Ekmeği, emeği, alınterini, her şeyi ithal eder durumda olduğumuzu, gelecek neslin ne tarım, ne ticaret , ne de herhangi bir girişim yapamayacağını, ülke ekonomisinin tamamen tekelleştiğini unutturup, karşıt ideolojileri birbirine düşürmek için müthiş sahne.
Yav arkadaş... Harbiden ülke umurunuzda ve kemalist iseniz devletin başındakilere şu giriş bölümümde yazdığım sorunların hesabını sorun. Sorun biz de sizi destekleyelim.
Başörtüsü,
imamhatip,
Mescit,
Ezan sesi.
Biz ne zaman bu meseleleri insanların kişisel özgürlüğünden sayar ve bu konuları tartışmayı bırakırsak oyun bozulacak, akıllı olalım. Gelecek nesillerimizi düşünelim.
Zaten siz bu 4 şeyi ortadan kaldıracak konuma gelseniz bile sistem buna izin vermez. Darbe olur yine ezan, imamhatip, cami serbest olur.
Zinanın serbest olduğu ve zinaya giden yolların kapatılmadığı toplumların başına gelen kaçınılmaz olaydır.
Kadın fıtratı ile erkek fıtratını aynı zanneden özgürlükçüler ve feministler okusun.
Kadın bir kez sever. O sevdiği kişiden darbe yerse, ya da bir şekilde ona kavuşamazsa ikinci kişiye aşık olamaz.
Ee, biz erkekler de hatunlarımızın bize aşık olmalarını istiyoruz. Ki, zaten bize aşık değilse bir başkasına aşıktır. Bunu da en gavat erkek bile istemez.
Hali ile kadın çiçek gibidir kardeşim. ilk koklayana kokar, sonrakilere posası kalır.
Ayrıca, kadın sevdiği erkekten başkasına da duygusal konuda acımaz.
Evlendiğin kadının kendine aşık olmasını istiyorsan zinadan ve flörtten uzak duracaksın. Herkes birbirinin evleneceği kızı götürürse seven kız ya da kadın bulunur mu? Tecrübeden ötürü aşk taklidi yapan kadın bulunur ancak.
Popçuların genelidir. 80'lerin sonu ve 90'ların başından itibaren pop müziği ( seks müziği) insanlar dinlemediği halde " çok dinleniyor" ayağına topluma dayatıldı.
Kendini tanıttığı kadarı ile imamoğlu inançlı birisi.
Mescit,
Sakal ( başörtüsü de dahil),
imam hatip ( kur'an kursu),
Ezan sesi ve dili,
Samimi ise bu dördün dışına çıksın.
Yüzyıllardır neden üretemediğimizi söylesin?
Köylüden çıkan ürünün tezgahlarda 10 katına satılmasından bahsetsin.
işçi ile patron arasında her yıl katlanarak açılan ekonomik mesafeden bahsetsin.
Eş, iş, aş, ev gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan milyonlarca gencin, hayat katilinin kimler olduğunu ortaya döksün,
Cumhuriyet rejiminde halkın neden batıya köleliğe gitmek için yalvardığından bahsetsin?
Avm'lerin, zincir mağaza ve marketlerin Türk esnaf ve sanatkarını yok etmesinden bahsetsin.
Yani, sakalı kes- uzat,
Başörtüsünü topla-indir,
Ezanı kıs- aç; dilini değiştir,
imamhatipi aç-kapa...
Bunlar cambazın polimleri... Millet uyansın artık! Ortada temel ihtiyaçlarını gideremediği için suça ve teröre bulaşma tehtidi altında yaşayan milyonlarca insan var.
Halkının gerçek sorunları ile uğraşmak isteyecek bir siyasi ise yok.
Ülkeyi akp yönetse ne çıkar, chp yönetse ne çıkar?
Emperyalist ülkelerin ve kan emici kapitalist sermayenin ekmeğine yağ sürmektir, evet.
Sömürücü sistem kasten millete üretim yaptırmıyor, her şeyi emperyalist ülkelerin patronlarından satın alıp, kapitalist uşaklarınca da ülkemizde pazarlanmasını istiyor.
Mezhepçilik ve kör ideolojilerde idea etmekte maalesef bu namussuzlara karşı koyacak gücümüzü kırıyor. Biz daha iş, aş, eş, ev, araba gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamaz bir toplumuz.
Ortak değerlerimizde buluşalım ve bu sömrüyü durduralım.
Temel ihtiyaçlarını gideremeyen toplumlar kültüre, sanata önem veremezler, sağlıklı düşünemezler, evet.
Makarna, pilav, ekmek, şehriye çorbası tüketen bir kişi nasıl sağlıklı düşünsün? Protein yok besinlerinde.
işçisi, emeklisi, köylüsü açlık sınırının altında; memuru, küçük esnaf ve sanatkarı yoksulluk sınırının altında yaşayan toplumlar üretemez. Üretememek zaten bilmemek demektir. Bilmemekte okumamak demektir.
Yahu heykel ve cami tartışmaları varken, niye böyle zekamızı zorlayan başlıklar açıyor sunuz?
Eee, halife olup paraları götürmek kolay değil! Şimdi bu peygambere gelen din mi oluyor?
islam dünyası (sözde) mezhep, tarikat gibi " Allah'ın kitabına karşı yazılmış kitaplar"dan vazgeçmedikçe böyle tosbağanın , kurbağanın ... olmaya devam eder.
Para insanın içindeki gerçek niyeti ortaya döker, evet.
Sanırım ulu sözlük'ün sahibi ak parti politikalarına karşı birisi. Dolayısıyla inşaat sektörünün anlamsız yapılarına da karşıdır ve bu konuda da haklıdır; lakin, sen kalk dünya görüşünü daha çok kazanmak ve reklam amaçlı olarak bir inşaat şirketi patronunun elinde söndür.
Ne demişler! Komünistin eşitliği parayı görene kadarmış.
Bizim, papaz elbisesi giyerek, ülkeyi emperyalistlerin ve kapitalistlerin elinden almaya çalışanlar da öyle olmadı mı?
Dinden geçinen herkes, evet. Müslüman, bel'am' lık yapmaz, maaş ve çıkar karşılığında zalime ve zengine sırtını yaslayarak, kur'an'ın iktisadi ve hukuki hükümlerinin üzerini örtmez.
Kendi milletimizi yerden yere vururken kimselerden ses çıkmaz; lakin " kendi gençlerimiz işsizlikten dolayı evlenemezken, Suriyeliler 15 yaşında evlenip arka arkaya çocuk yapıyor" dediğimizde büyük bir tepki ile karşılaşıyoruz, neden?
Üstelik biz suriyelilerden ekmeğimizi, yerimizi de esirgemiyoruz. Onlardan tek isteğimiz asayişi bozmasınlar, yedikleri kaba zıçmasınlar, Misafir geldikleri ülkemizde ev sahibinden daha rahat olmasınlar yeter.
Suriyelilere can güvenliği sağlayan, ihtiyaçlarını gideren bir milletin ferdi olarak, bunları istemek suç mu?