baron kress von kressenstein' bizzat kaleme aldığı, birinci dünya savaşı, kumanda ettiği osmanlı birliklerinin ingiliz ve arap'lara karşı verdiği mücadeleyi, savaşın ve çölün insanları nasıl çaresiz bıraktığını anlattığı nefis kitap.
oryantalist gibi gözükse de, tarihi sorumluluk bağlamında tarafsız kalarak başarı ve başarısızlıkları anlatmış.
sina çöllerinde bir alman komutanın emrindeki yiģitlerimizin yaşadıklarını öğrenmek isteyenler okusun, kaçırmasın.
--spoiler--
osmanlı hükümeti’ni mukavemete hazır hâle getirmek için merkezî devletler ve bilhassa almanya tarafından yapılan büyük fedakârlıkların, türkiye’nin ittifak kabiliyeti için yerinde olup olmadığına dair başlangıçta bir şüphe ortaya çıkmışsa da, bugün bu fedakârlıkların beyhude olmadığı kesin olarak açığa çıkmış bulunmaktadır.
fakat ne biz almanların sadık müttefikimize karşı olan şükran borcumuz, ne de şahsî dostluk ve sempatiler, hatıralarımda o vakitki genç türk hükümetiyle ordusunda görülen zaaflardan veyahut her yerde olduğu gibi bizim harp sahnemizde de yapılan hatalardan ve biz almanların türk müttefikimizle yaptığımız işbirliğinde mücadele etmek mecburiyetinde kaldığımız zorluklardan –her vakit kendi kabahatimiz olmaksızın değil– bahsetmekten beni alıkoyamamıştır.
olayların ancak samimî ve açık olarak tasviri neticesinde okuyucularımız sina ve filistin’de harbeden müttefik kıtaların başardıkları işlerin azameti hakkında bir fikir edinebileceklerdir. ancak hiçbir şeyi olduğundan fazla güzelleştirmemekle ve hiçbir şeyi söylememezlik etmemekle –biz almanlar tarafından yapılan hataları da– gelecekteki nesil; ideoloji, âdet ve alışkanlıkları itibarıyla bizden tamamen ayrı olan bir müttefikle ortak hareket sonucunda elde edilmiş olan tecrübelerden belki bir ders alabilecektir. yalnız okuyucularımın şunu da gözden kaçırmamaları lâzımdır ki, ben bugünkü atatürk neslinden değil, doğrudan doğruya osmanlı imparatorluğu’ndan meydana gelmiş olan genç bir türk hükümetinden bahsediyorum.
--spoiler--
16. yüzyılda yaşamış, barbaros hayrettin paşa'nın levendi.
kanuni tarafından hatıraları, savaşları ve hayatını yazması istenen barbaros, ağzı laf yapan ve geçmiş cenklerini hikaye şeklinde anlatıp tayfayı coşturan muradi'yi seçer hatıralarını gelecek nesillere aktarmak için.
hızır reis'in ağzından çıktığı gibi mi yazdı bilinmez, ama çok leziz bir anlatımı vardır kitabın.
osmanlı'nın en güçlü ve zengin dönemlerinde yaşananları, olayların kahramanlarının ağzınden dinlemek ve öğrenmek isteyenler için mükemmel bir kaynaktır.
sokrates'i, aristo'yu orjinal dilinden okuyan bir padişahın fethiyle gövde gösterisi yapıp, 21. yüzyılda ingilizce tercüman hatalarıyla komik duruma düşmek de büyük ironodir.
yakın geçmişimizde, hurafesiz halde daha büyük kahramanlıklarımız varken 500 yıl önce alınan fatih ve eminönü için bu kadar büyük debdebe inanın hiç yakışmıyor.
fatih sultan mehmet bu topraklara gelmiş en büyük komutan, devlet adamıdır.
28 mayıs 2017 istanbul'un fethi şenliklerinde konuşan ak parti genel başkanı recep tayyip erdoğan'ın son zamanlarda terör olaylarındaki şehitlerimiz ve terörle mücadele hakkındaki beyanı.
kanuni, oğlu şehzade mustafa'yı boģdurduktan sonra üzüntüye gark olmuştur. durumun git gide daha vahim bir hal aldığını düşünen sadrazam rüstem paşa konuşmak için izin ister, ve der ki 'hünkarım devletin geleceği için bu kararı verdiniz üzülmeyiniz' demesi üzerine sultan süleyman han iç geçirerek zar zor şunu söyler;
'konuş paşa konuş, ne devlet senin ne evlat senin'
askerlik yan gelip yatma yeri değildir diyen birinden şaşırtmayacak beyandır.
şehit aileleri üzülmesin, bire on gidiyoruz.
not: son 3 günde beşiktaşın şampiyonluğu kadar gündem olamamış şekilde vatan toprağına kanı dökülmüş tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun, kederli ailelerine sabırlar diliyorum.
islam ile evrimi bağdaştırmaya çalışan, bilim ile dinin çelişmediğini kendi tezleri ile ileri sürerek allah'ın varlığını ispat ettiğine inanan profesör.
inanmadığım için kafamı kesmeye çalışmayan her müslüman candır can.
günümüzde ateistlere çatıyormuş, çatsın yahu. ortamlarda cool olmak adına ateist olmuşları etkiler en fazla (bkz: swh)
programlarda ateistlere ayar verdiğini düşünen suserlar bir şeyi unutmasın, caner hoca rahat rahat konuşurken karşı taraf sözlerini seçerek konuşmak zorunda kanal kapatılmasın diye (bkz: swh)
serbest bir ortamda eğitim seviyesi eşit ortalama bir ateist eline verir.
çıkardığı kitapları da ücretsiz sitesinde yayınlamasıyla da ayrıca takdiri hak eder.
bahsettiği tabutluklar ve turancılar meselesi 1944.
27 mayıs darbesinde, darbe bildirisini okuyan bizzat türkeş (bkz: swh)
bu utanmazlar ülkenin en az otuz yılını heba etti.
vah ülkem, kimlerin elinde yönetiliyorsun.
edit: turancılık ve tabutluklar 1944 yılında yaşanıyor. darbeyle idamla falan alakası yok, ayrıca 27 mayıs 1960 darbe bildirisi bizzat türkeş tarafından okunmuştur.
türkeş darbe yapan cuntanın elemanıdır.
idamlara karşı olduğu için sürgün yediği doğrudur.
ama bi prof, idamlara karşı olduğu için işkence gördüğünü idda ediyor, 1944 de turancılık davalarında yaşananları menderes'le bağdaştırıyor. (bkz: swh)
canı pahasına, taşın altına kendi ellerini koyan silah arkadaşları ile savaşarak ülkeden defettiği yunanların tohumları ve ardılları tarafından yıllar sonra hakaret amacıyla kullanılacağını düşünememiş paşa. telaffuz kolay olsun diye adını 'kamal' olarak değiştirmiştir.
paşa adını kendisi değiştirmiş, mustafa kamal atatürk diye yazan, hitap eden kişiye bir şey diyemezsiniz.
ama;
hitap şekli olarak bütün halde adını soyadını kullanmadan, 'kamal şöyle yaptı veya kamal camileri yıktırdı' diye yazan ağır orospu çocuğudur, amacı bellidir. ama yinede yapacak bir şey yok, bu fırsatı atatürk kendisi vermiştir.
kamal kelimesinin ibranicede de geçmesi sebebiyle subliminal şekilde ata'ya yahudi yaftası yapıştırmak amacıyla kullanan orospu çocuklarına ithafen yazılmıştır.
çağatayca ordu, anlamına geldiği düşünülmüştür. sonradan bu dilin genel kullanım zorluklarından dolayı genel kullanımından vazgeçilmiştir.
islam bir dindir, müslümansa o dine mensup kişi demektedir.
temelde incil, tevrat ve kur'an baz alındığında evet islam hoşgörü dinidir.
sahabe döneminden 300 yıl sonra yazılan hadislere göre yaşayan ortalama bir müslümanın radikalleşmesine şaşırmamak gerek, çünkü hadislerin yüzde doksandokuzu siyasi baskılarla dönemin sultanları, emirleri, halifeleri tarafından yazdırılmış veyahut yönlendirilmiştir.
ışid, bu sahih olduğu idda edilen hadis kitaplarına göre istediğini mürted ilan edip kafasını kesmektedir.
'aynı menzile yürüdüğümüz kişiler bizi aldatmış, allah ve milletim bizi affetsin' dedikten 6 ay sonra ' ben siyasi hayatımda ne aldatan oldum ne de aldanan' diyen birisini taparcasına alkışlıyorsa 1500 yıl öncesine gitmeye gerek yok.
müslüman işine gelen her şeyi söyler kardeşim. bunun için dinin kendisine iftira atmayın.
maalesef çocuk diyebileceğimiz insanların canını kaybettiği patlama.
an itibariyle terör saldırısı olduğuna dair bir bilgi yok.
ingiltere tarihine meraklı biri olarak söylemem gerekirse;
belirli bölgeler dışında polislerinin dahi silah taşımadığı bir ülkede bu denli bir terör saldırısının sonuçları vahim olur.
ingilterede vatandaşının canı çok kıymetlidir. o yüzden komplo teorisyenlerinin fikirlerine gülüp geçmeyin. suriye'de dengeler değişebilir veya iran'a ivedilikle demokrosi gelebilir.
ortalama bir ingiliz vatandaşının beşiktaş patlamasına üzüldüğü kadar üzülürüm.
bir kızılderili sözünü hatırlatmakta fayda var 'bir su birikintisinde iki balık kavga ediyorsa, ordan bir ingiliz geçmiştir'
edit: terör saldırısı olduğu resmi olarak kesinleşmesede patlamanın şekli terör eylemi olduğunu gösteriyor. gönül isterki islam adını kullanan bir örgüt çıkmasın.
an itibari ile 19 can kaybı olduğu bilgisi resmi kanallardan açıklandı.
eyyy comte sen kimsin diyerek yine şaşırtmış. elbette cumhuriyet kurucu kadrosunun pozitivizmi benimsemesin etkisiyle sosyolojinin kurucusu sayılan comte'ye çatmış.
yerine ibn haldun güzellemesi de yapılmış. hacı yalnız şöyle bir durum var ki, ibn haldun'un marksizm'e yakın fikirleri var. üretim ve çıkar ilişkileri açısından.
hoş, şimdi çıkıp desen bundan sonra güçlü türkiye için marksist olacaz hüloglar alkışlar bile. (bkz: swh)
bak gazali ile ibn rüşt desen, gazali bizi kandırmış bundan sonra ibn rüşt şiar edincez falan desen sabah ilk işim akp'ye kaydolmak olurdu hehee.
bir de, abdülhamit ibn haldun'u yasakladı diyolla, tv papağanlarınız bu fikri kabul ettirmekte epey zorlanır, bilesiniz.
edit: reis boşver sen comte'yi. bu gün tekrar akp genel başkanı olacaksın. demedi deme, mkyk'da hatrı satılır bir fetö temizliği yapılmazsa isyan çıkacak senin tabanda. twiterda birbirlerini suçlama yarışına girdiler bile (bkz: swh)
hem comte hakkatten kim ya, saint simon'un ekmeğini yiyen adam. terör, işsizlik, pyd, kırmızı çizgiler falan. hani nokta koyuyoduk ? güçlü türkiye? falan?
akp'nin ülkeye en büyük kazığıdır. ülkenin demogrofisi değişiyor, bu işin cidden şakası yok.
adamların ülkeye veya medeniyete entegre olmak gibi bir gayeleri yok, fare gibi ürüyorlar. yıllardır görülmeyen çocuk hastalıkları görülmeye başlandı.
bu işin müslümanlıkla falan da bir alakası yok, tam da bugün tek bir mülteci almamış suudlar 350 milyar dolarlık silah anlaşması imzaladı. düşün o paraya bu insanlara nasıl bir gelecek sağlanırdı.
gram zekası olan insan bu kadar mültecinin öyle saldım çayıra diye alınmaması gerektiğini bilir. düşünün işte ne kadar kalitesiz insanların yönetimde olduğunu.