allahsiz kitapsiz cahil kadin
1016 (ulu)
sekizinci nesil yazar 92 takipçi 476.78 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    why you wanna trip on me

    137.
  1. Nicaktinda yazmayacağım karşılığı mesaj yolu ile ilettigim değerli yazar. Muah!
    1 ...
  2. why you wanna trip on me

    136.
  3. Hem çağırıyor hem de wp'den çağırdığını gösteriyor. Sen çağırırsın da ben hiç gelmem mi?
    Yettim!
    Naaabeeerrr?
    1 ...
  4. ischam

    41.
  5. Geçtiğimiz yıl bu zamanlar kendisine kızmak ile meşguldü zihnim onu düşündüğümde. insan sevdiğine kızar ya hu, hep iyi olsun diye. Ne demekti iyi olmaya direnmek? Kızdım, hep kızdım, tuttum omuzlarından silkeledim, anlattım, ikna ettim, onu da kandırdım, kendimi de ama olmuştu sanki...
    Geçtiğimiz şubat ayında ise yüzlerce kilometre öteden, üzerine yıkılan binanın altından onu çıkaracak bir iş makinası bulmak için buz gibi sabır ve çelik gibi sinirle mücadele verirken buldum kendimi bir anda. Günler sürdü, günlerce uyumadım, üşüyor muydu?

    Nihayetinde, arzuladığı huzura ermiş mi diye düşünmediğim tek bir an yok hatırıma her geldiğinde.

    Uludağ sözlük, bir zamanlar insanların birbirini çok sevip, hayatlarına ortak olduğu bir yerdi. Öyle ki, ölümlerine tanıklık edecek kadar tutunurdu dostlar birbirine.

    Uludağ sözlük eski güzel çocuklarından birini daha kaybetti. ischam, 2023 Şubat ayından beri bu dünyada yok, başka bir dünyaya da inanmazdı zaten.
    2 ...
  6. nelumbo anatolia

    7.
  7. bursa ihtiyarlar heyeti yeniden bir arada zirvesi

    28.
  8. Canlandırma yapılmasının ve sol kanatta tutulmasının sebebi eski dostlar olur da giriş yaparsa sözlüğe, etkinlikten haberleri olsun diyedir.
    Onaylı katılımcılar dışında herkese kapalı zirvedir.
    T plakalı araçlar ile vale hizmeti mevcuttur.

    Libary gelirse fakir içkisi şivas değil islay'ın en güzel viskileri oluk oluk ayaklarına dökülecektir. Libary bebisime feda olsun! Devrecilikse devrecilik!
    1 ...
  9. bursa ihtiyarlar heyeti yeniden bir arada zirvesi

    22.
  10. Görmedik, duymadık, haber vermedin olmasın!
    Haftaya pazar günü toplanacağız. Tüm eski dostlara duyurulur.
    Zirve mekanı özel mesaj, telefon, WhatsApp v.b bilimum özel mesajlaşma ile bildirilecektir. Colugunuzu çocuğunuzu, eslerinizi, sevgililerinizi alıp gelebilirsiniz.
    4 ...
  11. bursa ihtiyarlar heyeti yeniden bir arada zirvesi

    17.
  12. Libary bebişim gelirse, Rio karnavalını bursa'ya getirteceğim zirve olacak.
    Şu saatten sonra gelmeyen kendi üzülür.
    3 ...
  13. bursa ihtiyarlar heyeti yeniden bir arada zirvesi

    1.
  14. tercihen +35 yaş, en az 9. nesil yazarlar ile bir araya gelerek eski günlerin yad edileceği bir zirve organizasyonu olacaktır. Zirve mekanı, tarihi ve saati özel mesaj ile bildirilecek, katılımcı listesi başlık altında güncellenerek paylaşılacaktır.

    1- tengir budun
    2- cokacayipsey
    3- moonlight sonata
    4- sidarta
    5- dobrowski
    6- kalemime sinek kondu
    7- allahsiz kitapsiz cahil kadin
    8- hardrada
    9- modus kerler
    10- rockonbaby
    11- old quite sleeper
    11 ...
  15. why you wanna trip on me

    130.
  16. https://www.uludagsozluk.com/e/44160892/

    duydum ki, nickaltı dalaşmalarımıza hasret kalmışsın, kasım ayının son cuma gününü bana adamışsın... eh o zaman kasım ayının son pazartesi günü sana feda olsun!
    iyi olan kazansın!
    1 ...
  17. cokacayipsey in nisan da yapacağı bursa zirvesi

    2.
  18. zirve var dediler geldik.
    bursa, bursa olalı böylesi zirve görmedi diyorlar.
    3 ...
  19. thelma

    63.
  20. selam güzel kadın! nice oldu hal hatır sormayalı. bir uğrayayım da teflon abimle sana selam çakayım dedim, bir de baktım ki sol kanattasın. ne mutlu! arsızın, edepsizin, hadsiz ve terbiyesizin en önde bayrak salladığı bugünlerde, seni ilk tanıdığım günleri hatırlıyorum; ne kadar genç, ne kadar az idi tecrübem. aradan geçen 10 yıldan sonra, yolunun yarısını yürümeyi henüz geçmiş, dünyası dışındaki dünyalar ile haşır neşir olmuş bir de gencecik bir kız yetiştirmiş buldum kendimi. o zamanlar arsızi yüzsüz, edepsiz, hadsiz ve terbiyesiz bayrak sallayamıyordu henüz. onlara karşı sayımız bir hayli fazlaydı, epeyce korku da salıyorduk sanki. biz kalabalıkken çok daha güzeldik. ayrı kalınca ışıltımız azalıyor sanki.
    velhasıl, ne diyecektim ben? hah! güzelliğin ve ışığın ile var ol, daim ol.
    öpüyorum seni.
    teflon abiciğe selam. sıkıyorsa tavlada karşıma çıksın!
    2 ...
  21. hasmet ibriktaroglu

    2773.
  22. Kirk yılın bir başı girerim sözlüğe, onda da hasmet'imizin acısına denk geldim...
    Sabırlar umuyorum sevgili arkadaşım. Başın sağ olsun.
    5 ...
  23. onur market

    1.
  24. hem cana hem cebe yakın şaypa'mızı satın alarak bizleri macro center müşterisi yapmıştır.
    1 ...
  25. yazarlar kaç tane kredi kartı kullanıyor

    9.
  26. önemli olan kaç tane kredi kartı kullandığın değil çocuk,
    önemli olan borçlarını ödeyip ödeyemediğin.
    3 ...
  27. erkekler bikini bölgesini ağda yaptırsın mı

    2.
  28. yavrum anneniz sizin mamanıza ne kattı da böyle oldunuz?
    sana ne adamın pipisinden, kasığından, kılından?
    7 ...
  29. çok özlemek ama arayamamak

    1.
  30. öz güvensiz çocuk işidir.
    reddedilmek sandığınız kadar da kötü bir şey değil çocuklar. sahip çıkabileceğiniz hisler beslemelisiniz bu nedenle.
    4 ...
  31. sadece kızların anlayabildiği çarşamba olayı

    55.
  32. thelma

    19.
  33. şimdi fırından yeni çıkmış çıtır çıtır bir ıspanaklı börek olsa, yanına karanfilli çay demlesek.
    başlasak anlatmaya. sabahtan geceye, geceden sabaha.
    uyusak da uyansak. yazlar kışa varsa, kışlar ille de hep yaz olsa.
    4 ...
  34. tengir budun

    774.
  35. son 2 senedir kendisinden "biz müslümanız" cümlesini duyuyorum.
    bunca yıl sonra bir ayağı çukura girince müslüman olmuş kardeşimizdir.
    son 2 senede hiç dönmeyecekler döndü ya, ben ona şaşarım müdür.
    bizim ibo için de atayiz oldu diyolla.
    6 ...
  36. türk kızı neden evrimleşemedi sorunsalı

    2.
  37. bursa kasımda başkadır zirvesi

    1.
  38. erkeğe dokundum ne yapmalıyım

    17.
  39. 9 mart bursa ihtiyarlar heyeti zirvesi

    28.
  40. Tarihi belirsiz bir ileri tarihe ertelenmiş zirve.
    Tengir'in prostat ameliyatı varmış yarın bu gece mevlut okuyacağız kendisine.
    5 ...
  41. 9 mart bursa ihtiyarlar heyeti zirvesi

    1.
  42. 9 Mart 2018 Nilüfer balgöç lokalinde saat 20:00 itibari başlayacak bir ihtiyarlar heyeti zirvesi olacak.
    5 ...
  43. charles bukowski

    400.
  44. "... kendimize işkence etmek için kullanmak isteyeceğimiz bir şey hep bulunur sanırım. hipodromda başkalarının hislerini paylaşırsın; o ümitsiz karanlığı, pes edip vazgeçmenin kolaylığını. bahisçilerin dünyası gerçek dünyanın makul ölçülere indirgenmiş şeklidir; hayatın ölümle sürtüşmesi ve kaybetmesidir. sonuçta kimse kazanmaz. geciktirmektir tek isteğimiz, o göz kamaştırıcı ışıktan gözlerimizi bir an için kaçırmak. allah kahretsin, amaçsızlık üzerine düşünürken sigaramın yanık ucu parmağıma çarptı. bu da beni uyandırıp sartre havasından çıkardı. mizah gerek bize, kahkaha gerek. eskiden daha çok gülerdim, herşeyi daha çok yapardım. yazmak hariç. artık yazıyorum, yazıyorum ve yazıyorum. yaşlandıkça daha çok yazıyor, ölümle dans ediyorum. iyi bir gösteri. iyi de yazdığımı düşünüyorum. bir gün "bukowski ölmüş" diyecekler ve gerçekten keşfedilip yaldızlanacağım. ne fayda? ölümsüzlük fanilerin aptal bir icadıdır. hipodromun işlevini anlayabiliyor musunuz? dizelerin yuvarlanmalarını sağlar. talih kuşu. bülbülün son ötüşü. ağzımdan çıkan her söz mükemmeldir çünkü yazarken kumar oynarım. çok fazla yazar çok dikkatli yazıyor. çalışıyorlar, öğretiyorlar ve başarısız oluyorlar. alışılagelmiş kalıplar ateşlerini söndürüyor.
    burada ikinci katta macintosh’umla mutluyum şimdi. dostumla.
    ve radyoda mahler çalıyor; kolaylıkla süzülen, büyük risklere giren bir müzik. risk gereklidir bazen. şimdi de o güçlü uzun dalgaları gönderiyor. sağol mahler; senden ödünç alıyorum ve borcumu asla ödeyemeyeceğim.
    çok fazla sigara içiyorum, çok fazla içki içiyorum, ama çok fazla yazmam mümkün değil. durmadan geliyor ve doyamıyorum ve herşey mahler’e karışıyor. bazen durdururum kendimi. dur bir dakika derim, git yat ya da dokuz kedini seyret ya da karınla otur biraz. ya hipodromdasın ya da macintosh’un başında. ve dururum, frene basıp park ederim. kitaplarımın devam etmelerine yardımcı olduklarını söyleyen mektuplar alırım bazen. benim de devam etmeme yardımcı oldular. yazmak, atlar ve dokuz kedi.
    bu odanın küçük bir balkonu var, şu anda kapısı açık ve harbor karayolunda seyreden arabaların ışıklarını görebiliyorum. sonu gelmeyen bir ışık akışı. bu kadar insan. ne yaparlar? ne düşünürler? hepimiz öleceğiz, hepimiz, ne sirk! bunu bilmek birbirimizi daha çok sevmemiz için bir yeterli bir neden olmalı, ama değil. son derece önemsiz şeyler bizi dehşete sürükleyip dümdüz ediyor, yutuyor.
    devam et mahler! harikulade kıldın geceyi. durma, orospu çocuğu! durma!"
    6 ...
  45. charles bukowski

    398.
  46. pis moruğun notları'ndan;

    otur Stirkoff.

    sağolun, efendim.

    ayaklarını uzatabilirsin.

    çok lütufkarsınız, efendim.

    Stirkoff, anladığım kadarı ile adalet ve eşitlik gibi konuları irdeleyen yazılar yazıyorsun; coşku ve kurtuluş hakkı üzerine de. doğru mu bu, Stirkoff?

    evet, efendim.

    dünyada geniş anlamda adalet sağlanabilir mi sence?

    hiç sanmam, efendim.

    öyleyse bu boktan yazıları neden yazıyorsun? kendini kötü mü hissediyorsun?

    son zamanlarda pek iyi değilim, efendim. delirdiğimi düşünüyorum.

    fazlaca mı içiyorsun, Stirkoff?

    elbette, efendim.

    çükünle oynar mısın?

    sürekli, efendim.

    nasıl?

    anlayamadım, efendim?

    yani nasıl bir yöntem uygularsın?

    dört-beş çiğ yumurta ile yarım kilo kıymayı dar ağızlı bir vazoya döküyorum. müzik olarak da Vaughn Williams ya da Darius Milhaud yeğlerim.

    cam mı?

    hayır .m.

    yahu vazoyu soruyorum, cam mı?

    değil, efendim.

    hiç evlendin mi?

    birkaç kez.

    evliliklerinde ters giden neydi, Stirkoff?

    her şey, efendim.

    hayatının en iyi sevişmesini anlat.

    dört-beş çiğ yumurta ile yarım kilo kıymayı…

    tamam, tamam!

    öyledir, efendim.

    daha iyi ve adil bir düzen özleminin aslında çürümeden ve başarısızlık duygusundan kaynaklandığının farkında mısın?

    evet, efendim.

    baban kötü bir insan mıydı?

    bilmiyorum, efendim.

    ne demek bilmiyorum?

    yani kıyaslamak güç, efendim. sadece bir babam oldu.

    benimle kafa mı buluyorsun, Stirkoff.

    hayır, efendim: dediğiniz gibi, adalet yoktur.

    baban seni döver miydi?

    sıra ile döverlerdi, efendim.

    hani bir baban vardı?

    herkesin bir babası vardır, efendim. ben annemi kastetmiştim. o da kendi payına döverdi.

    seni sever miydi?

    kendinin bir uzantısı olarak, evet.

    sevgi başka nedir ki?

    iyi bir şeye değer verecek kadar sağduyulu olmaktır. kan bağı gerekmez. kırmızı bir deniz topu ya da üzerine tereyağı sürülmüş kızarmış ekmek de sevilebilir.

    tereyağlı kızarmış ekmeğe AŞIK olabileceğini mi söylüyorsun, Stirkoff?

    her zaman değil, efendim. bazı sabahlarda, güneş ışınları belli bir açıdan gelirken belki. aşk habersiz gelir gider.

    bir insanı sevmek mümkün mü sence?

    iyi tanımadığınız biri ise belki. ben insanları pencereden seyretmeyi severim.

    sen bir korkaksın, Stirkoff.

    kesinlikle, efendim.

    nedir senin korkak tanımın?

    bir aslanla silahsız dövüşmeden önce tereddüt eden kimse.

    peki cesur kime denir?

    aslanın ne olduğunu bilmeyene.

    herkes bilir aslanın ne olduğunu.

    herkes aslanın ne olduğunu bildiğini sanır, efendim.

    budala tanımın nedir?

    zaman ve kan ziyan edildiğinin farkında olmayan kimse.

    bilge diye kime denir o zaman?

    bilge insan yoktur, efendim.

    öyleyse budala da yoktur. gece olmazsa gündüz olmaz. siyah olmazsa beyaz olmaz.

    özür dilerim, efendim. ben her şeyin neyse o olduğu kanısındayım. başka şeylere bağımlı olmaksızın.

    o dar ağızlı vazolara fazla girip çıkmışsın sen, Stirkoff. her şeyin zaten olması gerektiği gibi olduğunu anlamıyor musun? yanlış diye bir şey yoktur.

    anlıyorum, efendim. olan olmuştur.

    kelleni vurdursam ne dersin?

    bir şey diyemem, efendim.

    demek istediğim şu: kelleni vurdursam ben iRADE sense HiÇ olursun.

    başka bir şey olurdum, efendim.

    benim SEÇiMiM doğrultusunda.

    ikimizin de, efendim.

    rahat et! rahat et! uzat ayaklarını.

    çok lütufkarsınız, efendim.

    hayır, ikimiz de lütufkarız.

    elbette, efendim.

    demek delirdiğini hissediyorsun, Stirkoff? peki delirdiğini hissettiğin zaman ne yaparsın?

    şiir yazarım.

    şiir delilik midir?

    şiir olmayan her şey deliliktir.

    yani.

    çirkinlik deliliktir.

    çirkin nedir?

    kişiye göre değişir.

    delilik gerekli midir?

    vardır.

    gerekli midir?

    bilmiyorum, efendim.

    çok şey biliyormuş havalarındasın, Stirkoff. bilgi nedir?

    mümkün olduğunca az şey bilmektir

    ne demek o?

    bilmiyorum, efendim?

    bir köprü inşa edebilir misin?

    hayır.

    silah üretebilir misin?

    hayır.

    ikisi de bilgi ürünüdür.

    köprü köprüdür. silah da silah.

    kelleni vurduracağım, Stirkoff.

    sağolun, efendim.

    niye?

    beni motive ettiğiniz için. motivasyon sıkıntısı çekiyorum, efendim.

    ben ADALET'im.

    belki.

    Ben ÜSTÜN'üm. işkenceye yatıracağım seni. çığlıklar atacaksın. ölümünü dileneceksin.

    şüphesiz efendim.

    ben senin efendinim, anlamıyor musun?

    beni yönetebilirsiniz. ama yapacağınız şeyler yapılabilir şeyler olmaktan öteye gitmeyecektir.

    zekice konuşuyorsun ama işkence altında bu kadar zeki olamayacaksın.

    sanmıyorum, efendim.

    bana bak. Darius Milhaud, Vaughn Williams dinlemek de ne oluyor? Beatles'ı duymadın mı?

    onları herkes bilir, efendim.

    onları sevmez misin?

    onlardan nefret etmem.

    nefret ettiğin bir şarkıcı var mı?

    şarkıcılardan nefret edilmez.

    şarkı söylemeye çalışan birinden?

    Frank Sinatra.

    neden?

    hasta bir toplumun hastalığının depreşmesine neden olduğu için.

    gazete okur musun?

    sadece bir gazete.

    hangisi?

    AÇIK KENT.

    GARDiYAN! BU ADAMI iŞKENCE ODASINA GÖTÜRÜN. HEMEN iŞKENCEYE BAŞLAYIN!

    efendim, son bir istekte bulunabilir miyim?

    evet.

    vazomu yanıma alabilir miyim?

    hayır, bana lazım.

    efendim?

    el koyuyorum. zapta geçsin. gardiyan bu sersemi derhal götür! ve bana biraz şey getir…

    ne, efendim?

    altı yumurta ile yarım kilo kıyma.

    gardiyan mahkümu dışarı çıkarır. kral öne eğilip düğmeye basar. Vaughn Williams çalmaya başlar teypte. bitli bir köpek güneşin altında titreşen harikulade bir limon ağacına işerken dünya dönmeye devam eder.
    10 ...
  47. bill withers

    5.
  48. 4 haziran 1938 tarihinde amerika'da doğan ve afro-amerikan olan bill withers, kulağımızın pasını silenler listesine ain't no sunshine isimli şarkısını eklemiştir. Lean on Me, Use Me ve Lovely Dayisimli şarkıları da mutlaka dinlenilmelidir.
    1 ...
  49. adet düzensizliği

    6.
  50. polikistik over sendromu'nun 4 belirtisi ve sonuçlarından biridir. diğer belirtileri; yumurtarlıkları çevreleyen milimetrik ölçülerde onlarca kist, kilo artışı ve vücutta tüylenmedir. bu belirtilerden en az 2 tanesini gösteren kadın acilen bir kadın doğum hastalıkları uzmanına görünmelidir.
    3 ...
  51. zirve yayınevi katliamı

    2.
  52. 2007 yılında malatya'da incil bastıkları gerekçesiyle * baskın yapılan zirve yayınevi'nde, biri alman ve ikisi türk soylu olmak üzere 3 hristiyan'ın boğazları kesilerek öldürüldüğü katliamdır.

    bu olay ile ülkemizin dünya arenasında bir kez daha yüzü kızarmış, bir kez daha insanlık sınavından kalmıştır.

    konu ile ilgili gazete haberi:
    http://www.milliyet.com.t...07/04/18/son/sontur43.asp

    not: ayrıca bu konu hakkında hiç entry girilmemiş olması da çok üzücüdür. ne zaman bu kadar duyarsız olduk biz, bize ne oldu?
    5 ...
  53. ateistler bizim güvencemizde

    3.
  54. "sağolsun varolsun, o da olmasa bizlerin hali ne olurdu, büyük, ulu başbakanımız bizim" diye minnetlerimizi kabul etmesi hususunda kendisine yalvardığım durumdur.

    ancak 2007 yılında Malatya'da gerçekleşen Zirve Yayınevi katliamının mağdurları ve yakınları da güvence altındaydı bir zamanlar. domuz bağı ile bağlanıp, boğazlarımızın kesildiği bir güvence istemiyoruz ve hatta biz güvence filan da istemiyoruz. sadece; geçmişten bugüne hapishanelerde çürüyen, işkence çeken, öldürülen, ölüm tehditleri ile yaşayan insanlara yenilerinin eklenmemesini istiyoruz. hangi dil, din, ırk ve mezhepten, hangi renkten olursa olsun herkesin "insan gibi" yaşadığı bir ülke istiyoruz. onu, bunu güvence altına almaktansa; tüm halkın geleceğinin ve yaşam hakkının güvence altına alınmasını istiyoruz.
    3 ...
  55. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük