nurcu olsaydı da arınÇ gibi olur, şehit yakını veya gazilerle hemhal olacağına teröristlerle empati yapardı.. Ortak düşmanları tc'yi yıkmak iÇin, birileri dağda birileri şehirde mücadele etmiyor mu?
reklamlarını seda sayan ve annesine yaptıran şakirt marketler zinciridir. din üzerinden siyaset ve ticaret yapan grupların, seda sayan, sibel can, gülben ergen, nihat doğan gibi mübarek (!) şahsiyetleri mütemadiyen zengin etmeleri gözü olanın görmesi gereken vakıalardır.
"breaking bad, uyuşturucuyu özendiriyor" mealinde yorum yapanların, izleyip izlemediklerini, izledilerse de nereleriyle izlediklerini anlayamadığım dizidir. özenmeye meyli olanı kimse tutamaz ayrı, ama bu diziyi izleyen uyuşturucudan tiksinir.
47 bölüm olduğu yazıyor bir çok yerde, ama 1. sezonu 7, 2-3 ve 4. sezonu 13 bölüm olduğuna göre, 47 değil 46 bölüm yayınlanmıştır. 5. sezonu temmuz 2012'de başlayacakmış.
4. sezondaki kartel babalarının zehirlenmesi olayı dışında, genelde mantığa uygun, abartısız bir senaryoya sahipti.
4. sezonun sonunda akılda kalan sorular ise; mike ne oldu? ted yaşıyor mu? vs.
her bölümünde onlarca adamın öldüğü yerli dizilerden farklı olarak, bir sezon boyunca 3-4 kişi öldüğünde de mafya dizisi yapılabileceğini gösteren dizidir.
suça ve şiddete teşvik eden yerli dizilerden farklı olarak, mafya dizisi olsa da, kumardan, uyuşturucudan, şiddetten, suçtan olabildiğince izleyenini tiksindiren dizidir.
finale yaklaştıkça önemli ipuçlarını vermeye devam etmektedir. memduh başkan'ın behzat hakkında öğrenip şaşırdığını söylediği şey, büyük ihtimalle şevket'in patronu olan reşat'ın da üzerindeki patronun, behzat'ın babası olduğudur. yani, tahminimce baba ç. yaşamaktadır. finalde göreceğiz.
yozlaşmış sisteme ve derin yapılara çok ciddi eleştiri getiren bir film. filmi izleyip, bir aksiyon filmi yada brezilya'yı anlatan bir film diye nitelemek çok yüzeysel kalır. bu filmde irdelenen ve eleştirilen sistem bir çok ülkenin sistemiyle aynı. sistemin çürümüşlüğü ve kokuşmuşluğu, suçlu ve güvenlik güçleri ilişkileri, siyasetin arkasındaki kirli para, dürüst ve namuslu kişilerin sistemin çarkında dönüştürülmesi veya yok edilmesi, benzer amaçtaki kişileri sistemin birbirine zıt ve düşman olarak konumlaması vs. gibi nice tema ha brezilya ha türkiye dedirtiyor.
kendisine yakışan muhteşemlikte bir final yapan dizidir. finalinde, daha önce tahmin ettiğim gibi mısırlı'yı gannicus halletti. gannicus'un gülme sahneleri, özellikle de ashur'a spartacus'ün cevabı üzerine attığı gülüş harikaydı. sadece gülüşü bile, dustin clare'nin oyunculuktaki parlak geleceğinin açık işaretidir. mira, oenomaus, ashur ve ekibi, glaber, ilithyia'nın bebeği, lucretia oyundan çıkmış oldu. ilithyia'nın durumu belli değil. oenomaus dışındakiler pek süpriz değildi. o kadar iyi bir finaldi ki, 3-5 mantık hatasını da gölgede bıraktı. devamını dizi değil de sinema filmi şeklinde çekerler sanırım. vezüv sonrasında zamanla yüzbin kişilik ordu şekline dönüşecek spartacus ve arkadaşlarının ölümlerine kadar geçen 2-3 senelik maceralarını ve savaşlarını diziyle anlatmak çok zor olabilir.
lucretia uçuruma atlarken fondaki müzik ve zılgıt çok tanıdık.
kargo ile bal sipariş edince, balın sahte olduğunu tespit etmiş ve duyurmuş, ülkemizde yıllardır gıda, tarım ve hayvancılık bakanlığı yapan kişidir. adamlar bangır bangır her kanalda 4 tanesi 100 liraya bal satarken, hatta kanal bile kurarken, bakan'a uyan da balığa gidelim demek gerek. koskoca bakanlık bu firmaları ayrı ayrı denetlemiyor da, kargo ile sipariş edip bir tanesini mi inceliyor? vay halimize vay.
terör örgütü ve terörle mücadele eden kurumların ortak noktalarının terörün devamı olduğunu vurgulayan, bu manada ülkemizin yakın geçmişine de ışık tutan bir film. gerçek olaylardan esinlenilmiş oluşundan dolayı benzer köstebek filmlerinden çok daha anlamlı ve farklı bir öyküye sahip. etkileyici sahneleri bolca mevcut. birisi; kurt ile komiser arasındaki eta'nın tamamen çökertilmesine dair konuşma. diğeri; kurt'un oğlunun annesine babasından bahisle o kim diye sorması ve annesinin cevabı. bir diğeri, eta'nın şahin liderinin kendi menfaati için diğer iki lideri harcaması vs. izlemekten çekinmeyin, hatta mutlaka izleyin.
dipnot: meşhur eta örgütü, 1968 ile 2011 yılı arasında 850 kişinin ölümünden sorumludur. ülkemizin uğraştığı terör illeti ile kıyaslanmayacak kadar daha küçük olmasına rağmen, ömrü 43 yıl sürmüştür.
kadın komiserin (suna) evde konuştuğu genç kız galiba hayalet, yani yaşamıyor. yani behzat'ın ölü kızıyla konuşması gibi konuşmakta hayaletle. konuştukları şeyleri dikkatle dinleyince, genç kızın yaşamadığı sonucunu çıkarmaktan başka bir ihtimal kalmıyor.
not: bu yorumumu beğenenlerin sayısına bakılırsa, birçok arkadaş da aynı fikirde. izleyip göreceğiz.
işlerine gelmeyeni "siyonist" ve "gavur" ilan etmeye alışık milli görüş elitlerinin, hakkını aradığı ve bu arada kirli çamaşırları ortaya döktüğü için "deli" ilan etmeye çalıştıkları kişidir.
izleyicinin gözünün içine içine sokulan a101, saray halı, magnum, kfc, denizbank, türkcell, bellona vs. reklamlarından iyice illallah ettirmişti. rtük duymuş sesimizi ve 310 bin lira ceza kesmiş. o reklam verenlere de akıl versin allah, öyle gözüne sokarsan insanların ürünün sempati mi kazanıyor antipati mi diye düşün bir kere.
reklamın iyisi kötüsü olmaz kuralının tezahürü bir reklam yapmıştır. yazarlar ve sosyal medya bedava reklamını yapmaktadır. özellikle aydın doğan medyası enteresan. bir yandan kanallarında reklamı yayınlarken, diğer yandan hürriyet web sayfasında konuya büyük tepki veriyormuş havalarındalar. manşetleri de "böyle reklam olur mu" şeklinde. gerçekten böyle sinsi reklam olmaz.
onca iyi oyuncuya (ufuk özkan, peker açıkalın, sinan çalışkanoğlu, veysel diker) resmen yazık edilmiş dizidir. müziği korku filmi gibi. replikler saçma ötesi. komedi bunun neresinde acep. asıl soru ise şu; o sevilen oyuncular, nasıl bu dizide rol almış? senaryoyu okumuyor mu bunlar? son yıllarda izlediğim en kötü dizi denemesiydi.
türk malı dizisini de yazan tayfun güneyer yazıp yönetmiş. yalan dünya dizisinde çağatay'ın "televizyonun dahi çocuğu" diye tiye aldığı kişi de, tayfun'un ta kendisi. zira, biyografisinde kendisinden "dahi çocuk" diye bahsediyor. gördük dehayı nitekim. keloğlan kara prens'e karşı isimli filmi tarihin en kötü filmi ilan edilmişti. adanalı, nuri vs. gibi saçma sapan işlerin de arkasında bu dahi çocuk var.
ilki kadar iyi değil, belki ilki de iyi değil diyen olabilir, ama ikincisi açık ara kötü bir devam filmi. sinemada değil de, netten izlenilmesi yerinde olur.
hemen hemen her kurum ve kuruluşu özelleştiren iktidar, yandaşlarını beslemek ve karşıtlarını maaşa bağlayıp seslerini kesmek için, trt'yi özelleştirmek şöyle dursun, aldıkları günden bugüne öyle büyüttüler, dallanıp budaklandırdılar ki, akla ziyan. kimseden de ses çıkmıyor, neden bizlerin vergisiyle bu kurum bünyesinde iktidar yanlılarına ulufe dağıtılıyor diye. özelleştirilmesi gereken ilk kurum trt'dir.
kadın parayı özel bir tv kanalından alsa sorun değil, ama bizlerin vergilerinden veriliyor o paralar, o ve benzerlerine. haram olsun her kuruşu. zaten nerede ölmüş bitmiş pörsümüş sözde sanatçı varsa, din simsarı yandaş tv kanalları paraya boğup gündeme getirmedi mi? seda sayan, sibel can, hülya avşar, gülben ergen vs.