--spoiler--
dibin çapından alan bulduğumuz oldu bizim , yeşil alanda atletico madrid'de çaktığımız da.
stad önünde yattığımız da oldu gerçekten , gerçekten ağladığımız da hafif sıcak yatağımızda.
bir marş söylerdik ayaz esen bir şehirde , körfezimizde sessizlikle de seviştik bazı bazı.
gitti gelmez diyenler oldu arkamızdan , arkasından isyan marşımız da.
bilmeyenler oldu içimizdeki sevgiyi , kız arkadaşının elini tutmakla karıştıran da oldu deplasmanın busesini.
toprak sahada toz içinde , ağzımızda sadece sarı kırmızı notalar bağırdık, ve zamanında 80 000 kişi bir stadı yıkabilme teşebüsüne iştirak ibadetinde bulduk cenneti.
hanseli de sikeyim , gratele kafam girsin , bombacı halil'lerle büyüdük biz , elimizi yakan meşale.
acıdık kırmızının saten güzelliğine , yanına kıytırık yosma yeşil sokulunca.
ağladık anasını satayım , ağladık be babam gecelerce , koydu bize elden ayaktan düştü diye çığırılan türküler , marş söyleyerek ağladık , ne var bunda..
ama yarın doğcak güneş kırmızı , o güneş sarı.
acılar da geçecek ya , kordon tekrardan yanacak ya.
bekliyoruz.
18 yıl değil 18 yüzyıl beklenecek takım..gururum...
--spoiler--
cliff burton'ın yazdığı birkaç riff üzerine yapılmıştır, ancak cliff burton 1986'da turne dönüşünde bir otobüs kazasında hayatını kaybettikten sonra kirk lee hammet ve james hetfield, cliff'in rifflerine birkaç riff daha ekleyerek bu şarkıyı yapmışlar şarkının sonlarına doğru james, cliff'in söylediği bir kaç cümleyi söyler ve şarkı ondan kısa bir süre sonra sona erer. özet olarak, bugüne kadar dinlediğim en iyi enstrümental şarkıdır, ve gerçekten hissedildiğinde insanın ağlamaması içten bile değildir.
gökleri yarıp darmadağın ettiğin gün
pırıl pırıl yıldızları kararttığın gün
sen sorguya çekmeden, biz soracağız sana
ey rabbim;
hangi günahımız için güzel günleri çok gördün