2019 yılı ylsy ye başvurdum, kurumlardan eüaş'nin mülakatına katıldım. mülakat sonucunda 79 puanla 8. sıradan tercih hakkı kazandım ki zaten benim alandan 8 kişi alınacak yani eğer bütün alanları tercih edersem illaki bir yere yerleşeceğim.
sorun şu ki bu 8 alandan 2 si japonya veya güney korede yüksek lisans+dpktpra, diğerleri çin, almanya ve fransa(2 kişilik kontenjanı var fransanın)'da yüksek lisans.
yaşım 28, eğer japonya veya güney kore çıkarsa min 6 sene ülke dışında olacağım. memleketten o kadar uzak olmak biraz kafamı karıştırıyor. korkuyorum sözlük. halihazırda zaten yüksek lisans yapıyorum, çalıştığım işten pek memnun da değilim. bu şansı yakalamışken yurt dışına gitmek de istiyorum ama hala içimde, şuramda bir korku var.
sizce ne yapayım, yorumlarınızı ve tavsiyelerinizi bildirirseniz memnun olurum.
yıl 2008 hafif bulutlu bir bahar günü ben okula her zamanki gibi sırtımda çantam, gömleğim pantolonumun dışında, kıravatım göğsüme kadar indirilmiş şekilde gelmiştim. metin o gün elinde gaste diye bi gazeteyle okula gelmiş, bi kaç kişi gazate okuma bahanesiyle metinin başına toplanmıştı. gazeteyle işleri bittiğinde bende bir göz gezdirmek için onlardan istedim gasteyi. tabi bilmiyodum çevirdiğim sayfadaki sözlerin hayatımı değiştireceğini. 2. sayfanın sol alt köşesinde lila renkle yazılmış ve bir kutucuk içine alınmış o cümlecik bana olduğundan çok fazla mana hissettirmişti. hemen onu oradan yırttım cüzdanıma koydum. o gün bu gündür oradan çıkmadı.
yüzüne bktıkça mutlu olduğunuz kızın her fotoğrafının o kadar çok beğenildiğini görünce olur olmaz insanın içine bir burukluk gelir. zamanla unutulur mu? unutulmaz hep orada bir yerde kalır bu burukluk.
neye elinizi atsanız, ne yapmak isteseniz, ne yemek isteseniz biri çıkıp der ki "dur onu yapma o günah, dur şunu yapma şişmanlatır" tarzı söylemlerle sizin iştahınızı kapatır hay senin aq. deyip sitem edesiniz gelir. ama yapacak bişey yoktur hayat bütünüyle bundan ibaret malesef, hatta şimdi bile yanınızda biri "ya bırak bu sözlük işlerini zaman kaybı, bilgisayarın başında otura otura kilo aldın" veya "o kadar zaman oturuyosun bilgisayarın başında günah değil mi" diyebilir. ama bunlara aldırmamak lazım, zatan üç günlük dünya olacaksa kendi isteğimle olsun deyim koyun götüne gitsin anasını satayım.
öldürülesi adam,her sınıfta en az vardır bitane, yok ya ben çalışmadım aslında, biraz bakmıştım konulara sadace o kadar gibi sözleri sıkça kullanan ama aslında it gibi günde 10 15 saat çalışan insandır. bide bütün sınavlarda çan yapması yok mu, işte o insanı öldürür.
3 senedir okuyup hala hazırlık sınıfında kalmakla eşdeğer durumdur. bazı seçkin(ex: odtü, boğaziçi etc.) ve bazı seçkin olmayan ama seçkinmiş gibi görünmeye çalışan üniversitelerin(ex:anadolu üniversitesi) zorla okuttuğu "3 sene durmadan bırakmam" dediği allahın elası durumdur. neden bu kadar atar yaptın demeyin, ulan sanki ingilterede yaşıyoruz bizden kraliçe elizabeth'in ingilizcesini istiyolar. ben böyl okulun taa mnk.
edo tensei'yi bozup tekrar aramıza katılan abimiz... candır bitanedir, ayrıca eğer kabuto edo tenseiyi orochimaru gibi yaptıysa tekrar ölmeyecek sonsuza kadar yaşayacaktır çünkü orochimaru sandaime'yle kapışırken birinci ve ikinci hokageyi edo tensei ile getirmiş ve sandaimeye "beni öldürsen bile edo tensei devam edecek" demiştir, ki bu bize gösterir ki itachi abimiz artık ölümsüz. ama ilerde savaş bittiğinde "ben bu dünyaya ait değilim" ayaklarına yatıp kendisini mühürlettirirse hiç şaşmayın.
