tabirlere ve mal olmaya gerek yok.
ömrümde sesini duymadığım dream theater ın bas gitarcısı.2007 istanbul konserindeki sempatik tavırlarıyla kendisine daha bir hayranlık duymamı sağlayan insan.
-hocam kamuranda bir değişiklik farkediliyor mu?
-yoo hayır göremedim.
-nası göremezsiniz hocam bir değişiklik yok mu?
-haaa allah seni.ehehe.tabi çok çalışıyor olsun o kadar.seni geçer yakında o. *
piano etforte adında bir insanın yapımıdır.asıl adı da piano etfortedir.interval çalışmak için çok uygun bir enstrümandır.sesi komasız tınlar.şancıların mesai arkadaşıdır.subkontra, kontra, küçük oktav, büyük oktav, birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci oktav olmak üzere 9 ana oktavdan oluşur.88 in 12 ye bölümü olan "7.3" teorik olarak baz alınan oktav sayısıdır.
insanın kendini bir sosyal sınıfa ait hissetme gibi bir zorunluluğu vardır.aynı yemekleri yemek,aynı müzikleri dinlemek,aynı şekilde yaşamak bunların alt başlıklarıdır.oysaki konser "müzikle ilgilenen insanlar" topluluğuna hitap eden kültürel,iletişimsel bir faaliyettir.manasız olarak görülmemesi gereken bir ihtiyaçtır.