başta öz güvensizlik.buda benim için dış görünüş demektir.
bazı gerçekleri görmek onları sadece görmezden gelmek oluyor.onları yok etmiyor.
herşeyi söylemek isteyipte susmanın ağırlığını taşır sözcükler.
duygularını ifade edemeyen kaygılarını idare eder.
biriyle tanıştığınızda ilk benzerlikleri fark edersiniz.ama zamanla farklılıkları görürsünüz.sanırım ilk aşklarda hep böyle başlar.
çiçeğin toprağa bağlandığı gibi değil, anlımın secdeye gittiğindeki bağlılık gibi bir bağlanmaydı.
beni sana yanlış anlatanlar olmasa seni doğru tanıdığıma emin olmazdım.
ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsın, aslında bulunduğu yerde değil düşlediği yerdedir insan.
erkek sadece sevgilisi üzerinde egemenlik kurmak ister, kadın ise temas halinde olduğu tüm erkeklerin.
insan için en büyük kazanç ve deneyim kendisinin ne kadar değerli olduğunun farkına varmasıdır.
ne yazıkki ben seni sevdikçe sende büyüyen şey sevgi değil ego oluyor.
hoca derste hayatın anlamını anlatsa sınavda sormadığı sürece benim için bir önemi yok.
özgüvensiz bir insanın size güvenmesini sağlayamazsınız.çünkü o, başkaları varken kendisini seçmenize anlam veremez.
bazen canınızı yakan şey insanların size karşı sergilemiş oldukları davranışlarından ziyade kullanmış oldukları kelimlerdir.
ancak şa'şaalı ve kapalı bir kutuysanız ilgi ve merakı sabit tutabilirsiniz.çünkü açılan bir kutu artık eskisi gibi görünmez.
yalnızlığı seven insan birine bağlandığında kendisinden nefret ettirmek için herşeyi yapar.
fedakarlık, sahip olduğunuz ve sevdiğin şeylerin ne kadarından vazgeçebileceğinizin miktarıdır aynı zamanda bir şeyi ne kadar çok istediğinizin ölçüsüdür.
yaşamak için bilmek zorunda olduğun şeyler, bazen hayatta kalmak için unutmak zorunda kaldıklarına dönüşebilir.
bütün ihtimalleri düşündüysen şimdi artık üzül.çünkü, ancak düşünmediğinde gerçekleşebilecek en güzel ihtimali öldürmüş olabilirsin.
bazen konuşmaya başlamak için söylenece herşeyin bitmesini beklemek gerekir.Çünkü kimileri sadece o sessizlikte söylenenlere kulak verir.
sevgilim terk etti takmadım, param bitti yılmadım ama dolsun diye beklediğim Youtube videosunu tam ekran yapınca sıfırlandı ya, orda bittim.
'ben hep niye kaybediyordum biliyormusun? Çünkü uğrunda dövüşücek kimsem yok' berlin kaplanı.
ikisi doğru orantılı ve genelde kuaföre gittikten sonraki ilk iki haftadır. (bkz: ben )
ölümüne sevişmek bu olsa gerek.
yarrakta bile kafa var sende yok.
herşeyden ziyade ilk bakılması gereken fiziktir heralde.
-Oğlum bu ne?
+At boku.
-Peki bu?
+inek boku.
-Ya bu?
+Orangutan boku.
-Her bokuda biliyon haa aferin
+Mersi boku
+kızımı kim kaçırdı?
-fidyeciler
+ne istiyorlar?
-fidye
+tamam kim bu fidyeciler?
-fidye isteyen kişiler işte.
konu gelip gelmemen değil sevgili, gelmeden önce dünya turu atıp atmaman.
daha fazla entry yükleniyor...