korku filmlerinde hayatta kalmak zor ve birçok uyulması gereken talimat gerektirir. özellikle bayanlar için bu filmlerde hayatta kalmak inanılmaz zordur.
erkeklerin hayatta kalması için belli bir atletikliğe çevikliğe sahip olması, aşırı serseri olmaması, tabi gözlüklü ve şişman da olmaması yeterken bayanlar için çok şey gerekir.
genç bayanlar için işte tavsiyeler;
-film boyunca sakın seks yapmayın. sevişen çift daima ölür, hatta sevişirken bile ölebilirsiniz. hele ki vay denizde sevişmek, vay adanın ücra köşelerinde kulübede mağarada sevişmek gibi atraksiyonlarda bulunuyorsanız zaten kaşınıyorsunuzdur.
-belirli eşyalardan ve mekanlardan uzak duracaksınız. misal aynalar..aynada kesin bir şey görürsünüz-gerek katili, gerek aniden ortaya çıkan ruhları, e sonra da ölürsünüz zaten. çatı katı, bodrum katı, çamaşır odası, kiler gibi yerlere de girmeyeceksiniz. çamaşır odası en kötüsüdür; çünkü öldürülmekle kalmayıp bir de fantaziye kurban gidersiniz, kafanızı makinede yıkanırken bulurlar.
-kıyafetiniz ne durumda olursa olsun, ister yansın ister bok bulaşsın soyunmayın. kenarları parçalandığında daha sert ve güçlü gösterir. ahanda kanıtı: http://www.moviesteak.com...ploads/2006/02/milla1.jpg .
ha illaha kıyafetinizi çıkarmak istiyorsanız içinize atlet giyin. göğüsleriniz görünürse ölürsünüz, göğüsleriniz açık koşarsanız seyrin güzel olması sebebiyle belki bir süre daha sizi canlı tutabilirler ama sonunda ölürsünüz. jartiyer, dantelli sütyen gibi seksi iç çamaşırları da giymeyin.
-filmin ilk yarım saati dışında banyo yapmayın. sete pis geldiyseniz ilk yarım saat girin duşunuzu alın, ama jenerik geçeli çok olduğundan emin olun. eğer ki jenerikten hemen sonraki sahnede duşa giriyorsanız bilin ki birazdan ölürsünüz. bu sürede banyo yapmadığınız gibi susamayın, acıkmayın, tuvaletiniz gelmesin(tuvalete gitmek intihar zaten), yorulmayın. insan olduğunuzu unutun.
-durduk yere abartılı agresiflik yapmayın, küfretmeyin. az sabredin, filmin sonlarına doğru size bir küfür ayarlanır zaten.
-kendiniz üst sınıf görüp, insanları aşağılama, onlarla alay etme davranışına girmeyin. ama meleklik de taslamayın, saf olmayın. kendinizi ezdirmeyin, sınırı zorlayana ağzının payını verin.
-muhakkak heteroseksüel takılmalısınız. olun demiyorum takılın, değilseniz de çaktırmayın. hele ki kız arkadaşınızla sevişirseniz garanti ölürsünüz.
-kusma, ağlama, panik yapma-bu üçü çok önemlidir. ne kadar iğrenç şeyler görseniz de kusmayın, kimse kusan bir kızı izlemek istemez. çığır çığır da ağlamayın, hani üzüldünüz korktunüz ağlıyorsunuz diyelim, çabuk toparlanın. çığlık atıp tepine tepine ağlarsanız ölürsünüz. garip garip yerlerde gezerken panik yapmayın, sanki siz buraların sahibiymişsiniz gibi davranın. "ne yöne gitcek, hah bu yerdeki cesetler de ne" falan moduna girmeyin, sanki hergün bu yoldan geçiyormuş gibi cool olun.
-dans etmeyin. herkes etse, sana et diye çok ısrar etseler de siz kazulet gibi oturun bir köşede, mal mal onları izleyin. çok faydasını göreceksiniz, dans eden kızların hepsini teker teker ölürken siz hayatta kalacaksınız.
-uyuşturucu kullanırsanız ölürsünüz, ama sigara içerseniz hayatta kalma olasılığın yüksek. sigara sert bir mizaç yaratır, tabi fosur fosur her sahnede de yakmayın-arada bir için.
-gözlük takmayın. kardeşim lens diye bir şey çıktı, kullanın şunu artık ya yıllardır gözlüklüler ölüyor işte anlayamadınız mı hala ya.
-atletik ve güçlü olun; ama çok maskulen de olmayın. gerek kaçarken, gerek savaşırken çok işinize yarayacaktır. aşırı maskulen olursanız, izleyici sizi lezbiyen sanabilir-bu da ölmeniz demektir.
-grupsanız grup kalın. "hadi dağılalım" diyen dingili umursamayın, çok istiyorsa o ve siz diye ayrılın, geberir birazdan. eğer ki ayrılacaksanız da min. 3 kişi olmalısınız. tek ayrılırsanız zaten sizde akıl yoktur, iki kişi ayrılırsanız da kesin arkadaşınızın vahşice öldürülüşüne tanık olursanız veya onu bir arkanıza döndüğünüzde falan ölü bulursunuz.
-erkek arkadaşı veya bekarlık işi çok dikkat edilmesi gereken bir mevzudur. eğer erkek arkadaşınız varsa mutsuz olun, bu olaylar sizi birbirinize yakınlaştırmış olsun. mutluysanız, hele ki canım cicim böceğim modundaysanız kesin öleceğiniz gibi, biriniz filmdeki en vahşi ölüme kurban gider. eğer erkek arkadaşınız yoksa da filmde size yazan tipler olacaktır(yoksa zaten bir sahnede ölüyorsunuzdur). bu tiplere ne çok yüz verin, ne de paylayın. sanki olur ama bakalım gibi bir modda olun. unutmayın sevişirseniz ölürsünüz, ama kimse etraftaki erkeklerin ağzına sıçıp duran bir kızı da izlemek istemez. erkeklerden en atletik ve hayatta kalma olasılığı yüksek olanı da gözünüze kestirin, sanki aranızda bişiler varmış gibi olsun. unutmayın, filmlerde hep bir çift hayatta kalır, o çiftin de arasında daima bir olaylar vardır.
-arkadaşlarınıza hem güvenin hem güvenmeyin.size "vay arkanda şu bu var" derlerse "hadi len yemedik" demeyin. size "bu köyde şöyle böyle şeyler yaşanmış" diye anlatanlara da "hassiktir lan oradan" diyip dalga geçmeyin. saflık edip "aaa valla mı lan tühtühtüh" de demeyin. sessiz kalın. eğer katil filmindeyseniz, hele ki ıssız bir yerdeyseniz aranızdan biri kesin katildir. o yüzden herkese çok güvenmeyin. herkesin "kesin katil budur" diye yüklendiği çocuk kesin "beni suçladınız mı ama aaah işte en güvendiğiniz adam kesiyordu sizi" tripleriyle haksızlığa düşmüş gençtir-bu yüzden hayatta kalır. onunla yakınlaşın.
konuşurken elimi bir anda arkaya doğru sallamam sonucu gerçekleşmiş durumdur. allahtan bu erkek arkadaştı da durum sadece "tersten avuçlamak" "elinin tersiyle tokatlamak" gibi geyiklere sardı.
tatilde yaptığım ve pişman olmadığım bir daha olsa bir daha yaparım dediğim durumdur. şöyle gerçekleşti ki, biz arkadaşlarla telesiyej sırasında bekliyorduk. bu zıbıdı velet hoşt hoşt diye bağırarak aramızdan geçti kayaklarımıza basa basa. ben de "hoşt derken" dedim çocuğa, döndü bu sefer sapıtmış gibi havlamaya başladı, ben de "hav derken" dedim(maksat çocuğu sinir etmek). eline kar alıp atacakmış gibi gösterince bana ben de bu sefer "bu batonu kafanda kırarım" dedim. çocuk hala akıllanmış durumda değildi, biz telesiyeje binerken arkamızdan "yavrumm bebeek" diye bağırınca artık dayanamayıp çocuğa dönüp "seni sikerler" diye bağırdım vurgulu bir şekilde. sonra da kahkahalarla telesiyeje binip gittim arkadaşla.
inanın saygısız ve kendini bilmez çocuklara yapıldığı takdirde çok tatlı olan bir eylem.
korkutucu, dövme potansiyeli olan birine bunu bilmeden "hayvan" dedikten sonra paçayı kurtarmak için söylenecek laf.
mesela omuz atmış bir adama;
-çüüüş hayvaaan
+bir şey mi dedin lan?
-hayvandan kastım kelebek abicim. *
çoğunlukla alışveriş merkezlerinde, alt geçit iniş-çıkışlarında vs. bulunan basamaklı veya basamaksız olarak ikiye ayrılan taşıt. büyük bir toplumsal kaygının çözümüdür, "vay şimdi nasıl çıkacaz biz bu merdivenleri be", "vay alışveriş arabasını nasıl çıkaracam", "vay şu vay bu" gibi sıkıntılar yaşayan insanlığa büyük bir katkıdır.
okulda hocaların öğrettikleri bir şeyi öğrencilerin unutmaması gerektiğini belirtmek için kullandığı söz öbeği. kafası karışan öğrencinin adını bir süre sonra bunlarla karıştırması sorunsalına neden olabilir. **
-adın ne çocuğum senin?
+süphaneke dağı
-?!?!
2007 seçimlerinin sonucundan memnun olmayan insanların yapacağı eylemdir. iktidar olan partinin kendilerini temsil etmediğini düşünmeleri ve de bu partinin iktidara açık ara oy farkıyla geçmesi onları daha da cesaretlendirmiştir; çünkü onları başa koyan ve bu kadar oy veren de yine toplumdur. akpnin eğitimli ve aydın kesime hitap etmemesi, hatta onları toplumda ezip dışlatmaya çalışması, bu insanları onların boyunduruğunda yaşamama konusunda daha da tepkilileştirmiştir. sonuç olarak bütün bu eğitimli kısmın yurtdışına gitmesi nedeniyle türkiye'de beyin göçü gerçekleşecek, ülke kendi kendini gittikçe geriletecek, yakın vakitte de tekrar osmanlı devleti kıvamına gelecektir.
"bu ne"den sonra gelmesi muhtemel soru kalıbıdır. eğer arkadaşımız mongolsa (tıbbi anlamda değil davranış olarak) ve obursa bu soruyu sorması, siz ne anlatırsanız anlatın, kesindir.
-bu neee?
+ee şimdi kürşatçım bu gcms cihazı biz bununla...
-yenir miiiee?
+:O????
ölüp de bu dayaktan kurtulası insan tipleridir. dövmenin en beteri, en acımasızı olan ıslak kızılcık sopasına mahkum bu tipler, bunu haketmiş olmak için baya uğraşmış olmalılar.
sempatikçe kendinin çekici özelliklerini öğrenmek isteyerek "aşkım, beni neden seviyorsun?" diye soran sevgiliye söyleyecek bir şey bulamayınca verilen cevaptır.
ayırca (bkz: seni sen olduğun için terkediyorum)
ilişkinin 2. haftasında "bizimkilerle yarın seni istemeye geleceğiz" diyen,
sevgililer gününde kırmızı kalp yastık alan,
ilişkinizin bilmemkaçıncı günlerini, aylarını hesaplayıp hatırlamanızı bekleyen ve hatırlamayınca da trip atan,
birlikte bir şeyler yapalım diyince küçük kardeşini de çağıran zihniyettir.
ted ankara koleji lisesi'nde yıllarını harcamış bir matematik öğretmenidir. kendisine muzur öğrencileri(biziz) tarafından "dc", "hümeyra", ve "kızıl ejder" gibi isimler takılmıştır. dış görünümü açısından; kızıl saçlı, uzun boylu ve daima modaya uygun giyinimli bir hocadır. aynı zamanda öğretmenlik yapmaktan bıkmış ve öğrencilerini sevmeyen bir tablo çizmektedir.kendine güveni tamdır ve koruma ihtiyacı olmadığı konusunda ısrarcıdır. öğrencilerinin dediklerine "zevzek" veya "uyuz" tabirleriyle cevap veren ve okul ikincisine mongol diye seslenen ulu biridir. dersleri sırasında sınıf camından el sallanmasına hatta habersizce camdan sınıfa girilmesine kızar ve "yine geldi salak" diye size tabir eder. kendisi öğrencilerini böylesine ezmesine ve bazen de aşağılamasına rağmen bütün öğrencilerince çok sevilmekte ve idol alınmaktadır. öğrencilerinin notlarının yükselmesi için soruları defterden aynen sorsa da sınıf ortalaması asla yüksel olamaz, bu da kendisinin öğrencilere "salak", "mongol" gibisinden tabirlerle seslenmesinin nedenini açıklamaktadır. derste kendisine ikram edilen çay, bisküvi tarzı şeyleri de asla geri çevirmez.