olması gereken başlık: türkiye de sözde ermeni soykırımı inkarının suç sayılması*
fransa nın sözde ermeni soykırımının inkar yasasına karşı türkiye de çıkarılması gereken yasadır.
fransa gibi 45 bin euro ve 1 yıl hapis cezası verilsin ermeni soykırımı vardır diyenlere.
bırakın tarihin işini tarihçiler halletsin. gidip de sözde soykırımları siyasete alet etmeyin. aksi halde türk milletinin aletiyle karşılaşacaksınızdır.
bir şarkı önerebilir miyim? butonu. bu butona tıklayarak ruh halinize göre şarkı seçiyorsunuz. daha doğrusu bir insanda görülebilecek ruh halleri bu sayfa da sıralanıyor ve durumunuzu tıklayarak size şarkı öneriyor.
En büyük ortak payda: Hepimiz, birilerinin eski sevgilisiyiz.
Özlemek: Bir şehrin yerini değiştirmek istemek.
Bizi olgunlaştıran acılar, biz olgunlaştıktan sonra unutulsalar keşke.
Çok daha basit işler için bile sertifika gerekirken, anne-babalığın hepimize serbest olması ne tuhaf.
Aşk romanıdır, bütün romanlar.
Sevgiliyi beklemek: Kalbin içine akan zaman.
TBMM Genel Kurulu’nda, bedelli askerlik düzenlemelerini içeren tasarı görüşmelerinde BDP’li Sırrı Sakık’ın, "24 Ekim Hakkari’de 36 PKK’lı militan öldürüldü. Hangi silahlar kullanıldı ki 36 gündür aileler çocuklarına teşhis edemiyorlar" sorusu tansiyonu yükseltti.
milliyet gazetesinin internet haberidir. buraya kadar bir şey yok.
Bakan Fatma Şahin, “Kadını aşağıladığı” gerekçesiyle tepki gösterdiği asker marşlarını Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’le görüşecek.
şimdi bu başlığı hbbia açsaydı da biz de mal mal onun yazdıklarını okusaydık diyorum ama; bozuk saatin bile günde iki defa doğruyu gösterdiği oluyor.
düz lise de 3. sınıf öğrencisiyim. matematiğim zayıf. dershane ye gidecek imkanlar da kısıtlı. konu anlatımlı test kitabı almaya gebze çarşısına çıktım. düşünüyorum da keşke çıkmasaydım.
arkadaş, karşımda türbanlı kadın, benimle aynı istikamette yürüyor. ben biraz hızlı yürüdüğümden önce onu fark etmedim tabi. zaten türbanlı kadınlar ilgimi çekmiyorya, neyse. önce arkadan bir kadın bebek arabasıyla yanlışlıkla çarptı tabi. burda yanlış bir şey yok. arkamı döndüm, kadın "pardon" dedi vs. önemli değil olur dedim geçtim. sonra arkamda ki türbanlı kadına gözüm ilişti. hani türbanlı kadınlarla ilgilenmiyorum ya, bu öyle böyle değil. arkadaş, sanırsın 1 ton makyaj yapmış, 8 katlı binanın dış cephe boyası gibi full makyaj.
hayırdır dedim kendi kendime. bu kadın türbanlıysa, bu kadar makyaj kullanmaz, ailesi varsa izin vermez falan dedim. sonra cd ci de ki oyunlara gözüm ilişti, 2-3 oyun baktım camdan var mı? diye. sonra yağmur çiseledi biraz, ben de hemen kitabı alayım da eve gideyim dedim. önüme baktım yürüyorum. o kadın neredeyse 30 adım ilerimde önümden yürüyor falan.
arkadaş, baktım o nedir? kadın bir kalçasını sanki diğerinin yerine koyar gibi; sağ kalçasını solun yerine, sol kalçasını sağın yerine atarak neredeyse 180 derecelik açıyla çeviriyor.
ya hu anlıyorum türbanlısın, tüm uzuvlarını kapatmışsın. ama aşağıya doğru daralan pardesüyü niye giyersin kadın? nerede senin kadınlığın. madem kendini türbanlı olmaya yakıştırmışsın, o zaman tam türbanlı gibi davran. ne diye kalçarının ikisini de gözümüze sokarsın? ne diye göğüslerin küçük olduğu halde, göğüsleri büyük gösteren sütyen takarsın? belli oluyor işte gerizekalı, sol taraf küçük kalmış. neyin ne olduğunu bilmiyor muyuz sanki? kime bu gösterişin? yanında ki 2 tane başı açık arkadaşına mı? kime bu afra tafra? arkadaşlarına; "bakın siz öyle giyiniyorsunuz, ben türbanlıyken böyleyim" mi? kimsin sen? o makyaj ne? ben düğünde gelinin suratında görmedim lan o kadar makyaj.
sonra cuma dan çıkmanın hazzıyla ve sevgisiyle "tövbe estağfirullah" dedim. yoluma devam ettim.
keşke başlığı hbbia açsaydı da biz de öyle mal mal okusaydık ama... yazık diyorum. bu kadının yaptığı dine* sığmaz bir kere.
coğrafyacının karbon döngüsü adlı konuyu anlatırken kendi ölümü üzerinden örnek vermesidir.
-evet çocuklar. ben öldüm ne oldu?
+bok yoluna gittiniz hocam..
-anlamadım evladım?
+şimdi karbon döngüsü başlayacak diyorum.
-evet. nerde kalmıştık.
hocam; ölüyorsun, içinde ki ayrıştırıcılar seni parçalıyor, çürütüyor tamam. buraya kadar ders bak ne güzel. ama niye kendi ölümün üzerinden örnek veriyorsun kardeşim. belki tırsanlar var.*
hani, zevkli bir şey de değil ki yani. niye durduk yere kendini öldürüyorsun şimdi? akıl var nizam var. köpek öldü de, kedi öldü de, bitki öldü de, ama ben öldüm deme**.
türkün kafasının bir kez daha ota bota çalıştığını kanıtlar durumdur. manyaklık ötesi bir şeydir bu. hani ermiş deseniz, kötülük sonuçta; diyemezsiniz.
Başkentte bir akaryakıt istasyonunda "müşteriye kaçak, denetçiye yasal yakıtı yönlendirebilen" uzaktan kumandalı elektronik düzeneğin kurulu olduğu bir yakıt deposu ele geçirildi.
t: bak pompaya düzenek kurduk tamam mı?
ş: ee.
t: sonra işte, düğmeye basınca müşterinin depoya su pompalıyo.
ş: yeminle bak, benim aklıma geldiydi.
t: hıhı, tabi.
ş: ...
t: bak burda da şunlardan var.
ş: sizin mınızakoyim ben türk gibi. ^+%&/()=)(/%+&
entry e isviçreli bilim adamları diye başlamak isterdim tabi ki ama... bu sefer olay farklı istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Pskiyatri bölümü yapmış araştırmayı. garibim, araştıracak o kadar konu varken, kadınlara yönelmişler. anlamak mümkün değil.
"Obsesif kompulsif bozukluk, sülük gibi yapışır, kolay kolay da gitmez"
gerek medya nın tüm yayın organların da; gerek gazete, gerek televizyon, gerekse gazetelerin ve televizyon kanallarının internet sayfalarında bile, sırf reyting getirmiyor diye, türk evladı türk ün; ülkesini korurken şehit düştüğü haberini yayınlamayıp da; kürt oğlu kürt ün, ibrahim tatlıses in evliliği nin gerek asena, gerek derya tuna, gerekse oğlu ido nun** canlı yayınlara konuk olarak, 2 şehide gösterilmeyen saygısızlıktır.
sen rahat uyu asker. senin bu vatan için ölmeye hazır olduğunu ve gerekirse tekrar tekrar canını feda edeceğini, arkada anneni, eşini, kız kardeşini, evladını gözü yaşlı bırakacağını biliriz.
bende yok o cesaret, bilirim, belki karnımda ki ameliyat izlerinden dolayı askere gitmeyeceğim, tamam belki şehid olmak isteyeceğim. ama ölmekten korkuyorum ben.
şöyle ki; onlara ölü demeyiniz. onlar allah* katında diridirler ve kıyamet günü bedenlerinde kanlarıyla geri geleceklerdir.
ben bugün fox da gördüm efendim. 2 tane şehidin topu topu 1,5 dk bile haberini yapmadılar. ibrahim tatlıses in evliliğini yarım saat günün konusu haline getirdiler.
nefes: vatan sağolsun filminde ki o sahneyi hatırlatmak isterim size efendim. izlemeyenler izlesin...
+siz bugün burada ölürsünüz. şehid oldu derler sizin için. bakarsın arkana, arkanda gözü yaşlı ailen, annen, sülalen.
nerelisin sen asker?
-istanbul komutanım.
+öldün sen istanbullu. öldün. yarın biriniz daha öldüğünde açıp televizyonu göstereceğim size, 45 sn. haberinizi yapacaklar sizin. cenazenize belki binlerce insan katılacak. ama kimse nerede öldüğünüzü, adınızın ne olduğunu bilmeyecek. ardından bir ünlünün haberi gelecek ekrana. sen insanların gözünde busun.
Değerli hanımefendiler, beyfendiler, sevgili çocuklar, kendini çocuk hisseden her yaştaki misafirlerimiz, uçağımıza hoş geldiniz. Kaptanınız Alper Demirer konuşuyor. Öncelikle bulutlar üzerindeki gezinti keyfini bizlerle paylaştığınız için sizlere teşekkür etmek istiyorum. Bizler Türk Hava Yollarında her sabah mutluluğa uyanırız. Her uçuşumuzda sizlere hoş geldiniz demek bizlere ayrı bir mutluluk verir. Bizler gökyüzüne sizlerden aldığımız bu enerjiyle mutluluğun resmini çizeriz. Uçuşlarımızda bize bazen güneş, bazen ay ve yıldızlar, ancak daima sizler arkadaşlık edersiniz. içinde bulunduğumuz bu güzel sonbaharda sizleri sevdiklerinize ulaştıracak olmanın gururunu yaşıyoruz. Bugün sizleri Trabzon a değerli kaptan arkadaşım Hasan Yücel uçuracak, ben kendisine yardımcı olacağım.
Aynı zamanda bu uçuşumuzda sizlerden hiçbir zaman güler yüzünü eksik etmeyen, pozitif enerjisini her zaman sizlere yansıtan, sizlerin emniyeti ve güveni için bu uçakta bulunan değerli bir kabin ekibimiz olacak. Uçuşumuz 31 bin feet yükseklikte olacak. Türkiye saatiyle 15.30 da Trabzon a inmeyi planlıyoruz.
Öncelikli görevi sizlerin emniyetini sağlamak olan değerli kabin ekibim ve Türk Hava Yolları olarak hepinize emniyetli ve keyifli, güzel bir uçuş diliyorum. Uçmak istediğiniz her zaman bizler burada olacağız, mutluluk gölgeniz olsun..
akla zarar düşünme yöntemidir. opus dei da vinci nin kitabın da ki tanrı nın şifrelerini işleyen 65 yıllık bir örgüt. illuminati nerden geldiği, kim olduğu bilinmeyen pezevenklerin doldurduğu örgüttür. söylenenlere göre 400 yıllık tarihi vardır.
araların da savaş çıkarsa, kimin kimi z*keceği belli olmayan durumdur. bana göre illuminati becerir ama şöyle bir şey e var tabi ki;
sultan ın sırrı nda çin li olduğunu düşündüğüm adamın, zenci olan ve kendisi sevdiğim bir aktör olan fakat adını şu an da hatırlayamadığım adama filmin sonun da söylediği söz.
muhtamelen çocuğun, babaya "ben sıpaysam sen eşek mi oluyorsun?" demesiyle ve babanın çocuğun suratına beş kardeşi yemesiyle sonlanacak durum.***
(bkz: baba ya ironi yapmak)
hafifçe ağzınızın yandığını ve daha sonra dan midenizin hafifçe kıpraşmaya başladığını hissettiğiniz, ağzınız da naneli şeker varken kola içerseniz, yanaklarınızı şişirebilecek olay.
tanım: Malatya Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü bünyesinde kurulan morga, öldü sanılarak morga konulanlar için uyarı sistemi ve içeriden açılabilir dolaplar yapıldı.
dünya nın zevklerini sonuna kadar tatmış, artık ne yapsam boş, namaz kılmadım, oruç tutmadım vs. gibi nedenlerle kendini avutacak ve bir şey olmadığını anladığı için kötülük yapmaya başlayacak, bir yerden sonra hatasını fark edip, ne kadar namaz kılsam da boş. ben cehennemlik adamım diyecek ve hayatının son evrelerini başı boş geçirme sonrasın da oluşacak durum.
kızılay ın bu yıl içinde duyurduğu, kan vermekle ilgili olan, hastalıkların belirlenmesin de ve türkiye de ki kan guruplarının yüzdelerini gösteren bilgi topluluğudur.* http://haber.mynet.com/ka...giler-577517-foto-analiz/
benim kanım da ab rh pozitif. ya da negatif. negatif türkiye de en az bulunan kan gurubuymuş*. kan gurubumun ab olduğunu biliyorum ama, pozitif olduğunu umuyorum.*
(bkz: pozitif düşünce)
ancak bir türk ün düşünebileceği, mantıksız ve acaba bu türkler bunu yaparken, napıyorlar öyle abi* dediği konudur.
hele de bulunca, türk kadınlarının dediği* "yavrum, aslanım, parçala beni, sik beni" gibi sözleri yarmaktadır. bunun için size şahin k nın denizden gelen adam videosunu önerebilirim.***
OSMANiYE’nin Kadirli ilçesi’nde geçen yıl yaşanan hortum felaketinde ahırı yıkılan 77 yaşındaki Sultan Hayta, ev ve inek istediği Vali Cerrah’ın "Oğlunun yanında kalıyormuşsun niye ev istiyorsun’ sözlerine, "Yarın sen de gelininin evinde kalırsan niye istediğimi anlarsın" diyerek çıkıştı.
Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, Kadirli ilçesi’ne bağlı Sofular Köyü’nde geçen yıl meydana gelen hortum felaketinde yıkılan evlerinin yerine yeni ev yapılan köylüleri ziyaret etti. Ev inşaatlarında inceleme yapan Vali Cerrah, ahırı yıkılan Sultan Hayta ile de bir süre sohbet etti. Sultan Hayta, Vali Cerrah’tan bir inek ve tek odalı ev istedi. Hayta, "Hortumda ahırım yıkıldı, yiyeceğimi içine koyuyordum. Senden bir inek, bir oda da ev istiyorum. ineğin sütünü yoğurdunu yemek istiyorum. Allah rızası için bana yardımcı olun" dedi. Vali Cerrah yaşlı kadına, "Hadi ineği anladık da evi ne yapacaksın? Oğlunun yanında kalıyormuşsun zaten" diye cevap verdi.
Bunu üzerine Sultan Hayta, "Yarın sen de gelinin evinde kalırsan, neden böyle bir istekte bulunduğumu anlarsın" diyerek Cerrah’ı şok etti.
Vali Cerrah, Sultan Hayta’nın sorunlarıyla ilgileneceğini söyleyerek yanından ayrıldı.
(bkz: samurai). aslın da bu da kılıcını adalet dağıtmak için kullanan kimsedir. bunların kılıçları vardır. jiletten bile keskin olduğu söylenir ki bugün samurai adında tıraş bıçağı markası vardır.