x tuşu olayının bu kadar büyütülmesini anlamadığım site. bir şeyler elindeyken basıldığında ekranda meme olması, güzel minnoş bir kedi olmasından daha mı kötü ?
o büyük altın vurgunundan sonraki ilk franklin göreviyle biten oyun. merak edilen nokta ise şudur, o vurgundan sonra karakterlerin kendilerine düşen payı lester altınları sattığında alacakları söylenmekte. bu noktadan sonra franklin direk göreve gidince ise oyun bitmekte. o göreve gitmeyip bir süre oyalansak o para geliyor mu?
ihtiyacı olan gazı, galatasaray ftih terimi göndererek vermiştir.üstüste iki üç maç da kazanırsa geri kalan takımlara bu sene şampiyonluğu bırakmayacaktır.
takımın başında antrenmandayken kovulmasına karşın bir kuruş tazminat almayacaktır. ünal aysal'ın yerine getireceği herhangi bir teknik direktörün yapmayacağı şeyi yapmış ve galatasaray sevdası yüzünden sözleşmesinden bu maddeyi kaldırtmıştır çünkü.
roberto mancini'nin ingiliz ekibi manchester city'yi çalıştırdığı dönemde yardımcılığını yapan angelo gregucci yaptığı açıklamada, "galatasaray'la ilgili bir şey bilmiyorum. türkiye'de çalışır mıyız diye soracaksanız eğer teklifi görmemiz gerekir. hepimiz profesyoneliz." dedi.
al işte, tam bir paralı eleman, aynı aysal'ın istediği gibi.
aralarında sürtüşme olduğu zaten apaçık belli olan iki kişiden biri. diğeri için (bkz: ünal aysal)
terim döneminin biteceği zaten alenen belliydi. burada çoğu kişinin üzüntüsü terim döneminin bitmesiyle alakalı değil, üzüntünün nedeni terim'in yerine gelecek olan kişinin galatasaray'ı ne kadar başarılı yapacak olursa olsun asla terim olmayacak olması. fatih terim bizim gibi heyecanlanırdı, fatih terim bizim gibi ağlardı, fatih terim bizim gibi üzülürdü, fatih terim gollere bizim gibi sevinirdi çünkü fatih terim galatasaraylıydı, fatih terim bu kulübün kaptanıydı. haklıdır haksızdır, ünal aysal başkanlık makamının ağırlığını korumak için belki de yapması gerekeni yapmıştır, bunların hepsi ileriki günlerde zaten belli olacak. ama kesin olan tek bir şey var. yerine getirdiğiniz insan gerçekten de parasını alan sözleşmeli bir profesyonel olacak. kulübeyi asla terim karizmasıyla dolduramayacak, takımdan kovulduğunda terim gibi gözyaşı dökmeyecek, ve asla terim kadar galatasaraylı olmayacak.
24.9.2013 itibariyle çok büyük kumar oynamıştır. bu kumar lehine sonuçlansa dahi taraftarlarının büyük kısmı bundan sonra maçlara taraftarlık görevlerini yapmaya giderken 2 adım ileri bir adım geri atacaklardır.
harcanan para / alınan başarı istatistiği dikkate alındığında dünya futbol tarihinin belki de en kötü hocası. fatih terimin yerini doldurmaya tabi ki yetmeyecektir.
eğer olaylar gerçekten de ünal aysal tarafından bahsedildiği gibiyse bir inat yüzünden galatasaray'dan gidecek olan teknik direktör. kendisine sözleşmeyle ilgili sorular geldiğinde "ben birileri istedi diye sözleşme imzalamam." demiştir. bu sözlerle de "biz sözleşme işini şimdiye kadar hep istediğimiz gibi yaptık, şimdi bu sistemi sadece birileri istedi diye değiştirmem." demeye çalışmıştır. fakat ünal aysal, gerek tff'den kendisine sözleşmenin bir kopyası gelmediği için, gerek herkes huzursuz olduğu için kulübü ve kendini garantiye almak istemiş, hocaya iki senelik sözleşme imzalatmak istemiştir.
bu noktada fatih terim, söylenen, teklif edilen şeyleri kendisine karşı bir güvensizlik olarak algılamış olabilir, şayet ben hocanın gitmek istediğini ve bunun için bahaneler aradığını düşünmüyorum. fakat 25 milyon taraftarı olan bir kulüp için de başkanın sadece bir kişinin ağzının içine bakmaması, kendi işini garantiye almak istemesi normaldir. dolayısıyla fatih hoca önerilen sözleşmeyi imzalamazsa, gönderilmek istendiğinde direnen kişi olmayacaktır, kendisi böyle söylemiş olmasına rağmen.
kaleciyle karşı karşıya geldiğinde yapması gereken vuruşu drogba'nın ikinci golünü tekrar tekrar izleyip öğrenmelidir.malesef sezon başından beri kafası futbol sahası dışında bir yerlerdedir.
sahaya giren güruhun olimpiyatları türkiyeye isteyen toplulukla aynı olması (tabi ki çarşıdan bahsetmiyorum) manidardır.göt kılları bu haldeyken avrupa şampiyonası da götte patlarsa şaşırmamak gerek artık.
en son "gerizekalı çarşı sahaya indi" gibi aptalca bir başlık kullanarak beni ve eminim benim gibi daha bir çoğunu ekran başında kanser etmiş internet haber aleminin jölelisi.hayır bari taraftar değil haberciyiz demeyin.lanet olsun sizi ilk okuduğum güne.
sonucuna göre sözlükler dahil tüm sosyal medya ve paylaşım sitelerinde yılın 363 günü susup 2 günü sadece saçmalamak için ortaya çıkan binlerce kuşu görmemizi sağlayacak maç.yine yenerlerse bir koca yılın ezikliğini tek bir maçla çıkarmaya çalışıp heveslerini alacaklar,yine yenilirlerse hakemler, edep, namus,bik bik ötecekler.
gökhan törenin kendisine atacağı atmayacağı her çalımdan sonra yerleri öpecek bir eboue'dense herkesin daha çok içine sinecek olay. mümkünse arsenal maçları harici takımın sağ beki eboue olmasın. şayet sadece o maçlarda deliler gibi oynuyor mübarek .
lakin yenmesi durumunda bile, hatta son dört beş haftaya kadar tüm maçlarını kazanması halinde bile şampiyon olamayacaktır. muhtemelen 30. haftadan sonra feda başlar, şampiyonluğu yine fenere hediye edersiniz siz. biz bu filmi daha önce de gördük.
80.000 taraftarın sesi olimpiyat stadında sahaya 20.000 kişinin sesi kadar geleceğinden, hakkında taraftar baskısıyla taraftar sayısı arasındaki korelasyondan çok da fazla bahsedilmemesi gereken maçtır. ha bahsedilen taraftar çarşı taraftarıdır, onlar 40 bin kişilik ses çıkarabileceklerdir, onu bilemem tabi.