ismail yk dinliyordur ne biliyim hiç how I met your mother izlememiş ve the beatles dinlememiştir. evlilik planları falan yaptığını söylüyor çocuklarına koymayı düşündüğü isimleri planlamış onları anlatıyordur. jeux d'enfants izlememiştir. rus kadınlarına hayrandır falan. yakışıklı olsa kaç yazar şimdi?
Küçük bir kızken aynaya bakıp çok çirkinim diye ağlayan ve güzel bebeklerini sevmeyen hatta onlardan nefret eden bir kız çocuğudur. Ya da küçük bir oğlan çocuğuyken çirkinliğinden utanıp dışarı yalnızca güneş batınca çıkandır.
Ruh tatmin olurken bedenin acı çekmesi ya da tam tersi durumlardır. Format için tanım kısmı böyledir. Şimdi gelelim asıl düşüncelerimin özüne.
Bir mevkiye yükselebilmek ya da bir emele ulaşmak için bir takım zorunlulukların olduğundan bahseder dururuz. Ancak sorun şudur ki zorunlulukların olması zorunlu hissetmeyi sağlamaz. Evet insanlığın gözden kaçırdığı ayrıntı bu olsa gerek. Çünkü kendimden bir örnek vermem gerekirse şunu söyleyebilirim ; çok büyük bir oyuncu olmak istiyorum. Bunu öylece elimi kolumu sallayarak gerçekleştiremeyeceğimi; o konuma ulaşmak için çok çalışmak zorunda olduğumu da biliyorum . Ama zorunlu hissetmiyorum. Zorunlu olduğunu bilmek bana zorunlu hissettirmiyor. Zorunlu hissetmek zorunda olduğumu da biliyorum. Ama bilmek yetmiyor. Ben yalnızca hissedemiyorum. Sigaranın bin türlü zararının olduğunu daha da ötesi şu ki sonunun ölüm olduğunu bile bile sigara içiyorum. Evet aklınızdan geçen şu olsa gerek 'çünkü bağımlısın nikotin bağımlısı yani'.Hayır yok öyle bir dünya. Bazen günlerce içmeye biliyorum. Nikotin bağımlılığım yok. Ama sigarayı asla ağzıma sürmeyeceğim diyemiyorum. Çünkü tüm bunları bilsem de zorunlu olsam da sırf öyleymiş gibi hissetmediğim için sigarayı bırakmıyorum. Sanırım bunun nedeni de ruhla beden arasındaki uyuşmazlık. Yani düşsel ikilemler.Mesela ben sigara içiyorum.Ama nikotin bağımlısı değilim.Yani günlerce içmeye de bilirim.Canımın çikolata çekmesi gibi değil sigara çekmesi. Şimdi bedenime zarar verdiğimi biliyorum. Ama ruhumu tatmin ettiğini de biliyorum. sigara içerken, adeta ruhum okşanıyor. Düşüncelerim yoğunlaşıyor. Aklımdan binlerce şey akıp gidiyor. Mutlu hissediyorum ve ruhum bana 'şimdi gülümse sürtük emrini' veriyor. Kısaca iyi hissediyorum. Ancak tüm bunlar olurken cildim kırışıyor. Ciğerlerim çürüyor. Boğazım yanıyor. Ses tellerim ise ateşte kül oluyor. Ruhum huzurluyken bedenim ölüyor. işte zıtlık tam olarak burada. Bedenle ruh tatminini aynı sırada sağlanmayınca dengesiz hissizlik hastalığı başlıyor. Mantığımız kabul etmiyor. Beden beni öldürme diye inlerken ruh ise kahkaha naraları atıyor. . Öyleyse benim sigarayı asla içmeyeceğim demem ruhuma haksızlık olmuyor mu? Bedenimi tatmin ederken. iki türlü de tek yönlü bir tatmin. Bırakmak ve bırakmamak. Şimdi bedenin ölmesi uzun vadede sigara olmadan da gerçekleşecek. Sadece sigara bunu hızlı ve acılı hale getirecek. Yani olan yine nacizane bedenimize olacak. Beden küsmesin diye ruhu küstürmek ona istediğini vermemek ne kadar anlamsız geliyor kulağa. Bedene yapılan haksızlığı es geçtiğimi sanmayın. Bedensel bir yıkım ruhsal bir çöküntüyü de tetikleyebilir elbette ki. O yüzden benim gibi bir insana sigarayı bırakma nedenini sağlığının bozulması olarak sunmak çok aptalca. Ona dengesizlikten dem vurmalı. Ona ruhsal sağlık ve bedensel sağlık arasındaki dengeyi sağlamak için bırakması gerektiğini söylemek ise bir nevi daha akıllıca olan. Sigaranın yanlış olmasının nedeni sizi acılı bir şekilde öldürecek olması değildir.Onun tek yönlü bir tatmin olmasıdır.Mesela seks gibi değildir. Seks hem bedensel hem de ruhsal bir tatmindir. Bedenle ruhu aynı anda tatmin eden şeylere ihtiyacımız var. Seks gibi. Normal şartlardaki seksten bahsediyorum. Yalnızca acıya dayalı olanlardan değil. Bunlar mümkün oldukça tüm insanlık için bir takım ikilemlerden kurtulmak daha kolay olacaktır diye düşünüyorum.
istanbul'un dile getirmek isteyeceklerinin tümüdür. Mesela istanbul candır. Ben ölürsem türkiye'nin beyin ölümü gerçekleşecektir demek isteyecektir. Gerçi o kadar mütevazıdır ki yine susacak ve şüphesiz ki her iltifatta yanakları kızaracaktır. artık benim değerimin farkına varın beni keşfedin demek isteyecektir. istanbul candır lan.