Aslında sözlüğün suçu olmayan durumdur. Genel geçerdir. Herkes sanki konuyu biliyormuş gibi bundan konuşuyor sanırsın.
Sadece o hatunu düşünmemek uğruna kendine acı çektirirsin.
motorun brandasını çıkardıktan sonra yapılması gereken ilk harekettir, sağlamlığı kontrol edilmeli, haftasonu öncesi içerisinde bir gece deneme sürüşü yapılmalıdır.
sabah işe giderken "bu olanlar birşeyi değiştirmedi yalnız" denildiğinde anlaşılabilir.
O hatun beni özlemiş diye gittiğiniz ocaktan ne idüğü belirsiz şekilde karışık duygularla ayrılırsınız.
onca koşuşuturmanın üstüne sevişebilmek ve devamında da sarılma seansına geçebilmeleri ancak asla deo veya stick kullanmamak şeklinde kanıtlanmış olaylardır.
insanların iletişimlerinde eksik olan parçaların tamamı.
hiçbir insan doğuştan kötü değildir. herkes iyi yaşamayı ve iyi anılmayı ister. tüm bunların ortak olmasına rağmen şu an geldiğimiz ve adına da medeniyet dediğimiz beş para etmez sosyal varoluşu, her konuşmamızda ki bu parçaların eksikliğine borçlu olmamız ne kadar ilginç
Savaşın patlak verdiği günden buyana dikkatle takip etmesem de, her istanbul kölesi gibi illaki yoluma çıkıyorlar.
Bulunduğum yol üzerinde ilk görünmeleri bundan 3 ay kadar önceydi. Boğaziçi köprüsü'nden beylerbeyine inen yaya yolunda, otobüs duraklarından hemen önce... bir adam görmeye başladım. Önündeki kartonda "Suriye'den geldim, açım, allah rızası için yardım edin" yazıyordu. O gün epey yorulmuştu kafam, düşünsenize adamın tüm mal varlığı bir karton. 1 hafta kadar sonra bu adam bir kadınla birlikte oturmaya başladı. Hemen 2-3 gün sonra 8-9 yaşlarında bir kız çocuğu ve cinsiyetini hiç bilmediğim, muhtemelen hiç öğrenmeyeceğim bir bebekle beklemeye başladılar. 1-2 hafta sonra kız çocuğu artık kaldırımdan inip yola çıkmaya, köprü trafiğinde yolda kalmış araçlara yaklaşmaya başladı. Bakın sadece yaklaşmaya başladı. ne kadar süre sonra bilmiyorum, camlara elini sürerken gördüm. bundan 1 hafta kadar sonra ise cam tıklamaya başlamıştı. Daha sonra sadece annesi olduğunu düşündüğüm kadınla kaldı, bebek de onlarla birlikteydi. Baba nereye gitti bilemiyorum, belki de bölünmeyi mantıklı buldular.
Bu sabah ise 20 tane kadar suriyeli yol boyunca insanlara yaklaşıyor ve gözlerinin içine bakarak yardım istiyorlardı. Hayır ben dilenciye sadaka verebilen birisi değilim. Elimden gelse hepsini bir işe yerleştirir, gerekirse kendim gibi, köle gibi çalıştırır ve karşılığını verirdim ama avuç açan insana onu avuç açtırandan ötürü bir yaklaşamama sorunum var.
Bu insanların açık avuçlarından kim lokmalarını aldı bilmiyorum. Kim bu adamları bir kartonla hayata tutunmaya itti onu da bilmiyorum. Siz, en fazla bildiğinizi düşünebilirsiniz, belki biliyorsunuzdur da... onu da bilemiyorum. Ancak bu açık avuçlar kimin eseri ise, o adama ne söylenebilir? Ne yapılabilir?
Bu avuçların kapanması için neden biraraya gelmiyoruz?
neden bu insanların onurunu kırıyoruz?
neden bizim sorunumuz olmadığını düşünüyorsunuz?
neden kadar diyip geçiştiriyorsunuz?
neden bu kadar insani bir konuyu bile konuşamayıp, siyasileştirerek chp-akp /// dinci-kemalist kavgasına dönüştürüyorsunuz ve nasıl olurda bu kaçış yolunuzu görmediğimizi zannediyorsunuz?
Neden isyan etmiyorsunuz?
Evet başkasına değil sana söylüyorum. Bunu okuyan adama söylüyorum. Türkiye'deki suriyelilerin değişiminden sen de sorumlusun.
Tanım; savaş mağduru herhangi bir insanın, tanımadığı bir ülkede insanlığını koruma mücadelesi örneğidir.