mazallah biri kardan adamın kafasını görür ve tahrik olurda gitti kardan adamın sahibinin namusu!
hatta kollarıda örtülmeli, kardan adam fazla kırıtıyorsa çarşafa kapatılmalıdır aksi takdirde ailenin namusu gider, kardan adamı eritmek bile gerekebilir.
apartmandaki teyzelerin siz alasınız diye koyduğu şirinler kitabını aşırdığınızı düşünüp muzurluk yaptığınızı düşünmek, top oynarken evinizin camını kırmak, arkadaşları gizliden eve toplayıp power rangers ve pokemon izlemek,bahçede kutu kutu pense oynamak, sokakta ordan oraya koşup çocuk olduğunuzu ciğerlerinizde hissedebilmektir.
son çocuklardır aslında 90 çocukları, sonrasında çocukluğu barbie li çantaların içinde kimin ruju daha güzel yarışı yapmak olduğunu sanan yeni nesiller türemiştir, çocukluk denen yüz binlerce yıllık devirde kapanmaya yüz tutmuştur.
bir kadın olan annesi onu 9 ay karnında taşıdıktan ve bu dünyaya getirdikten sonra kendini hangi biçimde kadınlardan üstün gördüğünü merak ettiğim yazardır. 21. yy la ve sözlüğe hoşgelmiş.
hayatın çok istediğin çok sevdiğin birkaç şeyi almasıyla başlar her şey, düzelicek düzelicek diyip durursun ve bir şeyi çok bağlanırsın çok kesin bir şeye ve hayat kahpeliğini tekrar gösterir ve imkansız görünen bir şekilde onu da elinizden alır bağlanıcak şeyler yetmez artık aldığınız nefesler o kadar değerli olmaz artık gülümesemeniz bile içten içe mutlu değildir hayat artk sizin için sadece bi zorunluluktur ve hayata olan kırgınlığınız giderek nefrete dönümüştür.
bir ülkenin yarısından fazlası buna inanıp sokaklarda "ama o kaşındı" gibi cümlelerle sırf yazlık kıyafet giydiği için kızları taciz etme hakkını kendinde görüyorsa o zaman "o ülkenin erkekleri kırodur" genellemesi maalesef daha doğru bir önerme olur.
dersaneden dönerken arkadaşıma direkt olarak "sen kalk ordan ben oturcam" diyerek beni dumur eden arkadaşında ben senden yorgunum teyze diyerek inadına yer vermediği kadının türüdür.
eğer tanrı saçımızdaki kılları örtmemiz için yarattıysa ve biz bunları öretmediğimiz için sapık varlıklar tahrik oluyorsa ve bu onun değil benim suçumsa ben cennete girmek istemiyorum ki sanırım tanrı şu anda türban takmayan kızlardan tahrik olan ve kendilerini %100 haklı bulan ve cennete gideceklerine inanan zavallılara cehennemin en sıcak köşesinde yer hazırlıyordur.
bir yandan sengin bir çouksan cennet gibi bir vatanda yaşıyacak ve hayatın tadına sonuna kadar varacakken aynı zamanda babanın aylık maaşı 600 lira olduğunda ekmek kuyruklarında saatlerce bekleyecek, sokakta park olmadığı için canını tehlikeye atıp sokakta oynayacak ve baban eğer sana bir servet bırakmayacaksa durumun türkiye şartlarına göre iyi bile olsa daha oyun çağında testlerin ortasına atılcak, tüm yaratıcılığın "dersane" denilen yerlerde katledilecek ve kendini belki de derinden sarsıcak bir yük ve baskının ortasında kalıcaksın. işte dünyanın belki de en güzel coğrafya ve şanlı tarihine sahip ülkesinde tutsak hayatı yaşamaktır türkiye de çocuk olmak.
her şeyden önce komunist kızlar da iki bacaktan önce, kız olmaktan önce iNSANDIR ve bunu sadece insanlar anlayabilir onları verici diye tanımlayanlar ise büyük ihtimalle her sevilisiyle yatan ama karısı bakire olsun diye tutturan ve ülkemizde vajinasmusun bu kadar yoğun görülmesinin sebebi olanlardır.
kabullenilmesi gerçekten güç olay hele insan o hayalin gerçekleşeceğine yürekten inandıysa, nerdeyse bütün hayatını ona göre düzenlediyse ve çevresindekiler bile hepsine kesin bakıyorsa ve bir gün gelip o hayaller yıkılmışsa ve çevresinde onu anlayacak kimse yoksa işte o zaman o insanın canı gerçekten acır
muhafazkar geçinen, özürlü bir çocuğu bile bile dünyaya getircek kadar inançlı ama 17 yaşındaki kızının evlenmeden hamile kalmasına izin verecek kadar açık görüşlü insandır. kendisini henüz çözebilmiş değilim.