hayat o kadar ibnedir ki dünya genelinde bir an bile homojen mutluluk sağlanılamasın diye aniden 14 şubat gibi bir gün icat edilmiştir. işte sevgililer gününün icat edildiği an, hayatın ibneliği kesinlikle anlaşılmıştır; amaçtan uzaklaşan, bağlayıcı, yorucu ve stresli bir günün mucitlerine ve buna altyapı hazırlayanlara sesleniyorum: icat çıkarmayın lan!
sabah içten içe düşünülen, öğlen dile getirilen, sonunda akşam restaurantı sipariş ederek her gün son verilen, ama her sabah yeniden başlayan çok bağlayıcı bir sorunsaldır.
erkeklerin de çocuk yapmaktan başka bir işe yaramaması ile eşdeğer durumdur. hoş, kadınlara böyle bakanlar çocuk da yapamaz o ayrı. en azından kadın sperm bankasından da çocuk yapar, erkek sıkıysa yumurtlasın.
17 yaşında bulaşık ve çamaşır makinasını, fırını ve ütüyü, ocağı ve elektrikli süpürgeyi kullanmaya başlayıp kendi evinin hanımı olmaktır. Evin hanımı olarak baktığınız çocuk bizzat sizsiniz.. Bambaşka bir ortamda eski düzeninizi yaşatmaya çalışırsınız, bu biraz dramatik ve tuhaf bir durumdur; hala tam olarak büyümemişsinizdir, kendinize anne babalık yapmaya başlarsınız, yoksa ekseninizi kaybedebilirsiniz..
elli yıldan uzun bir süre mimarlık eğitimine yön veren, mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi mimarlık bölümü bina kürsüsünden emekli olmuş, üstadların üstadıdır. 29 ekim itibariyle kaybettiğimizi öğrendiğim ancak okula başladığımda emekli olmuş olması dolayısıyla hiç tanıyamadığım hocamızdır. aynı zamanda kendisi gibi profesör olan nursel onat' ın eşidir. öğrenci odaklı proje tashihi veren, neşeli, kibar, baldan tatlı bir adammış kendileri.. ruhu şad olsun.
sevdiği genç adam artık ona karşılık vermediği için soda şişesiyle haşır neşir olup hastahanelik hale gelince de (bkz: şişeyle mesaj göndermek)* ben de tam intihar ediyordum anlayan anlasın şeklinde mesaj vermeye çalışmaktır. hem tabii bir de kendileri böyle yakalanınca aile bireylerine bu durumu açıklamak zor gelmiştir, intihar diyerek bu işi de *, zevcesinin dizlerinin bağını da çözmüştür.
adı üstünde kötü günlerde okunulası, hayvanlar aleminden insanlık alemine ilham verecek fotograflar ve küçücük dipnotlarıyla, keyfinizi yerine getirmeye çalışan kitaptır. bradley trevor greive kitabıdır, üstünde bezgin bir kurbağacık vardır. içindeyse binbir hayvanat. özet geçer kötü hissederkenki halimizi ve iyi hissetmemiz için kutup ayılarını, penguenleri, fareleri filan kullanır. iyi hissetmek için böyle şeylere bakmayız; alternatif depresyon hapı bir nevi.
bol ışıklı ve sıcacık bir günde, kahvaltı sonrası sorumluluklara başlayacakken sizi durdurup yaralarınızdan başlayarak dağıtan hemen u dönüşü yapmanızı öneren şarkıdır. artık bir kahvaltı sonrası her şey farklıdır.
mekikle bağlantı kurar.
- ulan seyfo burası beklediğimden soğukmuş!
- abi, boşver sen çişini tut da, devam et.
iç sesi:
- tek başıma indirdiniz beni vay uyanıklar, intikam almasını bilirim ben, depodan bolca yakıt alıym, hem ben şöyle bir ufo ayarında ısınırım, şu üstümdekilerden kurtulurum, * hem de dönemez gerizekalılar!
eylemi:
yapar, gerçekten yapar.
sonuç:
yakıt alev almaz, mekik geri dönemez.
haber:
uzayda türk mezarlığı. bayram ziyareti için tıklayınız. *
"...Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayale.
Halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle
ve balından mahrum edildiğim kırmızı ağzın, kocaman gözlerin gerçekten var
ve asi bir su gibi teslim oluşun ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile...
Öptü beni: Bunlar, kainat gibi gerçek dudaklardır,'' - dedi. Bu ıtır senin icadın değil, saçlarımdan uçan bahardır,'' - dedi. ister gökyüzünde seyret, ister gözlerimde: körler onları görmese de, yıldızlar vardır,'' - dedi..."
dizeleriyle ruhsuzlara ruh verebilir. isterseniz bir okuyun dedirten söylemdir. körler onları görmese de, yıldızlar vardır ne de olsa..
(bkz: aşk nefrete ne yakınsın) kötülük ettiği için aksine belki de körkütük aşık olduğunu düşüneceğine kendi duygularına kör yaklaşan insan söylemidir. ha doğru mudur hayır, kötülük etmesin kimse aşkına ama gerçekten aşkla nefret arasındaki ince derin bir çizgidir, asla bir duvar değildir.
nasıl yaşıyorsan öyle yaşlanırsın. *
yıpranan sinirler geri gelmez. *
torunlarını çocuklarından daha çok seversin. *
anneanneler de basketbol ve futbol oynayabilir.*
suyu, insanları, hayvanları ağaçları, çiçekleri, kedileri bile seven köpek türüdür. küçükken inanılmaz oyuncudur, hiperaktivitesiyle sizi delirtebilir; ancak o kadar masum ve şirindir ki asla kızamassınız. sahibine inanılmaz bağlıdır ve son derece akıllıdır, ancak hareketlerinizi öğrenerek sizi yönetebilir, dikkat ediniz.. bizim "astro" sabaha karşı yanıma gelir, sabah 8' de patileriyle beni dürterek ve sonra bana sarılarak beni uyandırır. sokakta fena halde sevgi gösterisiyle karşılaşabilirsiniz, golden' lar için sahibini silikleştiren tür de diyebiliriz, tüm ilgi ona kayar nihayetinde.
muhtemelen aile yadigarı olmayan ama karşı tarafın öyle düşünerek, bir sorumluluk duygusuyla sıkışmasını ve belki de kızın saf olduğunu düşünerek artık daha kaygısız ve rahat hareket edecek erkeğin, hatalarının daha kolay farkedilmesini sağlayacak harekettir.