okunan kitabin okunmamis, izlenen filmin izlenmemis gibi olmasidir.
hayir ben o sayfalari emikledim, sahnelere katlandim, neden 3 vakit sonra bunlarin hicbiri akilda kalmiyor ki. bosa gitmemeli bu emekler, ama gidiyormus gibi de.
entel olalim diyoruz, hafizamiz izin vermiyor.
valla var boyle bir sey bak, kalibimi basarim, ozumsenesi bir kavram.
sen bence yalnizlik kanserine tutulmussun arkadas, valla bak.
yok oglum valla, ciddi soyluyom la. oglum yalnizlik kanseri denilen bir sey var. kanser hucresini dusun mesela, beyine hucum ediyo tamam mi noron moron hicbir sey kalmiyo, noluyo beyin pert. yalnizlik kanseri de oyle bir sey, kanser hucresi boyle senin yalnizligina hucum ediyo, ondan sonra abuk sabuk hareketler yapiyon, yani soyle, iste arabanin silecegini kaldiriyon, efendime soyleyeyim sevmedigin bir kadinla evleniyon, kimisinde...
sunun klibinde deniz kenarinda gectigi yolu bilip de yazmayan istikbalsiz kalsin dedirten klibe sahip eser. riva'dan sile'ye kadar gectim orqada olmadigina eminim.
guzel asfalt ve virajin kopegiyiz.
lan bu bildigin iflah olmayan agrilari elektrikle yola getirmekmis. benim gibi cahil cuhela varsa bilgisi olsun. adi elektrofizik tedavi olarak guncellenedura.
isminden dolayi hep cekiniyordum, bu yastan sonra isimiz yok koscaz ziplayacaz mi napcaz diye.
(bkz: ben koşsam barcelona da oynardım)
bugun bir yakin arkadasimi daha mutlu gorunur yuz ifadesiyle ancak icim kan aglayarak teslim ettigim makus, gaddar, mantiksiz olusum.
evlenmeleri bir yana, bunlar evlendikce etrafimda bekar kalmadi. haliyle arkadasim kalmiyor. hangisine sorsam hanimla hatunla bilmem ne bilmem nesi yapacaklarmis da, gelemezlermis.
takribi ne zaman bosaniliyor, ona gore temp klasorune koymalik insanlar alcam hayatima.
genelde duygulardan ziyade, mantik cercevesinde sekillenir bu meret, ki bence cok zararlidir.
(bkz: ignorance is bliss)
yakin gecmiste anlasilan sudur ki, insan cevresindeki kisi, kurum ve kurulusaara kendinden cok daha fazlasini verdikce, en cok kaybeden kendisi oluyor. iyi dusunmek ve iyi olmak iyilik getirir demek, koca bir sacmalik 2022 dunyasinda.
en basitinden dun fikir verdigin, bugun senin vergidin fikirle bir seyler sahibi olmussa, ya yalandan bir tesekkur edecek ya da ortamlarda bu basariyi kendisine mal edecek. bir de uzerine sana hic yokmuscasina davraniyorsa, neyse kufur edince caylak oluyorum.
allaha sukur umursamiyor, gostermelik kurulan 'iyi ki sen ...`ile baslayan cumlelerle yetiniyoruz.
memleketimizdeki dengi ankara olan, alamanya'da varolan asagi saksonya kentidir.
gerek havasiyla, gerek icinde bir bok olmamasiyla, gerekse de metrosundan caddelerine kadar her yuruyusumde bana ankara'daki ogrencilik zamanlarimi hatirlatan; kariyer yapmak ya da emekli hayati surmek icin ideal bir olusum. cok boyle gezem tozam ucam kacam imkani vermez, gibi yani.
ha bunlarin hepsi simdilik 20 gunluk tecrubedir, belki de 20 gunluk sicis hikayesidir, ve belki de siz cok sever cok bayilirsiniz. her koyun kendi bacagindan.
lise doneminde oldugum zamandi ki, soyle bir anisi vardir.
o zaman fix fiyatlama yok herkes kendince koyuyor ama bufeciler de ayri mafya, kendi aralarinda anlasiyordu taban satis fiyatini. herkes 2.5e satarken 2.25e satan bir dalyar bufenin sahibine agiz goz dalmistik rekabete aykiri fiyatlandirmadan oturu. adalet duygum o zaman gelisti bence, yani ne kadar gelistiyse
az once bir tanesine babasi dogum gunu hediyesi olarak e kasa mercedes alip vale ile evinin onunde teslim ettirdi gozumun onunde. ve bu arabanin yeni sahibi sadece kardesine video call yapip bak babam bana ne aldi dedi. sonra beraber eve ciktilar.
kritigini yorumunu al ne yaparsan yap. ben ilk vasitami aldigim gun gece boyu uyumayip yol nereye gittiyse gitmistim, referans olsun hani.
kendime edilmis, senin verecegın karari yapacagin hareketi kerttireyim alkol var mi gencler'dir.
soyle ki efendim, bayramda universite arkadaslarimla gorusmek icin ankara'ya gittim, maslaari kurduk. 6 kisi basladigimiz masada, ilerleyen saatlerde 2 kisi kaldik. e haliyle sagla solla kesismelere basladim.
caprazdaki 2 kadinla bir iki uc bakisma derken masalari birlestirdik. muhabbette memur olduklarini soylemislerdi. mekan kapaninca devam edelim diye evde toplastik. tabi ben kizi ne bileyim maliyede, milli egitimde, tapuda falan saniyorum. eve gittigimde kiz bana demesin mi ben ozel harekatciyim. basta inanmadim, sonra kimligini ve cantadaki silahlari gosterince benimki asansor dugmesine dondu. en son kuzey irak, suriye, guneydogu harekatlarini konusuyoduk. sig sauer, canik, sarsilmaz falan silah modellerini anlatiyodu bana.
herhalde korkudan 10 dakika uyumusumdur tum gece , arkadasa sabah 8'de otobusu varmis asti'ye gitti dersin dedirterek evden kactim. iki saat sonra whatsapp'tan gunaydinlar neredesinler mesajlar geliyor, dedim aha iste simdi sictin oglum sen kacamayacaksin. allahtan ben istanbul yolundayim dedim de mesajlar kesildi, yine de 2 gundur uykularim kaciyor.
ben bunlar kadar piskin, bunlar kadar yok yere pohpohlanan, ve bunlar kadar firsatci baska bir marka gormedim. ozellikle yemek kismi akla ziya, musteri hizmetleri kavrami asla yok. tepeyi gordukleri gibi dibi de en yakin zamanda gormeleri dileklerimle
hayattaki en aile bagi zayif, en carpe diem yanlisi, en bugun var yarin yokcu insanim saniyordum.
yas aldikca sunu anladim ki, hayatinizda size emegi gecmis ve yeri doldurulamayacak insanlarin kiymetini 30'lariniza yaklastikca anliyorsunuz.
evet 20'li kardesim, sen asla yapmayacaksin bunlari. asla boyle hissetmeyeceksin. hi hi, evet dogru.
Travelling time, since start, 5:56 hours.
Gun 24 saat hani, dikkatinizi cekerim, bu sadece yolda gecen zaman. Bir saticinin hezeyani. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1980462/+
zat-i alimle tanismak, kisa sureli kucuk maceralara atilmaktir.
sonrasinda ne oluyorsa zaten bi bakiyorum yuz yil yasasa bir baltaya sap olamayacak kisiler, elim degdikten sonra iliskiye basliyor, evleniyor, kariyerinde merdivenle yetinmeyip asansore biniyor, alip basini yuruyor gidiyor falan.
e biz? biz hep oldugu gibi dibine isik vermeyen mum.
boyle bahti musait bir yerde gondikleyebilir misiniz lutfen?
bu meret yuzunden renk tonlarini ayiramadigimdan ciftli seyleri toplu alacaksam tek renk alirim esleyebileyim diye.
gecen yine 10 cift corap aliyorum, cocuga dedim ki hepsini siyah ver. dedi abi 5 siyah 5 laci yapayim siyah kalmamis. o zaman 10 laci ver dedim. bu ibne gitmis kafasina gore vermis coraplari, e ben de fark etmiyorum. gecen arkadas dedi coraplarini farkli giymissin, e bakiyorum yok ikisi de ayni, donup tekrar bakiyorum yine ayni. evde isiga dogru tutunca fark ettim farkli olduklarini. simdi her coraplari yikadigimda eslerken tezgahtar cocuga yardiriyorum. abv.
—spoiler—
- Ozluyorum iste. Hani her hafta hali saha macinda yenilip, ertesi hafta gene o sahaya cikmaya benziyor benimkisi. Ben ya oyunun kendisini seviyorum ya da maci kaybetmeye o kadar cok alismisim ki koymuyor artik. Giden gidiyor ya kardesim, sen zannediyor musun ki kalan kalabiliyor? Ilk o gidiyor lan. Gitme demiyon ya, ilk o gidiyor lan.
Nerede, ne yapiyorlar acaba sevdiklerimiz, sevgililerimiz? onlar da bizim icin ‘ne yapiyordur acaba’ diyorlar midir lan?
+ Mutlulardir herhalde.
- Onlar mutlu olsunlar da. Varligimizla mutlu olamayanlar, yoklugumuzla mutlu olsunlar ki bi' sike yarasin gidisimiz.
—spoiler—
Ben en son Falcao geliyor diye seviniyodum, iki satirlik mesajla yine ne hale geldik, vay babayin kemugune ya.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1892385/+
Tam soyle koprunun isiklari yanmisken bir fotograf cekiyordum, bakti tek geziyorum geldi atladi hemen koltuga. Hayir kedi sevsem gezdireyim de, sevmiyorum iste bitanem.
Benim gibi amerikan kulturu ve edebiyati mezunlari genelde ingiltere’yi pek sevmezler. Ben de sevmezdim. Ama bu sehir bir baska ustad. Sirf inatla, ikinci basvurumda vize verdiler diye gittim, sevecegimi de dusunmeden. Her metro hattina binin, farkli havalimanlarindan girin cikin, hatta benim gibi bilet ucuz diye Stansted’den ucun ve sabaha kadar terminalde uyuyun. Ali agaoglu deyimiyle boklu thames kiyilarinda yuruyun sabaha karsi. Sevin lan bu sehri, ben bile sevdiysem herkesin sevmesi lazim.
Soyle temiz, kafadan vuruksuz, sasiden kaynaksiz, apaci eli degmemis bi tanesi icin colugumu cocugumu kesebilecek kivama getiren makinedir. Hani abs olani, s2 satani bulmak zaten colde bir vaha da, 10 yasinda 70k km motora 23 istemek nedir bre deyyuslar.
Uzun lafin kisasi, elinin ayari olan temiz makine sahiplerini goren duyan taniyan olursa alemlerde yasatirim.
her ne kadar artik insanlar harman kardon gibi bose gibi, bang olufsen, ne bileyim dali gibi markalarin ses kalitesini coktandir tatmis olsa da, bizim cocuklugunuzda ses sistemi diyince akla gelen markadir bu.
uzun zamandir zaten bir dj controller urununu severek kullaniyordum, bugun bunun yanina bir de hdj-x5 kulaklik ekleyince dedim ki, ulan biz kac yildir muzik diye ne dinliyoruz kulakliktan. onca ses sistemi, ses karti, kulaklik kullandim; farkli sesleri bu kadar birbirinden ayri ama ayni anda kulagima enjekte edemedim. sevisirken bu kadar zevk almiyorum ben la bebe, bu kulakligi biri kulagima yapistirsin.
zamaninda, bundan yaklasik 10 yil once, daha gotum boktan cikmamisken kendimi etraftaki en rasyonel insan sanirdim. bir dayim vardi birlikte yasadigimiz, kendisini de her yerde alkolik diye dillendirirdim.
cok degil, 10 yil gecti, bugun ben de onun izinde ilerliyorum artik. annemin ablamin herkesin benden evlilik, iliski, sevgili gibi bir sey bekledigi zamanda, ben kendimi sisenin dibinde buluyorum. ınsan buyuk lokma yemeli ama buyuk soz soylememeli.